Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Eğitim Öğretim > Dersler - Ödevler - Tezler - Konular > Tarih

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 10-02-2007, 10:41   #111
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Her şeyden önce, Türk Kurtuluş Savaşı'nın tüm Batı dünyasına karşı verilmiş
bir karşı-emperyalist savaş olduğunu vurgulamalıyız (Örneğin, Sovyet
araştırıcısı Şnurov, --Kemalist devrim adı ile tanınan devrim, İngiliz-Fransız
emperyalizmine karşı yapılmıştır-- diyor (Şnurov, Rozaliyev, 1970:18).).
Her ne kadar, Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının Batı uygarlığına olan
inançlarından dolayı, bu savaşı, basit bir Türk-Yunan savaşı gibi gören
yorumlar varsa da, bunların gerçeğe uymadığı açıktır. En azından,
Yunanlıların, İngilizler tarafından desteklendiği belgelerle sabittir.
Örneğin, Türk Kurtuluş Savaşı üzerine çalışan değerli tarihçi Jeaschke,
Atatürk'ün kurduğu Türk Tarih Kurumu tarafından yayımlanan kitabında --Ermeni
ve Yunan Amaçları. İngilizler Onları Ne Dereceye Kadar Desteklemişlerdir?--
sorusuna yine İngiliz belgelerine dayanarak şu yanıtları getiriyor:
--Başkan Woodrow Wilson'un 18 Aralık 1916 tarihli sulh notasına Müttefikler;
başlıca harp hedeflerinden birinin, --Türklerin kanlı zulümleri altında tutulan
milletlerin kurtarılması-- olduğunu 10 Ocak 1917 tarihinde cevaben
bildirmişlerdi (Cd. 8439: British Foreign State Papers CXI 603 vd.). Gerçi
Lloyd George 5 Ocak 1918'de, --Türkiye'yi payitahtından veya Küçük Asya ve
Trakya'daki Türk ırkının hakim bulunduğu zengin ve şöhretli topraklarından
mahrum kılmak-- niyetinde olmadıklarını söylemişse de Lord Curzon bu beyanatın
--Türkleri harpten geri çekmek için yapıldığını--, ancak harbin devam etmekte
olması dolayısıyla bunun hükmü kalmadığını beyan etmişti (US V 693; Br. IV No.
646: 4.1.1920) tarihli Memorandum). Lord Robert Cecil, 5 Kasım 1918 tarihinde
Amerikan basını için verilen bir yemekte şunları söylemişti:
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 10:41   #112
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Boyun eğen milletler üzerindeki Türk kontrolü mutlak ve kesin bir sonuca
ulaşmalıdır.-- (Alkışlar) (6.11.1918 tarihli Londra basını) .
Buna uygun olarak Bolfour'un 9 Kasım tarihiyle Amiral Calthorpe'a gönderdiği
talimatın izahnamesinde Britanya hükümetinin gayesinin --Milyonlarca zavallı
insanın gelecekteki mutluluğu--nu barış sözleşmesinde garanti etmek olduğunu
bildiriyordu (Br. IV No.471 n. 3; BelIeten XXX 118). (Jaeschke, 1971:36).
Görüldüğü gibi, yukarıdaki satırlar, çok açık bir biçimde, Anadolu
üzerindeki emperyalist oyunları sergilemektedir. Ayrıca, Sevr Antlaşması'nın
Anadolu'yu bölüştürme biçimi ve ülkenin İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan
askerlerince fiilen işgal edilmesi de, Kurtuluş Savaşı'nın bir Türk-Yunan
Savaşı'nın çok ötesinde; dünyanın ilk karşı-emperyalist savaşı olduğunun açık
kanıtlarıdır.
Bütün bu kanıtlara karşın, yine de Bağımsızlık Savaşı'mızın, bir Türk-Yunan
Savaşı olduğu savı öne sürülmektedir. Örneğin, Kemal Tahir Yol Ayrımı adlı
kitabında Doktor Münir'in ağzından bu tezi şöyle belirtir: --Çünkü,
Anadolu-Yunan Savaşı belletilmek istendiği gibi, bin yıllık tarihimizden ayrı
bir Milli Kurtuluş Savaşı değildir. Bin yıldır süren Doğu-Batı boğuşmasının
yüzlerce savaşlarından biri, hem de küçüklerinden biridir.-- (Tahir, 1971:437).
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 10:42   #113
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Türk yazını tümüyle düşünüldüğünde, Kemal Tahir, bu görüşü bakımından
azınlıkta kalmaktadır. Örneğin, --Türk Romanında Kurtuluş Savaşı-- adlı bir
incelemesi de olan değerli araştırıcı Mehmet H. Doğan da Kurtuluş Savaşı'nı,
--Çağdaş anlamda emperyalizme karşı verilen ulusal kurtuluş savaşlarının ilki--
sayar (Doğan, 1976:7).
Aynı konuda Yunanlıların nasıl davrandıkları hakkında Halide Edip bir köylü
kadının söylediği son derece ilginç olan şu sözleri aktarıyor: --Nasıl
Yunanlılara yalvardım bilsen. Biraz yaşayanların başında bir dam bırakın,
dedim. Köylülere bizi Avrope yolladı, dediler. Bana bak kızım, o Avrope
denilen adama söyleyin, biz ona fenalık etmedik, biz zavallı köylüleri rahat
bıraksın--. Bu satırlardan sonra, Halide Edip kendi gözlemini aktarıyor:
--Tuhafı şu ki Yunanlılar, Sakarya bölgesinde en ilkel köylüye kadar, bu işin
arkasında İngilizlerin olduğunu anlatmışlardı.-- (Değerli araştırıcı Konur
Ertop, Halide Edib'in genel tutumunu haklı olarak çelişkili görmektedir:
--Ancak Halide Edib'in --Hükümetler düşmanımız, uluslar dostumuzdur-- gibi
gerçekçi ve ileri bir tutum içinde olmasına karşı, saldırganın hareketine yol
açan gerçek nedenleri nesnel bir temele oturtamadığı bu yüzden çelişkileri
olduğu görülmektedir... İngiliz emperyalizmine karşı korunma tedbiri olarak da
Amerikan mandasını isteyebilir. --Vurun Kahpeye--de o kadar güçlü biçimde
işbirlikçi niteliğine dikkati çekeceği çevreleri hesaba katmadan din adamının
ve sarayın yardımına bel bağlayabilir.-- (Ertop, tarihsiz:32).) (Adıvar,
1919:201-202). Price da, Yunanlıların doğrudan doğruya Lloyd George tarafından
kışkırtıldığını belirtiyor (Price, 1961:119).
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 10:42   #114
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Bir başka ilginç öykü Çukurova bölgesindeki bir anıda görülür: Bölgede
görevli Fransız işgal kuvvetlerinin Üsteğmeni Subi, Ali Saip Ursavaş'a,
--Fransa'ya on bin lira ile dönmek istiyorum-- diye açık bir öneride bulunur.
Bunun üzerine kendisine eşraftan Cezmi Bey'e beş yüz lira verirse, ayda üç
beş yüz lira faiz alacağı söylenir ve böylece gerçekleştirilen ilişki sonunda
Subi'nin Ermenilere karşı desteği sağlanır (Dalkır, 1961:46-49).
Mustafa Kemal Atatürk'ün Olayı Görüşü
Şimdi madalyonun öteki tarafına, Mustafa Kemal Paşa'ya bakalım: Konuyu o
nasıl görüyor? 24 Nisan 1920 tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin bir
gizli oturumunda Mustafa Kemal Atatürk şöyle diyor:
--Gerek İtalyanlar, gerek Fransızlar memleketimizde azami menafii iktisadiye
(iktisadi menfaatler) temin etmek için devletimizin müstakil kalmasını, diğer
bir devleti ecnebiyenin tahtı esaretinde bulunmamasını temin etmek cihetini
kendi menfaatleri muktaziyatından telakki etmekte ve her ikisi de bunu bize
birçok münasebetlerle söylediler ve elyevm söylemektedirler.--
Görüldüğü gibi, Kurtuluş Savaşımızın belli bir zamanından sonra, Anadolu
hükümeti ile adeta bir ittifak içinde gözüken Fransız ve İtalyanlar hakkında
bile Mustafa Kemal Paşa hiçbir hayale kapılmıyor. Emperyalizm olgusunu bir an
bile akıldan çıkarmadan, bizim ulusal bağımsızlığımızdan yana olan yabancı
devletlerin bu isteklerini bile, ekonomik çıkar anlayışlarına dayadıklarının
farkında. Üstelik bunu Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne de öğretici bir
biçimde açıklıyor.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 10:42   #115
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Bundan sonra, aynı konuşmada, Mustafa Kemal Paşa şöyle devam ediyor:
--Yunanlılar doğrudan doğruya İngilizler tarafından himaye edilmek sureti
ile muhafazai mevki ediyorlar (durumlarını koruyorlar) ve çıkmak niyetinde
olmadıkları anlaşılıyor.--
Bu satırların yazıldığı gizli oturum tutanakları açıkça gösteriyor ki,
Yunanlılarla çarpışan Anadolu hükümeti, Yunan ordularının ardında emperyalist
güçlerin varlığının tüm bilincindeydi. Nitekim Atatürk konuşmasını şöyle
sürdürüyor:
--Efendiler, muhafazai mevcudiyet için atimizi (geleceğimizi) , istiklalimizi
temin için mevcut olan düşmanları görüyoruz ve bu düşmanların emellerini
yakından biliyoruz ve düşmanların bu emellerini istihsal için tatbik
edecekleri kuvvetleri de vakıfız.-- (TBMM, I:6-7).
Mustafa Kemal Paşa, karşısındaki düşmanı bu nitelikleriyle görürken, acaba
kendi yaptığı eylemi nasıl değerlendiriyordu? Bu eylemin ardında nasıl bir
birlik ve ittifak düzeni arıyordu? Bu soruların yanıtlarını şu satırlarda
bulmak olanaklıdır:
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 10:42   #116
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

--Türkiye'nin bugünkü mücadelesinin yalnız Türkiye'ye ait olmadığını, bütün
arkadaşlarımız ifade etmiş iseler de, bunu bir defa daha teyit etmek
lüzumunu hissediyorum. Türkiye'nin bugünkü mücadelesi yalnız kendi nam ve
hesabına olsaydı belki daha kısa, daha az kanlı olur ve daha çabuk
bitebilirdi. Türkiye, azim ve mühim bir gayret sarfediyor. Çünkü, müdafaa
ettiği bütün mazlum milletlerin, bütün Şark'ın davasıdır ve bunu nihayete
getirinceye kadar Türkiye, kendisiyle beraber olan Şark milletlerinin beraber
yürüyeceğinden emindir.-- (Karal, 1969:17).
Bu satırlar, gerek merkez-çevre kuramının, gerekse karşı-emperyalist devrim
modelinin uygulayıcısı olan bir liderin, bilincini, eylem sırasındaki
düşüncelerini göstermektedir. Temmuz 1922'de söylenen bu sözler, sıcak
eylemin heyecanı içinde, geçici bir anlayışla söylenmiş bile kabul edilse,
1933 yılı gibi, artık, gerek Kurtuluş Savaşı'nın kazanıldığı, gerekse dünya
koşullarının çok değiştiği bir dönemde, aynı esastaki şu sözlerin daha geniş
kapsamlı bir biçimde yinelenmiş olması Atatürk'ün bu konudaki bilincini ve
yaklaşımını kesin olarak saptamaktadır:
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 10:42   #117
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

--Şark'tan şimdi doğacak olan güneşe bakınız.
Bugün, günün ağardığını nasıl görüyorsam, uzaktan bütün Şark milletlerinin
de uyanışlarını öyle görüyorum. İstiklal ve hürriyetine kavuşacak olan çok
kardeş millet vardır. Onların yeniden doğuşu, şüphesiz ki terakkiye ve refaha
müteveccih vukuu bulacaktır. Bu milletler bütün güçlüklere ve bütün manilere
rağmen muzaffer olacaklar ve kendilerini bekleyen istikbale ulaşacaklardır.
Müstemlekecilik ve emperyalizm yeryüzünden yok olacak ve yerlerine milletler
arasında hiçbir renk, din ve ırk farkı gözetmeyen yeni bir ahenk ve işbirliği
çağı hakim olacaktır.-- (Karal, 1969:17).
Bu sözlerden de açıkça görüldüğü gibi, 1933 gibi, artık Türk Kurtuluş
Savaşı'nın çoktan kazanılmış olduğu bir dönemde, Mustafa Kemal Atatürk,
emperyalizmin yok olacağını söyleyerek, günümüzü (yani, 1980'leri) bile
aşacak bir öngörüde bulunuyor.
Bu sözler, Türk Devrimi'nin liderinin hem sınıfsal devrim kuramının
geleceğin dünyasına ilişkin beklentilerini, hem de merkez-çevre kuramının
devrim modelinin uygulaması sonundaki durumu paylaştığını gösteriyor.
Gerçekten de Atatürk, Batı emperyalizmine karşı ilk başarılı sıcak savaşı
vermiş bir lider olarak, yukarıdaki sözlerine candan inanıyordu (Nitekim,
daha Anadolu direnişi bir İstiklal Savaşı'na bile dönüşmeden önce, yalnızca
Sevr Antlaşması bile önemli etkiler yapmıştı. Örneğin, Hindistan'da Müslüman
halkın İngilizlere güveni sarsılmış ve bu nüfus Gandi hareketinin destekçisi
durumuna gelmişti (Kamal-ud-din, 1922:83).).
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 10:46   #118
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Koloğlu'nun çok iyi belirttiği gibi, dış ülkelerde olup bitenleri de
--mazlum milletler-- çerçevesinde algıladığına ilişkin çeşitli zamanlarda
yapılmış konuşmaları, bu inancın kanıtlarından yalnızca biridir (Koloğlu,
tarihsiz: 33-36, 39-41).
Atatürk'ün bu anlayışına pek çok yabancı da katılmaktaydı. Nitekim, Afgan
Kralı'nın amcası Veli Han, --Atatürk yalnız Türkiye'nin değil, bütün Doğu'nun
Ata'sıydı.-- demiştir (Yüzbaşıoğlu, 1971:450).
Merkez-Çevre Kuramının İlk Sahipleri:
Kadro Hareketi
1930'larda yayımlanan Kadro dergisindeki yazılara ve savunulan düşüncelere
bakıldığında, günümüzdeki --merkez-çevre-- kuramının ve bu kurama dayalı,
--ulusal kurtuluş devrimleri--nin adeta kelime kelime Kadro'dan aktarıldığını
görüyoruz.
Şimdi Şevket Süreyya'nın şu satırlarına bakalım ve --dünya kapitalist
sistemi-- anlayışını belirleyen Wallerstein'in 1974'te çizdiği manzarayı ondan
kırk yıl önce nasıl çizmiş olduğunu görelim:
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 10:46   #119
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

--Halbuki, bu nizam (kapitalist dünya nizamı) bugün gibi o zaman da, kendi
bünyesinden doğan ve herbiri kendi istikametinde inkişaf edip, kendi
istikametinde kuvvetlenen iki büyük tezat elinde mustaripti:
1- Bir tarafta bir buçuk milyarlık bir müstemleke (çevre) ve yarı
müstemleke (yarı-çevre) halkının yarattığı fazla kıymetlerle (artı değerlerle)
yaşayan, dört yüz milyon başlı bir Avrupa ehramı vardı ki bu ehramı teşkil
eden içtimai tabakalar arasında, günden güne keskinleşen bir sınıflar kavgası
bizzat Avrupa cemiyetinin kendi nizamı aleyhine inkişaf edip duruyordu.
2- Diğer taraftan, bütün teknik vasıtaları kendi emrinde tutan ve cihanı
kendi fikir ve iktisat diktatörlüğü altında, kendi istediği gibi kullanan
bütün sanayi Avrupasına karşı, bir buçuk milyarlık müstemleke ve yarı
müstemleke halkının için için kaynayan Milli Kurtuluş Mücadeleleri vardı.--
(Aydemir, 1932-a).
Yukarıdaki satırlardan da açıkça görüldüğü gibi, Şevket Süreyya Aydemir,
daha 1930'larda, bugün yeni ve özgün bir kuram olarak dünya bilim
çevrelerinde ilgi toplayan --merkez-çevre-- kuramının ilkelerini ortaya
koymuştu. Bunun nedeni açıktı: Çünkü Türk Devrimi, bu kurama dayalı
--karşı-emperyalist devrim-- modelinin ilk başarılı uygulayıcısıydı. Bu olayın
kuramcılarının da, olayı yaratan ülkeden çıkması son derece doğaldı.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 10:46   #120
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Ekonomik alanlarda, Yalçın Küçük'ün deyişiyle, --emperyalist merkezlere
bağlı yabancı uzmanların önerileri hiçbir zaman değişmediği gibin mazlum ülke
düşünürlerinin buna karşı çıkışlarında da fazla bir farklılık izlenmiyor
(Küçük, 1980:161).
Nitekim, Şevket Süreyya, yukarıdaki satırları, dünya üzerinde Türkiye'nin
yerini saptayarak sürdürüyor:
--Şimdi bu tezatlar (sınıflararası ve ülkelerarası çelişkiler) artık
halledilici safhasına girmiştir. Sınıflar ve milletler herbiri kendi
saflarında, kendi yerlerini buluyorlar. Büyük sanayi kesafetlerini toplayan
ve bütün ıstırabı bu sanayi kesafetinden doğan Avrupa'da, cemiyetin
mukadderatı kendi şartlarına göre istediği şekilde hallolunabilir. Fakat,
Türkiye'nin yeri Milli Kurtuluş Hareketleri cephesindedir. Yeni Türkiye,
geçen asrın müstemleke (çevre) ve metropol (merkez) münasebetlerine karşı,
yeni cemiyetler muvazenesinin kaydüşartsız müstakil milletini ve geçen asrın
tabi ve metbu milletler nizamı yerinde, siyaseten masun ve iktisaden kendine
yeten milleti temsil ediyor.-- (Aydemir, 1932-a).
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 13:08 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580