Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Eğitim Öğretim > Dersler - Ödevler - Tezler - Konular > Tarih

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 10-02-2007, 14:14   #311
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

--Vatan ve Hürriyet-- dönemini, bir devrimcinin çıraklık yılları olarak
nitelemek çok da yanlış olmaz. Henüz Harp Akademisi'nden mezun, üstelik,
mezun olurken, --devrimci etkinlikleri--nden dolayı tevkif edilmiş bir genç
subaydır Mustafa Kemal. Heyecanı ön plandadır. Genel stratejisini de,
taktiklerini de tam saptamamıştır. Zaten o yaşta, o deneyim birikiminde
saptaması da beklenemez.
İmparatorluğun koşulları da, dünya da çok hızlı bir değişim içindedir. Bu
değişmelerin kime ne getireceği çok da iyi bilinemez. Bu çerçevede yapılan iş
ancak, geleneksel değerlere uygun --kurtarıcılık-- görevidir. Böyle bir görev
için --örgüt-- gereklidir. İşte Mustafa Kemal'in yaptığı da budur.
:::::::::::::::::::
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 14:15   #312
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

II-) İKİNCİ DÖNEM: --İTTİHAT VE TERAKKİ--
Mustafa Kemal, kendi --Vatan ve Hürriyet-- derneğini genişletme çabasındayken,
gerek zaman, gerekse taban olarak ondan çok ilerde olan, düşünce ve eylem
kökleri ta Genç Osmanlılar'a dayanan --İttihatçılar-- çeşitli çekirdekler
çevresinde oluşumlarını tamamlamaktaydılar.
Mustafa Kemal, Kolağası olduktan sonra Selanik'e atanmış, burada, örgüt
etkinliklerini rahatça sürdürmeye başlamıştır. Fakat, Selanik'teki manzara,
--Vatan ve Hürriyet-- bakımından hiç de iç açıcı değildir. Gerek Makedonya'nın
geleneksel devrimci niteliği, gerek coğrafi olarak uygunluğu, gerekse oradaki
kişilerin nitelikleri, Selanik'te kurulmuş olan gizli derneklerin çok
gelişmiş olması sonucunu getiriyordu (Selanik bu dönemlerde sosyalist
eylemlerde bile bir merkez durumundadır (Haupt ve Dumont, 1977).).
Mustafa Kemal, Selanik'e gelince, pek çok yakın arkadaşının böyle
cemiyetlerde üye olduğunu görmüştü. Bu arkadaşları arasında, Ömer Naci, Ali
Fuat Cebesoy gibi çok eskiden ve yakından tanıdığı kişiler de vardı. Bunun
üzerine çaresiz kalan Mustafa Kemal de, liderliği kaptırmak bahasına,
29 Ekim 1907'de bu örgüte girdi. Çünkü, bu arada örgüt, dışardaki kollarla da
birleşerek oldukça güçlü bir nitelik kazanmıştı.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 14:15   #313
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Mustafa Kemal, Ordunun Siyasete Karışmasına Karşıydı
Mustafa Kemal'in İttihatçılar'a katılmasıyla, lider kadro ile arasındaki
çekişme de başlamıştı. Mustafa Kemal, iki açıdan İttihatçı liderlere ters
düşüyordu. Birinci olarak, İmparatorluğu Türklerin bulunduğu sınırlara çekmek,
bu sınırları savunmak düşüncesindeydi. İkinci olarak da, ordunun siyasete
karışmasını istemiyordu. Çünkü, bu yolla, siyasetin bağımsızlığına gölge
düşeceğini, ordunun ise siyasal bölünmeler karşısında bu bölünmelerden
etkilenerek güçsüzleşeceğini düşünüyordu.
Bütün bunlara ek olarak da, örgütün yönetimi kendi elinde değildi. Her şey
bir yana, Mustafa Kemal'in denetimini elinde tutmadığı bir örgütte, uyum
sağlaması çok zordu. Ayrıca, bir de gerek strateji, gerekse taktik olarak
önemli ayrılıklar vardı İttihatçılarla kendisi arasında.
İttihatçıların bir bölümünün dağa çekilmesi, Saray adına yollanan
komutanların öldürülmesi sonunda, İkinci Meşrutiyet ilan edildikten sonra
İttihatçılarla Mustafa Kemal arasındaki liderlik sürtüşmesi ve görüş
ayrılıkları daha büyüdü. Çünkü artık, --örgüt-- yönetimi ele geçirmişti! Bunun
gerekleri yerine getirilmeli, devrimin gerekleri yapılmalıydı. Oysa yapılacak
işler konusunda da, bunları kimlerin yapacağı hakkında da görüş ayrılıkları
büyüktü. Mustafa Kemal, --örgüt--ün asker denetiminden arındırılmasından
yanaydı. Çünkü, asker denetimi sürdüğü sürece, --örgüt--ün yeterince özgür bir
karar mekanizmasını çalıştıramayacağını biliyordu. Üstelik, kendisi asker
olarak henüz çok küçük bir rütbedeydi. Bir ordu denetimi olayında, kendisinin
sözünün geçmesi olanaksızdı.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 14:15   #314
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Öte yandan, gerek kişilik gereği, gerekse kafasında biçimlenmekte olan
düşüncelerin sonucu, birtakım giderici önlemlerden çok, temel yeniliklerin
yapılmasından yanaydı. Oysa, İttihatçılar, henüz hükümeti bile denetim altına
alamamışlardı.
İşte Mustafa Kemal'in İttihatçılarla illşkileri, bu çerçevede oldukça
bozuktu. Üstelik, Mustafa Kemal, İttihat ve Terakki içinde de yeterince etkin
bir duruma getirilmiyordu. Örneğin, Hüseyin Hilmi Paşa'nın önerisiyle,
Sadrazam Sait Paşa'ya İttihatçıların düşüncelerini anlatmak için kurulan
heyete, Mustafa Kemal dahil edilmemişti.
Gerek yapılan işleri beğenmeyişi, gerek cemiyet ve genel durum hakkındaki
sert tutumu aslında, çok emek verdiği bu --örgüt-- içinde yeterli bir etki
alanına sahip olamamasına da bağlıydı. Örneğin, 31 Mart karşı devrimci
eylemini bastırmak için kurulan ordunun kurmay heyetinde olan ve isim babası
bulunan Mustafa Kemal, Almanya'dan gelen Enver'in kurmay başkanı olmasıyla,
geri plana itilivermişti.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 14:15   #315
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Enver Paşa ile birlikte ordunun komutanlığına atanan Mahmut Şevket Paşa'dan
önce komutayı yürüten Hüseyin Hüsnü Paşa adına yayımladığı bildirilerde,
ordunun bağımsız bir biçimde davrandığını vurguluyordu. Sonradan bu tutumu
Mahmut Şevket Paşa da benimseyerek, daha açık bir biçimde, ordunun, İttihat
ve Terakki'nin bir uzantısı olmadığını söylemişti.
Mustafa Kemal, özellikle bir savaş durumunda kullanılması gerekli olan
ordunun, siyasete karışmasını, ordu gücünü zayıflatıcı ve siyaseti saptırıcı
bir öge olarak gördüğü gibi, Enver ve arkadaşlarını ordu içinde bir hizip
olarak algıladığı için de sivil politikacı ve asker görevli ayırımından
yanaydı.
İttihatçılarla Çatışma
Meşrutiyetin ilanından sonra 1908'de, İttihat ve Terakki'nin birinci
kongresi Selanik'te toplanır. Siyasal bir parti örgütlenmesi açısından fazla
bir aşamanın kaydedilmediği bu kongreden sonra, 1909'da, yine Selanik'te
ikinci kongre yapılır. Bu kongrede Mustafa Kemal aşağıdaki önerileri öne
sürer: 1 ) Cemiyetin bir siyasal partiye dönüştürülmesi. 2) Ordunun siyaset
dışı bırakılması. 3) Cemiyetin Masonlukla olan ilişkilerinin kesilmesi.
4) Cemiyetin üyeleri arasında eşitlik ilkesine dikkat etmesi. 5) Hükümet
işleriyle din işlerinin birbirinden ayırdedilmesi (Aydemir, 1963:147-148) .
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 14:17   #316
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

İttihatçıların bu kongresine Trablusgarp murahhası olarak katılan Mustafa
Kemal'in hemen hemen bütün istekleri sürüncemede bırakılmış, önerdiği
konularda hiçbir ciddi önlem alınmamıştı.
Bu noktada Mustafa Kemal'in önemli iç çatışmalar geçirdiği tahmin
edilebilir. Kendisinin adeta --amatörce-- kurduğu Vatan ve Hürriyet'i kapatarak,
--profesyoneller--in kurduğu İttihat ve Terakki'ye katılması, ne yazık ki,
--örgüt-- hiyerarşisinde çok geride kalmasına yol açmıştı. Oysa, o, hem
--örgüt--ün devrim için zorunlu olduğunu biliyor, hem de --örgüt--ü lider olarak,
kendisi denetlemek istiyordu. Üstelik pek çok temel konuda da --örgüt--
yöneticileriyle aynı düşüncede değildi.
Bu çerçeve içinde İttihatçı liderlerle ve örgüt yöneticileriyle arası pek
iyi gelişmedi. Buna karşın yine de Bağımsızlık Savaşı sırasında pek çok eski
--İttihatçı-- arkadaşıyla çok yakından çalıştı. Örneğin, bunlardan Mazhar Müfit
Kansu, Bağımsızlık Savaşı'na katılan İttihatçıların ettiği, İttihatçılığı
yeniden canlandırmayacaklarına ilişkin yemini bile etmeyecek denli, dürüst
bir --örgüt-- üyesiydi.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 14:17   #317
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Trablusgarp'a Gidiş
Ülkenin içinde bulunduğu koşulIar, tam bir dağılmayı simgeliyordu. Bu arada
Trablusgarp da işgal edilmişti. İmparatorluk'ta gerek İttihatçıların
çekirdeği, gerek ordunun etken subayları, hep aynı kişilerden oluşuyordu. Bu
nedenle, İtalyanlara karşı savaşmak için göreve koşan subaylarla, İttihatçılar
aynı kişilerdi.
Mustafa Kemal'in Trablus'a gönderilmesi üzerinde çeşitli yorumlar vardır.
Örneğin, bir gün, İttihat ve Terakki'nin merkez toplantısına gittiği ve
eklenmedik bir biçimde karatahtada gündemin birinci maddesi olarak,
kendisinin Trablus'a gönderileceği ile karşılaştığı bunlar arasında en yaygın
olarak anlatılanıdır.
Öyle sanıyorum ki, gerek İttihatçılarla sürekli çatışmaları, gerekse
sonradan İttihat ve Terakki'nin acıklı sonu. Bağımsızlık Savaşı'nı kazanan ve
yeni devleti kuran Mustafa Kemal Paşa'nın İttihatçılarla olan ilişkilerini
sonradan hafifçe, değişik yorumlara bağlamıştır. Bu Trablusgarp'a yollama
sorunu da öyledir. Kaynaklara göre, izlenim, bunun istenmeyen üye Mustafa
Kemal'den kurtulmak için tertip edilmiş bir oyun olduğudur (Bütün bu kaynaklar
aslında Atatürk'ün Afetinan'a yazdırdığı anılara dayanmaktadır. Büyük bir
olasılıkla. Atatürk, Trablusgarp işini biraz da mevcut çekişmeler çerçevesinde
aşırı bir duyarlılıkla irdelemiş. Ayrıntılı öykü için Afetinan, 1968:57-59'a
bakılabilir. Öykünün genel görünümü ve Enver Paşa'nın (o zaman binbaşı)
anıları için Koloğlu'nun kitabına bakılabilir. Ayrıca, Atatürk Falih Rıfkı'ya
--Enver ve arkadaşları gideceklerdi. Halk gitmeyenleri vatanseverlik görevini
yapmamış sayacaktı-- diye Trablusgarp'a gidiş gerekçesini açıklarken gerçek
durumun benim yorumuma uygun olduğunu vurgulamıştır sanırım
(Atay, 1969:66-67).). Oysa, işin gerek ele alınış biçimi, gerek olayların
gelişimi, gerekse başta Enver olmak üzere daha pek çok önemli İttihatçının
Trablus'a gitmiş olması, durumun hiç de böyle olmadığını göstermektedir
(Koloğlu, 1979) . Yine de Trablusgarp olayının, bir süre için bile olsa,
Mustafa Kemal'in ülkesinden ayrılmasına ve --örgüt-- içi eylemlerine son
vermesine yol açtığı açıktır.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 14:17   #318
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Mustafa Kemal, Trablus'a giderken, Balkanların da elden çıkacağından
kaygılıydı. Nitekim, Trablusgarp Savaşı, Balkan Savaşı'nın çıkması üzerine,
önemini yitirdi ve İttihatçı subaylar ülkeye döndüler (Yüzbaşı Selahattin'in
Romanı'nı okuyanlar, Balkan Savaşı'nın yitirilmesine değil, Bağımsızlık
Savaşı'nın kazanılmasına şaşacaklardır. Ordu öylesine yokluk, insanlar
öylesine cehalet içindeydi ki... (Selçuk,1973).).
Balkan Savaşı sırasında, Mustafa Kemal ile Enver arasındaki sürtüşme iyice
büyüdü. Her iki taraf da savaş içinde birbirlerini beceriksizlikle suçladılar.
Savaş sonrası, birlikte savaşan Fethi Bey'i ve Mustafa Kemal'i daha yakın bir
dostluk içinde buldu. Bu arada Fethi Bey belki de, Mustafa Kemal'in de
etkisiyle, askerlikten ayrılmış, Bab-ı Ali baskınından sonra gittikçe güçlenen
İttihat ve Terakki içinde sivil olarak üst düzey yöneticiliğine başlamıştı.
İttihatçılar artık Enver'in denetimine girmiş görünüyorlardı. Özellikle
Bab-ı Ali baskını, ülkede gerek İttihat ve Terakki'nin gerekse İttihatçıların
arasında Enver'in nüfuzunu arttırmıştı.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 14:17   #319
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Sofya'da Görev
İşte bu hava içinde, --örgüt-- bu muhalif üyesini şu ya da bu biçimde tasfiye
edecektir. Çünkü artık, fırtına durulmuş, gerek örgüt yönetimi, gerekse ülke
içinde örgütün izleyeceği program belli kişilerin eline geçmiştir. Bu belli
kişiler ise Mustafa Kemal ile eylem ve düşünce birliği içinde olmayan
kimselerdir. Mustafa Kemal ile hesaplaşılmayacağını düşünmek, en azından
--örgüt--ü hafife almak demektir.
Nitekim, katib-i umumi olduktan sonra, fedailerin maaşlarını keserek örgütü
kızdırmış olan Fethi Bey ile birlikte Sofya'ya yollanarak sorun çözülür.
Bulgaristan yolculuğu, onun paşam döneminde --İttihatçılık--ının kapanışını da
simgeler. Artık kendisi yurt dışında bir anlamda sürgündeyken, ülkede ipler
başkalarının elindedir. İttihat ve Terakki örgütünün ona verdiği sonuç olarak
bir yarbay rütbesi ve Sofya'da ateşemiliterliktir. Oysa onunla aynı yaşta olan
Enver, hem general, hem damattır. Üstelik Mustafa Kemal'i rakip görmekte, onun
yükselmesini de engellemektedir.
Mustafa Kemal, Sofya'ya atandıktan sonra artık kendisine --örgüt--ten bir
hayır gelmeyeceğini anlamıştır. Birinci Dünya Savaşı başlayıp, yurda dönünce
kendini tümüyle askerliğe verir. Savaşın yitirilmesine doğru, birtakım
doğrudan siyasete karışma girişimleri dışında, --örgüt-- ten uzak durur.
Birinci Dünya Savaşı boyunca da İttihatçılarla arasındaki soğukluk artarak
sürer. Örneğin, kendisini sevmeyen İttihatçılar, Anafartalar'dan sonra, hemen
generalliğe yükseltilmemesini şu yakıştırma öykü ile karikatürize
etmektedirler:
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 14:17   #320
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

--Doktor Nazım ve bir nüfuzlu İttihatçı, aralarında konuşmakta imişler.
Enver Paşa birden içeri girince susmuşlar. Başkumandan (Enver) merakla:
--Herhalde bana dair bir şeyden bahsediyordunuz. Söyleyin bana!-- demiş.
--Mustafa Kemal'in niçin terfi ettirilmediğini konuşuyorduk-- cevabını
vermişler. Enver: --İşte-- demiş ve cebinden Çanakkale kahramanını generallik
rütbesine çıkaran tezkeresini göstermiş, sonra şunu ilave etnıiş: --Ama
biliniz ki, onu paşa yapsanız padişah, padişah yapsanız Allah olmak ister.--
(İşin ilginç yönü, bu yakıştırma öykünün sonradan Mustafa Kemalciler
tarafından, onun lehine yorumlanarak kullanılmasıdır. Örneğin, Şevket Süreyya,
Enver'in --O hiçbir şeyle memnun olmaz. General olur, korgenerallik ister.
Korgeneral olur, orgenerallik ister. Orgeneral olur, müşirlik ister. Müşir
yapsanız bununla da yetinmez padişahlık ister-- dediğini anlattıktan sonra,
şöyle devam eder: --Mustafa Kemal'e Enver Paşa'nın bu sözlerini naklettikleri
zaman cevabı şu olmuştur: --Ben, Enver'in bu kadar zeki ve ileri görüşlü
olduğunu bilmezdim-- -- (Aydemir, 1963:2171). Görüldüğü gibi, Atatürk'ün
yaşamındaki pek çok şey gibi bu öyküde de gerçek ile efsane, hem de Şevket
Süreyya gibi ciddi bir araştırmacının kaleminde bile birbirine karışmış.).
(Atay,1969:79).
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 13:18 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580