Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Eğitim Öğretim > Dersler - Ödevler - Tezler - Konular > Tarih

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 10-02-2007, 10:28   #41
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Böylece, --Endüstri Devrimi--nin, insan düşüncesinde yaptığı en önemli aşamayı,
--pozitif düşünce-- aşamasını en iyi biçimde ortaya koyan ve bu yüzden de
gerçek bir --düşünce devrimi-- yaratan --pozitivistler--, ne yazık ki, Batı
Avrupa'nın toplumsal ve ekonomik gelişmesi açısından önce --tutucu--, daha
sonra da --gerici-- çizgiye düzmüşlerdir.
Pozitivistlerin İlericiliği
İşin ilginç yönü, toplumsal ve ekonomik açıdan görülen bu --tutucu-- ya da
--gerici-- çizgiye karşın, düşünce sistemi açısından pozitivistlerin --ilerici--
niteliğe sahip olmalarıdır. Çünkü, savundukları düşünce biçimi, --deneysel
yöntem--e dayalı düşüncedir. --Deneysel yöntem--e dayalı --tümevarımcı-- ya da
--endüktif-- düşüncenin ise doğal gerçeği olduğu gibi toplumsal gerçeği
algılamakta da en geçerli bilimsel yöntem olduğu açıktır (Kongar, 1979:43-47).
Bunun dışında kalan gerek analoji ve tümdengelim, gerekse diyalektik gibi
yöntemler ancak, temelinde, deneysel bilgi ile beslenmişlerse anlam taşırlar.
Üstelik bunların bir bölümü, yeni bilgi üretmek için değil, belli durumları,
önceden üretilmiş bilgilere göre irdelemek için kullanılan modellerdir.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 10:29   #42
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Bütün bu verilerin ışığı altında, tüm modeller açısından olduğu gibi,
--Pozitivist modeli-- de tümüyle mahkum etmek ya da aklamak olanaklı değildir.
Toplumsal ve ekonomik yapı bakımından yetersiz ve yanlış olan bu modelin,
insanlığa --bilimsel yöntem-- temel düşüncesinin simgesi niteliğiyle mal
olduğunu unutmamak gerekir. Nitekim özellikle Türk Devrimi açısından,
--Pozitivist düşünce-- son derece etkin olmuştur. Bu etkilerin en belirginlerinden
biri, Mustafa Kemal Atatürk'ün eyleminde görülür. Şimdi bunu kısaca görelim.
E-) Türk Devrimi ve Pozitivizm
Fransız Devrimi'nin etkileri, Osmanlı'ya aslında çok çabuk gelmişti.
İstanbul'da yapılan gösterilerde başlarına devrimin renkleri olan mavi-kırmızı
şapkaları giyerek gösteri yapanların durumu bunun en güzel belirtilerinden
biridir. Oysa, Osmanlı yönetimi, bu devrim karşısında, Albert Sorel'in Avrupa
hükümdarları için belirttiği aynı vurdumduymazlığı paylaşıyordu. Sadrazamın,
kendisine gösteri haberini getirene, verdiği: --İsterlerse başlarına üzüm
sepeti geçirip dolaşsınlar-- yanıtı, bunun tam bir kanıtıdır.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 10:29   #43
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Pozitivizmin etkileri, İmparatorluğu kurtarma görevini üstlenen sivil ve
asker bürokratların tarihsel rolleri ile birlikte, toplumda gözükmeye başlar.
İlk girişimler, aslında İslam ile pozivitist ilkeleri birleştirme çabaları
biçiminde ortaya çıkar (Mardin, 1962:293-297). Sonraları İslam bir yana
bırakılarak, kurtarıcı olarak tam bir pozitivizme sarılınır
(Mardin, 1964:170).
Pek doğal olarak, --İmparatorluğu kurtarma-- çabaları çeşitli düşünce akımları
çevresinde oluşur. Fakat, Batılı düşüncelerin --pozitivist-- bir yaklaşımla
Türkiye'ye aktarılmak istenmesi o dönem için en radikal çözümdür. Nitekim,
Osmanlı içindeki devrimci birikimlerin en radikal ve en bütüncü temsilcisi
olan Mustafa Kemal Atatürk, genel eylemini hemen pozitivist düşünce biçiminin
içine oturtmuştur.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 10:29   #44
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Türkiye'de Pozitivizm Geleneği
Atatürk'ün eylemi, düşünsel olarak da, siyasal olarak da Osmanlı içinde
Tanzimat'tan beri oluşagelen birikimlerin bir sonucudur. Bu açıdan
düşünüldüğünde, Türk Devrimi'nin düşünsel planda pozitivizme oturmuş
olmasında şaşılacak hiçbir taraf yoktur.
Halkevlerinin kurucusu Dr. Reşit Galip ile yaptığı bir konuşmada Atatürk'ün
söylediği şu sözler, tam bir pozitivist felsefenin yansımasıdır: --Benim manevi
mirasım, bilim ve akıldır. Zaman hızla dönüyor. Böyle bir dünyada asla
değişmeyecek yargılar getirdiğini ileri sürmek aklın ve bilimin gelişmesini
yadsımak olur.-- (Koloğlu, tarihsiz:48).
Taner Timur, Türk Devrimi'nin hemen hemen tümüyle --pozitivist ideoloji--ye
dayandığını öne sürerken şöyle diyor: --XIX'uncu asırda Avrupa'da keskinleşen
sınıf kavgalarının ideolojik ifadesi idealizm-materyalizm çatışması şeklinde
ortaya çıkmıştı. Aslında, idealizm-materyalizm mücadelesinin tarihi eskidir
ve eski Yunan'a kadar gider. Ancak burjuva devrimlerinden önce idealizm,
dinci idealizmin tekelindeydi ve kilise tarafından temsil ediliyordu. Oysa,
XIX'uncu yüzyılda müsbet ilimlerin gelişmesi, bir yandan kilisenin itibarını
sarsmış ve idealizmin laik biçimlerde savunulmasına yol açmış, diğer yandan
da geleneksel mekanik metaryalizm yerine diyalektik materyalizmin doğuşunu
sağlamıştır. Burjuva çıkarları bu dönemde çeşitli ideolojiler tarafından
savunulmuştur. Ancak bunlardan bir tanesi vardır ki, Batı'dakinden farklı
nedenlerle Jön-Türkler'den itibaren Osmanlı aydınlarını etkilemiş ve Türk
Devrimi'ne de temel , teşkil etmiştir. Bu ideoloji pozitivizmdir.--(Timur,
1971:128-129). Yine Timur; bir yanlış anlamayı önlemek için, --pozitivizm--den
anlaşılan kavramı şöyle belirtiyor: --Ancak bugün bir fikir akımını veya
sosyal teoriyi --pozitivist-- olarak nitelendirirken dayanılan şey, Comte'un
bugün için önemi kalmamış olan teorileri değil, yöntemidir.--
(Timur, 1971:129).
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 10:29   #45
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Timur, pozitivist düşüncenin, Osmanlı aydınları tarafından benimsenmesini
de şöyle açıklıyor:
--Osmanlı bürokratları ve aydınları Batı'nın --üstünlüğü--nü açıklayacak ve
bize aktarılacak bir --sihirli değnek-- aramakla meşguldüler... Pozitivizm ve
dayandığı ilim anlayışı, hem Batı'nın üstünlüğünü açıklamak, hem de
Hıristiyanlığa bulaşmamış olmak erdemlerine sahipti. Toplumsal ahenk fikri
ile de, sınıfsal açıdan her türlü uzlaşmaya elverişli olan küçük burjuva
özlemlerine cevap veriyordu... A. Comte'dan sonra ikinci ve çok önemli bir
pozitivist sosyolog olan Durkheim'in de Türkiye'de çok tanınmış olması
anlamlıdır. İttihat ve Terakki'nin fikir babası Ziya Gökalp, Türkçülüğün
Esasları'nda Durkheim'in --kollektif bilinç-- kavramını tarihi maddeciliğin
sınıf çelişkisine karşı kullanmıştır.-- (Timur, 1971:132-133).
Gerçekten de genç Türkiye Cumhuriyeti'nin --imtiyazsız sınıfsız, kaynaşmış
bir kitleyiz-- sloganında belirginleşen --dayanışmacılık-- (o zamanın deyimiyle,
tesanütçülük) anlayışı da kaynağını pozitivist düşünceden alıyordu (Ayraç
içindeki açıklamalar benim. E.K. Bu konuda farklı ve eleştirel bir yaklaşım
için Mazrui, 1981:11'e bakılabilir.), (Kili, 1969:91-94).
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 10:29   #46
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Aslında Timur'un ve Kili'nin pozitivizmin yorumu hakkındaki
değerlendirmeleri çok yerindedir. Gerek Türk aydını, gerek Mustafa Kemal
Atatürk, pozitivizmi, bilimin egemenliği biçiminde algılamışlar; böylece, onu,
dine ve geleneğe karşı kullanmışlardır. Ayrıca, toplumsal içerik bakımından
da, çatışmacılığın yerine --uyum-- düşüncesinin egemen kılınmasında işlev sahibi
yapmışlardır.
Atatürk'ün --Dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için, muvaffakiyet
için en hakiki mürşit (yol gösterici, aydınlatıcı) ilimdir, fendir.-- sözü hem
Türk Devrimi'nin ruhunu, hem de ne denli pozitivizme dayalı olduğunu
yansıtmaktadır (Ayraç içindeki açıklamalar benim E.K.).
Atatürk Devrimleri'nin tohumlarının İttihat ve Terakki dönemindeki
--Batılılaşma-- akımına dayalı çözümlerde yattığı anımsanırsa, pozitivizmin
Türk toplumu içindeki sürekliliği daha iyi anlaşılabilir. Bilindiği gibi,
İttihat ve Terakki ismi bile özellikle o dönemin liderlerinden Ahmet Rıza'nın
kişiliğinde simgeleşen bir pozitivizme bağlılığı belirtir. İntizam ve Terakki
anlayışı giderek İttihat ve Terakki olmuş ve Atatürk'ün içinde yetiştiği
ortamı büyük ölçüde etkilemiştir (Akşit, 1980:80) . Yazı devriminden laikliğe;
laiklikten milliyetçiliğe kadar hemen hemen bütün Atatürk devrimlerinin
temelleri İttihat ve Terakki dönemine kadar gider (Lewis, 1968:238).
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 10:29   #47
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Ergil'in ilginç bir çalışması, Atatürk'ün karşı-emperyalist eyleminin
temellerinin bile İttihat ve Terakki sırasında atıldığına işaret ederek, Türk
Devrimi'nin pozitivist niteliği ile karşı-emperyalist niteliğinin köklerini
toplumsal ve siyasal yapıda birleştirir (Ergil, 1995).
Türk Devrimi, pozitivist düşünceyi hemen hemen tümüyle uygulamaya
aktarmıştır. Pek doğal olarak burada söz konusu olan, Comte'un --dünya dini--
değil, --pozitivist düşünce ilkeleri--dir.
Aslında, belki de Comte'un kendi çağdaşları arasındaki --gecikmiş-- niteliği,
dinsel bağnazlığı henüz kıramamış olan, bu yüzden de Batı Avrupa'nın gerisinde
kalmış bulunan Osmanlı İmparatorluğu tarafından kullanılabilecek bir model
kurmasına yol açmıştı. Bir başka deyişle, Comte'un --ileri dönük-- olmaktan çok,
--geçmişin değerlendirilmesi--ne dayalı modeli, ancak --düşünce sistemi--
bakımından Batı Avrupa'nın gerisinde kalmış bir toplumda gerçekten --devrimci--
olabilirdi.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 10:29   #48
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Nitekim, pozitivizmin, Mustafa Keınal Atatürk'ün elinde bu denli işlevsel
olabilmesinin altında yatan gerçek, Osmanlı toplumunun hem siyasal otoritenin
kaynağı bakımından, hem de toplum yapısı açısından dine dayalı bulunmasıydı.
:::::::::::::::::::
3-) Sınıfsal Devrim Modeli ve Türk Devrimi
Günümüz dünyasına biçim veren ondokuzuncu yüzyıl Batı Avrupa'sının en
önemli ürünlerinden biri de --sınıfsal devrim-- modelidir. Marx ve Engels
tarafından geliştirilen bu model de, bütün benzerleri gibi, tüm insanlığı
belli bir biçimde yoğurmaya yöneliktir. Yine tüm benzerleri gibi, temelinde
ondokuzuncu yüzyıl Batı Avrupa'sının özellikleri yatmaktadır. Marx ve Engels'e
tarihsel maddeci açıdan yaklaşan Moskova, Marx-Engels Enstitüsü Müdürü
Riazanov, Sosyalist Akademi'de verdiği derslerde şöyle diyor: --Marx ve
Engels'in yaşamları üzerine hazırladığımız bu çalışma, kendilerinin
geliştirdiği ve uyguladığı bilimsel yönteme uygun olarak yapılmıştır. Kişisel
dehalarına rağmen, Marx ve Engels de son tahlilde belirli bir tarihsel anın
adamlarıydı. İkisi de olgunlaşırken, yani aile çevrelerinin etkisinden yavaş
yavaş çıkarlarken, dosdoğru, temel özelliklerini Temmuz Devrimi'nin
(Fransa'daki 1930 Devrimi) Almanya üzerindeki etkilerinin, bilim ve felsefenin
dev adımlarla ilerlemesinin, işçi ve devrim hareketlerindeki büyümenin
belirlediği bir tarihsel çağın girdabı içine sürüklenmişlerdi. Marx ve Engels,
yalnızca belirli bir tarihsel dönemin ürünleri değildiler; kökenleri
itibarıyle özel bir bölgenin, Ren eyaletinin insanlarıydılar: Ren, Almanya'nın
tüm parçaları içinde en uluslararası özellik taşıyan, en sanayileşmiş ve
Fransız Devrimi'nin etkisine en açık bölgeydi.-- (Riazanov, 1978:43).
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 10:30   #49
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Sınıfsal devrim modeli de geniş kapsamlı bir tarih incelemesine dayanır.
Ondokuzuncu yüzyıl Batı Avrupası'nın çalkantılı yılları, tüm düşünürler gibi
Marx ve Engels'i de, çevrelerinde olup bitenleri anlamak için tarihe
yöneltmiştir.
Tarih incelemelerinden çıkan sonuca göre Marx, insanoğlunun yazgısının
uzlaşmaz sınıflar arasındaki çatışmalarla belirlendiğini savunur. Bu nedenle
de insanlığın tarihini sınıf çatışmalarının tarihi diye niteler (Marx and
Engels, 1973-a:108-109). Sınıf çatışmaları sonunda insanlığın ondokuzuncu
yüzyıl Batı Avrupası'nda eriştiği nokta, artık biri burjuvazi, öteki
protelerya olarak iki büyük sınıf arasındaki savaşımdır.
Burjuvazi, Engels'in, Komünist Manifesto'nun 1888 baskısına koyduğu nota
göre, çağdaş kapitalistler ücretli işgücünün işvereni ve toplumsal üretim
araçlarının sahipleridir. Yine aynı notta Engels, proleteryayı da üretim
araçlarına sahip olamayan ve yaşamak için emeğini satmak zorunda bırakılan
çağdaş ücretli işçiler olarak tanımlıyor.
İşte --sınıfsal devrim-- modelinin temelinde sınıf çatışması, güncel olarak
da burjuvazi ile proleterya'nın savaşımı yatmaktadır. Tüm insanlık tarihi
boyunca gelişen bu sınıf çatışması Marxçılara göre artık son aşamasına
gelmiştir.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 10:30   #50
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

A) Sınıfsal Devrim Kuramındaki Determinizm
Sınıfsal devrim modeli de insan toplumlarının zorunlu olarak belli
aşamalardan geçerek, kaçınılmaz bir sona doğru geliştiğini savunur.
Her toplum, üretim güçleri ve üretim ilişkileri tarafından oluşturulan
üretim biçimlerine dayalıdır. Üretim güçleri, makineler, araç ve gereçler,
iş konuları ve insanlardan oluşur. Bu güçler; hep birlikte insanlar
arasındaki üretim ilişkilerini düzenlerler. İşçi ile patron, ağa ile köylü
arasındaki ilişki, üretim ilişkisidir. Bunu belirleyen olay, endüstri ya da
tarım konularında kullanılan araç ve gereçlerdeki değişme ve gelişmeler,
çeşitli mekanizmalar yoluyla toplumun tüm kurumlarını ve yapısını etkiler.
Çeşitli gelişme, keşif ve icatlar sonunda, insanoğlunun kullandığı araç,
gereç ve makineler teknik olarak daha mükemmelleşir. Bunların gelişmesiyle,
insanoğlunun makineleri kullanma biçimi de değişir. Örneğin, işbölümü daha
ileri ve etkin bir nitelik taşır. Böylece, temeli maddedeki değişmeye bağlı
olan gelişmeler sonunda, bir toplumun üretici güçleri; o toplumun genel
üretim ilişkileriyle uyuşmazlığa düşer. Bu durumda, toplumun üretim biçimi
değişmek zorunda kalır. İşte toplumsal devrim budur (Marx, 1904:10-13). Bütün
bu mekanizmanın altında, mevcut üretim biçiminin eski üretim araçları
teknolojisi tarafından ve eski sınıflar aracılığıyla oluşturulmuş olması, bu
nedenle de çağdaş teknolojiye ve sınıflara uyum sağlayamaması gerçeği
yatmaktadır.
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 01:15 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580