|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Oyun Alanı | Ajanda | Arama | Bugünkü Mesajlar | Forumları Okundu Kabul Et XML | RSS | |
16-02-2007, 09:04 | #1 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
|
Lozan Konferansı, Lozan Antlaşması, Antlaşmanın Önemi 1.Lozan Konferansına Hazırlık: Saltanat kaldırıldıktan sonra üzerinde durulması gereken sorun, barış konferansına hazırlanmak ve Türk zaferini kabul ettirmekti. Konferansın Lozan'da toplanması kararlaştırılmıştı. Bu konferansta Türk haklarının korunması ve olumlu bir sonuç alınması gidecek heyete ve başkanına bağlıydı. Türk davasını, Türkiye sınırları dışında savunacak başkanın her şeyden önce milli davanın ruhunu kavramış olması gerekti. Konferansta savunulacak dava Misak-ı Milli'nin saptadığı esaslardı. Lozan Konferansına, Türkiye'den başka İngiltere, Fransa, Japonya, Yunanistan, Yugoslavya; Boğazlar meselesi konuşulduğu zaman da Sovyetlerle Bulgaristan iştirak ettiler. Amerika yalnız müşahit bulundurmuştu. Sekiz ay devam eden Lozan konferansı iki safhada cereyan etmiştir. 2.Birinci Lozan Konferansı (20 Kasım 1922-4 Şubat 1923): Konferansta görüşülen meseleler ve konferansın neticesi: Türk heyetinin konferansta halli için çalıştıkları meseleler üç kısımda toplanıyordu: A-Türklerle Yunanlılar arasındaki ilişkileri düzenlemek. B-Yıkılan Osmanlı Devleti yerine kurulan yeni Türkiye Devletini bütün dünya devletlerine tanıtmak; Türk Misak-ı Milli'sinin çizmiş olduğu sınırları ve bu sınırlar içinde yaşayan Türk Milletinin bağımsızlığını kabul ettirmek. C-Osmanlı Devletinin, yeni Türk Devletine miras olarak bıraktığı borçlar ve Türkler adına vermiş olduğu ödünleri yeni koşullara göre saptamak.İtilaf Devletlerinin savunacakları birleşik bir davaları yoktu. İngilizler Irak sorunu ile, Fransa Suriye sınır ve Osmanlı Devletine verdiği borçlarla, İtalya yalnız ekonomik meselelerle, Rusya da Boğazlarla ilgili idiler. Yunanlılar ise savaştan yenilerek çıkmış oldukları için herhangi bir iddiaları yoktu. Bu devletlerin birleştikleri tek nokta, kapitülasyonlar ve elde etmiş oldukları ödünleri sürdürmek sorunu idi. Konferansın birinci safhası uzun sürdü. Fakat birçok sorunlar çözümlendi. Yalnız şu üç sorun çok çetin tartışmalara yol açtı, çözümü bir hayli güç oldu: 1.Musul sorunu; İngilizler petrol bakımından zengin, stratejik cihetten önemi dolayısiyle de Musul'u bırakmak istemiyorlardı. | ||
|
16-02-2007, 09:04 | #2 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 2.Kapitülasyonlar; ilgili devletler kapitülasyonların devamını istiyorlardı. 3.Borçlar sorunu; Osmanlı Devletinin bırakmış olduğu borçların hepsini ödetmek istiyorlardı. Halbuki alınan borç paralar imparatorluğun çeşitli yerlerine sarf olunmuştu. İmparatorluk parçalandığı için, Türk heyeti borçların buna göre paylaşılmasını önerdi. Fakat bu öneri kabul edilmedi. Bütün çalışmalara karşın bu üç sorunda esaslı bir çözüme varılamadı. Böylece Lozan konferansının birinci safhası sona ermiş oldu (4 Şubat 1923). Yeni bir savaş çıkma olasılığı vardı. Fakat İngiltere ve Fransa'da ne halk, ne hükümet yeni bir savaşa taraftar olmadığından Türkiye'yi tekrar konferansa davet ettiler. 3.İkinci Lozan Konferansı ve Antlaşmanın İmzası (23 Nisan-24 Temmuz 1923): İkinci Lozan Konferansı üç ay sürdü. Konferans yine birinci devredeki gibi çetin ve çekişmeli oldu. Sonunda borçlar ve Musul sorununun çözümü sonraya bırakılmak koşulu ile diğer bütün önerilerimiz kabul edildi. Lozan Antlaşması 24 Temmuz 1923'te imzalandı. İmza merasimi pek heyecanlı oldu. Antlaşmayı ilk önce İsmet Paşa, ondan sonra da diğer delegeler sırasıyla imza ettiler. Merasimden sonra söz alan İsviçre Cumhurbaşkanı: Galibiyet Türklerde kaldı, kahraman bir mücadeleden sonra haklarını aldılar demiştir. Lozan Antlaşması 23 Ağustos 1923'te Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından onaylandı. 4.Lozan Antlaşmasının Önemli Maddeleri: 1-Trakya sınırı, Mudanya Mütarekesinde saptandığı şekilde kalacak. 2-Bozcaada ve İmroz Türkiye'ye veriliyor, Midilli, Sakız, Sisam askersiz hale getirilmek koşulu ile Yunanlılara bırakılıyordu. 3-Türkiye'deki Rumlar ve Yunanistan'daki Türkler yer değişecekler, fakat Batı Trakya Türkleri ile İstanbul Rumları bu değişmeye katılamayacaklardı. 4-Yunanistan savaş ödentisi yerine Edirne yakınındaki Karaağaç kasabasını Türkiye'ye verecekti. 5-Boğazlar savaş tehlikesi karşısında veyahut Türkiye'nin savaşa girmesi halinde Boğazlar silahlandırılabilecekti. Yabancı savaş gemilerinin barış ve savaş halinde, Boğazlardan nasıl geçecekleri belirtilmekte idi. Boğazlar komisyonu, Boğazlardan geçecek savaş gemileriyle ilgilenecek ve her yıl Milletler Cemiyetine rapor verecekti. 6-Suriye sınırı, Ankara İtilaf namesinde saptandığı gibi kalacaktı. 7-Kapitülasyonlar tamamen kalkıyordu. | ||
16-02-2007, 09:05 | #3 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 5.Lozan Antlaşmasının Önemi: Lozan hakkı çiğnenen, bağımsızlık ve hürriyeti alınan Türk milletinin istilacılara karşı kazandığı askeri üstünlüğü tamamlayan siyasi bir zaferdir. Lozan, Misak-ı Milli'yi gerçekleştirdi ve bütün dünyaya yeni Türkiye Devletinin hakkını tanıttı. Türkiye Devleti Lozan Antlaşmasıyla tam bağımsızlığa kavuştu. Eski düşmanlarıyla bütün davalarını Lozan'da halleden Türk milletine artık devrim ve yükselme yolları açılmıştır. Lozan Antlaşmasının önemini Mustafa Kemal şöyle açıklamıştır: "Türk milleti aleyhine, asırlardan beri hazırlanmış ve Sevr Muahedesiyle ikmal edildiği zannedilmiş büyük bir suikastın yıkılmasını ifade eden bir vesikadır. Osmanlı tarihinde emsali görülmemiş bir siyasi zafer eseridir." İMZA 24 Temmuz 1923 Salı. Önünde alev alev Türk bayrağı dalgalanan otomobil saat üçe beş kala Rumini Sarayının kapısında durdu. Hepsi jaketatay giymiş, silindir şapkalı protokol memurları, büyük rütbeli zabitler, federal meclis azaları İsmet Paşa'yı hürmetle selamladılar. Fotoğraf muhabirleri durmadan resim çekiyorlardı. İsmet Paşa bütün salonu dalgalandıran bir heyecan esintisi içinde, ağır ve ciddi adımlarla girdi. Burası yüksek ve muhteşem tavanlı, duvarları, İsa'ya ait büyük tablolarla çerçevelenmiş geniş bir salonda. Türkiye yedi devletle karşı karşıya oturdu. Umumi Katip Mösyö Massigli, ortadaki masalarda, bütün dikkatini gözlerinde toplamış, muahedeleri sıralıyordu.Saat 3'ü beş geçiyor. Büyük kapıdan, önünde hokka ve kalem taşıyan beyaz mantolu merasim hademesi, İsviçre Hükümeti adına Konfederasyon Reisi Mösyö Scheuerer, Reis Vekili Şvarta ve Mösyö Schultes içeri girdiler. Herkes ayağa kalktı ve İsviçre Hükümetinin üç mümessili kürsünün önünde hazırlanan üç koltuğa oturdu. Salon nefes almıyordu. İsviçre Federal Meclisi Reisi ağır ağır doğruldu. Tok ve temkinli hakim sesiyle birer birer muahedelerin, mukavelelerin, protokolların adlarını saydıktan sonra: -Efendiler, dedi, buyurunuz, imza ediniz. Konfederasyon reisi yerine otururken umumi katip yerinden kalktı ve İsmet Paşa'yı aşikar bir saygı ile selamlayarak: -Evvela zatı devletiniz imza edeceksiniz, dedi. Bu, yedi devletin Türkiye Başmurahhasına verdiği bir şeref üstünlüğü idi. İsmet Paşa bütün gözleri arkasından sürükleyerek masanın ortasına geldi ve cebinden çıkardığı bir altın kalemle, Mösyö Massigli'nin önüne koyduğu mukaveleyi imzaladı. Yeni Türk Devletinin kuruluşunu imzalayan bu altın kalemi, İsmet Paşa'ya Gazi Mustafa Kemal Paşa göndermişti. | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
| |