|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
20-02-2007, 10:35 | #1 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
|
Otlukbeli Savaşı Hasan Pâdişâh, HasMurad kuvvetlerini imha ettikten sonra meydana çıkmayarak şaşırtıcı bir plân takip etmekte idi. Bu plân mucibince Hasan Bey, Osmanlıları yandan tehdide Gâvur İshak adında bir kumandanı memur etmişti; buna karşı Anadolu beylerbeyi Davut Paşa ile onu takviye için Mahmud Paşa gönderildi ve bu suretle Osmanlılar ister istemez Otlukbeli veya Başkent denilen bu mevkide muharebeyi kabul ettiler. Hasan Bey kuvvetleri Otlukbeli tepelerini tutmuşlardı. İşte bu suretle Fırat havzasını Çoruh suyu menbalarından ayıran ve Otlukbeli diye şöhret bulan mevkide iki büyük Türk devletinin orduları arasında meşhur muharebe yapıldı. Osmanlı ordusunun merkezinde Fatih Sultan Mehmed, sağ kolunda Şehzade Bayezid, sol kolda Şehzade Mustafa bulunuyordu; pâdişâhın yanında yani merkez kolunda Kapıkulu ocakları ve şehzadelerin kumandaları altında da eyalet kuvvetleri vardı. Hasan Bey ordusunun sağ kolunda oğullarından Kör Zeynel Mirza ve sol kolda Uğurlu Mehmed Mirza bulunup Hasan Bey de merkezde idi. İki taraf arasında 16 Rebiülevvel 878 H./ 11 Ağustos 1473 M. de Çarşamba günü muharebe yapıldı. İlk muvaffakiyet Osmanlıların sol kolunda görüldü ve muharebe esnasında bütün hücum Hasan Bey'in merkez koluna tevcih edilerek burası top ve tüfek ateşi altına alındı; Hasan Bey zor kaçtı, kuvvetleri bozuldu; oğlu Zeynel Mirza ile ordusundaki yardımcı Gürcü kuvvetleri kumandanı maktul düştüler. Alınan esirler arasında Timurlulardan olup, Kara Yülük Osman Bey'in kızından doğan Mirza Miranşah torunlarından Mirza Mehmed Bakır, Mirza Zeynel, Mirza Muzaffer vardı. Diğer esir edilenlerden Kadı Mahmud Süreyhî ile Hasan Bey'in nişancısı Hoca Seyyid Mehmed Münşî ve imam ve musahibi Hısn-ı Keyfli Kadı Ali haklarında hürmet gösterildi; bunların hepsi serbest bırakıldılar. Bir de Fatih Sultan Mehmed, Karakoyunlulardan olup bu harpte Uzun Hasan'la beraber bulunanları serbest bırakmış ve yalnız esir düşen ve Hasan Bey'e benzeyen Pîr Mehmed Alpagot'u serbest bırakmamıştı. İşte bu suretle üssünden çok uzak bir yerde muharebeyi kabul etmiş olan Osmanlı ordusu harp tekniği sayesinde düşman memleketi içinde hasmına kuvvetli bir darbe vurmuştur. Harp önce sağ ve sol cenahlarda yapılmış ise de asıl kat'î netice Hasan Bey'in merkez koluna yapılan şiddetli hücum üzerine elde edilmiştir. Hasan Bey pek az bir maiyyet ile kaçmıştı. Kendisine pek benzeyen Pîr Mehmed Bey Alpagot onun yerinde durup "Hasan Pâdişâh benim” dediği için yakalayıp Şehzade Bayezid'in yanına götürüldü ise de Hasan Bey olmadığı anlaşıldı; bu sırada Turahan Bey oğlu Ömer Bey de esirliklen kurtarıldı. Zaferden sonra üç gün muharebe meydanında kalındı; pâdişâh ve diğer ordu erkânının arzularının tersine Mahmud Paşa'nın ısrarıyla Uzun Hasan Bey takip edilmeyerek buradan geri dönüldü; bu da Mahmud Paşa hakkında hasımları tarafından bir dedikodu mevzuu oldu. Dönüşte Şarkî Karahisar teslim oldu ve buranın kumandanı Darab Bey Purnâk'e Rumelide Çirmen sancağı beyliği verildi. Burada bulunulduğu sırada her tarafa fetihnameler gönderildi. Has Murad Paşa kuvvetlerinin imhasıyla zaferden ümidi sarsılmış olan Fatih Sultan Mehmed, bu muzafferiyetin şükranesi olarak kırk bin köle ve cariye azâd etti . | ||
|
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |