Odysseus, İphigeneia’yı kesmek üzere sunak taşına yatırdığında tanrıça Artemis merhamete gelir ve son anda kızı kurtararak bıçağın altına bir dişi geyik yatırır. Rüzgarlar esmeye başlar ve Akha donanması hareket ederek Troya önlerine gelir. Akhalar burada karaya çıkarak ordugah kurarlar. Artık on yıl sürecek ve pek çok insanın ölmesine sebebiyet verecek olan zorlu savaş başlamıştır. Troya Savaşı’nın on yılı bazen Akhalar’ın, bazen Troyalılar’ın üstünlükleri ile geçer. Kah ordular birbirine girer, kah her iki tarafın yiğit savaşçıları teke tek döğüşürler. Zaman zaman Akhalar, Troyalılar’ı kentin surları içine püskürtürler, zaman zaman Troyalılar, Akhalar’ı gemilerine kadar kovalarlar. Olympos’lu tanrı ve tanrıçalar da bu savaşta taraf tutarlar. Hera, Athena, Poseidon, Hermes ve Hephaistos Akhalar’dan yana, Ares, Apollon, Artemis, Leto ve Aphrodite ise Troyalılar’dan yana çıkarlar. On yıl gibi uzun sürede Kent’i ele geçiremeyen Akhalar sonunda Odysseus’un önerdiği bir hileye baş vururlar:Çok büyük boyutlarda bir tahta at inşa ederek içine Odysseus ile birlikte ordunun en yiğitlerini yerleştiriler ve güya tanrılarına bir adak olarak atı sahile bırakıp gemilerine binerek gidiyormuş gibi yapıp yakındaki Tenedos Adası’nın (Bozcaada’nın) arkasına saklanırlar. Troyalılar adak yerine gelmesin diye tahta atı surların içine çekerler ve mutluluk içinde eğlenceye dalıp kendilerinden geçerler. Herkesin sızdığı gece vakti attan fırlayan Akhalar, geri dönen gemilerden sessizce sahile çıkmış olan arkadaşlarına Kent’in kapılarını açarlar. Kaleye dolan savaşçılar Troya’yı yakıp yıkarlar, erkekleri öldürürler, Priamos’un hazinelerini, işlerine yarayacak Troyalı kadınları ve Helena’yı alarak Yunanistan’a dönerler. Katliamdan kaçarak kurtulan çok az sayıda insan, Troyalı bir soylu kişi olan Aineias liderliğinde Antandros limanından İtalya’ya doğru yola çıkarlar ve vardıkları yerde Roma Devleti’nin temellerini atarlar . |