![]() |
De 'De' Ölüm bu bir kitap; masal desem değil, roman desem hiç değil... bir günce belki, gerçek hayat!.. her sayfası aynı resim, her sayfası aynı isim... kapağı kara karton / kına baskı içi incecik parşömen... bakışımı yakar çıplaklığı... her okuyan önemli dipnotlar düşürdü hayatına koşarken sevdalar peşinde / unuttuğu! zamanı küçülttü vuslat adına, özlemi büyüttü yollar boyu... kolay değil bir kara sevdadır bu loo!.. tadarken, kırmızı bir trenin tünelden geçişi gibi korku dolar içimize... olsa da iki ucu ışık küre, biz tam ortasındayız gülüm! anla işte!.. ne ses duyduk sabaha dair / serçe ıslığı ne de çiçek gördük rengini soyunan güneşe karşı... yontulduk durduk kara kalemler gibi çarkında hayatı siyah beyaz düşlerle beraber / uyku sonu... talaşlarımız can çekişir yapraklar üstü, son cümlemizi söylerken noktadan önce... sus be kara gözlüm! ne diyecektin ki daha!... beni sevdiğini söylemenin faslından gayrı!? |
"güneydoğu zındanı" demek bu kitaptan senin de haberin vardı looo!.. bari konusunu anladın mı? konusu yol üstüne, et üstüne, can üstüne.. notlar tut sen de hayatına düşür acılar üstüne... özlemler, tüneller üstüne: bir ucu "yüzüm" de! bir ucu "yüzün!..." "değmedi daha gözüne gözüm" de! 'de' de ölüm!... artık sensiz gölgeler yürür izdüşümlerimde... gerisi yalnızlık ve hüzün, gerisi gece... anlatması bekir yıldız'a kalmış okuması bana. "güneydoğu zındanı"m! adın kazınmış kapağına... |
Değirmen Taşı her gün doğumunda bir gece öldü; tanığıdır sönen yıldızlar, pencereme konan kuş! ve ben sana geldim her gece bitiminde:! ... uykular yorgun, düşler tefsirsiz, gönlüm bir hoş! .. kalacak mıyız, yoksa gidecek miyiz birbirimizden başka bir rüzgarın peşinde! ? susmak için yağmur sonrası... söyle! hangi masalın bitişi güzeldir ki! ... unutmadık değil mi? başkalarının çaldığı üç elmanın üçünü de! bu yüzden kapandı gönül kapımız ardında büyüdü karanlık... içinde sevgisiz, içinde öksüz kaldık! .. çocuk yüzlü mavi bir kuştu uçan, yüreğimizde koşup da tutamadığımız... uzununu sevemedim şiirin bu yüzden üç kelimelikti yazdığım şiirler... (üç elma gibi! ..) her dizişimde yerini kaybettiler... (aşk-insan- yürek yürek-aşk-insan insan-yürek aşk! ...) dedim! . .aşk olunca yüklemi bırakıp gittiler...seninle beraber.... şimdi gün yirmi dört saat hüznü öğütülür gerilerde kalışın... kirpikler su, gözler değirmen taşı! ... silinmedi bakışımdan nazlı bir çiçek gibi salınışın... nerededir... tutulmuş dilin kaçışı! ..nerede! ? .. ıslıkla bile olsa okumanı bekledim! ... |
Derman ilaç sürmek için bendeki yarana ellerini istemiştim senden! sözünü vermedin daha!... mavi boncuk takacaktın saçımın ulasına!.. kına yakıp gittin... sakın ellerini yıkama!!!! |
Desemki Ellerini İstiyorum umutları yarına erteleyip sana çiziyorum yollarımı... tutup tutup, matkaplara vuruyorum bağrımı; döküm döküm etlerim...bak! geceye sarıyorum yaralarımı, ağlayarak... yıldızlar bilir ençok, birde düşlerim, birde taş yatak... oysa sen! kırkta bir gelirsin, kırkta bir uzanırsın yanıma, nazlanarak... ve yağmurlar, ve hüzünler, ve seni taşlarına dizdiğim yollar, ve hasret! ... ebabil kuşlarının dönüşü gibi, durup durup kıvrılırım sana... göçün sancılarını yazıyorum şiirlerime oku ve anlat! ... gökte nasıl üçgen çizerse turnalar, yüreğimi çizdim sana! çizgisi metrelerce kanat... geliyorum işte kapına maviliğinde uçarak.. umutları yarına erteleyip, sana çizdim yollarımı... tutup tutup, derinliğine vuruyorum kendimi karanlığın... yılanlar kayıyor dağlardan ovalarıma, ben burgaçlarında solungaç! .. korkuyorum sevdiceğim, elimde değil! .. dağlara kaçıyorum yeniden seni de yanıma alarak... ve emeğm, ve ekmeğim, ve bebekliğim, masumluğum, ve gençliğim, ve beş para etmez geçmişim, ömrüm... ve de yalnızlığımı yaşayan köyüm, ağlıyor arkamdan el sallayarak... sen doruklardasın ya, sen çağrısındasın ya sevdanın; işte yollardayım, işte yokuşlardayım, yalınayak... işte turnalarda, işte ebabil kuşlarıyla bulutlarda işte yanındayım, ve ellerim koynumda, aç bak! .. sımsıcak... umutları yarına erteleyip, sana çizdim yollarımı... usulcacık, ama usulcacık sevdiceğim! ... hayaline dalıyorum... ısınıyor taş yatak.. gece yorgan, kollarım yastık, desem ki sırtım kan revan, desem ki sırtım delik deşik, desem ki yılanlar çöreklenmiş bağrıma, desem ki korkuyorum, yalnızım... desem ki ellerini istiyorum... desem ki leylim vaktini bekliyorum, gel artık! ... |
Dinlemedin Niye yumunca gözlerimi / su olur gözlerin akar uçurumlarıma / ardına ben de düşerim... kaç kez söyledim dur, akma diye! yüzüme o türlü bakma diye! yüreğim senindir yakma diye ! dinlemedin / niye ? yumunca gözlerimi/tenin karışır tenime ikliminde açar güllerim... kaç kez söyledim bahçeme girme diye! gecemde gülümü derme diye! beni bu kadar sevme diye! dinlemedin / niye ? yumunca gözlerimi / açılır yüreğim usulcacık girersin içeriye / beklediğim... kaç kez söyledim kapımı çalma diye ! uykumu fırsat bilme diye ! yollara düşüp gelme diye ! dinlemedin / niye ? yumunca gözlerimi artar burcumdaki yıldız... o sen misin ?! |
Dostluk ey dostluk! ey ruhları saran sihir! nerden atarsın çiçeklerini? bir bulabilsem bahçelerini içine dalacağım... toplayıp en güzellerini birilerine atacağım... acep neye benzersin? saklama benden adını, adresini, güzelliğini... biliyorum sen! kuytularda bülbül yuvasına, deniz dplerinde mercan adasına, gecenin sabahında açılan göze, gönül yaprağında çiye benzersin... sen! yare sunulan güle, baharı getiren yele, yüreği devşiren ele benzersin... |
Ela Gözlü seni işledim ki tül yüreğime, ela gözlü gül oldun vuruldun ellerime... gözünü boyamadım yar! kaşını koyamadım yar! kirpiğine yol çektim de yanına varamadım yar!... seni düşledim ki dul gecelerime, ela gözlü kol oldun dolandın bedenime... kolunu bükemedim yar! bükünden dönemedim yar! tenine gül ektim de gelip deremedim yar!.. |
Elde Var Yokluğun uykusunu ben uyurum balıkların, perdesi inik odalar içre... ne köpüklenen sular var artık, ne de susayan serçe... korkusunu ben duyarım yaşamanın, kanımda tıkırdayan seste... ne yağmurlar yağar, sağnak ne de aşkım var akan selde... acısını ben çekerim ayrılığın, su yanında yanan ateşte... ne umutlanır çiğdemlenir, mor ne de yollar tükenir hasrette... yalnızlığını ben yaşarım dağ çiçeğinin, ayazın yalar yüzümü, aygecede... ne ellerin vardır sevecek, ne de sıcaklığını sunarsın güneşte.... |
Esir Şiir eski zaman tanrıları esir aldı şiiri sözler zindan!.. zincire vuruldu dizeler afrodit daha güzel oysa, zeus daha büyük.. heybesi boşalmış kibele'nin eros'u doldurur içine, kıçı çıplak eros'un(!) nedense! dağlara kaçar çölü unutup bu yüzden gözleri kum dolu okuyucunun... ben leyla'yı çağıracağım ikaros'un yanına mecnun şirin'i sevmiş çünkü. kitabımda yazmaz ya, ihanetin daniskası! şirin de şirin olsa bari dur diyememiş aşka, korkağın biri!.. ilikleyip dursa da düğmelerini dışarıda kalmış memeleri... farkında değil ki!.. eski zaman tanrıları esir aldı şiiri hançerlendi duygular... tadı kaçtı istanbul'u veli'nin, çıplak ayaklı kontes çarşaf altında ağlar... sütçü kömür satar süt yerine herkes uykuda, düşünü kurar cennetin sabahı çağıran çıngırak sesi susar!.. duyan olmaz türkü söyleyen fahriye ablayı.. büyümüş attila'nın"sisler bulvarı", büyümüş de gökyüzünü kaplar... artık yeri değişti boylamların kim farkına vardı ki ben kadar... |
Fahişe meğer ne çok sevgilin varmış güneşkadın kıskandım seni, beni bağışla her allah'ın günü tepemde alev alev yanarsın da bitmez hiç sevdalı yanın küllerin geri mi döner yoksa ocağına şaşarım nerende saklarsın onca sevgiliyi dolaplar mı yaptırdın odalarına mesela tam sevişirken allım şallım baharla nasıl davranırsın kış çıkagelse kapına merak ettim benden de var mı haberin sevdanı dağıtırken ona buna neden beni görmezsin hangi vebalimden dolayı yalnızlığı reva gördün bana inan, daha çirkin değilim karafatmadan hamamböceğinden kargadan kakalaktan yoksa da çok param pulum benzemesem de papatyaya zambağa gül ağacına... beni de sev, beni de al koynuna söz kimselere söylemem sana dair gördüklerimi bildiklerimi ketum yanım,hovarda yanın olur beni de kat yanan ateşine birlikte yanalım emi!..ne olur! |
Fırçanı Tez Vur Tuale Ressam şu duvar ince yüzüm çatlamış hüznün bakışında ağlar / gökler kadar... fırçanı tez vur tuale ressam! onu maviye boya.. kadınlığımı değiştir bir de usançlarımda boğma!.. kopsun halatlar... şu duvar sabrım, çatlamış çocuklar hatırına yanar / dağlar kadar... fırçanı tez vur tuale ressam! onu beyaza boya... alınyazımı değiştir bir de tanrılara bırakma!.. okunsun zamanlar... şu duvar acım, çatlamış ayazında ömrün kanar / savaşlar kadar... fırçanı tez vur tuale ressam! onu siyaha boya... ezilmişliğimi değiştir bir de derinden kazı zamana!.. açılsın zambaklar... şu duvar umudum, çatlamış yağan yağmurda akar / dudaklar kadar... fırçanı tez vur tuale ressam! onu pembeye boya... sevdalarımı değiştir bir de yeniden at sevdaya!.. ömür bahar... tam ortasındayım odanın, boş ver duvarları ressam!.. beni sevgiye boya... ödenecek borçlarım var... |
Film en çok ne zaman düşünür insan? yani, en çok ne zaman geçer film aklından: kendinden küçük biri, bir cenin, bir kuş ölünce belki, selam gelmezse yardan... en çok ne zaman korkar insan? yani,? en çok ne zaman tekler film?: toprak delirince, şimşek çakınca, kurşun atılınca hiç yoktan, sular basınca ovaları, bir çiçek kırılınca dalından. en çok ne zaman yaşar insan? yani, en çok ne zaman renklenir film?: rüzgar esince bahardan, çiçekler açınca mavi, kuşlar uçunca tok, balıklar yüzünce deniz kızıyla, sen yüzüme bakınca en çok, ve bıçağına yatınca sevdadan... |
Geçme Sokaklarımdan ayaklarımı vurarak geçerim sokaklarımdan duyar mı acep beni tuğlalar bacalar / can dumanları! ağaçlardan çalınmış pervazlar / yanı başımda yatan mezar taşları... ey ömrüm!... ey 365'lerde kaybolan yıllar!.. beni hatırladınız mı? hani nerede çocukluk filizim? gençlik çiçeğim nerede?... alıp gtmiştiniz emanet birilerine sattınız mı?... ey yıllar!.. ey ömrüme biçilen zaman!... gecene kafa tutan bakışımı , sabahı çağıran sesimin tınını , güneşinde yanan bağrımı / kadınlığımı kitabınıza yazdınız mı? n'olur! bir de sen geçme sokaklarımdan , sustur ağzındaki ıslığı... hırsızı sen olma gönlümün devriyelerim yakalar... n'olur / vazgeç! düşme mahpuslarıma / çok acı!.. bedenim burda kalmışken gönlüm ne işine yarar... istersen beni leylim vakti çağır yanına , görüşmecin olurum , giydirerek gelirim gönlüme bedenimi fistanım ol / sar!... |
Geldim işte geldim işte ağzımda ay yorgunu türküler yakarak senin üstüne/ kaç leylim bahar söyledim kimbilir esen yellere/ duydun mu ki... geldim işte saçlarımda kış vurgunu güller kokarak savurdum yaban ellere toplayıp kalp vazona/ koydun mu ki... geldim işte ellerimde bir dilim somun ekmeği ve bir bardak soğuk su taşıyarak verdim yüreğimle/ aldın ama doydun mu ki... |
Git Çocuk git çocuk! bastığın an yıkılacak köprüler kurdum sular üstüne düşerken havalanacaksın... daha demin gözlerini milledim gecenin bıçağı ile güneşi yaktım sonra olsa da bir yanın uçurum, yokuş diğer yanın ölmek yok sakın, savaşacaksın... düşlerini yasakladım ya sen gene de uçur içine bindiğin balonu nasılsa patlayacak yükseldiğinde gerçeğe dönünce ağlayacaksın... büyüyecek elbet boyun, ellerin, ayakların enseni örtecek kısa sarı saçların bu değildi anlatmak istediğim dinle beni! çekilince arasından anne parmaklar sevdaya dokunacaksın... git çocuk!.. kes de git bütün ipleri... göbek bağın bende kalsın... |
Gitmeni istememiştimki Zaten gitme!.. çığlıklarında kaybolacak sular martıların, sen kıyıda beklerken bineceğin gemiyi kalakalacaksın... gitmeni istememiştim ki zaten; senin için değildi karşı sahil, bu gemi! öteki şehirleri limanların... |
gitme!.. çoktan kaçtı uzaklara otobüs ardından koşamazsın!... yollar düştü uçurumlara... uçurum gözlüm, koşsan da bulamazsın!... gitmeni istememiştim ki zaten; senin için değildi uzak diyarlar, taht kurmuşsun bikez gönlümün otağına çıkamazsın... |
gitme!.. binmek yok sakın kalkan trene bunu bana yapamazsın!.. arkandan ağlayan ben olurum sadece gözyaşlarımı tutamazsın... gitmeni istememiştim ki zaten; senin için değildi bu yas,bu sitem!... bağrın pamuk yığıdır bilirim, taş basamazsın... |
gitme!.. unut güneşi,unut bulutları, unut rüzgarı,kuşları da unut onlara takılamazsın... sana aşk yazdığım günü de unut okusan da anlayamazsın... gitmeni istememiştim ki zaten; senin için değildi akşam ile gece, senin için değildi kara gözlüm!... bu yıldızlar,bu sevdaya susayan yatak... yanlış işliyor akrep ile yelkovan saatlere bakmayı da bırak sen nasılsa buralısın... Gitmeeee!..... |
Gözlerin yarın olmasa bugün daha çok seveceğim seni! hep yarına uyarlanan yüreğim çarpar durur gözlerini... gözlerin hani! ? |
Gözlerinde Ağlayacağım Senin birazdan, kızıllığını verecek akşam yıldız ışıklarına... ve ben, koynuna sokulacağım senin, sakın uyuma!... birazdan, susacak gün, güneş çocuklar sinecek köprü altına... ve ben, gözlerinde ağlayacağım senin sakın kapama!... birazdan, körlüğü geçecek yarasaların, boşalacak mağaralar... ört perdeleri, korkma!.. ve ben, sabahı bekleyeceğim kollarında senin sakın bırakma!.. |
Güneş Kuşları yemin ediyorum / kitaplar üstüne! bu kuşlar güneşten düşmüş... bundandır kanatlarındaki alev / ten gibi usulca sokulurum koynuna... en temmuzlarda bile üşümüş, yüreğimi taşırlar gagalarında. bir tık sesi duyarsan eğer / al içeri bilki,onlar var kapında... saçlarım savrulur teleklerinden, rüzgarında örülmüş / güller yok ama! çözmek istersen gerdeğinde gecenin geleceğim yanına... yemin ediyorum / kitaplar üstüne! bu kuşlar güneşten düşmüş... bundandır gözlerindeki ışık / sen gibi gökkuşağı yaparım prizmalarımda geçirip korkusuzca yatarım altına haydi! gözümü uyku bürümüş, uyumadan sev beni!... |
Güneşli Resim bir garip burkulur yüreğim, sen ağlama! sen ağlama bebeğim!... seni korkusuna atamam gecenin, ellerim ilmik dokur, kitap okur gözlerim... bak! senin için yazdığım şiir aydınlık, güneşli çizdiğim resim... |
Güney Türküleri güneyi yakan güneş / düştü sularıma büyüdü sazlıklarım / çatladı yumurta kuş uçtu uçacak / tutamam ki! ... |
(II) hep güneye akar sular... hep güneye uçar kuşlar... hep güneye bakar ayçiçekleri... ben de ketıldım onlara... öyle üşüdüm ki canım / orda mısın? |
(III) portakal bahçelerine eser rüzgarım portakal değil / güneş toplarım... bir türkü söylerim sonra / yar üstüne hey! .. toroslar'ın göçer kızı! seni çok sevmiştim / gelsene! ! ! |
(IV) akdeniz'de lapinalar /yüzer düşlerimde su olur uykularım... soyun da gel yanıma / kimseler yok, inan! beraber yıkanalım / tuzu kalsın tenimizde... |
Haşo bilir misin haşo! seni özledikçe boy atar yüreğimde ayrık otları köklerine dolanır ayakların... öbür yanda yıllar var almış başını gider de dört nala bakmaz ardına... adını gel sen koy bana bıraktığı taşların... bu böyle olmaz haşo! anlıyorsun ya,susuşun çaresizliğindendir elimde ağzı bozuk çapa kör bir makasla kalakalmışım... hadi çık gel haşo! bekleme baharı,öldü ibibikler... çek gözlerini dağ doruklarından yada unut gitsin ayrık otlarımı... zaten gün vurdu da çoktan sarardı.. al işte sana yeni bir haber... ağlama haşo!..sakın ağlama! sisler çökse de göz bebeklerine açılır elbet geçitler o zaman bir tutam ayrık otuyla gel yanıma!..benimle beraber... |
Hazan Gülleri ılık rüzgarlar geçerken yapraklar arasından ellerin gezinir saçlarımda parmaklarından dökülür sevgi/ aşk /ekin taneleri söyle!.. en bitek toprak ben miyim? üstümde açar karanfiller /gelincikler/ hazan gülleri biliyor musun güzelim çoktan dönüş yoluna düştü kuşlar zaman ikindi. ...... oysa kırmızı bir gülle açtık şafak vakti dirildik toprakta/ canlandı kum taneleri. biliyor musun güzelim yaşanmamış aşklar getirdi bize dalgalar koştuk kıyılar boyu elin elimde bizi kimseler görmedi. hatırla hele!.. dalıp dalıp çıktığımız maviliklerde yakamoz topladık geceleri. |
Islık hadi! bir ıslık çal bana / diş sesi! biraz daha yaklaşsın uzaklar... aramızda ne kaldı ki! küçük bir dağ küçük bir tepe / kum dikmesi ekin dolu bir ova bana getirmen için yeşerdi... bakma sen onun gümbürdeyen sesine... o incecik bir dere... atla gitsin!.. kabulümsün ayakların suya değse de... buradayım, az ötende tek sokak kalmış, iki ev.. iki pencere.. yıkılmaya yüz tutmuş eğreti duvar var sadece... bir ıslık çal ki dar olmasın zaman mesela gün bitmiş uyku başlamış olsun gözlerde... |
İkilem biter mi hiç şairlerin ağacı sen ahlat dersin ben kiraz!i ille de akasya diye tutturur bir başkası... ama bir şey var anlayamadığım: neden gülün ağaç olmadığı? bu soru üzerinde kırk yıl düşündüm, kırk testi doldurdum kırk çeşmeden... lakin yoktur yanıtı. bir ihtimalde şimdi aklım İki şıklı olsa da bulduğum yanıt ikisini de karaladım. a-dikeni var b-meyvesi yok peki sen bu soruyu nasıl yanıtladın? |
İkinci Bahar neden şimdi? nesi vardı ömrümüzdeki baharın; ağaç ağaca benziyordu,yaprak kendine, gene pembeydi,beyazdı,mordu çiçekler... gene savruluyordu rüzgarda saçların tarayıp öremedim... |
neden şimdi? nesi vardı gözlerindeki ayın,yıldızın,güneşin; gene gök gürlüyordu bakışında, gene kuşlar ıslanıyordu yağmurlarından... yedi renkti gene gökkuşakların altından geçemedim... neden şimdi? nesi vardı sevdaya duran yüreğimizin; gene kıpır kıpırdı damarımızda kan, birbirimizi bulabilmek için,uzak yoldan... hangi okunmaz adresteydin? kapını bilemedim... |
neden şimdi? nesi vardı eskiden sokakların, şehrin? gene umudu adımlıyordu ayaklar, gene işini yapıyordu simitçi çocuk... usulca cebine gidiyordu gene ellerin tutup sevemedim... neden şimdi? nesi vardı başağa duran tarlanın, çomağa saran bostanın,bir türlü gelemedin! kuşların göçe kanat vurduğu zamandı, çökmüştü gene dağlara sislerin yüzünü göremedim... |
neden şimdi? nesi vardı gençlikte yaşanan hikayenin; kahraman ha başkası,ha sendin! deftermiydi değişen,yoksa kalem mi? durmadan sevda yazıyor şimdi gözlerin okuyup bitiremedim... ve ben, güz sonrası açan güldeyim eğilip öpemedin... |
teşekkürler |
İronik sağ gözümü sana versem, sol gözüm bana dargın... tutup değiştirsem sana verdiğimi bendekiyle bu kez sağ gözüm firar! koştum ardından, tutamadım! .. adım şaşıya çıkmış bir kez, doğrudur, ne de'yim? çünkü; gözümün biri denizde, biri dağdadır... işte bu yüzden; ah... iki gözüm, ceylan bakışlım! ... ne yaptım, ne ettimse; iki gözümle, iki gözüne bakamadım... |
İtiraf Kaç şarkı söyledimse ıslıkla Arttı da arttı dinleyicilerim... Bir deniz gelmedi yanıma, bir de sen! Terledim. İki çocuk bezirgan başı oynar içimde Kapı hakkını beklerler, Altından geçemem kollarının Sana verdiğim sırrı isterler...(vermedim!) Mırıl da mırıl, Şırıl da şırıl... Bir kuş dilidir anlatmaktan bihaber Bu şiir! Tersten okunan hayatın En başında Kukuletalı çocuk ben değilim... Ne söyleyeceksem pespaye Yiğidime söylerim... Alkırı, malkırı Bu yaptığım doğruya aykırı... Ama, Hiç yalanım yok ki benim Seni sevmişim... |
Kaçak Senden kaçtığımda Sana dağım, sana deniz! .. Biraz da gökyüzüyüm Gecem, gündüzüm çeyiz! ... Kopmayan uçkurunum Çek çek misina! .. Makarasız, metresiz... Yanımda değilken Rahatsa için Uykunu uyuyorsan deliksiz! .. Fare dişinde değilse yüreğin Benimle ama bensiz! ... Şanslı saymalısın kendini İnan! Yoktur başkaca bir günahım Kuşlarla seviştiğimi saymazsan Tüysüz, türbesiz! .. |
| Türkiye`de Saat: 22:10 . |
Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2