Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Eğitim Öğretim > Dersler - Ödevler - Tezler - Konular > Bæsın Yayın

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 07-02-2007, 14:17   #11
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Türk basınında ilk rekabet ve ilk tartışma Ceride-i Havadis’in 29. sayısında Şinasi’nin şair evlenmesine hakaret etmesi ve Tercüman-ı Ahval’in, Ceride-i Havadis’in sahibi İngiliz diye karşılık vermesi ile başlamıştır.

d) Tasvir-i Efkar
Şinasi’nin tek başına çıkardığı gazetedir. Şinasi’nin kalemiyle hürriyet düşüncesini yayması bakımından basın tarihimizde önemlidir. Padişah Abdulaziz bu gazetenin varlığından huzursuzluk duyar. Buna rağmen önemi, düşünce özgürlüğü konularını işlemiştir. İlk edebi tartışmalar bu gazetede bmaşlamıştır. (Mebhuse-tü-Anha) meselesi gibi.)
Tanzimat döneminde basın - yayın alanında hukuk düzenine uzun süre geçilememiştir. Basımevlerinde gazete ve dergi gibi basın ürünleri basılması zorunlu olunca Tanzimat döneminde basın - yayınla ilgili ilk hukuki düzenlemenin (Mtaabalar Nizamnamesi) ile başlar.
Tanzimat gazeteciliği; halkın görüşüyle birlikte edebiyatı da değiştirir. Çünkü günlük yaşamın gazeteyle ön plana geçmesi, edebiyatımızda da etkisini gösterir. Bu gazeteleri okuyanlar, Batı’dan yapılan roman çevirilerini izleyenler yeni bir dünya görüşüyle karşılaşırlar. Eski yaşamın, tüm olarak dine göre düzenlenen kurumlarla fikirleri, Tanzimat sonrası gazeteciliğiyle dinamikleşir.
Tanzimat döneminde yayınlanan gazetelerin sayısı yetmişe yaklaşırken, dergiler yüzü geçer. Tanzimat edebiyatının oluşmasında, yeni Türk nesrinin doğmasında en büyük rolü oynayan, en önemli görevi yüklenen gazetelerde dergilerin en belli başlıları:
Takvim-i Vekayi (1831), Ceride-i Havadis (1840), Vekayi-i Tıbbsiye (1850) Mesleki Gazete, Tercüman-ı Ahval (1860) Tasvir-i Efkar (1862), Ali Suavi’nin yönettiği Muhbir (1866) İstanbul (1867) N. Kemal, Ziya Paşa’nın çıkardığı Hürriyet (1868), Basiret (1871), Tercüman-ı Hakikat (1878), Maarif (1890), Resimli Gazete (1891), Malumat (1893) ikdam (1894).
  Alıntı ile Cevapla
Alt 07-02-2007, 14:18   #12
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Tanzimat şairleriyle, yazarlarının hepsi gazetecilik, dergicilik dergicilikle ilgilidirler. Edebiyat dergilerinin çıkışları gazeteden sonra geldiği için, ilk edebiyatla ilgili yazılar gazetelerde yayımlanır. Bu yüzden Şinasi, Namık Kemal, Ziya Paşa Ahmed Mithad, Ahmed Vefik Paşa, Ebuzziya Tevfik Recaizade Mahmud Ekrem, Şemsedin Sami... gazetecilikle edebiyatı kaynaştırılar.
Tanzimat bir bakıma Osmanlı İmparatorluğu’nun bazı kurumları ile batıya yönelişidir. En tipik özelliği siyasal ve sosyal konularda yazı yazabilecek yazar kadrosundan yoksun olmasıdır. Gazetelerin içeriğinde dil ve edebiyat sorunlarına ağırlık verilmiştir. Özellikle edebiyatla ilgili konular gazetelerde önemli yer işgal eder.

2. Birinci Meşrutiyet ve İstibdat Dönemi Basını (1876 - 1908)
Türk gazeteciliğinde ikinci evre Birinci Meşrutiyet ve İstibdat Dönemidir. Bu dönemin özelliği, basının halk kitleleri ve hükümet çevrelerinde etkisinin artmasıdır. Abdulaziz’in padişahlığı sırasında birçok aydının sürgüne gönderilmiş olmasına rağmen, basın, halkın günlük hayatı ile yakından ilgilenmeye başlamıştır.
Batı ile yakın ilişkiler kuran Yani Osmanlılar devleti kurtarmak için, Müslüman ve Hr7istiyan halkın tam bir eşitlik içinde devlet ve ülke işlerine karışması gerektiğine inanıyor ve bunun için de ülkede Meşrutiyet idaresinin kurulması gereğini savunuyorlardı.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 07-02-2007, 14:18   #13
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

30 Mayıs 1876’da Abdulaziz tahtan indirilmiş ve yerine V. Murad padişah olmuştur. Ancak üç ay padişahlık yapabilen V. Murad’ın kısa süreli iktidarında geçici bir özgürlük dönemi başlamış, bundan yararlanan sürgünler İstanbul’a dönmüşler, gazetelerde her çeşit yazılar yayınlanır olmuştur. Basının tam özgürlüğe kavuştuğunu sanarak bazı yeni gazeteler yayın hayatına girmişlerdir.
Bu üç aylık iktidar döneminde (Haziran - Ağustos) böyle bir coşkunluk içinde geçen, ancak akli dengesi bozulduğundan tahtan indirilen V. Murad’ın yerine meşruti idareyi kabul edeceğini vadeden bir Anayasa’nın yayınlanmasına ve milletvekilleri Meclisinin kurulmasına söz veren kardeşi II. Abdulhamid 31 Ağustos 1876’da hükümdar olmuştur.
Meşruti bir idareye kavuşmanın sevinci, Anayasa’nın ilan edilmiş olması, basın alanında coşkunca bir yayın yapılmasına neden oluyordu. Padişah bu yayınlara içerlemekle birlikte açıkça cephe almayı henüz düşünmüyordu. Bunlar arasında özellikle mizah gazeteleri hükümdarın sabrını taşırmaktaydı.
Yeni bir basın kanunu hazırlanmış bu kanun tasarısındaki gazete çıkartmak isteyenlerden (Kefalet Akçası) alınması ve mizah gazetelerinin yasak edilmesiyle ilgili maddeler görüşülürken tartışmalar çıkmış, tepkiyle karşılanmıştır. Milletvekilleri basının serbest olmasını savunuyorlar ve hükümetin hazırladığı tasarıyı basın kanunu değil, özgürlükleri kısıtlayan ve basına kilit vuran Ceza Kanunu olarak niteliyorlardı. Basının serbest olduğu ülkelerin her bakımdan ilerlediğini ileri süren milletvekilleri, mizahı yasaklayan ve kefalet akçası yatırılmasını öngören maddeleri çıkarıp tasarıyı kabul ettiler. Ayan Meclisinden geçen tasarıyı padişahın onayına sunmuşlar ancak değişikliklere kızan Abdulhamid kanunu onaylamamıştır. Buna rağmen bütün mizah gazeteleri kapatılmış ve 1908 yılına kadar ülkede mizah gazetesi yayınlanamamıştır.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 07-02-2007, 14:19   #14
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Osmanlı tarihinde Abdulhamid’in otuz buçuk yıllık diktatörlük yönetimini kapsayan ve bu nedenle istibdat dönemi olarak nitelendirilen, özgürlüklerin en fazla kısıtlandığı yıllar, Türk basınının en karanlık çağıdır.
Önceleri yalnız siyasi yayın yapan gazeteler sansüre tabi tutulurken, 1881’den itibaren sansür şiddetini biraz daha artırmış, tüm gazete ve dergiler sansür kapsamına alınmıştır. 1898 1900 ve 1901 tarihlerinde çıkarılan iradeler, bütün devlet güçlerince, fikir müesseselerine karşı adeta bir tedhiş eylemine girişilmiş olduğunu kanıtlamaktadır. Gazetelerin kapatılması, yazarların cezalandırılması, gazete imtiyazlarının kaldırılması gibi idari ve keyfi kararlarla basın özgürlüğü tamamen yok edilmiştir.
İstibdat dönemi basın tarihimizin sönük ve cansız yıllarını kapsamaktadır. Hergün şiddetini biraz daha arttıran sansür ve idari baskı sistemi gazeteleri ürkütmüş ve sindirmiştir.
Papadopulas ve Şemsedin Sami’nin birlikte çıkardıkları Sabah, Ahmed Mithat’ın kurduğu Tercüman-ı Hakikat Ahmed Celvdet’in (Türk Gazetesi) başlığı ile yayınladığı İkdam, Murat Bey’in çıkardığı Mizan bu dönemde yayınlanmaya başlayan ve daha sonra da yayınlarını sürdürecek olan belli başlı gazetelerdir.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 07-02-2007, 14:19   #15
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Basın tarihimizde ilk defa Sabah Gazetesi Miladi tarih kullanmıştır. İstibdat döneminde Sabah gazetesinin en büyük rakibi İkdam gazetesidir. Bu iki gazete arasında hakarete varan ve işi fikirlerden ziyade kişilere dayandıran sert tartışmalar yapılmıştır.
Halkın anladığı dilde yazıları içeren, bu nedenle halka okuma zevkini aşılayan Tercüman-ı Hakikat gazetesini 25 Haziran 1878’de Ahmed Midhat Efendi çıkarmıştır. Bu gazete gericiliğe ve tutuculuğa karşı savaş açmış, bu arada romanlar tefrika etmiş, tarih dizileri yazmıştır. Bu haliyle daha çok bir halk gazetesi olmuştur. Halka bol havadis veriyor, halk dilinde zengin yazılar koyuyor, bu nedenle aydın kişiler yanında geniş halk kitleleri bu gazeteyi okuyordu.
Ahmet Cevdet, İkdam’da Basına sansür uygulanmasına daima karşı çıkmıştır. Yayınları yüzünden gazete sahipleri ve sorumlu müdürlerin veya muhabirlerin polis tarafından sorguya çekilmesini eleştirmiştir.
İstibdat döneminde Servet-i Fünun dergisi en önemli dergidir. (27 Mart 1891) Dergiler çok önem kazanmıştır çünkü yöneticiler dergileri gazetelerden daha az tehlikeli buluyorlardı. 256. Sayıdan sonra (7 Şubat 1896) Tevfik Fikret’in yazı işleri yönetimi altında bir edebiyat dergisi haline gelmiş ve Edebiyat-ı Cedide topluluğunun yayın organı olmuştur.
539. sayısında Hüseyin Cahit’in Fransızca’dan çevirdiği (Edebiyat ve Hukuk) adlı makalenin yayınlanması üzerine 16 Ekim 1901’de Abdulhamid’in iradesiyle kapatılmıştır.
1 Nisan 1893’te Baba Tahir’in çıkardığı Malumat dergisi de Servet-i Fünun gibi gazete hüviyetinde bir dergidir.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 07-02-2007, 14:19   #16
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Ayrıca bu dönemde çıkan Mektep, Gayret, Nilüfer dergileri de vardır.
II. Abdulhamid, Mebusan Meclisini dağıtınca yurt dışına çıkan bir kısım aydınlar tarafından yabancı ülkelerde gazeteler yayınlanmaya başladı. Hayal gazetesi (1878’de Pariste, 1879’da Londra’da, Ali Şefkati’nin çıkardığı istikbal, İstanbul’da kapanınca 1880’de Cenevre’de, Gencine-i Hayal 1881’de Paris’te yayınlandı.
Fransa’ya kaçan Ali Rıza 3 Aralık 1895’de Paris’te Türkçe ve Fransızca olarak Meşveret gazetesi yayınlanmıştır.
Yurt dışında çıkarılan Jön Türk gazetelerinden biri de Mizan’dır. 1894’de Mısır’a kaçan Murat Bey 1896 Şubatında Kahire’de çıkarmıştır. Mizan 1877’de Cenevre’de kapatılınca İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin kurucularından İshak Sukuti ile Dr. Abdullah Cevdet 1897’de Osmanlı adıyla Türkçe ve Fransızca bir gazete yayınladılar.
Paris’te Türkçe basılan Şura-yı Ümmet gazetesini Ahmet Rıza çıkarmıştır. Diğer gazeteler şöyledir: 1896’da Tunalı Hilmi, Ezan gazetesini Cenevre’de, 1896’da Londra’da Hürriyet, 1897 Kahire’de, Hoca Kadri’nin çıkardığı Kanun-ı Esasi ve El Katip, Cenevre’de Hakikat (1897), Selamet (1901) Brüksel’de Türkçe ve Fransızca Le Moniteur Otoman, 1904’te Abdullah Cevdet, Cenevre’de İçtihad gibi gazeteler yurt dışındaki aydınlar tarafından çıkarılan ve gizlice ülkeye sokulan gazetelerdir.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 07-02-2007, 14:20   #17
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

II. Abdulhamid yönetiminin başladığı 1876 yılından 1908 meşrutiyetin ilan edildiği güne kadar ülkemizde basın çok sıkı bir sansüre tabi tutulmuş, bu dönemde yayınlanan gazetelere en ağır müeyyideler uygulanmıştır.
Basın rejimindeki kısıtlamalara rağmen, basın tekniğinde devamlı bir gelişme ve değişme müşahade edilmektedir.
II. Abdulhamid’in 33 yıllık yönetimi sırasında gittikçe sertleşen bir sansür olduğundan ülkede basın yoktur demek doğru olacaktır. Sadece güdümlü gazeteler vardır. Bütün bu güç koşullara rağmen Namık Kemal, Ziya Paşa, Ahmed Midhat, Ali Suavi Mizancı Murad, Ahmed Rıza gibi ülkücü yazarlar halkı bilinçlendirme yolunda hayatlarını hiçe sayarak büyük çaba harcamışlar ve istibdat dönemi basınının azimli ve cefakar temsilcileri olarak tarihe geçmişlerdir.

II. Meşrutiyet Dönemi Basını (1908 - 1918)
II. Abdulhamid’in parlamentoyu toplantıya çağıracağını ve Anayasa’yı tekrar yürürlüğe koyacağını bildiren dört satırlık fermanı 24 Temmuz 1908 sabahı İstanbul gazeteleri tüm halka duyurmuştu.
II. Abdulhamid tarafından ilan edilen bu fermanla, yeniden yürürlüğe konulan 1876 Anayasasına göre, seçimlerin yapılacağını da bildiriyordu. Bu haber İstanbul’da büyük bir coşkuya sebeb olmuş ve gazeteler için geniş bir özgürlük dönemi başlamıştır.
İlk iki buçuk ay içinde imtiyazı alınan gazetelerin sayısı iki yüzü geçmiştir. Fakat bunların birçoğunun ömrü kısa olmuştur.
İkinci Meşrutiyet ilan edildiği sırada yayını sürmekte olan beş ya da altı gazete vardır. Ahmed Cevdet Bey’in İkdam’ı, Mihran Efendi’nin Sabah’ı, Ahmed Midhat’ın Tercüman-ı Hakikat’i ve Ahmed İhsan’ın Servet-i Fünun’u. Bu gazeteler basın sansürü kalkar kalkmaz İstibdat devrini eleştiren yazılar yazdılar.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 07-02-2007, 14:20   #18
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Yeni dönemin ilk gazeteleri Abdullah Zühtü’nün “Yeni Gazetesi” Hüseyin Cahit’in Tevfik Fikret ve Hüseyin Kazım’la birlikte çıkardıkları “Tanin” olur.
Bu dönemde halkın gazetelere olan rağbeti artmış bazı gazetelerin tirajları 50 binlere kadar yükselmiştir. Baskı ve İstibdat sebebiyle Avrupa’ya kaçmış olan veya sürgüne gidenler, hükümetin değişmesi ve af kanununun çıkmasıyla İstanbul’a dönmüşlerdir.
Meşrutiyet’in ilanından sonraki ilk günlerde yönetimin otoritesi neredeyse sıfırdı. Herkes tam bir özgürlük havası içinde istediğini söylemekte ve yazmaktaydı. Gazeteciliğin ne olduğunu bilmeden büyük yatırımlar yaparak gazete çıkarmaktaydı, bir süre sonra bu gazetelerin çoğu kapanmaktaydı. Bobboğaz, Elüfürük, Karagöz gibi başarılı ve çok satışlı birçok gazete yayınlanır. Hepsi başta yönetim olmak üzere her şeyi eleştirmektedirler. Azınlıklar, şeriatçılar, Osmanlıcılar, Herkesin gazetesi vardır.
İttihat ve terakki karşısında teşkilatlanan Ahrar fırkası “Osmanlı” adlı bir gazete çıkarmaya başlar. “Serbesti” “Mizan” “Sada-ı Millet” İktidar partisini tenkide başladılar. “Tanin” ile “İkdam” çatıştı. İttihat ve terakki’nin yayımladığı Şüra-yı Ümetin yanında birçok dini dergi ve gazeteler yer aldı. Derviş Vahdeti’nin yayımladığı “Volkan” Cemiyet-i duygularını kışkırttılar. 13 Nisan 1909 (31 Mart) ayaklanışı üzerine II. Abdulhamid tahttan indirildi ve yönetime geçen askerler basına sansür koydular. 1908 - 1909 arasında 353 gazete ve dergi çıkartıldığı bilinir. Bunlar arasında İttihat ve Terakki taraflısı olanlar: Yeni Tasvir-i Efkar, Şura-yı Ümmet, Tanin, Hak, Millet Hürriyet, Servet-i Fünun, Tercüman-ı Hakikat Sada-yı Millet, Hilal, Peyam, Alemdar, Serbesti Yalnız, Yeni Gazete, İkdam ve Sabah tarafsız dırlar.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 07-02-2007, 14:20   #19
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Osmanlı İmparatorluğunun harbe girmesi dolayısıyla harbin devamı boyunca askeri ve sansür hakim olduğundan muhalefet tamamen susmuş ve basın hürriyeti hemen hemen hiç kalmamıştır.
“Serbesti” gazetesinin başyazarı Hasan Fehmi bir yazısında “İttihat ve Terakki, açlık, kıtlık ve koleradan da fazla tahribat yapmaktadır.” Diye yazınca önce tehdit edilmiş. Bu işe yaramayınca 6 Nisan 1909 gününün gecesi Galata Köprüsünde öldürülmüştür.
Bu dönemde mizah dergileri de artmıştır. Kalem, Davul, Püsküllü Bela, Curcuna, Cingöz, Hokkabaz Zevzek, Zuhuri, Hacivat, Laklak, Eşek, El-Malum ve Yuha
Bu dönemde siyasi arenada İttihat ve Terakki ile Hürriyet ve itilaf partilerinin bir çekişmesi vardır. Basın alanında da gruplaşmalar başlamıştır. Bunlar yukarıda da zikrettiğimiz gibi kendi gazetelerini çıkarmışlardır.

Mütareke ve Kurtuluş Savaşı Dönemi Basını (1918 - 1923)
Mütareke devrinde gazeteler hem hükümetin hem de işgal kuvvetlerinin sansürü altına girmişlerdir. Anadolu’da milli hareket başladıktan sonra bunu destekleyen gazetelerin çalışma şartları çok ağır olmuştur. O kadar ki bazı makalelerde - başlık ve imzadan başka - sansür tarafından çıkarılan ve yeri boş bırakılan kısımlar dışında pek az yazı kalmıştır.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 07-02-2007, 14:20   #20
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Sansürle dilediklerini alamayan işgalciler, gazeteci ve diğer aydınları tutuklamaya başlar. Hüseyin Cahit, Ahmet Ağaoğlu, Süleyman Nazif, Aka Gündüz gibi pek çok yazarla birlikte çok sayıda politikacı bürokrat ve aydın tutuklanarak Malta’ya sürülür.
Yakup Kadri ve Falih Rıfkı “İkdam”da, Celal Nuri “İleri” de, Yunus Nadi “Yeni Gün” ile Anadoluya destek vermişlerdir.
İstanbul’da yayınını sürdüren “Alemdar”, “Akşam”, “İleri”, “Yeni Gün”, “Vakit”, “Tarik”, “Ümit”in yanı sıra Anadolu’da Milli Mücadele’nin gelişimine paralel olarak gazeteler yayınlandı. Sivas Kongresi organı olarak “İrade-i Milliye (1919) Mustafa Kemal’in gelişinden sonra Ankara’da çıkan “Hakimiyet-i Milliye” (1919), Yunus Nadi’nin Ankara’da yayınladığı “Anadolu’da Yeni Gün” (1920) ile birlikte Milli Mücadele boyunca Anadolu’da yüze yakın gazete ve yetmiş - seksen kadar dergi yayınlandı: “Yeni Adana” (1918), “İstikbal” (Trabzon 1918), “Öğüt” (Afyon, Konya 1918) “Doğru Söz” (Balıkesir 1919) “Açık Söz” (Kastamonu 1919) “Emel” (Amasya 1920) “İntibah” (Bursa 1921) “Küçük Mecmua” (Diyarbakır 1922)
Buna karşılık işgalciler, ulusal mücadeleye destek vermeyen gazete ve gazetecileri koruyup kayırmaktadırlar. Bunların en ünlülerinden biri “Peyam-ı Sabah”ı çıkaran, Mülkiyenin siyasi tarih hocası Ali Kemal’dir. Anadolu güçlerine “Dağiler! Bağiler” diyecek kadar keskin bir Ankara karşıtı olan Ali Kemal, Büyük zaferden sonra İzmit’te halk tarafından linç edilmiştir.
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 00:33 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580