Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Eğitim Öğretim > Dersler - Ödevler - Tezler - Konular > Tarih

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 26-01-2007, 08:59   #1
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Atatürk'ün Üstün Kişiliği

ATATÜRK’ÜN ÜSTÜN KİŞİLİĞİ


1. Atatürk’ün Dehası

Sosyal şartlar, büyük adamların ortaya çıkmalarında lüzumlu, zaruri şartlar olduğu halde yeterli şartlar değildir. Mevcut insanlar arasında bazılarının ferdi uzviyete ait özellikleri dolayı siyle diğerlerinden üstün oldukları görülür. Sorunu çözümlemek için önce büyük adamların ortaya çıkmasının sosyal şartlarını incelemek gerekir.
19 Mayıs 1919’ da Mustafa Kemal Paşanın Samsun’a çıkışında karşılaştığı şartlar, Türk Milletinin ıstırabı, sosyal şartların gerçek büyük adamını ortaya çıkarmıştır.
Atatürk milleti hakkında verilen esaret ve ölüm kararına karşı gelen, isyan eden, başkaldıran ve milleti birlik ve beraberlik içinde hedefe yönelten bir millet temsilcisidir.
Yahya Kemal Beyatlı’nın ifadesi ile “ Mustafa Kemal İzmir’e efsunlar çıktığı günden evvel bir ferddi. O günden beri artık bir ferd değil, bir timsaldir.”
Nurullah Ataç’a göre de, “ Atatürk, dehasını Türk’ün özünden almıştı; o bir fert, bir şahıs değil, bir millet hayatının, kudretinin insan şeklinde tecelli etmesiydi.”
Asıl önemle üzerine durduğumuz nokta, büyük işler başaran, sonuçlandıran büyük adamın şahsi kabiliyeti, üstün kişiliğidir. Atatürk dahi midir? Dehasının nitelikleri nedir?
Deha, dikkat, muhakeme, hafıza, muhayyile ve irade gibi psikolojik melekelerin terkibi bir üstünlüğüdür.”Atatürk’te dikkat, heyecan, muhakeme, istidal, idrak melekeleri harikulade bir kıymette ve hususiyettedir.”
Ondaki azim ve irade de olağanüstü idi. Yenemeyeceği hiçbir güçlük, deviremeyeceği hiçbir engel yoktu. Her engeli sabır, tedbir ve zor ile yenerdi. Deha bu yönü ile uzun bir sabır kudretidir.
“ Harp stratejisi üzerinde önemli eserler yazmış olan Clausewitz, dünyada fertler ve milletler için, üstün başarının en kudretli kaynağını sarsılmayan iradede görmektedir. Yenilmez iradesiyle bütün hayatı boyunca çok nazik durumlarda güçlükleri hatta çaresizlikleri yenerek milletini selamete ulaştıran Atatürk, bu yargının gerçekliğini ispat eden nadir komutan ve liderlerin başında gelmektedir”
Atatürk yorulmak bilmeyen iradesi, tükenmeyen enerjisi ile Türk Milletini medeni ve insani hedeflere ulaştırmanın savaşını şerefle başarmıştır. Bu irade, dehanın bir vasfıdır. Herriot’un dediği gibi, “yalnız fertleri değil, milletleri de önünde hürmetle eğdiren, güneş gibi parlak bir dehanın ışıkları altında mafküre için çalışan yapan ve uğraşan bir irade”
Alman Generali Liman V. Sanders, Mustafa Kemal’i şöyle anlatmaktadır. “Sevimli, sempatik, mütevazı duruşlu, fakat kararlarında aşırı derecede ısrarlı, dileklerinde sarsılmaz surette sebatlı, görüşlerini açıklamada tereddüde yer bırakmayacak derecede açık”
Sabır kadar önemli dehanın vasıflarından biri de, hiç şüphesiz, önceden seziş(intuition) ve ona dayanan uzağı görüştür. Bize ilerisini görmek için yeni imkanlar veren bütün insanlar, Ostwald’e göre büyük adamlardırlar.
Dahi Atatürk, uzak görüşü ile Türk milletinin yaşama kabiliyetini şezmiş ve onun sesini dünyaya duyurmuştur. Yahya Kemal Beyatlı da aynı düşünceyi şöyle ifade etmektedir: “Mustafa Kemal Paşanın asıl dehası Samsun’a çıktığı günden itibaren Türk milletinin istiklal iddiasında olduğunu sezişindendir”
Atatürk muazzam bir iradi hürriyete ve kuvvete sahipti. Bu aynı zamanda derin vicdan ve maneviyatın ve yüksek sezişin de ifadesidir.
E. Herriot, “ Onda, hayranı olduğum iki harikulade vasıf vardı ki, biri alev gibi parlayan vatan sevgisi, diğeri eserine mutlak bir mantık ve vahdet manzarası veren nefse hakimiyettir” diyerek Atatürk’ün üstün kişiliğini bir diğer yönden ortaya koymuştur.
Kant’a göre dahi, kaidelerin üstüne çıkarak orijinal ve misal olacak eser yaratandır. Atatürk, Kant’ın tarif ettiği büyük insandır, dahidir.
Büyük adamların bariz özelliği, düşünce özerkliği, olayları müşade etmek ve bu müşadelelerden doğru dürüst sonuçlar elde etmek yani gerçekçiliktir. Atatürk gerçekçi idi. “ Biz ilhamlarımızı gökten ve gaipten değil; doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz. Bizim yolumuzu çizen; içinde yaşadığımız yurt, bağrından çıktığımız Türk Milleti ve bir de, milletler tarihinin bin bir facia ve ıstırap kaydeden yapraklarından çıkardığımız sonuçlardır.” “ Bizim akıl, mantık, zeka ile hareket etmek şiarımızdır"
  Alıntı ile Cevapla
Alt 26-01-2007, 09:01   #2
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

E. Herriot, Türk devriminden bahsederken, bunun bir mucize olduğunu kabul etmeyerek, “isteyerek, hesaplanarak yapılmış, mantığa müstenit ve millet aşkından mülhem bir eser” olarak tavsif ediyor.
İnsanlar kendilerine yeni düşünceler, yeni değerler, eşsiz büyük yeni heyecan getirenleri, büyük insan olarak görürler, dahi olarak adlandırırlar. Atatürk canlı bir düşünce, yeni değerleri topluma kazandıran insandır.
Atatürk ilim zihniyetinin, çağdaş düşüncenin de sembolüdür.
Danimarka, National Tidence gazetesi, bu amaçla Atatürk’ün gerçek yönünü belirtiyor:
“Atatürk, şahsiyet ve kabiliyetin en büyük timsali idi. O yirminci asrın en muazzam vakıasını yaratan adamdır.”
Atatürk’ün üstün şahsiyetini daha 1922’de, General Tavshend, “ ben şimdiye kadar 15 hükümdar ve cumhur reisi ile hususi ve resmi konuşmalar yaptım. Bu gece kadar ezildiğimi hatırlamıyorum. Mustafa Kemal’de büyük bir ruh kudretinin esrarı var” onun müstesna şahsiyetini belirtmiştir.
General Ali Fuat Erden’e göre, Atatürk çok cepheli deha örneğidir.
“ Önce askeri deha. Deha fıtridir. Serdar’ı vasıflandıran fikir kabiliyetleri fıtridir. Lakin deha, bu ilahi kıvılcım, büyük işler yapabilmek için fikir terbiyesine muhtaçtır. Serdar, fıtrat tarafından başlanan, say ve terbiye ile geliştirilen, tecrübe ile ikmal edilen ve taçlandırılan canlı bir anıttır”
Albert Sarruat da Atatürk’ü çok yönlü bir deha olarak tanımlamaktadır.
“ Atatürk’te en mühim nokta, yenilmez bir muharip, büyük bir sevkülceyşci olduktan başka en büyük dehalarda bile bulunmayan vasıfları nefsinde toplayan en mahir bir devlet adamı ve birinci sınıf bir ıslahatçı olmasıdır. O Türk milletinde pek derin bulunan milli his gibi kuvvetli bir manivelâyı istediği gibi kullanmıştır.”
Aynı konuya temas eden bir İspanyol gazetesi de “ Atatürk, askeri deha ile devlet adamı ve filazof dehasını cem etmişti.” demektedir .
Armstrong ve Benoist- Mechin, Atatürk hakkında müşterek bir müşahedeye varmaktadırlar. Atatürk’ün geniş ölçülere sığmayan imparatorluk haşmeti karşısında, memleketin saha bakımından darlığı. Benoist- Mechin, Atatürk’ün bu yaygınlığı ve genişliği ile saha bakımından Türkiye’nin küçüklüğü arasında dramatik bir nispetsizlik görmektedir. Bunun izahını da Atatürk’ün şahsiyetinin özelliğinde bulmakta ve geniş sahalarda çalışma yerine daha mahdut sahada fakat derinliğine ve kuvvetle çalışmakta bulmaktadır.
Armstrong ve Benoist- Mechin’in Atatürk’ün şahsiyetini iyi belirtemedikleri aşikardır. Atatürk eserlerinin tesirlerini yalnız Türkiye de değil bütün Doğu aleminde ve Afrika’da görmek, hürriyet mücadelesi yapan her milletin Mustafa Kemal idealini gerçekleştirmeye çalışmasıyla ortaya çıkmaktadır. Mustafa Kemal olgun ve ileri fikirleriyle, hürriyet ve insanlık ideali ile belirli bir ülkenin sınırlarını çoktan aşmış, hükmederek, kuralları devirerek imparatorluk kurmamış, kalpleri kazanarak, zeka ve akla hitap ederek insanlık idealinin aşık ve mümtaz siması olmuştur. O bir bayrak adam, efsaneleşmeye başlayan insan üstü bir varlıktır.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 26-01-2007, 09:01   #3
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Fransa’da yayınlanan Ekselsior gazetesi Fransa’nın 1933’den 1936’ya kadar Ankara büyükelçisi Albert Kommerrer’in sözünü naklediyor: “Bence Atatürk bütün devirlerdeki en büyük adamlardan biridir.”
“Atatürk , büyük, çok büyük bir adam, bir siyası dahi”dir.
Atatürk milli bir kahraman olduğu kadar medeni bir insandır. Bir Macar gazetesi, “Atatürk öldü, beşeriyet fakir düştü” diye yazıyor. Bir İngiliz gazetesi ise : “Vakar ve haysiyetin bir laftan ibaret kaldığı bu asırda, Atatürk vekar ve haysiyetin canlı timsali “ diyor.
Bulgaris Slavo gazetesi ise, “dünya bu derece müstesna olan bu adamın ölümünden sonra eskisi kadar enteresan değildir. İşte milletin atası, kılıç, fikir, kalp ve irade adamı olan Atatürk budur. Milletin bu büyük evladı aynı zamanda yirminci asrında büyük bir yurttaşıdır.”
“ Tarih, içten ve dıştan binlerce düşmanın ihanetine uğramış ve parça parça olmuş bir milleti yerden kaldırıp göklere yükselten bu yüce insanı yalnız ve yalnız mükemmellikle vasıflandırabilir.
İsmi manayı en güzel şekilde ifade ediyor. Kemal Atatürk”

II- Dehasının Çeşitli Yönleriyle Atatürk


Atatürk çok yönlü bir deha örneğidir. Onun dehasının çeşitli alanlardaki belirtileri, Onun üstün kişiliğini bütünü ile ortaya koymaktadır.

A.Asker Atatürk

Milli mücadelenin şerefli ve güçlü insanı, zaferler yaratan şanlı komutanı, her şeyden önce bir askerdir, büyük komutandır.
Asker Atatürk’ün dehası, Türk tarihinin ve milli mücadelenin en büyük şansı olmuştur.
Albert Sarruat’ya göre Atatürk, “Halkı uyandıran, devleti kuran, benzersiz yaratıcı ve dirilmenin erkekçe fikrini memlekete aşılamak şahsında, askeri şef kahramanlığı ile politika dehasını birleştiren insandır”
“ Mustafa Kemal’i yüksek kumandanların çoğuna üstün kılan vasıf ölümü hakir görmek ve şecaat göstermek hususunda askerlerine en büyük örnek olmasıdır”
Atatürk büyük bir kumandan ve asker olarak, üstün meziyetleri olan bir insandı. İsmet İnönü, Büyük Atatürk’ün başkumandan olarak başarısının sırrını açıklamaktadır:
“Atatürk, zaferi sağlayan ordunun teşkilinde ve seferlerin acı günlerine dayanmakta, netice günlerinde kesin vuruşla sevk-i iradede, hakkiyle Başkomutanlık etmiştir. Ümitsizlik anılarını yenmiş, vasıtasızlık ve imkansızlık unsurlarını tesirsiz bırakmıştır”
Atatürk her rütbede kumanda ettiği birliklerin ruhuna nüfuz edebilmiş ve her rütbenin başarılı insanı olmuştur.
Çanakkale’de kahramanlık destanı yazan Mehmetçiğe, daha önce de dile getirdiğimiz gibi;
“Ben size taarruz etmeyi değil ölmeyi emrediyorum.” Demiştir. Sakarya’da ise vatan savunmasının önemini belirterek, Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. Bu satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaş kanı ile ıslanmadıkça terk edilemez” demek kudretini göstermiştir.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 26-01-2007, 09:01   #4
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Atatürk Osmanlı İmparatorluğunun yıkılış harplerinde dahi zaferleri ile tanınmış bir kumandandır.
“ Yüksek bir kumandana, bir stratejiye şiddetle ihtiyacımız olduğu bir zamanda, Anafartalar galibi Mustafa Kemal, kudret elinin Türk milletine bir bağışı olmuştur.”
“ Anafartalar muharebesi, kuvvetleri yerinde ve zamanında, en iyi tarzda kullanmak bakımından yüksek bir sevk ve idare abidesi ve tarihimizin büyük bir kahramanlık menkıbesidir. Kat’ı netice yerlerinde en ileri olan kumanda her yerde ve her hususta en güzel imtisal numunesi olmuştur”
aynı konu General Ali Fuat Erden’in kaleminden incelendiğinde Çanakkale galibinin sağladığı sonuç daha belirli ve güçlü şekli ile ortaya çıkar:
“ Çanakkale’de en buhranlı bir anda bu tehlikeli yerde, Türk Ordusu, o devrin İngiliz Bahriye Nazırı Churchill’in kaderin adamı dediği Mustafa Kemal’i kumandan olarak buldu. Bu adam, kaderin adamı harbin seyrini çeldi ve kaderini değiştirdi”
Üstün başarılı kumandan, büyük asker Atatürk Birinci Cihan Harbinin en güç şartları içinde dahi en olumlu sonuçlar alabilen kumandan olmuştur.
“ Mustafa Kemal Paşa, Muş zaferini bir çekilme hareketinden sonra kazanmıştır. Böyle bir başarı ancak yüksek bir disiplin ve irade sahibi bir kumandanla sağlanabilirdi ki Conkbayırı galibi 8. Tümenin muhariplik ruhu, Mustafa Kemal’in çelik iradesi Muş zaferinde büyük bir amil olmuştu.
Düşman 8 inci Tümene üç misli üstünlükle taarruz ederek dağlık bir bölgede kuvvetli bir mevzi tutmuştu. Böyle bir düşmana mukabil taarruza geçmek, sezen ve durumu kavrayan kumandanın cüretli bir kararı idi. Mustafa Kemal düşmanın duraklamasından ve Çapakçur cephesinde de Rus taarruzunun başlamasından, karşısındaki kuvvetlerden bir kısmının o cepheye nakledildiğini sezmişti.
Düşmanın gizli hareketlerini vaktinde keşfetmek bir ileri görüş kudreti olduğu gibi geriye çekilmiş olan bir kuvveti tekrar mukabil taarruza geçirmek, kuvvetli bir iradenin eseri idi. 8. Tümeni üstün düşman taarruzu karşısında geriye alan Mustafa Kemal onu en lüzumlu zamanda kullanmıştı. Onun maneviyatı sağlam tutmak, tehlikeli zamanlarda metanet örneği olmak vasfı birliklere ümit, emniyet kaynağı olmuştu”
  Alıntı ile Cevapla
Alt 26-01-2007, 09:01   #5
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Başarılı bir diğer örnek hareket de, Halep çekilmesidir.
“ Haleb’e kadar çekilmek bir zaruret halini aldı. Orada Mustafa Kemal Paşa, teşkilatçılık dehasını göstererek 7. Orduyu tekrar kurmaya muvaffak oldu. Halep- Adana bölgesindeki 2. Ordu ile Yıldırım Ordular Grubu tekrar meydana geldi”
Yıldırım Ordular Grubu Kumandanı General Liman Von Sanders, bu vazifeyi Mustafa Kemal Paşaya tevdi ederken 31 Ekim 1978 tarihli mesajında Mustafa Kemal Paşa için,”Mefahirle dolu birçok muharebelerde temayüz etmiş general” diye bahsetmiştir.
Vatan kurtarmak için askeri zafer kazanmaktan, kazanmak için de orduyu kurmaktan başka çare yoktu.
Onun için Mustafa Kemal, önce, ordu vücuda getirmek mecburiyetinde idi. “ Çünkü, yalnız Türk yurdu ve Türk milleti için olan dava mutlaka kanla ve silahla kazanılacaktı”
Atatürk Türk Milletini seferber hale getirirken niçin harp edildiğini, büyük bir kumandan olarak millete açıklarken inandıran ve büyüleyen şef olarak da, politikacı ve devlet adamı olarak ta vazife görüyordu.
“ Bir millet niçin harp ettiğini, neyi elde etmek için, ne zamana kadar harp edeceğini bilmelidir. Misaki Milli İstiklal Harbinin hedefi idi.
Atatürk’ün Milli Mücadelede başarıları harp tarihinin ve sanatının özellikle üstün değer ifade eden birer şahikalarıdır.
Başkumandan olarak, Mustafa Kemal Paşanın Sakarya’da kazandığı zafer, tam bir zaferdir. Bir meydan muharebesidir, harp tarihinde misli olmayan bir meydan muharebesidir.
Fransız Jean Deny, Sakarya’da Başkumandan Mustafa Kemal Paşanın kazandığı zafer için şöyle demektedir :
“ Milli Mücadelenin ve Türklerin Marne’ı olan bu muharebelerin ruhu, Mustafa Kemal olmuştur”
Ünlü tarihçi Arnold Toynbee’ye göre, “ Sakarya Savaşı, içinde yaşadığımız yüzyıl tarihinin en büyük savaşlarından biridir” Clair Price de Sakarya Savaşı için, “ tarih bir gün sakarya kıyılarında cereyan eden ve çok kimsenin bilmediği bu savaşı devriminin en büyük olaylarından biri olarak kaydedecektir”
  Alıntı ile Cevapla
Alt 26-01-2007, 09:02   #6
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

“ Başkumandanın, “ Hattı müdaafa yoktur, sathı müdaafa vardır” vecizesine tatbik sahası bulan 20 km. derinliğindeki bir vatan parçası üzerinde 22 gün 22 gece devam eden muharebeler, Yunan savletini tamamıyla kırmıştı. Türk ordusunun mü kabil taarruza başlaması üzerine Yunan ordusu 13 Eylül 1921’de Sakarya batısına ve buradan da Eskişehir’e doğru çekilmişti”
“ Afyon-Dumlupınar meydan muharebesi Afyon’da düşman cephesini yarmak ve dumlupınar’da onu sıkıştırıp imha etmek suretiyle neticelendirilmiştir ki 250 kmlik bir cephede kuvvetin üçte ikisi yarma sahasında, kat’ı netice yerinde toplanmıştı”
“ Başkumandan meydan muharebesi tarihte az görülen imha meydan muharebesinden biridir. Türk Milleti Mohaç’tan yüzyıllar sonra tarihe parlak bir imha muharebesi daha kaydetmiştir. Tarihte üstün bir kuvveti muharebe meydanında imha eden serdarlar pek azdır ki Başkumandan Gazi Mustafa Kemal Paşada onların arasında şerefli bir yer almıştır”
“ Son zafer, beklemeyi bilen, zamanı seçmekte mahir olan bir başkumandan eseridir.”
“Mustafa Kemal, en güç ve tehlikeli durumların adamı idi. İşin ağırlığı nispetinde iradesi, tehlikenin büyüklüğü nispetinde cüret ve cesareti artar, ateş hattına taze bir şevk ile atılırdı. En tehlikeli yerde ispatı vücut ederek kendi nüfuz ve tesirini göstermesi, yüksek bir cesaret ve kahramanlık vasfıdır”
“ İstiklal Harbinin son taarruz safhası motörsüz yıldırım harbidir. Afyon taarruzu 26 Ağustos 1922’de başlamış, Yunan ordusunun büyük kısmı 30 Ağustosta yok edilmiş, ordu 9 Eylülde İzmir’e girmiştir. Yani taarruz harekatı iki haftada icra ve ikmal edilmiş; Ordu on beş günde, muharebe ede ede, 400 km kat etmiştir.
“ Mustafa Kemal’in “Yunan Ordusu Anadolu’nun harim-i ismetinde boğulacaktır” sözü, bu harekat planının ve nihai imha fikrinin veciz ve beliğ ifadesidir ve ne kehanettir, ne keramettir, sevkülceyşi mantıktır”
“ Gazi, tam b,ir hezimeti tam bir zafere çevirdi. Onun bu hususta temin ettiği vasıtalar Türklerin varisi olduğu kahramanlık, aynı zamanda varisi oldukları deha ve kelimenin imkanı nispetinde ifade edebileceği üzere İngiliz diplomasisine eşit hatta üstün politikadadır”
“ Afyon-Altıntaş-Dumlupınar üçgeni içinde 26 Ağustostan 30 Ağustos’a kadar süren kanlı meydan muharebesi ve bundan sonra başlayan stratejik takip harekatı, Mustafa Kemal’in Arıburnun’dan Dumlupınar’a kadar gelen ve yükselen askeri dehasının temeli olan uzun çalışma, sabır ve derin muhakeme kabiliyetinin sonucudur”
  Alıntı ile Cevapla
Alt 26-01-2007, 09:12   #7
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

General Suat İlhan’a göre, Atatürk, Birinci Dünya Harbi’nin mevzi harbini hareket harbi haline dönüştürmüştür. Aynı yazarın açıkladığına göre, “30 Ağustos Başkumandanlık Meydan Muharebesi İstiklal Harbini sonuçlandırmıştır. 30 Ağustos Başkumandanlık Meydan Muharebesi kadar harbin kaderine kesin etki sağlayan, harbi bitiren 20. Yüzyılda başka meydan muharebesi yoktur”
Büyük zaferin kazanılmasından 10 hafta önce, Claude Farrere’e, bir konuşma sırasında Atatürk hakkında ne düşündüğü soruluyor.
“ Öyle sanıyorum ki memleketi yeniden dirilten insandır. Büyük adam. Onun sayesinde Türkiye pek yakında büyük memleket olacaktır”
kurtuluş mücadelesi sırasında adeta bir kehanet sayılan sözleri söylemek hele bir yabancı için pek inanılacak şey gibi görünmemektedir. Ama, bu yabancı, Türkleri tanıyan, seven, Türklere inanan bir Fransız yazardır. Türk dostudur ve Atatürk hayranıdır. Türk mucizesini önceden keşfetmesinin sırrını burada aramalıdır.
Türk Orduları 1922’de Yunan Ordularını Akdenize dökünce İngiltere parlâmentosu büyük bir toplantı yaptı. Lordlar kamarası ile avam kamarası arasında heyecanlı bir sahne yaşanmıştır. Celse açılışında İşçi Partisi Lideri Makdonald kürsüye gelerek şöyle seslenir.
“ Nerede Başvekil Loyd Corc. Bize ne söz verdi, netice ne oldu. Hazineden büyük paralar alıp, bizi boş yere masraflara soktu. Hani boğazlar bizim olacak, Anadolu taksim olunacaktı? Heyhat hiçbiri olmadı. Bunun hesabını bize versin!”
Dediği zaman, yavaş yavaş Loyd Corc. Kürsüye geldi:
- Arkadaşlar! Asırlar pek nadir olarak dahi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki, o, büyük dahiyi asrımızda Türk Milleti yetiştirdi. Mustafa Kemal’in dehasına karşı elden ne gelir ? der ve kürsüden iner.
Daha sonradan başvekaletten istifasını verir
Yakup Kadri Karaosmanoğlu’na göre, “O, mesleğinin aşıkı idi. O, samimi ve heyecanlı bir cenk sanatkarı idi. Muharebe günlerinde, yüzü emsalsiz bir şevk ile parlamaya başlar; neşesi ve canlılığı artar, gözlerinde, yaratış esnasındaki bir şairin vecdi, cuşişi ilahi kıvılcımlarını saçardı. Harb günü onun bayramı idi. Trampet seslerini duyunca şahlanan cins küheylanlar gibi top tüfek gürültüleri arasında kahkahalarla güldüğü, yanındakilerle şakalaştığı görülür, vücudundan taşan destanı şetaret bütün muhitine yayılırdı”
“ Atatürk, sapına kadar askerdi; fakat, militarist değildi. Harbi, şevk ve şetaretle yapardı, harbi aramazdı.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 26-01-2007, 09:12   #8
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

- Harpçı olamam. Çünkü, harbin fecaatlerini herkesten iyi bilirim derdi
Muharebe meydanında çok cüretli olan Mustafa Kemal Paşa, politika alanında da o derece tedbirlidir.
Onun hayatında ne bir kararsızlığa ne de bir dalgalanmaya rastlanmaz. Onda ateşli ihtirasın belirli özellikleri bulunmaktadır. Onda her şey hakim bir mantıkla zincirlenmektedir ve hiçbir kuvvet onu bükmeye erişememiştir.
General Mac Arthur, “ Askerlik deha siyle insanlık idealini Atatürk kadar nefsinde birleştirmiş bir adam tanımıyorum” demiştir.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu’na göre, “ Atatürk’ün zaferi yalnız bir vatanın düşman istilasından kurtarılması değil, yeryüzünün dörtte üçünü kapsayan bir manevi fetihtir”
  Alıntı ile Cevapla
Alt 01-02-2007, 19:52   #9
ยŦยк
 
Constantin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

tşkler
Constantin Ofline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 21:20 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580