![]() | |
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
![]() | #1 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
|
TARİFE DIŞI KISITLAMALAR MİKTAR KISITLAMALARI: KOTALAR Tanım ve Kapsam KOTA: Uluslararası ticarette ithaline izin verilecek mal miktarının hükümet tarafından miktar veya değer olarak sınırlandırılmasıdır. Tarifeler, serbest uluslararası ticarete getirilen önemli bir kısıtlamadır. Tarifeler dışında miktar kısıtlamaları diğer bir deyişle kotalar, tarife dışı kısıtlamalar içinde en önemli olanıdır. Kota, gümrük tarifesinden farklı olarak, ithalat miktar veya değeri üzerine mutlak bir sınırlama getirir. Aslında Bhagwati'nin de belirttiği gibi kota bir çeşit tarifedir. Aralarındaki tek fark, kotanın maliyetleri dikkate almaksızın otomatik bir koruma sağlamasıdır. Gümrük tarifeleri, ithal malı fiyatlarını arttırarak bu malların ithalatını dolaylı yoldan etkilerken, ülkeye girecek mal miktarını doğrudan doğruya sınırlandırır. Kota uygulamasının sebebi, ülkenin dış ticaretinde meydana gelen açığı gidermek amacıyla ithalata ayırt edici bir kontrol sistemi getirmektir. Kotalar, uygulamada çeşitli şekillerde uygulanır. Mesela Türkiye 1996 yılında 1.000 adet otomobil ithal etmeye karar vermiş ise, bu "ithal kota"sıdır. Aynı şekilde Türkiye 1996 yılında ülke ihtiyaçlarım düşünerek 100.000 ton krom cevheri ihraç etmeyi planlıyor ise, bu "İhraç kota"sıdır. Bu tip kotalara "global" veya "ayırım yapmayan" (non-discriminatory) "Kotalar” denir. Çünkü, kota sınırları içinde kalmak şartıyla ithalat ve ihracat her ülkeden yapılabilir. Sınıra ulaşıldıktan sonra ithalat veya ihracata izin verilmez. Buna karşılık "seçici" (selective) veya "ayırımcı" (discrimatory) kotalarda toplam hacim sınırı yanında ülke ayırımı da yapılır. Türkiye eğer 1096 yılında Almanya'dan 1.000 otobüs motoru ithal etmeyi planlıyor ise bu selektif bir kotadır. Uygulamada bu tip kotalar ülkeler arasındaki iki yanlı ticaret anlaşmaları ile belirlenir. Diğer bir kota şekli ise tarife kotalarıdır. Tarife kotasında ithal olunacak malın miktar veya değeri üzerine limit konur ve bu sınır içindeki ithalata düşük tarife uygulanır. Sınır aşıldığında ithalat yüksek tarifeden yapılır. Mesela Türkiye 1996 yılında ithal edeceği ilk 1000 otomobile % 20 advalorem tarife uygular. Bu sınırın, üzerindekilerden ise % 50 gümrük vergisi alır. Bu ayırımda esas olarak global veya ayırım yapmayan kotalar üzerinde durulacaktır. Bu tip ithal kotaları aslında tarifelere çok benzemektedir. Çünkü, bir ülke belli bir malın arz ve talep eğrilerinin şekli konusunda bilgi sahibi ise ve bu eğriler gayri esnek değilse tarife ve kota arasında çok az fark vardır. Kota sonucu tüketim ve yeniden dağıtım etkileri tarifelerde olduğu gibi olur, fark sadece gelir etkisinde görülür. Kotalar dünyada ilk defa 1929-1930'larda uygulamaya konulmuştur. Tarifelerin daha eski tarihlere kadar gitmesinin sebebi, hükümetlerin tarifeler ile kolay gelir elde etmek istemeleridir. Oysa kotalar, doğrudan gelir sağlayıcı bir fonksiyona sahip değildir. 1930 yılında dünyada ilk defa kota uygulayan ülke olan Fransa, arzı-gayri esnek olan buğday fiyatını kota ile yükselterek buğday üreticisini korumak istemiştir. Bu tarihte Avustralya, buğday ürünü fazlasını Avrupa'ya satmak ve buğday stoklarını elden çıkarmak, buna karşılık Fransa kendi buğday üreticisini korumak amacındadır. Fransa kota yerine gümrük tarifesi uygulasaydı, arz fiyatlara karşı esnek olmadığından yurt içi üretim artmayacak ve ithalat azalmayacaktı. 1930'lardan sonra kotalar çeşitli amaçlarla kullanılmış, özellikle gelişme yolunda olan ülkelerde yaygın bir uygulama alanı bulmuştur. | ||
![]() |
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
![]() | ![]() |