|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Oyun Alanı | Ajanda | Arama | Bugünkü Mesajlar | Forumları Okundu Kabul Et XML | RSS | |
05-02-2007, 08:57 | #1 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
|
TÜRKİYE ve AB ÜLKELERİ’NDE TARIM 1) Verimliliğin Tanımı Verimlilik, bir üretim yada hizmet sisteminin ürettiği çıktı ile bu çıktıyı yaratmak için kullanılan girdi arasındaki ilişkidir. Verimlilik, üretilen mal ve hizmetlerin miktar ve kalitesi ile bunları üretmek için kullanılan kaynaklar arasındaki ilişkidir.[1] 1.1. Tarım Verimliliğinin Ölçülmesi ve Sağladığı Yararlar Tarımda işgücü, sermaye, toprak gibi faktörlerin birbirine düşen verimlilik; doğal şartlar ve değişkenler, tarımsal üretim ve alt yapısı, tarımsal üretim piyasaya ilişkileri, ekonomik örgütlenmeler, teknoloji gibi faktörlerden etkilenir. Tarım sektöründe verimlilik değişkenleri; ürünler, bölgeler ve diğer alt sektörler bazında ölçülebilir. Verimlilik ölçümünde güdülen bazı amaçlar vardır. Bunlar; -Verimlilik her şeyden önce, üretim sürecinde kaynakların ne derece etkin kullanıldığını ortaya koyan bir araçtır. -Verimlilik ölçümü, insan üretkenliğinin arttırılması ve değerlendirilmesini amaçlar. -Girdi fiyatları ile verimlilik arasındaki ilişki maliyet-fiyat hareketleri ile verimlilik arasındaki sıkı bağlantıyı açıklar. 1.2. Verimlilik Çeşitleri 1.2.1. Kısmi Verimlilik Her çeşit üretim faaliyeti sonunda elde edilen malların bu üretimde kullanılan toplam girdilerden her hangi birine bölünmesiyle kısmi verimlilik oranları bulunur. 1.2.2. Toplam Verimlilik Toplam verimlilik; bir dönemde elde edilen toplam çıktının o dönemde kullanılan toplam girdiye bölünmesi yolu ile elde edilir. | ||
|
05-02-2007, 09:01 | #2 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 1.2.3. Fiziksel ve Parasal Verimlilik Verimlilik oranının pay ve paydasında yer alan değişkenlerin homojenik derecesine göre, fiziksel yada parasal birimlerle ifade edilmelerine göre bu ayrım yapılır. 1.2.4. Ortalama ve Marjinal Verimlilik Belli dönem için verimlilik oranı, o dönemin toplam çıktısının o dönem için kullanılan girdinin toplamına oranlanması ile ortalama verimlilik ölçülmüş olur. Yine aynı dönemde girdide görülen artışın üretime oranlanması ile elde edilen verimlilik marjinal verimliliktir.[1] 2.Türkiye ve Avrupa Birliğinde Tarımın Genel Durumu 2.1. Türkiye’de Tarım 2.1.1. Türkiye Ekonomisinde Tarımın Yeri Türkiye halen bir tarım ülkesidir. Sanayi ve hizmetler sektöründe son yirmi yılda yaşanan gelişmelere rağmen, tarım sektörü ekonomide önemli büyüklüklere sahiptir. Milli gelirin oluşturulmasında tarım sektörünün payı geliyor olmakla birlikte sektörün sanayi sektörüne sağladığı girdi ve hizmetler sektörü için oluşturduğu olanaklar göz önüne alındığında tarım sektörü dolaylı olarak milli gelire önemli bir katma değer sağlamaktadır. Türkiye’de tarım sektörünün oluşturduğu istihdam hacmi halen yüksektir. Geniş bir istihdam hacmi olmasına rağmen verimlilik oldukça düşüktür. Ülke genelinde nüfusun yaklaşık % 35’i tarım sektöründe bulunurken aktif işgücünün halen % 45’i tarım sektöründe istihdam etmektedir. Son yıllarda tarım GSMH içindeki payı % 15’lere kadar gerilemiştir.[2] | ||
05-02-2007, 09:02 | #3 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 2.1.2. Tarım Yapısı Türkiye’nin iz düşüm alanı itibariyle yüz ölçümü 77.95 milyon hektardır. Bu alanın % 36’sı, 28 milyon hektarı tarım alanıdır. Sulanabilir alanın toplamı 25.85 hektar, ekonomik olarak sulanabilir alanın toplamı ise 8.5 milyon hektar, 1999 yılbaşı itibariyle sulamaya açılan alanların toplamı ise 2.25 milyon hektardır. Türkiye’de tarım alanlarının 22.5 milyon hektar alanında kuru tarım, 5.5 milyon hektarında sulu tarım yapılmaktadır. Kuru tarım alanlarının 16 milyon hektarı nadaslı, 6 milyon hektarı nadassız tarım arazisidir. 2.1.3. Günümüzde Tarımdan Yerine Getirilmesi Gereken İşlevler -İnsanların besinsel gereksinimlerini sağlamak -Endüstriyel sektöre hammadde üretmek -Toplumun sağlığı ve ruhsal dengesini sağlamak -Kalkınmanın finansmanını sağlama -Tarım dışı sektörlere işgücü katkısı[1] 3. Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikası ve Türkiye 3.1. Türkiye-AB İlişkileri ve Tarım Sektörü Türkiye'nin tarım sektörüne ilişkin yeniden yapılandırma sürecinde ve tarım politikalarının belirlenmesinde Türkiye - Avrupa Birliği ilişkileri çok önemli bir belirleyicidir. Türkiye, 1999 yılı Aralık ayında yapılan Helsinki Zirvesi'nde Avrupa Birliği'ne tam üye adayı olmuştur. Avrupa Birliği siyasi, ekonomik ve parasal birliği içeren bir bütünleşmeyi sürdürmektedir. Bütünleşme içinde reel ve mali kesimde yer alan her sekt6rde olduğu gibi tarım sektörüne ilişkin olarak da üyelerin uymakla zorunlu oldukları ve kendi iç politikalarını uyumlaştırdıkları ortak düzenlemeler bulunmaktadır. Piyasaları, kurumları, vergi ve dış ticareti ilgilendiren bu düzenlemelerin tamamı Avrupa Birliği'nin Ortak Tarım Politikası'nı oluşturmaktadır. | ||
05-02-2007, 09:02 | #4 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Türkiye Avrupa Birliği ile nihai malların serbest dolaşımı alanında Gümrük Birliği sürecini 31 Aralık 1995 tarihinde tamamlamıştır. 1973 yılında iki taraf arasında imzalanan Katma Protokol ile 22 yıllık geçiş süreci belirlenmişti. Katma Protokol'de tarım ürünlerinin serbest dolaşımı da hedef olarak gösterilmiş, ancak bu konuda ilerleme sağlanamamıştır. 22 yılık sürenin sonunda Türkiye ile Avrupa Birliği arasında imzalanan Türkiye - AT Ortaklık Konseyi 1/95 sayılı kararında, tarım ürünlerinin serbest ticaretine ilişkin olarak ucu açık ek bir süre tayin edilmiştir. 1973 yılında imzalanan Katma Protokol'de yer alan tarım ürünlerine ait karşılıklı ticaret tercihlerinin artırılması 1/95 sayılı Ortaklık Kararı'nda yer almıştır. Avrupa Birliği bu karar gereğince Türkiye'ye tarım ürünleri ithalinde tercihli rejim uygulamasına geçmiş, Türkiye sınırlı sayıda tercih getirmiş hatta hayvansal ürünlerde Avrupa Birliği ürünleri ithaline kısıtlama getirmiştir. Gümrük Birliği sürecinin tamamlanmasının ardından, Türkiye Birlikten tam üye adaylığı beklerken, Avrupa Birliği, Gümrük Birliği ile tam üyelik arasında bir statü ve işbirliği öngören "Türkiye için Avrupa Stratejisi" başlıklı resmi belgeyi Haziran 1998 tarihinde açıklamıştır. Bu belge Türkiye ile Birlik arasında tarım sektörüne ilişkin yeni hedefleri içermektedir: 1 )Türkiye ile Birlik arasında tarım ürünlerinin serbest dolaşımı 2) Türkiye'nin AB Ortak Tarım Politikası'na tam uyumu, 3) Uyum sürecinde 3 aşamalı plan uygulaması, a) Tarım politikalarına ilişkin karşılıklı bilgi değişimi, b) Tarım politikalarının karşılıklı müzakeresi, c) Uygulanan politikalar arasında farklılıkların tespiti, 4) Uyum sürecinde AB'nin Türkiye'ye teknik yardımı, Bu belge Türkiye ile Avrupa Birliği tarım sektörleri arasında uyum sağlanması için yeni bir süre başlatmıştır. Ancak 1999 yılı Aralık ayında AB'nin Türkiye'yi tam üye adayı ilan etmesi ile birlikte, Türkiye üyeliğin gerekliliği alan AB Kopenhag Kriterlerine ve uygulanan politikalara uyum sürecine girmiştir. Bu uyum sürecinde tarım sektörü için kriter AB'nin uyguladığı Ortak Tarım Politikası'dır. Türkiye'nin tarım ihracatının yüzde 50'si, ithalatının ise yüzde 34'u Avrupa Birliği ile gerçekleştirilmektedir. Bu açıdan bakıldığında, Türk tarımı için Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikası'na uyumun neden önem taşıdığı anlaşılabilmektedir. | ||
05-02-2007, 09:03 | #5 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 3.2.Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikası Avrupa Birliği, çeşitli ülkeler ve birlikler tarafından uygulanan tarım politikaları içinde, aşırı müdahaleci tarım politikaları uygulayan tek önemli gruptur. Avrupa Birliği'nin ortak tarım politikaları, Birliğin kendi iç uygulamalarında, genişleme sürecinde yeni üye adaylarının Birliğe getireceği ilave yak konusunda ve Dünya Ticaret Örgütü ile sürdürülen tarım ürünleri ticaretinin serbestleştirilmesi müzakereleri alanlarında tartışılmaktadır. Avrupa Birliği bütçesinin önemli bir bölümü tarım politikaları için kullanılmaktadır. 1998 yılında yaklaşık 81 milyar Euro alan bütçenin yüzde 55'i, yani 45.5 milyar Euro tarıma yapılan desteklere ayrılmıştır. Kaynağın yüzde 68'i doğrudan gelir desteği ve telafi edici ödemeler, yüzde 15'i ihracat sübvansiyonu, yüzde 6'sı müdahale alımları, yüzde 6'sı depolama ile yüzde 5'i de işleme ve pazarlama amaçlı kullanılmıştır. Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikası üç önemli aşama yaşamıştır. Bugün için gelinen noktada tarım politikalarına ilişkin olarak üç önemli vizyon oluşturulmuştur. a) Birlik içinde; uzun vadede tarımsal ürünlerin çevresel açıdan sürdürülebilirliğini etkin kılmak ve tarım politikasını kırsal kesimde yaşayanların sosyal ve ekonomik geçimlerini güvence altına alacak şekilde oluşturmak. b) Dış Rekabette; tarımın giderek daha da rekabetçi hale gelen ve ticari serbestleşmenin yaşandığı uluslararası ortama uyum sağlanması. c) Genişleme Sürecinde; tarım nüfusunun iki katına çıkacak ve tarım alanlarının yüzde 40'dan fazla artacak olmasının Birliğe getireceği yüklerin azaltılması. Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikası'nın ilk iki dönem için uygulanan yapısı ıçı sürdürülebilirliği azalmıştır. Ortak Tarım Politikası'nın bugünkü uygulamalar AB bütçesine yükü ve maliyeti, genişleme sürecindeki ülkelerin katılımı ile yüke ilave gelmesi ve Dünya Ticaret Örgütü Tarım Antlaşması müzakeresi neticesinde tarım sektöründe üretim ve dış ticaretinde liberalleşme eğilimi Avrupa Birliği'ni Ortak Tarım Politikası'nda tekrar revizyona itmiştir. OTP'deki revizyon 2000-2006 yılları arasında politikalarda reformu içeren bir paket olmuştur. Gündem 2000 belgesinin içinde yer almıştır. | ||
05-02-2007, 09:03 | #6 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 3.3.AVRUPA BİRLİĞİ TARIM SEKTÖRÜNDE KURUMSAL YAPI Avrupa Birliği Tarımsal Destekleme Örgütü FEOGA Avrupa Birliği'nde tarım politikası hedeflerini gerçekleştirmek, uluslar arası anlaşmalardan doğan yükümlülükleri yerine getirmek, tarım sektöründe yeniden yapılanmayı sağlamak, kurumsal düzenlemeleri organize etmek ile tarım politikalarını tek elden ve etkin bir şekilde yürütmek üzere 1962 yılında Avrupa Tarımsal Yön Verme ve Garanti Fonu FEOGA kurulmuştur. Üye ülkelerin katkıları ile tarım ürünleri ithalatından alınan vergiler fonun kaynaklarını oluşturmaktadır. FEOGA iki ana gruptan oluşmaktadır: a) Garami Bölümü: Ortak piyasa düzenlemeleri içinde harcamaları finanse eder. Asgari fiyat garantilerini ve ihracat sübvansiyonlarına fon yaratır. Destekleme giderleri, üretici yardımları, belirli ürünlerin piyasadan çekilmesi ve üretimlerinin azaltılması için yapılan yardımları, depolama yardımlarını karşılar. b) Yön Verme Bölümü: Tarım işletmelerinin yapılarının geliştirilmesi, tarımsal altyapının iyileştirilmesi, tarım ürünlerinin geliştirilmesi ve pazarlama şartlarının iyileştirilmesini sağlar. FEOGA merkezi bir kurum olarak üye ülkelerin uyum göstereceği tüm politika uygulamalarını belirlemekte, tarım sektörüne verilen ve 1998 yılı itibari ile 45.5 milyar Euro'yu bulan tonu merkezi olarak yönetmekte ve dağıtmaktadır. Avrupa Birliği'nde üreticiler de merkezi örgütlere sahiptir. Tarım birlikleri COPA, Tarım kooperatifleri ise COGECA bünyesinde örgütlenmiş olup, ortak tarım politikası kararlarının uygulanmasında önemli işlevleri yerine getirmektedirler. | ||
05-02-2007, 09:03 | #7 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 3.4.ORTAK TARIM POLİTİKASI KARŞISINDA TÜRK TARIM SEKTÖRÜ Türkiye tarım ürünleri ihracatında Avrupa Birliği pazarlarında rekabet gücüne sahip bulunmaktadır. Avrupa Birliği pazarlarına yönelik olarak yapılan tarım ürünleri ihracatında Türkiye'nin pazar payını koruduğu hatta genişlettiği görülmektedir. Türkiye'nin rekabet gücü, Birliğe ihracat yapan diğer üçüncü ülkelere göre daha kuvvetlidir. Birlik üyelerinin kendi iç ticaretlerine göre ise daha az rekabet gücü bulunmaktadır. Ancak, bu durum Avrupa Birliği'nin uyguladığı Ortak Tarım Politikası'ndan kaynaklanmaktadır. Birlik üyesi ülkelerin DTP gereğince birbirlerinden tarım ürünü satın almalar üçüncü ülkelerden yapılan ithalata göre daha uygun fiyat ve maliyet açısından olmaktadır. Üçüncü ülkeler karşısında ise Türkiye'nin rekabet gücü AB'nin Türkiye'ye sağladığı "tercihlerden" kaynaklanmaktadır. Birliğin kendi içinde yaptığı ticaret daha çok hayvansal ürünler ve hazır gıda sektörü ürünleri iken, üçüncü ülkelerden yapılan ithalat bitkisel ürünler ağırlıklıdır. Türkiye tam üye adayı olarak AB'nin ortak tarım politikalarına uyum sağlama durumundadır. Ancak bunun içeriği ve takvimi önem kazanmaktadır. Türkiye DTP'nin dışında DTÖ'nün Tarım Anlaşması çerçevesinde tarım sektöründe ve dış ticaretinde liberalizasyonu sürdürmektedir. Avrupa Birliği açısından ise genişleme sürecinde bugünkü yapısı ile uygulanmakta olan DTP sürdürülebilir değildir. Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri tarım nüfusu ve üretimi ile Birliğe yük getirecektir. Türkiye de aynı koşullara sahiptir. Geniş tarım nüfusu ve tarım üretimi ile Türkiye'nin tam üyeliği, Türkiye tarım politikalarını ve DTP'nin bugünkü yapısı ile kalması durumunda AB'ye ilave yük getirecektir AB, genişleme sürecinin getireceği yükü ve DTÖ Tarım Anlaşması müzakerelerindeki baskıyı azaltmak için muhtemelen önümüzdeki dönemde daha liberal tarım politikalarına yönelecektir. İç desteklerini, ihracat sübvansiyonlarını, ithal sınırlamalarını azaltacaktır. Tüm bu beklentilerin ışığında, Türkiye tarım sektöründe uyumlaştırmayı tam üyelik kararına yakın bir sürece yaymalıdır. DTÖ'ye uyum ağırlıklı liberalizasyonunu sürdürerek rekabet gücünü artırmalıdır. Tarımda verimlilik ve etkinliği hedefleyen politikalara ağırlık vermelidir. AB'ye tam üyelik halinde rekabet gücü zayıf hayvansal ürünlerde, içecek, pamuk gibi ürünlerde rekabet gücünü artırmaya önem vermelidir Sektörde ve piyasalarda kurumsal alt yapıyı tamamlamalıdır. | ||
05-02-2007, 09:03 | #8 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Tam üyelik halinde, Türkiye'nin üçüncü ülkelere göre var olan rekabet avantajı daha da artacaktır. Üye ülkelerin birbirlerine olan ticaret tercihinden Türkiye de yararlanacak ve üye ülkeler karşısında da rekabet gücü kazanacaktır. Genişleme sürecinde yer alan Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri ile değişecek DTP şartları allında Türkiye rekabet edebilecektir. Aynı şekilde Türkiye'ye yönelik ihracatta DTP'nin daha liberal olacağı ve AB'nin tarım ürünlerine yönelik yoğun sübvansiyonu azalacağı varsayımı ile AB'nin rekabet gücü bugünkü kadar kuvvetli olmayacaktır. Hayvansal ürünlerde ise rekabet gücü kalıcı olacaktır. 4. Türkiye ve Avrupa Ülkeleri Tarım Sektörünün Verimlilik Karşılaştırmaları 4.1. Tarımda Girdi Kullanımı Tarımda verimliliği artırmak için, Topluluk girdi kullanımına büyük önem vermiştir. Türkiye’de ise girdi kullanımı hala yetersiz düzeydedir. Topluluk ve Türkiye hektar başına kullanılan gübre miktarı 1985 itibariyle aşağıda verilmiştir. AT Ülkeleri Hektar/kg Hollanda 355 Almanya 265 Danimarka 236 Lüksemburg 219 Fransa 183 İngiltere 139 İrlanda 118 İtalya 112 Portekiz 77 Yunanistan 70 İspanya __60__ Ortalama 166 Türkiye 82 Türkiye’de tarımda ekim alanlarının marjinal sınırlara ulaştığı dikkate alınırsa, üretimi artırmada tek seçeneğin birim alandan alınan verimi artırmak olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Bunun için daha fazla üretim girdisi ile yeni üretim teknolojilerinin kullanımı kaçınılmaz hale gelmektedir. Yapılan verimlilik analizleri sonucu 1963-1992 yılları arasında genel olarak tarımdaki verimlilik artışının düşük olduğu görülmüştür. Bitkisel üretimle ilgili olarak ortalama yüzde 1,6’lık artış; kullanılan tohumluk verimliliğinde ortalama yüzde 8,5’lik artış ve tarımsal ilaç verimliliğinde ortalama yüzde 7,5’lik artış, hayvansal olarak ise yüzde 4,7’lik artış meydana gelmiştir. Yapılan ekonometrik çalışmalar sonucunda 1963-1992 döneminde tarımsal gelişmenin büyük ölçüde sermaye kullanımına bağlı olduğu görülmüştür. | ||
05-02-2007, 09:06 | #9 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 4.2. Tarımsal Verim ve Üretim Tablo 8’den görüleceği gibi, Toplulukta son 14 yıl içinde verimde büyük artışlar meydana gelmiştir. Bu sonuç gösteriyor ki Topluluk, tarım sektörüne de diğer sektörler kadar önem vermektedir. Tablo 10 At ve Türkiye Tarımında Verim (Kg/hektar) 1986 Türkiye’de ise bazı ürünler hariç Topluluğa göre oldukça düşüktür. Toplulukta temel gıda maddeleri üretiminde önemli artışlar olurken, özellikle toplam meyvelerden üretim gelişmesi oldukça düşük kalmıştır. Çeltik üretiminde yüzde 200, pamukta ise yüzde 90 artış sağlamıştır. Türkiye’de ise, toplam tahıllarda ve bu arada buğday ve mısırda, sebze ve meyvelerde dikkate değer artışlar meydana gelmiştir. Toplam canlı hayvan sayısında azalmaya karşın et üretiminde yüzde 160 artış sağlanmıştır. Avrupa Topluluğu’nun, ortak tarım politikası çerçevesinde ürünleri, dünya fiyatının üzerinde bir fiyatla değerlendirmesi ve diğer koruma mekanizmalarını sürdürmesi, anormal stokların oluşmasına ve dolayısıyla ciddi finansman güçlüklerine yol açmaktadır. 4.3. Tarım Sektörünün Dünya Ekonomisindeki Yeri Uluslar arası karşılaştırmalarda tarım sektörünün durumu tarım nüfusunun büyüklüğü, toplam nüfus içindeki payı ve ekonomide yarattığı katma değer ile ölçülmektedir. ABD ve AB ili önemli tarım üreticisi olmalarına rağmen, tarımın GSMH içindeki payı yüzde 2’yi geçmemektedir. Ayrıca, tarım nüfusu ABD’de oransal olarak düşüktür. Türkiye ise, Romanya ile birlikte seçilen ülkeler arasında kırsal nüfusu en yüksek olan ülke konumundadır. Ve, yine tarımın GSMH içindeki payı da Romanya ile birlikte en yüksektir. | ||
05-02-2007, 09:06 | #10 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 5. Türkiye Tarımında Yeniden Yapılanma Politikaları Türkiye’de günümüze kadar uygulanan dağılım politikalarının sürdürülebilir olmaktan çıkmış olması, tarım sektörünün mevcut sorunları ve konumu, Dünya Ticaret Örgütü Tarım Anlaşmasının sektörde ticaret serbestisini artırıcı, kamu müdahalelerini sınırlayıcı yapısı, AB ortak tarım politikasında Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin getireceği yükler nedeniyle devlet yardımlarının azaltılması eğilimi, gelişmiş ülkelerin de tarım talebine doymasına karşın gelişmekte olan ülkelerde hızlı bir talep artışı beklentisi ile Türkiye’nin tarım potansiyeli örtüştürüldüğünde; tarım sektöründe yeniden yapılanma zorunludur. Yeniden yapılanma en az orta vadeli olmalıdır. Yeniden yapılanmanın kritik unsurları “verimlilik” ve “piyasa”dır Aşağıda başlıca üretken politikalar verilmiştir. - Kurumsal ve hukuki yapıya ilişkin politikalar - Tarım piyasalarına ilişkin politikalar - Verimlilik ve teknoloji politikaları - Tarım sektörü ile finansal sitemin entegrasyonu 5.1. Verimlilik ve Teknoloji ve Alt Yapı Politikaları - Araştırma ve geliştirme master planı 2000-2010 hazırlanmalı ve öncelikli araştırma alanları belirlenmelidir. - Araştırma ve geliştirme kurumları yeniden yapılandırılmalı, özel sektör tekno parkları teşvik edilmelidir. - Tarımsal teknoloji ve buluş pazarı kurulmalı ve üretici ile araştırma kurumları, piyasa da buluşmalıdır. - TYYD Fonu kaynaklarının önemli bölümü araştırma kurumlarına ve buluşlarda kullanılacak üreticilere aktarılmalıdır. - Öncelikle altyapı ihtiyaçları hazırlanmalı - Sulama yatırımları süratle tamamlanmalıdır.[1] 5.2. Verimliliği Artırıcı Öneriler - Ürün borsa ve halleri geliştirilmeli. - Kanatlı ihracatın önünde sınırlayıcı bir faktör olan kesim hanelerin AB uygunluk norm numarası olması için gerekli yasal düzenlemeler tamamlanmalıdır. - Tarım ve hayvancılığa teknolojik yatırım yapanlara cazip teşvikler sunulmalı - Özellikle büyükbaş sektöründe verimliliğin sağlanabildiği orta ve büyük işletmelerin oluşabilmesi için bu ölçekte işletmelere özendirici teşvikler çıkarılmalı | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
| |