![]() |
temel fıkraları :) TEMEL FIKRALARI TEMEL DENEY YAPINCA Cenevre Tarim Konferansi'nda katilimcilarin her biri yaptiklari calismalari ve sonucta gerceklestirdiklerini verim artisini anlatiyormus. Sira Temel'e gelince, -Kuru fasülyeye gül asiladuk, demis. -Peki, punu niye yaptiniz? -Yellenince gül kokayi. BİZ BUNU İSTEMEDİK Kİ Iki boyaci olan Temel (kisa boylu) ile Idris (uzun boylu), bir bayrak diregi boyama isini almislar. Bu is icin ne kadar boya alacaklarini hesaplamak icin diregi olcmeye calismislar. Capini olcmek kolay olmus ama yuksekligi?? Onu olcmek icin Temel Idris'in omuzlarina cikmis ama diregin tam tepesine ulasamamis. Idris; 'Ben senden uzun boyluyum. Bir de ben deneyim' deyip Temel'in omuzlarina cikmis ama gene ayni sonuc... Oturup ne yapacaklarini dusunurken yanlarina iri-yari bir adam yaklasip ne yaptiklarini sormus. Temel'le Idris sorunu anlattiktan sonra, adam diregi yerden guc bela sokup yere yatirmis. Boyunu olcup tekrar yerine diktikten sonra yoluna devam etmis. Gittikten sonra Idris'le Temel bakisip gulusmusler: 'Aptal herife bak! Biz ona yuksekligini sorduk o bize uzunlugunu verdi.' TEMEL MODAYA UYARSA Bizim temel bi yerden duymus, es degistirme moda diye! - Ula Dursun demis.. 'Es degistirmek pek bi modaymis, hadi bu gece biz de degistirelim...' 'Tamam demis Dursun...' O gece Temel'lerin yatak odasi: -'Ula Dursun, bizim karilar su anda ne yapiyor acaba?' PROPAGANDA Temel secimlerde aday olmus, buyuk kalabaliga karsi konusma yapacak, hazirlanmis, kursuye cikmis. Cebindeki kagidi aramis bulamamis. Bunun uzerine secmenlere seyle seslenmis: - Sevgili hemsehrularim, puraya celirkeen neler soyleyecegimu pir Allah pir de pen pileydum, simdi ise sadece Allah piliy. BU YENİ Temel bogazda tekneyle turist gezdiriyo bigun bi amerikaliyi aliyor basliyolar gezmeye..(sahildeki yer isimleri uydurma..) turist falanca sarayi goruyor 'bu ne kadar zamanda yapilmis diyor' temelde: 5 yilda diye cevap veriyor...-yazik bizde olsa 1 yil.. biraz sonra filan camiyi goruyo 'bu nekadar zamanda yapilmis' diye soruyor.. temelde: '2 yil diye cevap veriyor. turist: - yazik be bizde olsa 3 ay da biter diyor. Temel uyuz oluyo duruma.. biraz sonra bi tarihi yapi daha goruyolar..gene soruyor turist.. temel: -2 ay diyor. adam gene: -yazik be bizde olsa 1 haftada biter,diyor. Temel iyice killaniyor.tam o sirada bogaz koprusunun altina geliyor.. adam yukariyi gostererek bu kopru ne kadar zamanda yapildi diyor.. Temel saskin saskin bakislarla kafayi kaldirip.. -hangisi ? bumu? bu dun burda yoktu yaaa.. TEMEL HIZ AYARINDA Temel Amerika'ya gitmis. Orada araba kullanirken yandaki yazilari okumaya baslamis. 'Speed Limit 80' Temel hizini 80'e ayarlamis. 'Speed Limit 60' Temel hizini 60'e ayarlamis. 'Speed Limit 40' Temel hizini 40'a ayarlamis. 'Speed Limit 20' Temel hizini 20'ye getirmis. Bu arada da iyice sinirlenmis. Daha sonra bir tabela daha gormus. 'WELCOME TO SPEED LİMİT'. TEMEL VE KÖPEĞİ Temel ve köpeği Karabaş trene binerler.Aynı kompartmandaki yolculardan biri Temel'e: -Köpeğinize dikkat edin lütfen,şu anda kocaman bir pirenin vücudumda dolaştığını hissediyorum. Temel gayet sakin: -Uy karabaşum dikkat edesun,bu adamda ppire vardur,sana ta geçebulur. İNANMAZSIN Kadinin biri evindeki dolaptan sikayetciymis. Çunku yoldan otobus gecince ses cikartiyormus. Dolabini yaptirmak icin kocasina soylemeden bir tamirci cagirmis tamirci eve gelmis ve dolabi neresinden ses ciktigini anlamak icin dolabin icine girmis ve otobusun gecmesini beklemis. Tamirci dolaptayken eve kadinin kocasi girmis ve dolaptan bir sey almak icin dolabi acmis bi bakmis icerde bir adam. SormuŞ ne isin var burada diye adamda soyle cevap vermis: - valla abi otobus bekliyorum desem inaanmassin.... UNUTKAN TEMEL Temelde aşırı bir unutkanlık başlamış.Bu rahatsızlığı sebebiyle doktora gitmiş.Doktor Temel'e nesi olduğunu sormuş. Temel: -son günlerde çok unutkan oldum herşeyi çok çabuk unutuyorum demiş. Doktor: -hımm peki ne zamandan beri bu durum var? Temel: - ne durumu doktor bey? AYAKLARI UZUN Temel yeni yaptığı ahırına hayvanları yerleştiriyormuş. Fakat sıra develere geldiğinde, develerin kapıdan geçemediğini anlamış. Başlamış kapının üst kısmını parçalamaya. Ordan geçen biri. adam -Birader napıyon sen? temel: -Ula devenin boyni çok uzun , kapıyu uzatayrum adam: -Ulan salak kapının girişindeki toprağı biraz kazsana.. temel: -Salak sensin da, devenin boynu uzun ayakları değul !!! HOCAM TEMELE BİR ŞANS DAHA VER 35 yasini deviren Temel hala ilkokul diplomasini alamamistir. Ayni ogretmen de ona hala sans vermekte ama faydasi olmamaktadir. Trabzon ahalisi artik hocaya kizmaktadir. Bunun uzerine hoca Avni Aker,de kamuya acik son bir sinav daha yapmaya karar verir. Gun gelir ve sinav baslar. Hoca sorar:-2 kere 2 ne eder. Temel dusunur dusunur ve ....5 der. Stadtan bir ugultu yukselir. - Oglum heyecenlanma iyi dusun.Temel: ... 3 der. Stadtan daha yuksek bir ugultu yukselir. - Oglum sana son bir sans daha veriyorum. Heyecanlanma iyi dusun.Temel: -'4!' Stadtan: 'HOCA TEMELE BİR ŞANS DAHA VER, HOCA TEMELE BİR ŞANS DAHA VER!....! 3 VAMPİR 3 vampir varmış Biri alman biri ingiliz biriside bizim temel bunlar havada uçarlarken alman aşağıya inmiş ağzı burnu kan içinde gelmiş: almana sormuşlar: -Neden ağzın burnun kan içinde? Almman: -Aşağıdaki kadının kanını emdim . ingiliz aşağıya inmiş ağzı burnu kan içinde gelmiş. İngiliz'e sormuşlar: -Neden ağzın burnun kan içinde? İngiliz: -aşağıdaki adamın kanını emdim. Temel'de aşağıya inmiş oda ağzı burnu kan içinde gelmiş. Temel'e de sormuşlar: -Neden ağzın burnun kan içinde? Temel. -Aşağıdaki direği görüyormusunuz? Vampirler: -Evet. Temel: -ama ben görmedim. SIRDAŞ Ülkeler arasında bir ``sır tutabilme´´ yarışması düzenlenmiş. Bu yarışmaya Temel de katılmış. Temel'e, bir Amerikan'a ve bir İngiliz'e birer sır vermişler. Amerika'lıya işkence yapmaya başlamışlar, üç günden fazla dayanamamış, sırrını söylemiş. İngiliz'e işkence yapmaya başlamışlar, bir iki hafta sonra o da söylemiş sırrını. Sıra Temel'e gelmiş; günler haftalar geçmiş ama nafile. Söylememiş sırrını ve kazanmış yarışmayı. Birkaç dakika sonra Temel başlamış kafasını duvara vurmaya: HATURLA ONİ DA,HATURLA ONİ... |
:D:D kopardın yine şu temelde olmasa:D |
AYAKLARI UZUN Temel yeni yaptığı ahırına hayvanları yerleştiriyormuş. Fakat sıra develere geldiğinde, develerin kapıdan geçemediğini anlamış. Başlamış kapının üst kısmını parçalamaya. Ordan geçen biri. adam -Birader napıyon sen? temel: -Ula devenin boyni çok uzun , kapıyu uzatayrum adam: -Ulan salak kapının girişindeki toprağı biraz kazsana.. temel: -Salak sensin da, devenin boynu uzun ayakları değul !!! su temelin zekasına hayranım :D:D:D:D |
D:D:D:D:D:D |
vala mutıs fıkralardı emegıne saglık dostum |
COK GÜZELL OLMUSSS |
çok güsel teşekkürler |
:):):):):) |
Propaganda adlı fıkra çok süper :D :D :D teşekkürler... |
kotum ya sonuncu fıkrada temel süper ya \o/ :D:D:D paylaşımlar için saol |
temel olmasa napardık kıme gulerdık |
harıkaydı paylasım için saol |
çok güzel yaa..:D:D |
propaganda çok güzeldi :D:D ... paylaşımına sağlık ... |
hee hehe heeeh hehhee |
:D:D tşkler |
Zenci... Zencinin biri Türkiye'ye gelecekmiş. Gelmek üzere yola çıktığında pasaportunu kaybettiğini anlamış. Üzgün üzgün yürürken yerde bir pasaport bulmuş. Üzerinde Leonardo Di Caprio yazıyormuş. Çaktırmadan pasaportu atmış cebine düşmüş yola. Kapıkule'ye geldiğinde gümrük memurları Temel ve Dursun zenciye pasaport sormuşlar. Zenci yerde bulduğu pasaportu Temel'e vermiş. Temel uzun uzun pasaporta bakmış. Sonra zenciye bakmış,dönüp Dursun'a sormuş: - Ula Dursun, Titanic Batti miydii, Yandi miydii.... |
Temel ve yahudi... Temel bir gün trende yolculuk yaparken kabine yahudi bir yolcu binmiş. Gerek Temel'in hal ve hareketlerinden gerekse giyim tarzından saf biri olduğunu anlamış ve onu aşağılamak istemiş. Hemen Temele yönelerek - Beyefendi size bir soru sorabilirmiyim demiş. Bunun üzerine Temel - Sor uşağum demiş. Bunun üzerine yahudi yolcu akıllılık yaparak demişki - Sen bana bir soru sor bilemezsem 20$ veririm sen benim sorumu bilemezsen bana 10$ verirsin olur mu? demiş ve Temel kabul etmiş. Yahudi yolcu - Sen sor demiş ve Temel sormuş - 3 ayaklı canlı nedur? Yahudi biraz düşünmüş 20$ ı uzatarak - Bilemedim demiş. Temel 20 $' ı almış. Yahudi yolcu sormuş - Sen söyle. Temel - Bende bilmeyrum diyerek 10$'ı geri vermiş |
Sıra sana da gelcek... Temel, bir haftalığına gittiği memleketten, haber vermeden erken dönünce Karısını evde baska bir erkekle yatakta bulur. Derhal belinde taşıdığı tabancasına davranan Temel, yatakta yakaladığı adamı alnının ortasından vurur. Tabancayı tam kendi kafasına doğrultmuşken, karısı haykırarak Üzerine atlar: - Dur Temelim, kıyma kendine!.. Temel, sinirden titreyerek haykırır: - Sus kaltak, sıra sana da gelecek!.. |
Mesut... Temel'e sormuşlar - "Dünyanın en mesut insanı kimdür?" Temel: - "Adem babamuzdur. Onun kaynanasu yoktur da!" |
Ölümler... Savcı, morgdaki üç ceseti incelemek üzere gelmişti. Birinci ceset sırıtıyordu. Savcı nedenini sordu: - "Milli piyangoda büyük ikramiyeyi kazandı, sevincine dayanamadı, kalp krizi geçirdi ve öldü" dediler. Ikinci ceset de sırıtıyordu. Savcı sordu: - "Bu neden sırıtıyor?" - "Bunun da oğlu doğmuştu. Sevinçten kalbine yenik düştü" diye açıkladılar. Üçüncü ceset Temel'in kömür halindeki cesediydi. O da sırıtıyordu. - "Bu neden öldü?" diye sordu savcı. - "Efendim, buna yıldırım çarptı" dediler. - "Peki neden sırıtıyor?" - "Fotoğrafını çekiyorlar sanmış." |
Vergi... Bizim Temel uluslararası ekonomi toplantısına katılır... Devletin topladığı vergi dağılımını tartışırlar... Konuşmacılardan biri Amerikalı, biri Avrupalı, biri de Temel.. Ortaya bir fikir atılır... -Halktan toplanan vergiler nasıl dağılım yapılacak. Amerikan vatandaşı söz alır: -Bizim Amerika'da önce yere bir çizgi çizeriz ve sonra topladığımız vergileri havaya atarız... Çizginin soluna düşen paraları halka hizmet olarak geri veririz, sağ tarafta kalan devlete kalır, yatırım yaparız... Derken Avrupalı söz alır ve: - Bizim Avrupa'da başka ama ona benzer bir uygulama yaparız... Önce yere bir daire çizeriz... Halktan toplanan vergileri havaya atarız. Dairenin dışında kalan halka hizmet olarak geri döner, dairenin içine düşenleri devlet harcamalarına kullanırız... Sıra bizim Temel'e gelir ve başlar anlatmaya: -Ula uşaklar ne güzel anlattunuz. Keşke bizda sizun çirkefluklerunuzi değil da habu çalışkanluğunuzi alsak... İnanun bizum öyle bir uygulamamız yok... Bizde daha kısa oluyi... Bi kere öyle yere çizgi çizmezuk... Bizde hükümet halktan toplar vergileri... Atar havaya. Yere düşenleri kendilerine harcama yaparlar... Havaya kalanlar halka hizmet olarak geri döner... |
Hırsız... Temel ile Dursun parasizliktan ne yapacaklarini sasirmislardir. Sonunda Dursun Temel'e: Dursun - Ula Temel hacen biz neden banka soymuyoruz? Kisa yoldan koseyi doneriz. Temel: - Ula hakkattende guzel fikir. Neyse bunlar planlarini yaparlar. Artik her sey hazirdir. Bankayi soyarlar eve gelirler. Dursun: - Ula Temel sayalim mi ne kadar para var? Temel paralara soyle bir bakar, cok para var en az 3 gunlerini alacak. Dursun'a: Temel - Ula Dursun bu kadar parayi saymak uzun surer biz en iyisi yarin bir gazete alalim orda yazar ne kadar para oldugu. |
çok güsel teşekkürler:) |
hepsi birbirinden güzell:) saol:D:D:D:D |
Beş para... Fadime Temel'i alıp alışverişe götürür. Fadime o kadar çok eşya almıştırki Temel de beş kuruş kalmamıştır. Fadime ye - "Sen beş para etmezsun ama birsürü eşya alayirsun" der. Bunun üzerine fadime - "Ya öylemi kanıtla o zaman" der. Temel yoldan bir taksi cevirir ve sorar - "Uşağum beni burdan üsçüdara ne kadara cötürürsün". - "5 milyon abi" - "Peki ya karumla peraber ne kadara cöturursun" - "Farketmez" cevabını aldıktan sonra Fadimeye dönerek - "Yaa pen sana dememuşmuydum peş para etmessun diye". |
Sinemaya gideyruz... Temel'i elinde tuttuğu penguenlerle beraber görünce, - Bunu hayvanat bahçesine götür, diyorlar. Bir müddet sonra Temel'le yolda dolaştığını görünce: - Niye hayvanat bahçesine götürmedin? - Hayvanat bahçesine götürdüm. Şimdi sinemaya cideyruz. |
Bu devri de nerede!... Temel, Dursun ve eşleri, Dursun'un evinde kağıt oynarlarken birden Temel'in elindeki kağıtlar yere düşer. Temel, kağıtları almak için yere eğildiğinde bir de ne görsün; Dursun'un eşi Fadime'nin eteğinin altında hiç birşey yoktur. Kağıt oyunu devam ederken Temel, bilerek birkaç kez daha kağıtları yere düşürür. Oyun bittikten sonra Temel kalkar ve tuvalete gider. Tuvaletten çıkar çıkmaz Fadime, Temel'i mutfağa çağırır: -Ne oldu, masanın altında çok hoşuna giden birşey mi gördün ki ikide bir kağıtları yere düşürdün? -Evet, gerçekten güzeldi. -İstersen senin olabilir. Dursun, cuma günü saat 14.00'ten sonra evde yok... Gel bize, 50 Milyon TL'sına senin olsun. -Tamam, cuma günü saat 14.00'te gelirim... İçeriye geçerler. Birkaç saat sonra Temel ile karısı ayrılırlar. Cuma günü saat tam 14.00'te kapı çalar. Fadime, kapıyı açar açmaz, Temel'le çılgınlar gibi sevişmeye başlarlar. Bir, iki, üç derken Fadime, "Bu kadar yeter artık... Biraz da sonrasına saklayalım" der ve Temel giyinir, çıkar gider. Akşam üzeri saat 18.00'de Dursun gelir ve Fadimeye sorar: -Bugün, öğleden sonra, Temel, bize uğradı mı? Fadime, biraz donuk ve titrek sesle cevap verir: -Şeyy, evet uğradı ama sadece birkaç dakika kaldı. -Peki, sana 50 Milyon Tl bıraktı mı? Fadime, şaşkın bir ifadeyle "Evet, bıraktı" der. -Hey be! Arkadaş dediğin böyle olacak işte. Bizim Temel, sözünün eri çocukmuş. -Ne, ne oldu ki? -Sabah, bana geldi. Çok acil bir iş için 50 Milyon TL'sına ihtiyacım var dedim. "Öğleden sonra senin eve uğrar yengeye bırakırım parayı" dedi ve de dediğini yaptı. Bu devirde nerede böyle arkadaş... |
Kafiyesi yok ama.... Idris'le Dursun, kahvede ayri masalarda hafif sıkkın oturuyorlar. Idris sesleniyor: - Bana "ayran" desene... - Ayran! - Uyy, ben da senun karuna hayran! Fena halde bozulan Dursun, biraz sonra Idris'e sesleniyor: - Bana "gazoz" desena... - Gazoz... - Uyy, ben da senun karini öptum... Idris, dudak büküyor: - Bu söylediğunun kafiyesi yoktur... Dursun sözü bagliyor: - Kafiyesi yoktur ama asli vardur! |
şaşkın ikili... Temel aynalı sigaralığından bir tane sigara çıkarmış o anda gözü aynaya takılmış - Ula Dursun ha bu aynadaki adam baa tanıdık geliy demiş. Dursun aynayı temelden almış şöyle bir bakmış - Ula salak tabi tanıdık gelir bu benim ..... |
Eczacı... Temel,omuzunda papağanıyla bir eczaneye girmis. Eczaci Temel'i bu halde görünce sasirmis ve sormus; -"Ya kardesim, nerden buldun bunu?" Papagan cevap vermis; -"Bunlardan karadenizde daha çok var!!" |
Evde midir?... Temel eli yanağında acılar içinde yürürken bir arkadaşına rastlar. Derdini anlatınca arkadaşı şöyle der: - Benim ne zaman dişim ağrısa, karımın o huzurlu kolları arasına girer ve uyurum, bütün sızım geçer... Temel sorar: - Çok iyi uşağum! Peçi senin hanum evde midur ki pi gitsem? |
Beyaz gömlek... Temel bir gün bir düğüne gitmiş. Düğünde en arka masaya oturup başlamış içki içmeye. Aradan iki saat geçmiş. Temel sarhoş olarak sahneye çıkıp mikrofonu almış ve davetlilere hitaben; hepinize üsten aşağıya s.çayım ama ha bu beyaz cömlekli hariç demiş ve masasına oturmuş.. Aradan 1 saat daha geçmiş ve Temel daha da sarhoş olarak sahneye çıkıp tekrar; hepinize üstten aşağıya s.çayım ha bu kenardaki beyaz cömlekli hariç demiş. Aradan bir saat daha geçmiş ve yine sahneye çıkıp hepinizi ustten aşağıya s.çayım habu beyaz cömlekli adam hariç deyince bir davetli dayanamamış; yav hepimize ustten aşağıya s.çtın anladık ta o beyaz gömlekli adama nıye s.çmadın? Temel; onunla cötimi sileceğum demiş. |
Ne kadar kazanacağım... Temel bir is yerinde is bulmustur. Is yerinin patronuyla konusmaktadir. Temel: - Efendim ayligim ne kadar? Ne kadar kazanacagim? Patron: - Simdilik 200 milyon 3 veya 4 ay sonra 350 milyon. Temel: - O zaman ben 3 ay sonra tekrar gelirim. |
Elektrikler kesik... Türkiye'de modern bir hapishaneyi gezen gazeteci çığlıkların geldiği bir odanın önünde durur: "Bu çığlık da ne?"... Temel: "Burası elektrikli sandalye odası. Bir zenciyi idam ediyoruz." "Peki niye çığlık atıyor?" "Elektrikler kesildi de, mumla idare ediyoruz." |
Minibüscü... İstanbulda minibüs hatlarından birinde tıka basa dolu olan minibüse evli bir çift biner. Minibüs kalkar şoför ilerlerken aynaya bakıp sırıtarak - Arkadan vermeyen varmı diye bağırır. Yeni binen çift bir duralar ve adam hemen cevap verir - Binerken eline verdim ya kardeşim.... |
Düğmeler... İstanbul'un Belediye Otobüsleri malüm.Ağzına kadar kalabalık olur. Birgün Otobüs durağında insanlar sıra ile Otobüs'ün gelmesini bekliyorlardı. Birinci sırada dar etekli bir kadın,ikinci sırada ise Temel uşağı vardı. Otobüs geldi. Dar etekli kadın otobüs merdivenine ayağını attı.Ne varki eteği dar olduğu için bir türlü binemedi.Elini arkaya atıp bir düğme çözdü. Yine denedi olmadı.Bir düğme daha yine yok.Herkes bağırıp çağırırken,Temel kadını kucakladığı gibi otobüsün bir köşesine bıraktı. Otobüs hareket ettikten beş dakika sonra kadın Temel'in yanına gelerek; Kadın: - Beyfendi,sen benim kocam mısın da beni kucaklıyorsun? Temel: - Ula,Sen penim karım mısın da ki saattir penim pantalonum düğmelerini açaysun. |
Diktirme... Temel'in gözü morarmış, nedenini soranlara, _Pantolon tüymem koptu, diktirmeye komşu kaduna cittum. _O mu yaptı? _Yok canım, tikti, tişuyla iplugu koparacakken kocasi içeru cirdi. |
Tarım konferansı... Cenevre Tarim Konferansi'nda katilimcilarin her biri yaptiklari calismalari ve sonucta gerceklestirdiklerini verim artisini anlatiyormus. Sira Temel'e gelince, - Kuru fasülyeye gül asiladuk. - Peki, bunu niye yaptiniz? - Yellenince gül kokayı. |
Kaza... Bir araba, yaşlı Temel'e çarpar. Arabanın şoförü bağırır: -Suç sende ben 20 yıllık şoförüm! Temel karşılık verir: -Ben de 80 yıldur yüreyrum! |
Türkiye`de Saat: 18:25 . |
Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2