|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
13-02-2007, 15:35 | #11 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| B. FEODALİTE Feodalite, Ortaçağ Avrupası'nda temelleri eşitsizlik üzerine kurulmuş siyasi bir rejimdir. Roma İm- paratorluğu yıkıldıktan sonra yerine kurulan krallıklar arasındaki anlaşmazlıklar, Avrupa'da feodali- te rejiminin doğmasına sebep olmuştur. Avrupa'da Kavimler göçünün karışıklıkları devam ederken halk ve büyük toprak sahipleri, kendilerini emniyette görmediklerinden hayatlarını devam ettirebilmek için güçlü kişilerin koruması altına girme ihtiyacı hissettiler. Halkın himayesine girdiği kişilere Süzeren, himaye edilenlere de Vassal denirdi. Böylece IX. yüzyılda senyörler ve vassalları arasında bir hiyerarşi gelişti. Senyörler, bağlılığı sebebiyle vassala kira karşılığı bir toprağın işleme hakkını vermeye başladılar. Böylece feodalite (derebeylik) rejimi ortaya çıktı. Feodal düzenin önemli özelliklerinden biri de senyörün içinde yaşadığı şato veya kalelerdi. Bu şato veya kaleler askeri birlik tarafından korunuyordu. Feodalite, bütün Ortaçağ boyunca devam etti. XV. yüzyılda: barutun ateşli silahlarda kullanılmasıyla sona erdi. Feodalitenin yıkılması Mutlak krallıkların güçlenmesini sağladı. Yeniçağ başında Almanya dışında feodalite yıkıldı. Almanya'da ise Yakınçağ'da ortadan kalktı. Feodalite devrinde Avrupa'da sosyal adalet kurulmamıştı. Bu nedenle halk çeşitli sınıflara ayrılmıştır. 1.Asiller Ortaçağ Avrupası'nın en imtiyazlı sınıfı asillerdi. Bunların en üstünde senyör denilen derebeyleri bulunurdu. Senyörlerin en büyüğü kraldı. Derebeylerden sonra sırasıyla dükler, kontlar, baronlar, vikontlar ve şövalyeler yer almıştır. Asiller her türlü hakka sahipti. | ||
|
13-02-2007, 15:38 | #12 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 2.Rahipler Asillerden sonra en imtiyazlı sınıftır. Papa'ya bağlı olarak çalışırlardı. Kilise topraklarında senyörler gibi yaşarlardı. Ortaçağ'da önemli miktarda toprak elde ederek zenginleşmişlerdir. Vergi ve askerlikten muaf tutulmuşlardır. Hem devlet hem de din işleriyle uğramışlardır. 3.Burjuvalar Kasaba ve şehirlerde oturup ticaret ve sanayi ile uğraşanlara burjuva denirdi. Senyörlere belli miktarda para vererek onların himayesinde yaşarlardı. Zamanla zenginleşen burjuvalar senyörlerden para ile bağımsızlıklarını satın alarak tam serbestlik gibi imtiyazlar elde etmişlerdir. 4.Köylüler Ortaçağ Avrupası'nda en kötü şartlar altında bulunan sınıftı. Köylüler iki kısma ayrılmıştı. Serf adı verilen köylülerin hiçbir hakları yoktu. Efendileri için tarlalarda çalışırlar ve kazançlarını onlara verirlerdi. Toprakla beraber alınıp satılırlardı. Araziden ayrılma imkanları kesinlikle yoktu. Serbest köylüler, ekip biçtikleri topraklardan kazandıklarının bir kısmını senyöre vergi olarak verirlerdi. İstedikleri zaman başka bir yere gidebilir, istedikleri gibi çalışırlardı. Malları da çocuklarına kalırdı. C.FİKİR ve SANAT 1.Fikir hayatı Ortaçağ'da Avrupa fikir hayatı bakımından Doğu'ya göre çok geri idi. Avrupa'da ancak din adamları okuma yazma bilirdi. Deney ve gözlemi reddeden skolastik felsefe, fikir hayatının canlanmasını engellemiştir. Ortaçağ'da Avrupa fikir hayatında İslâm medreselerinin etkisiyle biraz gelişme görülmüştür. Endülüs ve Sicilya'daki medreselerde pek çok Avrupalı öğrenci öğrenim görmüştür. Ayrıca Farabi, İbn-i Rüşt, İbn-i Sina gibi İslâm bilginlerinin eserleri Avrupa'da okutulmuştur. | ||
13-02-2007, 15:50 | #13 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 2.Sanat Ortaçağ'da Avrupa'da güzel sanatlar içinde mimari başta gelir. Kilise, manastır ve şatolar iki mimari üslûpla yapılmıştır. a.Roman Sanatı : V. yüzyıldan XII. yüzyıla kadar binalarda uygulanmıştır. b.Gotik Sanatı : XII. yüzyıldan XV. yüzyıla kadar uygulanmıştır. Haçlı Seferlerinden sonra görül müştür. D.HAÇLI SEFERLERİ Avrupalıların XI. yüzyılın sonları ile XIII. yüzyılın sonları arasında Müslümanların elinde bulunan ve Hıristiyanlarca kutsal sayılan Kudüs ve dolaylarını geri almak için düzenledikleri seferlere Haçlı Seferleri denmiştir. Haçlı Seferlerinin dini. siyasi ve ekonomik nedenleri vardır. Dini Nedenler • Hıristiyanların kutsal yerleri, özellikle Kudüs'ü Müslümanlardan geri almak istemesi • Katolik Kilisesi'nin Ortodoks dünyasını egemenliğini altına almak istemesi • Fransa'da ortaya çıkan Kluni tarikatının Hıristiyanları Müslümanlara karşı kışkırtması • Din adamlarının etkisi ile Hıristiyanlarda oluşan koyu taassup • Papa ve din adamlarının nüfuzlarını artırmak istemeleri Siyasi Nedenler 1 Avrupalıların Türkleri Anadolu, Suriye, Filistin ve Akdeniz'den uzaklaştırmak istemesi 2 Türkler karşısında zor durumda kalan Bizans'ın Avrupa'dan yardım istemesi 3 Senyör ve şövalyelerin macera arzuları | ||
13-02-2007, 15:51 | #14 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Ekonomik Nedenler 1 İslâm dünyasının zenginliği, Avrupa'nın fakirliği 2 Avrupalıların doğudan gelen ticaret yollarına hakim olmak istemeleri 3 Avrupa'da toprak sahibi olmayan soyluların toprak elde etmek istemeleri 4 Avrupalıların doğunun zenginliklerine sahip olmak istemeleri I.Haçlı Seferi (1096- 1099) Papa II.Urban ve Piyer Lermit'in çabalarıyla Avrupa'da kalabalık bir ordu hazırlanmıştı. Anadolu'ya ilk gelenler düzensiz gruplardı ve I. Kılıçarslan tarafından yok edilmişlerdir. Ancak bu grubun ardından şövalye, kont ve düklerden oluşan bir ordu Anadolu'ya girdi. Türkiye Selçuklularının merkezi İznik kuşatıldı. Kılıçarslan İznik'i boşaltmak zorunda kaldı. Haçlılara karşı başarı ile mücadele eden Kılıçarslan, Haçlıları çok kalabalık olmalarından dolayı durduramamıştır. Antakya'yı da işgal eden Haçlılar, 1099'da Kudüs'ü Fatımilerden aldılar. I.Haçlı Seferi sonunda; • Kudüs Haçlıların eline geçti. • İznik ve Batı Anadolu Bizans'ın eline geçti. • Anadolu Selçukluları İznik'i kaybedince Konya'yı başkent yaptılar. • Haçlılar ellerine geçirdikleri Antakya, Urfa, Trablusşam, Sur, Yafa, Nablus gibi şehir lerde feodalite rejimine dayanan dukalık ve kontluklar kurdular. | ||
13-02-2007, 15:51 | #15 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| II.Haçlı Seferi (1147-1149) Musul Atabeyi İmadeddin Zengi Urfa'yı 1144'te Haçlılardan aldı. Ardından Halep ve Şam da alınınca Kudüs Krallığı Papa'dan yardım istedi. Papa'nın çağrısı i!e Alman imparatoru III. Konrad ile Fransa Kralı VII. Lui ayrı yollardan Anadolu üzerine sefere çıktılar. iki ordu da Anadolu Selçukluları tarafından bozguna uğratıldılar. Ordularının büyük kısmını kaybeden iki kral Şam'a saldırdılar fakat başarılı olamadılar. III.Haçlı Seferi (1189- 1192) Mısır'da devlet kurmuş olan Selahaddin Eyyûbi, Haçlılara karşı amansız bir savaşa tutuştu. Amacı; Suriye'deki Haçlı üstünlüğüne son vermekti. Selahaddin Eyyûbi bu mücadelesinde başarılı olarak 1187'de "Hıttin" denilen yerde Haçlıları yendi. Kudüs dahil olmak üzere Suriye'nin büyük bir bölümünü Haçlı istilasından kurtardı. Kazanılan bu zaferler, Avrupa'da duyulunca, her yerde dini propagandalar yapıldı. Alman İmparatoru Frederik Barbaros, Fransa Kralı Filip Ogüst ve İngiltere Kralı Arslan Yürekli Rişar komutası altındaki yeni Haçlı orduları harekete geçtiler. Alman İmparatoru 100.000 kişilik ordusu ile Anadolu'ya girmiş ve Anadolu Selçuklulan'nda taht mücadelesi olmasından faydalanarak Silifke'ye kadar gelmiş, fakat burada boğulunca ordusunun önemli bir bölümü dağılmıştır. Deniz yoluyla gelen ingiltere Kralı Aslan Yürekli Rişar ve Fransa kralı Filip Ogüst Akka kalesini kuşatarak aldılar. Bundan sonra iki kralın arası açıldı ve Fransa kralı ülkesine döndü. Bölgede iki yıl daha kalan Aslan Yürekli Rişar. Kudüs'ü alamayınca, Selahaddin Eyyûbi ile Yafa ve Sur arasındaki bölgenin Haçlılarda kalması ve Haçlıların silahsız Kudüs'ü ziyaret edebilmeleri şartıyla anlaşma yaparak gen döndü. | ||
13-02-2007, 15:51 | #16 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| IV.Haçlı Seferi (1204) Eyyûbiler. Haçlılarla mücadeleye devam ediyorlardı. Filistin'deki Yafa ve sahil şeridindeki bazı kaleler Eyyûbilerin eline geçince Papa bütün Hıristiyanları sefere çağırdı. Haçlılar bu defa deniz yolunu kullanmak istediler. Venedik ile anlaştılar. Bu sırada Bizans'ta taht kavgaları sürüyordu. İmparator olmak isteyen Aleksi Angelos Haçlılardan çeşitli vaadlerle yardım istedi. Papanın muhalefetine rağmen İstanbul'a gelen Haçlılar tahttan indirilen İzak ve oğlu Aleksi'si imparator ilan ettiler ve İstanbul'u yağmaladılar. İstanbul halkının ayaklanarak imparatoru ve oğlunu öldürmesi üzerine Haçlılar, İstanbul'u işgal ederek Latin İmparatorluğu'nu kurdular (1204). İstanbul'dan kaçan Bizans soyluları İznik Rum İmparatorluğu'nu (1204 - 1261) ve Trabzon Rum İmparatorluğu'nu (1204 -1461) kurdular. İznik Rum İmparatorluğu 1261 yılında Latin İmparatorluğu'nu yıkarak Bizans'ı tekrar canlandırmıştır. V.Haçlı Seferi (1217-1221) Papa Avrupa krallarını Kudüs'ü kurtarmak için yeni bir Haçlı seferine çağırdı. Bu çağrıyı sadece Macar kralı kabul etti. Dalmaçya kıyılarından hareketle Akka'ya gelen Macar kralı, Filistin içlerine sokulmak istemiş, ancak başarısız olarak geri dönmüştür. Akka'da kalan Haçlılar bir ara Dimyat'ı aldılarsa da Eyyûbilerin sıkıştırması sonucu Akka'ya geri döndüler. VI.Haçlı Seferi (1228) Papa'nın çağrısı üzerine Alman İmparatoru II. Frederik, deniz yolu ile Akka'ya geldi (1228). Bu sırada Eyyûbiler iç mücadeleler ile uğraşıyorlardı. Haçlılar bundan yararlanarak Sayda ve Kudüs'ü kuşattılar. Haçlılarla başa çıkamayacağını anlayan Eyyûbi Hükümdarı Melik Adil, Haçlıların Kudüs'te serbestçe oturma şartını kabul ederek on yıllık bir anlaşma yaptı (1229). Böylece Haçlılar amaçlarına ulaştılar. Ancak Filistin'e kadar inen Harzemşahların Haçlıları yenmesiyle Eyyûbiler Kudüs'ü yeniden ele geçirdiler (1244). VII.Haçlı Seferleri (1248) Kudüs tekrar Türklerin eline geçince Papa yeniden Hıristiyanları sefere çağırdı. Ancak Avrupalılar seferlerden bıkmışlardı. Sadece Fransa Kralı Sen Lui sefere çıktı. Sen Lui de Eyyûbi Hükümdarı Tu-ranşah'a esir düştü. Önemli miktarda kurtuluş parası vererek Fransa'ya dönebildi. | ||
13-02-2007, 15:51 | #17 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| VIII.Haçlı Seferi (1270) Fransa Kralı Sen Lui kardeşinin kışkırtmalarıyla son Haçlı Seferine çıktı. O sırada Tunus'tan kalkan Arap korsanları doğuya giden Hıristiyan gemilerine zarar veriyordu. Bu yüzden Tunus'a sefer düzenleyen Sen Lui ve ordusunun yarısı veba salgını nedeniyle öldü. Haçlı Seferlerinin Sonuçları Dini Sonuçlar • Avrupa'da Kiliseye ve din adamlarına duyulan güven sarsıldı. • Skolastik düşünce zayıfladı. • Kilise ve Papanın otoritesi sarsıldı. Siyasi Sonuçlar • Seferler sırasında binlerce Senyör ve şövalyenin çoğu öldü. Sağ kalanların bir kısmı da topraklarını kaybetti. Böylece feodalite rejimi zayıfladı. .Merkazi krallıklar güç kazanmaya başladılar. •Feodalitenin zayıflamasıyla köylüler çeşitli haklar elde ettiler. •Türklerin batıya doğru ilerleyişleri bir süre için durdu •Bizans. Bati Anadolu’daki toprakların bir kısmını ele geçirdi. •Haçlılar ile yapılan mücadeleler İslâm dünyasını Moğol saldırılan karşısında güçsüz bıraktı. Ekonomik Sonuçlar • Doğu - batı ticareti gelişti. • Marsilya, Cenova, Venedik gibi Akdeniz limanları önem kazandı. • Avrupalılar dokuma, cam ve deri işleme sanatını öğrendiler. • Papaların ve kralların seferlere mali destek sağlamak için İtalyan bankerlerine başvurmaları bankacılığı geliştirdi. • Avrupa'da hayat standartları yükseldi. Ticaretle uğraşmaya başlayan şehir halkı zenginleşerek burjuva sınıfını oluşturdular. • Anadolu, Suriye ve Filistin ekonomik bakımdan zarar gördü. Teknik Sonuçlar • Pusula, barut, kağıt ve matbaa Avrupa'ya götürüldü. Bunlar Avrupa'da bilim ve teknik alanında gelişmelere yol açtı. • Avrupalılar İslâm Medeniyeti'ni yakından tanıdılar ve faydalandılar. • Avrupa'da kültür hayatı canlandı. | ||
13-02-2007, 15:52 | #18 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| TÜRKİYE TARİHİ (XI.-XIV. YÜZYILLAR) A. ANADOLU'NUN FETHİ Anadolu'ya İlk Türk Akınları Anadolu'ya ilk Türk akınları Avrupa Hunları tarafından yapıldı. Hunların Balkanlara yürüdüğü sırada bir kolu Kafkaslar üzerinden Anadolu'ya girdi (395 -398). Anadolu'ya ikinci Türk akınları Sasanilerle anlaşan Sabirler (Sabar) tarafından gerçekleştirildi. VI. yüzyılda Sabirler Doğu Anadolu'yu istilâ ettiler. Türklerin Anadolu'ya üçüncü akını Abbasilerin hizmetine giren ve Abbasi ordusunda görev alan Türkler tarafından düzenlendi. Suriye, El-Cezire ve Doğu Anadolu'daki uc bölgelerine (Avasım şehirlerine) yerleşen Türkler, Anadolu'nun Türk yurdu haline getirilmesi için Abbasilerle beraber Bizans'la mücadele ettiler. Avrupa Hunları, Sabirler ve Abbasi hizmetindeki Türklerin Anadolu'ya akınları yerleşme amacı taşımıyordu. Ancak günün politikasından kaynaklanan akınlar, önemli siyasi ve askeri sonuçlar doğurmuştur. Selçukluların Anadolu'ya akınları Büyük Selçuklu Devleti kurulmadan önce başladı. Gaznelilerin ve Karahanlıların baskısı, yurt bulma isteği, ekonomik sıkıntılar ve nüfuz kazanma gibi nedenlerden dolayı Selçuklular, Çağrı Bey komutasında Anadolu'ya geldiler (1015 - 1018). Bu seferler keşif amacı taşıyordu. Bizans kuvvetlerini yenen Çağrı Bey, Tuğrul Bey'e Türklerin Anadolu ve Horasan'da devlet kurmasının uygun olduğuna dair rapor verdi. Daha sonraki gelişmeler bu keşiflerin ve raporun isabetli olduğunu göstermiştir. Büyük Selçukluların, devletin kurulmasına kadar olan seferleri keşif, kurulduktan sonra Malazgirt zaferine kadar geçen sürede ise, Bizans'ın direnişini kırmak ve yıldırmak amacı taşıyordu. Tuğrul Bey, Dandanakan Savaşı'ndan sonra Horasan'a kitleler halinde gelen Oğuzları sistemli bir şekilde Anadolu'ya şevketti. Tuğrul Bey döneminde Anadolu üzerine akınlara başlayan düzenli Selçuklu ordularıAnadolu'ya girdi (1042). Oğuzların Müslüman ülkeleri yağmalamasından rahatsız olan Tuğrul Bey, hem islâm dünyasının koruyuculuğunu yapmayı, hem Oğuzların yurt edinmesini hem de bu kuvvetlerle Anadolu'yu fethetmeyi amaçlıyordu. Selçuklular, Pasinler Savaşı'yla Bizans ve Gürcü kuvvetlerini mağlup ettiler (1048). Antlaşma yapıldı ve Bizans Büyük Selçuklu Devleti'ni resmen tanıdı. Türkmenlere yurt bulma zorunluluğu ve Bizans'ın Doğu Anadolu'ya asker yığması üzerine Tuğrul Bey, Anadolu fetihlerine hız vermek amacıyla sefere çıktı (1054). | ||
13-02-2007, 15:52 | #19 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Malazgirt zaferi Türkiye tarihi için dönüm noktası oldu. Bu savaşla Bizans'ın direnişi kırıldı ve Selçuklular Adalar Denizi'ne kadar ulaştılar. Artık Türkler Anadolu'ya yerleşmeye başladılar. Alp Arslan'ın emriyle Süleymanşah, Mansur ve Alp İlik gibi komutanlar Anadolu'nun fethiyle görevlendirildi. Yine Alp Arslan'ın emriyle Selçuklulara bağlı devletler kuruldu. Bu gelişmeler, Bizans'ın gerilemesine ve Haçlı Seferlerine neden oldu. Melikşah dönemindeki Büyük Selçuklu Devleti'ne bağlı olarak Türkiye Selçuklu Devleti kuruldu (1077). B. ANADOLU'NUN TÜRKLEŞMESİ Malazgirt zaferi ile Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı. Böylece Türklerin Anadolu'ya yerleşmesi ile Anadolu'nun Türkleşmesi ve İslâmlaşması da başladı. Kısa sürede Türkler Anadolu'nun nüfus ve siyasi üstünlüğünü ele geçirdiler. Anadolu'da dengeler Türklerin lehine değişti. Bu durumun nedenlerinden birincisi, halkın Bizans idaresinden memnun olmamasıydı. Çünkü Bizans, halka ağır vergiler koyuyor ve Ortodoks mezhebini kabul etmeleri için baskı yapıyordu. Ayrıca Bizans - İran, Arap ve Türk savaşları halkı yıldırmıştı. İkinci neden ise, Türklerin büyük kitleler halinde Anadolu'ya göç etmeleridir. C.TÜRKİYE'DE KURULAN İLK TÜRK DEVLETLERİ Bizans'ın Malazgirt zaferinden sonra yapılan antlaşmaya uymaması üzerine Alp Arslan Anadolu'nun tamamen fethedilmesi emrini verdi. Fethedilen topraklar, Anadolu'da fetihlerde rol alan komutanlara verildi. Bu topraklarda komutanlar merkeze bağlı olarak Anadolu'daki ilk devletleri kurdular. Bu devletçikler Melikşah'ın ölümünden sonra bağımsız hareket ederek Büyük Selçuklu Devleti'nden koptular. Anadolu'nun fethi, Türkleşmesi, İslâmlaşması ve imarında önemli rol oynayan bu mahalli devletçikler zamanla Türkiye Selçuklularının hakimiyetine girdiler. Böylece Anadolu'da Türk birliği sağlandı. | ||
13-02-2007, 15:52 | #20 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 1.Saltuklular(1072-1202) Alp Arslan'ın komutanlarından Ebulkasım Saltuk tarafından Erzurum merkezli olarak kuruldu (1077). Bu beyliğin bazı özellikleri şunlardır; • Anadolu'da kurulan ilk beyliktir. •Saltuklular, Danişmentlilerle birlikte Haçlılara karşı mücadele ettiler. • Gürcülerle ve Trabzon Rum İmparatorluğu ile savaştılar. • Saltuklular, Büyük Selçukluların taht kavgalarına katıldılar. •Erzurum, Bayburt, Kars ve çevresine hakim oldular. •Önceleri Büyük Selçuklulara bağlı olan Saltuklular, Türkiye Selçuklu hükümdarı Rükneddin Süleyman Şah tarafından yıkıldı (1202). Saltuklular, Türk siyasi tarihinde çok önemli rol oynamadı. Ancak bu devlet, Gürcülerle savaşları, iktisadi ve mimari alandaki çalışmalarıyla Anadolu'nun Türkleşmesine katkıda bulundu. 2.Mengücekler (1080 -1228) Alp Arslan'ın komutanlarından Mengücek Bey tarafından Erzincan, Kemah, Divriği ve Şebinkarahisar'da kuruldu (1080). Anadolu fetihleri sırasında Mengücek Gazi'nin ölümünden sonra beylik Danişmentoğullarına bağlandı ve kısa süre sonra ikiye ayrıldı (1142). Önce Divriği kolu Türkiye Selçuklularının hakimiyetine girdi. Alaeddin Keykubat da Erzincan koluna son verdi (1228). Kuruldukları bölgeyi kültür ve ticaret merkezi haline getiren Mengücek Devleti, Gürcüler ve Pontus Rum İmparatorluğu ile mücadele etti. Bu beylik Rumların güneye inmesini engelledi. 3.Danişmentliler (1080 -1178) Melikşah döneminde Danişmentoğlu Ahmet Gazitarafından Sivas merkezli olarak kuruldu (1080). Danişmentliler, zamanla sınırlarını Tokat, Amasya, Çankırı, Kastamonu, Kayseri ve Malatya'ya kadar genişlettiler. Emir Gazi döneminde en parlak devirlerini yaşayan Danişmentlilerde, bu hükümdarın ölümünden sonra taht kavgaları başladı ve zayıflayan devlet eski gücünü kaybetti. Türkiye Selçuklu Sultanı II. Kılıç Arslan bu devleti yıktı(1178). Danişmentlilerin bazı özellikleri şunlardır; •Anadolu'da kurulan ilk beyliklerin en büyüğü ve en güçlüsüdür. •İç Anadolu'ya hakim olan Danişmentliler bir süre Türkiye Selçuklularını da hakimiyetleri ne alarak Anadolu'da en önemli siyasi güç haline geldiler. •Gürcülerle, Bizans'la ve Haçlılarla mücadele ettiler. | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
LinkBacks (?)
LinkBack to this Thread: http://besiktasforum.net/forum/tarih/22624-ilk-turk-islam-devletlerinde-kultur-ve/ | ||||
Mesaj Yazan | For | Type | Tarih | |
Untitled document | This thread | Refback | 05-11-2008 23:09 |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |