|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
13-02-2007, 15:58 | #41 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 6. Akkoyunlular (1350 -1502) Akkoyunlular Devleti, Diyarbakır merkez olarak Kara Yülük Osman Bey tarafından kuruldu. Devlet en parlak devrini Uzun Hasan zamanında yaşadı. Karakoyunluları yıkan Uzun Hasan merkezini Tebriz'e taşıdı. Uzun Hasan sınırlarını doğuda Horasan'a batıda Fırat'a kuzeyde Kafkaslara ve güneyde Umman Denizi'ne kadar genişletti. Toprakların genişlemesinden cesaretlenen Uzun Hasan kendisini Cihan Hükümdarı gibi görmeye başladı. Doğu Anadolu'ya hakim olma isteği Uzun Hasan'la Fatih'i Otlukbeli Savaşı'nda karşı karşıya getirdi (1473). Bu savaşı kaybeden Akkoyunlular, yıkılış sürecine girdiler. Akkoyunluları Safevi hükümdarı Şah İsmail yıktı (1502). D.TÜRKİYE SELÇUKLULARI VE ANADOLU BEYLİKLERİ DÖNEMİNDE KÜLTÜR VE MEDENİYET 1. Devlet Yönetimi a. Hükümdar ve Saray Teşkilatı :Eski Türklerde hükümdara Tanrı tarafından Kut verildiğine ve ancak Kut'a sahip olanların Hükümdarlık hakkı bulunduğuna inanılırdı. İslâmi dönemde bu anlayış, halifeden Tanrı adına hükmetme yetkisi almak şeklindeki uygulama ile birleşti. Nitekim Türkiye Selçuklu Devleti'nin kuruluşunda Süleyman Şah'a Melikşah hükümdarlık unvanı vermiş, Abbasi halifesi de hükümdarlığını onaylamıştı. Hükümdarın milleti Tanrı adına yönetmesi, onlara sınırsız yetki ve keyfilik sağlamıyordu. Ancak Selçuklu hükümdarları Anadolu beylerinden ve meliklerinden bir derece daha üstündü. Türkiye Selçuklularında hükümdarlık babadan oğula veya kardeşlere geçiyordu. Bu da her zamanki gibi taht kavgalarına ve devletin zayıflamasına neden oluyordu. Türkiye Selçuklularında da şehzadelerin yetişmesinde atabeyler görevlendiriliyordu. Karakoyunlular ve Akkoyunlularda da hükümdarlık yöntemleri, Türkiye Selçukluları ve beyliklerinkiyle aynıydı. Beyliklerde de ailenin en nüfuzlu ve yaşlısı beyliğin başına geçiyordu. Türkiye Selçuklularının saray teşkilatı Büyük Selçukluların saray teşkilatıyla aynıydı. b. Merkez Teşkilatı : Türkiye Selçuklu Devletinde önemli devlet işlerini Büyük Divan (Divan-ı Saltanat) ve diğer alt divanlar yürütüyordu. Devletin her türlü siyasi, sosyal, askeri ve ekonomik işlerini yürüten divana sultan veya vezir başkanlık ediyordu. Divan görüşmeleri deftere kaydediliyordu. Divanda katipler, tercümanlar ve memurlar bulunuyordu. Emir-i Şemşir divanın güvenliğini sağlıyordu. Bugünkü Bakanlar Kuruluna benzeyen divanda Vezir en üst dereceli divan üyesiydi. Büyük Divan'a bağlı alt divanlar şunlardır; | ||
|
13-02-2007, 15:58 | #42 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Niyabet-i Saltanat Divanı : Bu divanda kendisine güvenilen devlet adamları ve komutanlar bulunuyordu. Divan'daki bu görevlilere naip denirdi. Hükümdar başkentte bulunmadığında ona ait devlet işlerini yürütür ve hükümdara vekalet ederdi. Divan-ı İstifa : Devletin mali işlerini yürütürdü. Devletin gelir ve giderlerini hesaplar, vergilerin toplanmasını sağlardı. Divanın başkanı Müstevfi idi. Divan-ı Arz : Devletin merkezdeki ordusunun maaş ve levazımat işleriyle ilgilenirdi. Savunma işleriyle ilgilenen divan, askerleri defterlere kayıt eder ve denetlerdi. Divan-ı - Tuğra : Her türlü iç ve dış yazışmalarını yapıyordu. Burada Arapça ve Farsçayı iyi bilen kültürlü kişiler bulunurdu. Buna İnşa Divanı da denir. Divan-ı İşraf : Askeri ve adli işler dışında idari ve mali yönetimle ilgili işleri yönetirdi. Pervanecilik : İstihbarat işleri, devlete ait toprakların sayımı ve ülkeye gelen Türkmenlerin yerleştirilmesiyle ilgilenirdi. Has ve iktaları yazar, dağıtır ve takip ederdi. Anadolu Beylikleri, Karakoyunlular ve Akkoyunlularda da merkez teşkilatı Türkiye Selçuklu Devleti'ndeki gibiydi. | ||
13-02-2007, 15:58 | #43 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 2. Taşra Teşkilatı Türkiye Selçuklu Devleti'nde taşra idari bilimleri şunlardır; a. Merkeze Bağlı Vilayetler : Sultan tarafından askeri ve sivil işleri yürütmek üzere vilayetlere ata nan Subaşılar tarafından yönetiliyordu. Bu vilayether yönüyle divana bağlıydı. Yönetim ve gelirleri divana aitti. b. Meliklerin Yönettiği Vilayetler : Selçuklu ailesinden Melikler tarafından yönetile vilayetlerdir. Melikler Divana değil doğrudan Hükümdara bağlıydı. Meliklerin divanı, askeri ve vezir bulunuyordu. Melikler iç işlerinde serbest, dış işlerinde hükümdara bağlıydı. c. Uc Eyaletleri : Sınırlarda kurulan bu eyaletlerin başında vali olarak uc beyleri görev yapıyordu. Türkiye Selçuklularında vilâyetlerde, belediye işlerine bakan Muhtesipler, önemli şehir merkezlerin de Şıhne isimli askeri valiler, Yargı işlerine bakmak için Kadılar bulunuyordu. Bu görevliler genel güvenlik ve zabıta işlerini yürütüyordu. Beyliklerde ise. hükümdarın taşrada iki temsilcisi vardı. Hü kümdar adına siyasi otoriteyi Mirliva, yargıyı da Kadı temsil ediyordu. | ||
13-02-2007, 15:59 | #44 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 3. Askeri Teşkilat Türkiye Selçukluları ve beyliklerin askeri teşkilatı Büyük Selçuklu askeri teşkilatına benzemektedir. Türkiye Selçuklularında ikta ve hassa sistemi askeri teşkilatın dayanağıdır. Türkiye Selçukluları kapıkulu sistemini güçlendirerek Türkmen beylerinin etkisini kırmak için uğraştıysa da başarılı olamadı. Akkoyunlular ve Karakoyunlular askeri teşkilat bakımından Moğolların ve Timurluların, Dulkadiroğulları ve Ramazanoğulları ise Memlüklerin etkisinde kaldılar. Türkiye Selçuklu Devleti'nin Ordusu • Hassa Birlikleri: (Kapıkulu Askerleri) • İkta Askerleri: (Tımarlı Sipahiler) • Uçlarda Türkmenlerden oluşan kuvvetler • Bağlı beylik ve devletlerden alınan askerler • Gerektiğinde komşu milletlerden ücretli olarak alınan askerler Türkiye Selçukluları, donanmaya önem verdiler. Sinop, Alaiye, Antalya ve Samsun gibi merkezlerde tersaneler kurdular. Ordu komutanına Emirül Ümera, donanma komutanına ise Reisü'l Bahr veya Melikü's Sevahil denirdi. 4. Toprak Yönetimi Selçukluların Anadolu'da Bizans'tan aldığı toprak devlet malı oldu. Toprakların bir bölümü halka dağıtılarak tarımın verimi artırıldı. Ayrıca toprağın işlenmesiyle ilgili bazı kurallar konuldu. Mülkiyeti devlete ait olan topraklar dört bölüme ayrılıyordu. | ||
13-02-2007, 15:59 | #45 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| a. Has Arazi : Vergileri hükümdara ayrılan topraklardır. b. İkta Arazi : Ordu mensuplarına ve devlet memurlarına hizmet ve maaş karşılığı verilen toprak lardır. Toprak sahipleri üç yıl toprağını boş bıraktığında iktası elinden alınıyordu. İkta sahipleri gelir lerinin bir kısmıyla geçimlerini sağlıyor, kalan kısmıyla da atlı asker besliyordu. c. Mülk Arazi : Devlet adamlarına başarılarından dolayı verilen topraklardır. d. Vakıf Arazi : Miri ve mülk arazilerden bilimsel ve sosyal kurumların ihtiyaçlarını karşılamak için ayrılan topraklardır. 5. Hukuk Sistemi Türkiye Selçukluları hukuk alanında kendilerinden önceki Türk - İslâm devletlerinin etkisinde kaldılar. Hukuk şer'i ve Örfi yargı sistemi olarak ikiye ayrılıyordu. a. Şer'i Yargı Sistemi : Davalara hükümdar veya vezir tarafından tayin edilen kadılar bakıyordu. Bunların başkanına Başkadı (Kazi'l Kuzat) denirdi. Başkam ülkedeki bütün kadıları denetleyebili yordu. b. Örfi Yargı Sistemi : Asayişi bozan ve yasaları çiğneyenlerle ilgili davaları kapsardı. Bu davalara Emir-i Dâd bakıyordu. Askeri davalara Kadı Asker (Kadı-yı Leşker, Kazasker) denilen ordu komutanları bakıyordu. 6. Din ve İnanış Türkiye Selçukluları Sünniliğin koruyucusu oldular. Selçuklu yönetimi İslâmiyet'in "Gaza" fikri ile Türklerin fetih anlayışlarını birleştiren bir kuruluş oldu. Anadolu'nun fethinde rol alan akıncı Türkmenler arasında birçok tarikat mensubu vardı. Bunlara Horasan Erenleri deniliyordu. XIII. yüzyıldan itibaren Anadolu'da tarikatlar yaygınlaştı. Bunun nedenleri ise, dini hayatın gelişmesi ve siyasi düzenin bozulmasıdır. Tarikatlar, dini anlayışı, yaşayışı ve toplum yapısını etkilemiştir. Anadolu'da Babailik, Bektaşilik, Ekberilik. Mevlevilik, Rufailik, Nakşibendilik, Kadirilik ve Kübrevilik gibi tarikatlar yayıldı. | ||
13-02-2007, 15:59 | #46 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 7. Sosyal ve İktisadî Hayat a. Sosyal Hayat: Türklerin Anadolu'ya yerleşmesinden önce Anadolu. Bizans-Emevi ve Abbasi savaşlarından dolayı harap olmuştu. Bundan sonra devam eden Bizans - Selçuklu savaşları ve arkasından başlayan Haçlı Seferleri Anadolu'da sosyal hayatı olumsuz yönde etkiledi. Anadolu'nun yerli halkının büyük bölümü göç ederek iç kısımlara ve sahillere yerleşti. Türklerin Anadolu'da hakimiyeti ele geçirmesiyle güvenlik ve huzur sağlandı. Müslümanlarla Hıristiyanlar (Rumlar, Ermeniler, Süryaniler) yan yana yaşadılar. Türkler diğer din mensuplarına hoşgörülü davrandılar. Selçuklular doğudan gelen Türkmenleri Anadolu'ya yerleştirerek nüfus üstünlüğünü sağladılar. Uzun süren savaşlar ve yerli halkın büyük bir bölümünün Bizans topraklarına göç etmesiyle vergi geliri azaldı. Bu durumu engellemek için Bizans yönetiminin baskısı ve ağır vergilerinden bunalanları kendi topraklarına yerleştirdi. Bu yerleşmeler sosyal ve ekonomik hayatın gelişmesinde etkili oldu. Anadolu'da halk şehirliler ve köylüler diye ikiye ayrılırdı. Şehirliler : Devlet memurları, âyân, bilim adamları ve ahiler şehirlerde yaşıyordu. Ahiler :Şehirlerde oturan esnafın meslek gruplarına göre kendi aralarında kurdukları dini - iktisadî bir özellik taşıyan teşkilata ahilik denir. Selçuklular döneminde bütün esnaflar mutlaka kendi meslekleriyle ilgili bir esnaf loncasına üye idi. Lonca üyeleri arasında sıkı bir dayanışma ve karşılıklı denetim vardı. Bir şehrin ekonomik hayatında en önemli kişi olan teşkilatın başkanına Âhi Baba denirdi. Şehirlerdeki Hıristiyan halktan zanaatkar olanlar da kendi aralarında loncalar kurmuştu. Bunlar Müslüman Türklerin kurduğu loncalara alınmıyordu. | ||
13-02-2007, 15:59 | #47 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Köylüler : Türk köylüleri göçebe ve yerleşik diye ikiye ayrılıyordu. Daha çok uçlarda yaşayan göçebeler hayvancılıkla, yerleşik köylüler ise tarım faaliyetleriyle uğraşıyordu. b. İktisadi Hayat : Türkiye Selçukluları hakim oldukları bölgelerde siyasi birliği ve huzuru sağladılar. Bu da ülkede ekonomik hayatın canlanmasına ve gelişmesine neden olmuştur. Türkiye Selçuklularının ekonomik faaliyetleri tarım, sanayi ve ticaret olmak üzere üç başlık altında incelenebilir. 1. Tarım ve Hayvancılık : Her türlü tarım ve hayvancılık göçebeler, yarı göçebeler ve köylüler tara-fından yapılıyordu. Şehir hayatında ise meyvecilik ve bağcılık yaygındı. Hayvancılık,hayvan ürünleri meyveler ve bağcılıktan, elde edilen ürünler Türkiye Selçuklularına önemli gelir sağlıyordu. Sultanlar ve beyler köylüleri topraklarında tutabilmek için belli zamanlarda vergi affı veya vergilerin hafifletilmesi gibi tedbirler alırdı. Halka tohum ve çift hayvanı dağıtılıyordu. 2. Sanayi ve Madencilik : Anadolu'da ev eşyalarının yapımı, dericilik, dokumacılık ve maden işlemeciliği gelişti. İhtiyaçlar yurt içinden karşılanıyordu. Ancak lüks eşya ve baharat geniş ölçüde dışarıdan karşılanıyordu. Türkiye Selçuklularında sanayi büyük ölçüde esnaf teşkilatları (Ahiler) tarafından organize ediliyordu. Dericilik, halıcılık, kilimcilik ve diğer dokumalar daha çok ahilerin ilgi alanına giriyordu. | ||
13-02-2007, 15:59 | #48 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 3. Ticaret : Anadolu'nun dünya üzerindeki konumunun önemini kavrayan Türkiye Selçukluları, ticaret faaliyetlerine önem verdiler. Türkiye Selçukluları Anadolu'yu izledikleri ticaret politikasıyla kıtalararası transit ticaret merkezi haline getirdiler. Anadolu'da ticaretin gelişmesinin nedenleri şunlardır; • Anadolu'nun Doğu-Batı, Güney-Kuzey ticaret yolları üzerinde bulunması ve kıtaları birbirine bağlaması • Ticaret yolları üzerinde kervansarayların kurulması (Anadolu'da ilk kervansaraylar II.Kılıç Arslan zamanında kurulmaya başladı ve daha sonraki hükümdarlar tarafından sayıları artırıldı) • Ticaretin gelişmesi için Latin Cumhuriyetleriyle ticaret antlaşmalarının yapılması • Ticari amaçlı fetihlerin yapılması (Suğdak,Sinop - Antalya ve Alanya'nın fethedilmesi) • Malları zarar gören veya kervanı soyulan tüccarların zararlarının ödenmesi, yani bu günkü anlamda malların sigortalanması • Gümrük vergilerinin hafifletilmesi • Ticari önemi olan merkezlere Türk ve Müslüman tüccarların yerleştirilmesidir. Anadolu'da ticaret II.Kılıç Arslan'dan itibaren gelişmeye başlayarak I.Alaeddin Keykubat döneminde en üst seviyeye çıktı. Moğol istilasından sonra ticaret faaliyetleri zayıfladı. Ancak Sivas, Kayseri ve Konya gibi merkezler ticari önemlerini korudular. Türkiye Selçuklularının yıkılmasından sonra siyasi ve iktisadi merkezler Marmara çevresine taşındı, kervan ticareti eski önemini kaybetti. | ||
13-02-2007, 15:59 | #49 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Beylikler döneminde, Batı Anadolu'daki Türk beylikleriyle Avrupalılar arasında ticari ilişkiler devam etti. Moğollar da Akdeniz ülkeleriyle ticari faaliyetlerini devam ettirdiler. Devletin başlıca, gelirleri, ihraç edilen mallar, gümrük vergileri, zirai ürünlerden alınan öşür, gayri müslimlerden alınan cizye ve haraç, bağlı beylik ve devletlerden alınan vergiler ve ganimetlerdi. Türkiye Selçuklularında ilk bakır para I.Mesut tarafından bastırıldı. II.Kılıç Arslan tarafından paralar bastırıldı. Selçuklular Moğolların hakimiyetine girdikten sonra paralarını İlhanlı paralarına göre ayarladılar. 8. Dil ve Edebiyat Dil: Türkiye Selçukluları, zamanında bilim dili Arapça, devlet ve edebiyat dili Farsça idi. Selçuklu Sultanları ve aydınları özellikle Fars edebiyatına önem veriyordu. Bu dönemde edebiyat ve devlet dili olarak Türkçe saraydan uzak tutulmaktaydı. Bu durum Türk dilindeki gelişmenin yavaşlamasına neden olmuştur. Edebiyat ve resmi dilin Farsça olmasının nedeni; Türklere İslâmiyet'in İran yoluyla geçmesi, iki ülke arasında sıkı ilişkilerin kurulması, İran'dan aydın ve idarecilerin gelmesi ve Farsça'nın işlenmiş bir dil olmasıdır. Beylikler döneminde Karamanoğlu Mehmet Bey Türkçeyi resmi dil ilan etti (1277). Bu olay "Dil Bayramı" olarak kutlanmaktadır. XIII. yüzyılda Anadolu'da Türk dili gelişti. Şeyyad Hamza, Yunus Emre ve Sultan Veled Türkçe şiirler yazdılar. Anadolu'da Türkçenin gelişmesinde Moğolların büyük payı oldu. Edebiyat : Anadolu'da Türk Edebiyatı XIII. yüzyıl ve sonrasında en parlak çağını yaşadı. Selçuklu-lar dönemindeki edebi akımlar, Halk Edebiyatı, Tasavvuf Edebiyatı ve Divan Edebiyatı diye gruplandırılır.. | ||
13-02-2007, 16:00 | #50 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Selçuklu Sultanları ve Anadolu beyleri ilmi ve edebi çalışmalara destek oldular, yurdun her tarafına yayılmasına çalıştılar. Moğol istilasından dolayı batıya göç eden birçok, bilgin ve edebiyatçı Anadolu'ya gelerek bilim ve fikir hayatının gelişmesine katkıda bulundular. Mevlana, Sultan Veled, Şeyyad Hamza, Nesimî, Hoca Dehhani, Yunus Emre ve Ahmedî gibi ünlü edebiyatçılar yetişmiştir. Dönemin önemli eserleri ise, Mesnevi, Divan-ı Kebir, İskendemâme, Battal Gazi ve Danişment Gazi Destanlarıdır. 9. Bilim ve Sanat Bilim : Anadolu'da ilk medrese XII. yüzyılın ilk yarısında Danişmentoğulları tarafından Niksar'da kuruldu. Türkiye Selçuklularında ise ilk medrese II. Kılıç Arslan tarafından Konya ve Aksaray'da kuruldu. Anadolu'da güvenliğin sağlanması ve ekonomik durumun iyileşmesine paralel olarak diğer hükümdarlar zamanında da medreselerin inşasına devam edildi. | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
LinkBacks (?)
LinkBack to this Thread: http://besiktasforum.net/forum/tarih/22624-ilk-turk-islam-devletlerinde-kultur-ve/ | ||||
Mesaj Yazan | For | Type | Tarih | |
Untitled document | This thread | Refback | 05-11-2008 23:09 |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |