Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Eğitim Öğretim > Dersler - Ödevler - Tezler - Konular > Tarih

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 20-02-2007, 11:37   #11
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Çatışma alanında bu olaylar Rusya, Yunanistan ve Avrupa'ya dağılmış olan Pontuslular arasındaheyecan uyandırmaktaydı. Eski Giresun belediye başkanı olan Kaptan Yorgi'nin Marsilya'da ticaret yapan oğlu Constantin Constanidis, görünüşte, Sovyetlerin Rus İmparatorluğunda yaşayan halkların kaderini kendilerinin belirlemeleri yolundaki deklorasyondan esinlenerek Marsilyada bir "tüm Pontuslular" kongresi toplamaya karar verdi.Ama bu kongrenin toplanmasından bir süre önce, 1917 Ekim ayı ortasında Atina'da Karadeniz kıyısında yaşayan tüm Rumları bağımsız bir devlet içerisinde birleştirme amacını güden başka bir konferans toplandı. 4 Şubat 1918'de Marsilya'ya gelemeyen Pontuslular, katılmaksızın toplanan kongrede Troçkiye hitaben bir mektup gönderilerek Sinop'un doğusunda bağımsız bir devlet talebi iletilir.Bu mektup müttefikler ve Fransa tarafından iyi karşılanmaz.....
MÜTAREKE VE BÖLGEDEKİ DURUM
30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Mütarekesi müttefiklere, çıkarlarının tehlikede olduğu her yerde duruma müdahale etme hakkını veriyordu (7.madde).Bu hüküm, bir yandan müttefiklerin müdehale etmelerini sağlamak üzere Hristtiyan nüfusun, diğer yandan da böyle bir müdehaleyi önlemek için Müslüman nüfusun harekete geçmesine neden olarak, ağır bir takım sonuçlar doğurdu.
Müterakenin hemen ertesinde Osmanlı hükümeti asker kaçaklarıyla ilgili olarak bir af ilan etmekle birlikte bu kararın ne Pontus'ta ne de başka yerlerde pek etkili olduğu söylenemez. Bazı asker kaçakları köylerine dönerler ama, dağlarda yaşadıkları sürece edindikjleri başkaldırı alışkanlığından ve otoritelere karşı takındıkları bağımsız ve başına buyruk tavırlardan vazgeçmezler. Bu nedenle, ilan edilen af, çeteleri tasfiye etmek yerine kurumlaştırmaya yarar. Öye yandan, İmparatorluğun teslim olmasından ötürü moralleri bozuk olan Türklerin tersine Rumlar, geleceğin kendilerine ait olduğu duygusuna kapılırlar. Rum kilisesinin dini hiyerarşisinde üst mevkide bulunan görevlileride bu amaçla, bu unsurları ileride kurulacak bir askeri gücün çekirdeği olarak örgütlemeye çalışırlar.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 20-02-2007, 11:39   #12
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Türkler Rum çetelerini, 13 ve 23 Kasım tarihlerinde Merzifon bölgesindeki iki köye saldırmak ve onları yağmalamakla suçlarlar.Rumlar ise, İstanbuldaki Yüksek Müttefik Komiserliğine , Müslümanların bir katliam hazırlığı içinde bulunduğundan bahsedferler. Tabii şehirli ve kırsal kesimden Müslümanlar, techire uğrayan Rum ve Ermenilerin mallarını geri vermekten de pek memnun değildirler ve bunu olabildiğince dile getirirler, ama o sırada güçlü konumda olanlar Rumlardır. Bu yüzden Kafkasya ordusu komutanı Yakup Şevki Paşa, aralık ayı içinde emrindeki 15.tümene bağlı bir alayı, Rum çetelerine karşı Samsun'a göndermek zorunda kalır ve ona Yüksek Komiserlerin şikayetini aktaran Harbiye'ye, bu yanlı haberlerin Rumların faaliyetlerini gizlemeye hizmet ettiği cevabını verir.
Ocak 1919'dan itibaren müttefiklerin bölgeye yeni görevlerle gönderdikleri "political officals" yada eski görevlerine dönen Merzifon Amerikan Koleji'nin misyonerleri ve Samsundaki Amerikan Tobacco Co. şirketinin memurları, Hristiyan eşrafla görüş birliği içinde, müttefik müdahalesi kartını oynamaya başlamış görünürlerken, londra ve özellikjle Washington'un temkini elden bırakmadıkları dikkati çekmektedir.11 Ocak'ta Amerikan Tobacco Co.'nun ajanı P.E.King, Amerikan yüksek komiserliğine gönderdiği raporda, Türklerin ve özellikle köylülerin silahlandıklarını bildirir...Bir kaç gün sonra Samsun'u ziyaret eden İngiliz ordusundan yüzbaşı Harty, aynı mealde bir rapor göndererek savaş gemilerinin limanlara gelmeleriyle sınırlı kalan bir operasyonun ancak kıyı kesiminde düzeni sağlayabileceğini belirtir. 30 Ocak'ta ise Nikopolis ( Şarki karahisar) metropoliti Gervasios, İstanbuldan yaptığı bir çağrıda, Pontus'a askeri kuvvet gönderilmesini ister.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 20-02-2007, 11:40   #13
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Konu 6 Şubat'ta Yüksek komiserlerin haftalık görüşmelerinde gündeme gelir ve Fransız temsilcisi amiral Amet, kırsal kesimde Rumların ve Ermenilerin katledildiklşerinden söz eder. Ancak 1923'de İstanbul'da Türklerin yayınladıkları Pontus Sorunu adlı karşı kitapta Rum çetelerinin gerçekleştirdiği 25 kadar öldürme ve bir o kadar da hırsızlık olayının ayrıntısına girilmesine karşılık, Pontuslu Rumların uzun martirlik savlarında, 1919 kışı ve yazıyla ilgili olarak tek bir somut örnek yer almamaktadır.
Endişe verici haberlerin artması üzerine Foreign Office 9 Mart'ta Samsun'a 200 Gurka gönderir. Samsun'a13'ünde gelen ve sonra Merzifon ve Amasya'ya kadar uzanan teğmen Perring, gözlemlediği sukuneti bu birliğin orada bulunmasınabağlamaktadır. Ancak teğmen Hamdi'nin, mitralyözü ve birliğine bağlı askerle birlikte çetecilere katılması, onun bu ziyareti sırasında gerçekleşecektir...
İngiliz istihbarat ajanlarının Milne'ye gönderdikleri raporlarda, Samsun bölgesinde, Osmanlı ordusunun silahlandırdığı Türk köylülerine saldıran 300 silahlı Rum'un varlığından söz edilir.Batum'u boşaltarak, düzeni sağlamak üzere bölgeye gönderilen Kafkasya ordusunun 5.tümeni Amasya'ya bu sırada gelir...
7 Nisanda Samsunlu Rumlar Yunan Bağımsızlığını büyül şamata ile kutlarken, Samsun'daki İngiliz temsilcisi Salter, başlarında metropolit Germanos bulunan eşraf arasında bir komite örgütler...
  Alıntı ile Cevapla
Alt 20-02-2007, 11:40   #14
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Bir sonraki aşama, Rumların örgütlenmesini önleyebilecek tek yerel muhalefet odağı olan Türk askeri güçlerinin sınırlandırılmasıdır.Amiral Calthrope, 21 Nisan'da Osmanlı Hariciyesi'ne bu doğrultuda bir mektup gönderir. 25 Mayıs'ta Hariciye Nezareti bu mektuba verdiği cevapta, uzun bazı açıklamalardan sonra imparatorluk hükümetinin düzeni sağlamak üzere mirliva Mustafa Kemal'i bölgeye gönderdiğini bildirir.
Herşeyi altüst eden bu kararın ardında kuşkusuz, Mütarekenin 7.maddesi uyarınca müttefiklerin bölgeye askeri güç çıkarmalarını önlemek ve bunun yanısıra daha önemsiz görünen, parlak ve parlak olduğu kadar da endişe verici bir paşadan kurtulmak gibi bir niyeti vardır. Bu karar aynı zamanda Mustafa Kemal'e ulusal hareketi bailatmak üzere ideal bir fırsat yaratmaktaydı.
Mustafa Kemal Samsun'a 19 Mayıs'ta 100 kişilik yeni bir Hintli birliğinin ve Novorossisk'ten gelen 580 Rum göçmeninin gelmelerinden iki gün sonra varmıştı; dört gün önce ise Yunan ordusu İzmir'e çıkmıştı. Mustafa Kemal'in orda bulunuşu, Pontus'u birden hem aktüalitenin hemde tarihin ilgi odağı haline getirdi...
Samsun'a gelir gelmez yüzbaşı Hurst'le tanıuşan Mustafa Kemal toplulukların başkanlarını evine davet etti. Mustafa Kemal'in 22 Mayısta İstanbul'a gönderdiği üç raporda genel durumu özetlemektir. Ona göre, Germanos'un yönettiği Rum çetelerinin Mütarekeden sonra siyasi bir hedef güttüklerinden şüphe edilemezdi; buna karşı müslüman çeteleri adi çapulculuk yapıyordu. Raporda otuzüçü doğrudan Samsun havalisinde bulunan kırk kadar, iyi bilinen Rum çetesi sayılmakta, buna karşılık müslüman çeteleri sayısının altısı Samsun'da olmak üzere ancak onüç olduğu belirtilmektedir. Bu son çetelerin Müslüman kçylerini Rum saldırılarına karşı savunmayı da üstlendikleri belirtmektedir. Mustafa Kemal'e göre İngilizler durumdan haberdardırlar ve bölgede bir oldu bitti hazırlığı içindedirler.... Buna karşılık Trabzon Vilayetinde durum daha sakindir; burada bir kaç müslüman çetesi ve Santa bölgesinde üstlenmiş bir Rum çetesi vardır.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 20-02-2007, 11:40   #15
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Aynı tarihte Hurst de Samsun'dan bir rapor yazarak, iki Türk çetesinin teslim olduklarını bildirmiştir. Hurst raporunda düzenlediği asıl, aralarında hiç bir ayrım gözetmeden köylere saldıran Laz çetelerinin yarattığını da kabul etmektedir.
Ancak olaylar hızla tırmanacak ve her iki tarafın içinde bulundukları ruh durumunu gözler önüne serecektir. 29 Mayıs'ta terhis edilmiş yedi Türk askeri Mahmutlu köyü yakınlarında, bir çetenin yardımını alan Rum köylüleri tarafından öldürülür. Dört kişi hapse atılır ve Mustafa Kemal, Erzurum'da kumandan olan Kazım Karabekir'e, Karadeniz kıyı şeridindeki Rumların ayaklanabileceğini, buna karşın Türk köylerini silahlandırarak ve jandarmadan yararlanarak karşı koymak niyetinde olduğunu yazar.Ayın 31'inde Germanos, Havza piskoposundan aldığı bilgilere göre Mustafa Kemal'in direnme hareketini örgütlediğini ve bir çok Rum'u hapsettiğini söylemek üzere Hurst'un Samsun'daki bürosuna gelir. Bir gün önce Yunanlılar'ın İzmir'i işgaline karşı Havza'da büyük bir miting düzenlenmiştir. Hurst ertsei gün yola çıkar ve akşam Havza'ya vardığında endişe verici haberler alır. Rivayete göre Mustafa Kemal cuma namazı sırasında camide zehir zemberek bir söylev vermiştir ve ardından Dereköy köyünde üç Rum öldürülmüştür. Ama sonradan sözü edilen bu söylevi kimsenin işitmediği ve aslında bu konuşmayı belediye önünde eşraftan birinin yaptığı, Dereköy'deki kavgada ise iki Türk'ün öldükleri ortaya çıkar.
Ertesi gün Hurst Merzifon'a geçer. Yüzbaşı Levien ona Mustafa Kemal'in 24 Mayıs tarihli raporunda önemli bir çetenin varlığından söz ettiği Gümüşhacıköy'ün askerlerle sarıldığı, Amerikan koleji G.E.White'de açık açık, otuz yıllık deneyimine göre içinde bulundukları durumun tam bir katliam öncesi durum olduğunu söyler.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 20-02-2007, 11:41   #16
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Hurst'un, Mustafa Kemal ile buluştuğu Havza ziyareti, M.Kemal'i temkinli olmaya davet etmiştir. Ayın dördünde Türk çetelerine, bir müttefik müdehalesine yol açmamak için eylemlerden kaçınma tavsiyesinde bulunduğunu, Laz çetelerinin bölgeden kovulduğunu ve Hristiyanları yatıştırmak üzere de Fransız ve İngiliz subaylarının nüfuzuna güvendiğini belirten bir telgraf çeker.Ama bir yandan da, Merzifon'da Müslümanların silahlanmasıyla ilgili endişe verici raporlar alan Hurst'u Amerikan Koleji çatısı altında Ermeni ve Rumları devrimci komitelerde örgütlenkele suçlar. Merzifon'da İzmir'in işgaline karşı bir miting düzenlemek isteyen M. Kemal'i Müslüman mahallelerinin abluka altına alınmasını emreden Hurst engeller. Sonunda Hurst Samsun'a gitmek üzere ayın 10'unda Merzifon'dan ayrılır, ama yolda Lazlar tarafından, ayakkabılarına varılana dek soyulur ve M. Kemal 13'ünde Amasya'ya gitmek üzere yola çıkar.
22 Mayıs tarihli raporlardan birinde Mustafa Kemal Rusya Rumlarının zorla Pontus'a sürüldüklerini, amacı oradaki Rum nüfusun kalabalıklaşması olan bu uygulama sırasında savaş sırasında askerden kaçan çete reislerininde onların arasına karıştıklarına dikkati çekmişti. Trabzondaki Fransız konsolosu Lepissier de bu görüşleri desteklemektedir...Aynı şekilde 17 Haziran'da Tiflis'te kaleme alınan bir Fransız raporunda : "Samsun bölgesinde yüzbaşı Salter 400 kadar şimdilik olay çıkarmayan Rum komitacısı, 200 kadar Laz komitacısı ve 150 Türk eşkiyası saymaktadır. Lazlar artık Rum şehirlerinin düzenli ordu tarafından korunduklarını düşünmektedirler ve komitacılar bu yüzden Türk köylerini yağmalamaya başlamışlardır" denilmektedir.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 20-02-2007, 11:41   #17
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Aynı tarihlerde Karadeniz'e yaptığıı bir turdan dönen Yunan torpidosu "Velos" un komutanı, Yunan hükümetine iki rapor sundu. Bu raporlarda, kırsal alandaki Rumlar güvenliğinin sağlanamadığından şikayet edildikten sonra, Trabzon bölgesinde kırsal kesimin savunmasına yönelik örgütlenmenin henüz başladığı, buna karşılık Samsun bölgesinde şimdiden 2000 kadar silahlı adam bulunduğunu belirtmektedir. Raporda son olarak göçmenlerin yerleştirilebilmeleri için müttefiklerin kırsal alandaki düzenin korunmasına yardımcı olmaları istenmektedir...
Amerikalılar da gerek tütün gerek buradaki misyonerleri nedeniyle bölgeyle ilgilenmektedirler. Yüksek Komiser Amiral Mark Bristol, Karadeniz'e yaptığı bir inceleme gezisinden sonra yazdığı bir raporda, "Rum eylemlerinin yarattığı anarşi ortamından " duyduğu rahatsızlığı belirtmekte ve İzmir'in Yunanlılar tarafından işgali sırasında uygulanan yöntemlerin burada da uygulanmasına "çok "kesin biçimde" karşı çıkmaktadır. Ağustos başında kıyı şeridini ziyaret eden Amerikan konsolusu Chessbroughda Trabzon'lu Rumların pragmatizmi ve tutuculuğu ile Samsun'lu Rumların heyecanı arasındaki farka dikkat çekmektedir. "Patrik olabilmek için her şeyi yapmayı göze almış, hırslı, dalevereci, gözü kara biri" dediği Germanos'u kötülemeye nerdeyse kelimelerin yetmediğini söylemekte ve Samsub çevresinde faaliyet gösteren bazı Rum çetelerinin İngiliz ajanları tarafından oluşturulduklarını, onlar tarafından beslendiklerini" düşünmektedir. Buna karşılık ağustos sonunda Samsun'a gelen U.S.S Olympia" gemisinin kumandanı, Amerikan Tobacco Company'nin müdürü Mr. Johnson'a göre "Rum eşkiyalarının başında piskopos, Türk çetelerinin başında ise Hükümet bulunmaktadır" diyerek herkesi aynı kefeye koyar.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 20-02-2007, 11:41   #18
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

DIŞARDAKİ ÖRGÜTLENME VE DİPLOMATİK SAVAŞ
... Ne kadar heyecanlı olursa olsun, içerdeki hareket çatışma alanındaki güçler dengesini göz önünde bulundurmak zorundaydı ; buna karşılık dışardaki, aralarında bölünmüş, müttefiklerin ve Yunanistan'ın elde ettiği başarılardan sarhoş olmuş Pontuslu Rum örgütleri, kendilerini, başarı şansını ve bölgedeki yurttaşlarının kaderini her geçen gün daha fazla tehlikeye atan ütopik taleplere ve tedbirsiz açıklamalara kaptırmıştı.
Venizelos gerek gerçkçi olduğu gerekse inançları bu doğrultuda olduğu için Yakın Doğudaki Rum ticaret kolonilerinin olduğu gibi varolmalarını, doğrudan Yunanistan'a bağlanmalarından daha yararlı buluyordu. 2Kasım 1918'de Lloyd George'a verdiği memorandumda yalnızca Küçük Asya'nın batısıyla ilgili bir talep öne sürmüş ve Pontus'tan tek bir söz bile etmemiştir. Buna karşılık Marsilya kongresi tarafından temsilcisi tayin edilen C.G.Constantinidis, 1918 kasımında kaleme aldığı Pontus'un ulusal talepleri konusunda Büyük güçlere verilen notada şöyle yazmaktadır: "Sınırları doğuda Kafkasya ve Batum, güneyde Ermenistan çizilen ve batıda Sinop'un batısına kadar uzanan muhteşem Pontus eyaleti, adalet ve ulusların kendi kaderlerini belirleme ilkelerine dayanarak, müttefik kuvvetler ve Amerika Birleşik Devletlerinden eski Trabzon İmparatorluğu'nun ihyasını ve özerk bir cumhuriyet yapılmasını istemektedir. Constantinidis buradaki Rum nüfusu "yaklaşık iki milyon kişi" olarak vermektedir. Bu memorandum 2 Aralık'ta Foreign Office'e ulaşır ve Arnold Toynbee ayın 4'ünde onu kayıtlara şöyle geçirir : "İstatistikler ve sınırlar gerçek dışıdır. Pontus Ermenistan devletine bağlanacak, böylece Pontuslu Rumlar, tatminkar bir ulusal odak bulabilecektir".
  Alıntı ile Cevapla
Alt 20-02-2007, 11:41   #19
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Bu görüşü Barış konferansının açılışında müttefikler de paylaşmaktadırlar. İngiliz kabinesinin Türkiye hakkındaki 7 şubat 1919 tarihli memorandumu, Giresun- Sivas- Mersin hattının doğusunda kalan toprakları Ermenistan'a vermektedir. 21 Ocak'ta Amerikan delegasyonu için hazırlanan "tavsiye raporunda", Trabzon'un Ermenistan'a bırakılması gerektiği" ifade edilmekte ve Fransız savaş bakanlığı 1 Mart'ta albay Chardigny'ye, Ermenilere Trabzon'da bir deniz kapısı tanınacağını yazmaktadır. Tabii Ermeni delegasyonunun istekleri de bu doğrultudadır ve Bogos Nubar Paşa'yı Paris'te ziyaret eden C.G.Constantinidis, paşanın Trabzon'un ilhakı konusunda çok kararlı olduğunu saptamıştır.
Venizelos'un, istese bile böyle bir oybirliğine karşı çıkması, hele onun da İzmir'i elde etmek için elindeki bütün kozları kullanmak niyetinde olduğu gözönünde bulundurulursa, söz konusu değildi. 16 Ocak't aParis'li Ermeniler tarafından şerefine verilen bir ziyafette kadehini, Doğu'daki iki halk arasındaki derin işbirliği ve dayanışma için kaldırdı ve Barış Kongresinin 3 ve 4 Şubat tarihli oturumlarında yaptığı konuşmada Trabzon'un Ermenilere verilmesini gerektiğini savundu.
Pontos'un çeşitli delegasyonlarında Venizelos arasındaki bitmeyen çekişmenin temelinde bu yatmaktadır. 15 Ocak 1919'da Batum'da kurulan Pontus Rumları derneği, ertesi günü yaptığı toplantıda İstanbul'da bulunan Yunan Yüksek komiserinden, Patriklikten ve Constntinidis'ten, Pontus'un bir başka devletin yani Ermenistan'ın egemenliğine girmek zorunda kalmadan özgürlüğüne kavuşabilmesi için izlenmesi gereken politikayla ilgili direktiflerin sorgulanmasına karar verdi. İstanbul Patrikliği de benzeri bir karar alarak 1Şubat'ta Venizelos'a Trabzon'un terkedilmesini protesto eden ve Patrikliğin delrgasyonununParis'e gelmekte olduğunu haber veren bir telgraf gönderdi. Bir kaç gün önce dini yetkililer bu delegasyona katılmak üzere Hrisantos'a bir davetiye göndermişti.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 20-02-2007, 11:41   #20
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Bu girişimden hayli rahatsız olan Venizelos Kanellopulos aracılığıyla delegasyonun gönderilmesini erteleyebilmek için bir telgraf gönderdi, ancak Patriklik Anadolulu Rumların çıkarlarının savunulması gerektiği konusunda karalıydı ve kararında ısrar etti. Bu arada Paris'tede homurdanmalar başlamıştır. Constantinidis ile "Paris"teki Pontus Ulusal Birliği Başkanı Socrate Oeconomos tarafından imzalanan ve şubatta sunulan yeni bir memorandumda eski Komnen krallığının Kafkasya'dan Sinop'un batısına kadar uzanan bölümünü, art bölgeleriyle birlikte içine alan topraklarda bağımsız bir cumhuriyet kurulması üzerinde durulur...Bütün mart ayı boyunca yabancı ülkelerdeki Pontuslu Rum toplulukları yada Sivas yakınlarındaki Akdağ madeninde yaşayan "gizli hristiyan" Stavriotlar gibi ülke içi gruplar tarafından gönderilen ve Pontus'un bağımsızlığını talep eden telgraflar yağar.
Hrisantos İstanbul'a oradan da Paris'e gitmeden önce Batum'u ziyaret eder. Orada İstanbul'a ve Paris'e temsilciler gönderme çabaları İngiliz kumandanlığı tarafından engellenen Dernek yçneticileriyle görüşür ve onlara Türklerle her türlü temastan kaçınmaları ve Ermenilere karşı eylemlere girişmemeleri yönünde talimat verir. İstanbul, Atina ve Marsilya üzerinden Paris'e giderken yolda Pontuslu Rumların çeşitli dernekleriyle görüşme fırsatını bulur ve bu görüşmeler ona yalnızca belirli bir fikir oluşturmakla kalmayıp temsil yetkisini artırma olanağını verir. Bu nedenle 29 Nisan'da Paris'e gelişi Pontus meselesinde bir dönüm noktasına tekabül edecektir... Ancak Hrisantos Paris'e gelir gelmez Venizelos'la üstüste bir kaç kez görüşür, onun görüşlerine karşı çıkar, kendisinden bir rapor istenince de, ona Rum nüfusunu 850.000 yani Constantinidis'in 2 milyonundan daha makul bir sayıda, ama yine de 1914 öncesi tahminlerinin bir katı olarak gösteren ve Ermeni devletiyle yakın işbirliği içinde bulunmakla birlikte bağımsız bir devletin kurulması talebini dile getiren 2 Mayıs tarihli Pontus meselesi başlıklı memorandumu verir. Din adamının kişiliği ve görece uzlaşmacı bir tavır takınması Venizelos'u etkiler, öyle ki 6 Mayıs tarihinde düzenlenen akşam yemeğinde Venizelos Constantinidis'e alenen özürlerini sunarak, görünüşte Pontus Rumlarının taleplerini benimsemiş gibi davranır
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 13:13 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580