|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
31-01-2007, 15:43 | #11 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 6.DEPREMİN ULAŞIM YAPILARINA ETKİLERİ VE DEPREM SONRASI DÜZENLEMELER 6.2.Genel Bilgi 17 Ağustos 1999 tarihinde İzmit Körfezinde meydana gelen 7.4 büyüklüğündeki yıkıcı deprem sonucu 16 bin kişi ölmüş, 25 bin kişi yaralanmış 75 bin civarında konut yıkılmıştır. 12 Kasım Düzce depreminde de benzeri sonuçlar elde edilmiştir. Bu iki deprem ve bu depremler öncesi yaşadığımız depremlerde ülkemiz yeterlilik gösterememiştir. Deprem sonucu sadece konutlar hasar görmekle kalmayıp, ulaşım, iletişim ve alt yapı faaliyetleri tamamen durmuştur. Özellikle trafikte büyük sorunlar yaşanmıştır. Demiryolları kullanılamaz duruma gelmiştir. Deprem bölgesine iletilmesi düşünülen yardımlar trafikteki kalabalık aksamalar ve düzensizlik sonucu gecikmiştir. Yardımların gecikmesi daha fazla insan kaybına neden olmuştur. Bu bakımdan deprem bölgesinde düzenin sağlanması gereken noktalardan ilkinin ulaşım olduğu ortaya çıkmıştır. Deprem sonrası trafik düzeninin sağlanması önemli bir faktördür. Ülkemizde bu tür olaylar sonrası trafik planlamalarını Japonya veya ABD ‘ yi örnek alarak düzenleyebiliriz. 6.3.Depremlerin Ulaşım Yapılarına Etkileri Depremlerin ulaşım yapılarına etkileri 4 başlıkla toplanmıştır. Bunlar; 1. Zeminden Kaynaklanan Etkiler, 2. Fay Hatlarının Doğrudan Etkileri, 3. Deprem Dalgalarının Doğrudan Etkisi Sonucu Oluşan Hasarlar, 4. Tsunomi Nedeniyle Özellikle Kıyı ve Limanlarda Oluşan Hasarlar. 1. Zeminden Kaynaklanan Etkiler a .Sıvılaşma b. Zemin oturmaları c. Zemin güçlendirme etkisi d. Heyelanlar, kaya düşmeleri vb. 2. Fayların Etkisi İzmit Körfez ‘ i depreminde çeşitli fay hatları meydana çıkmıştır. Bunlar incelemeye alınmış ve bazıları hakkında şu bilgiler edinilmiştir. | ||
|
31-01-2007, 15:43 | #12 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| -Fay kırığının en güzel gözlendiği yerlerden biri olan Kullar Köyü (Körfezin doğusunda) civarında devamlılığı 5 km kadar olan Doğu Batı doğrultulu, sağ yönlü doğrultu alımlı fay olmuştur. -Sapanca ilçesinde ve ilçenin güneyindeki gözlemlerde 5-15 cm eğim bölgesine sahip sağ yönlü doğrultu atım fayları olmuştur. -Sakarya kenti içindeki gözlemlerde genellikle makaslama hareketli yapan faylar gözlenmiştir. -Depreme neden olan fay zonunun batı kesiminde Hersek kasabasında birbirine paralel gelişmiş 4 büyük çatlak saptanmıştır. Çatlakların açıklıklarının 1-5 cm arası olduğu belirlenmiştir. -Depreme neden olan fayın yüzey kırığının gözlendiği yerlerde fayın 2 km devamlılığı olduğu, 1.5 metre genişliğinde yaklaşık 1.2 metre atıma sahip olduğu belirlenmiştir. 3. Deprem Dalgalarının Doğrudan Etkileri a. Kaplamalarda oluşan deformasyonlar b. Köprü, viyadük vb yapılarda oluşan hasarlar c. Gar, otogar, havalimanı vb yapılarda oluşan hasarlar 4. Tsunomi Nedeniyle Oluşan Hasarlar Tsunami okyanus kıyıları boyunca dev deniz dalgalarının kıyılara doğru akın etmesi ve sonuçta kıyı kuşağındaki yerlere önemli hasar ve can kayıplarına neden olan dalgalar olarak tanınırlar. | ||
31-01-2007, 15:43 | #13 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Tsunamilerin Oluşması İçin; 1. Düşey yönlü hareketin 2. Deprem iç merkezinin denizde olması 3. Deniz altında çok büyük boyutlu heyelanların oluşması 4. Deniz içindeki volkanik adalarda patlamalar, gibi farklı tip doğal olayların oluşması gerekir. Ülkemizdeki depremlerde bu niteliklerde olaylar gerçekleşmemiş, dolayısıyla Tsunomi gözlenmemiştir. İzmit Körfezi depreminde boyu ancak 1 metre olan dalgalar oluşmuştur. Bunlar tsunomi olarak nitelendirilemez. 6.4.Depremde Hasar Gören Ulaşım Kapıları Bu yapıları 5 grupta inceleyebiliriz. 1. Karayollarında Meydana Gelen Hasarlar -Yolun kapanması -Sanat yapılarında oluşan hasarlar -Otogar vb yapılarda oluşan hasarlar 2. Demiryollarında Oluşan Hasarlar -Raylarda oluşan hasarlar -Gar vb yapılarda oluşan hasarlar 3. Havayolu Yapılarında Oluşan Hasarlar -Pist vb kaplama hasarları -Terminal, kule, vb tesis hasarları | ||
31-01-2007, 15:43 | #14 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 4. Deniz Yollarındaki Hasarlar -Tsunomi hasarları -Liman tesisleri hasarları 5. Boru Hatlarındaki Hasarlar -Gaz hatlarında oluşan hasarlar -Petrol boru hatlarındaki hasarlar -Su boru hatlarındaki hasarlar 6.5.Gölcük ve Düzce Depremleri Sonrası Ulaşım Hasarları Gölcük depremi sonucunda, İstanbul – Ankara oto yolunun İzmit Doğu kavşağı – Akyazı Kavşağı arasındaki yaklaşık 50 km ‘ lik kesiminde yol gövdesinde kısım kısım derinliği 2.5 metre olan yarıklar, ötelemeler ve oturmalar meydana gelmiştir. Bazı menfezlerde oturmalar, çatlamalar olmuş genel olarak köprü ve viyadükler de mesnetler kaymıştır. Bu kesimlerde trafik tamamen kapanmıştır. Düzce depremi sonucunda E5 karayolu fay tarafından kesilmiş, Kaynaşlı – Bolu Dağı bölümünde de deprem nedeniyle heyelanlar meydana gelmiştir. Kaynaşlı çıkışında 8 metre derinliğinde ve 7 metre eninde yarık ve çukurlar oluşmuştur. Bolu tünelinde göçükler olmuştur. 6.6.Deprem Sonrası Trafik Düzenlemesi Deprem sonrasında trafikteki aksamaları 2 ana başlıkta toplayabiliriz. 1. Direkt Sebepler -Yollardaki bozulmalar -Köprülerdeki hasarlar -Zeminde sıvılaşma 2. Dolaylı Sebepler -Yapı enkazlarının yolları kapatması -Gaz ve su borularının patlaması -Yangınlar -Trafik görevlilerinin güvenlik nedeniyle yolları kapamaları -Diğerleri | ||
31-01-2007, 15:43 | #15 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Belirtilen nedenlerden dolayı deprem sonrası trafik en kısa sürede sağlanmalıdır. Bunun için; -Depremde kullanılmaz duruma gelen yollara alternatif yolların hemen tespiti -Yollarda gereksiz trafiği engellemek için kontrolün sağlanması -Görevlilerin görev yerlerine çabuk ulaşımını sağlayacak araçlar kullanmaları -Deprem sonrası yollardaki hasarlar tespit edilip, yolların krokileri çizilmeli. Bu yollar kroki üstünde hasarlarına göre sınıflandırılmalı. -Akaryakıt istasyonları sadece acil durum araçlarına hizmet vermeli. -Araçların cinsi ve amacına göre deprem bölgesine girişleri zamanlara bağlanmalı. -Bölgede trafik yoğunluğunu azaltmak için toplu taşıma araçları kullanmalı. -Ulaşım türleri arası gerekli koordinasyonu sağlama. 7.DEPREMDE ZARAR GÖREN YAPILARIN ONARIM İLKELERİ Depremler sonucu hasar gören yapılarda onarım ilkeleri hasarlarla ilgilidir. Hasarın oluşma nedenleri onarım ilkelerinin meydana gelmesine sebep olmuştur. Onarım ilkeleri; 1. Yapı Ağırlığının Azaltılması Deprem sırasında yapıya gelecek ek yük yapının ağırlığına bağlıdır. Yapı ağırlığı gereğinden fazla ise yapıya gelecek deprem yükü de o miktarda artar. Bu bakımdan yapı mümkün olduğunca hafif elemanlardan oluşturulmalıdır. Gereksiz tuğla duvarlar kaldırılabilir, iç bölme duvarları da alçıpan panolar kullanılabilir, kaba sıva inceltilebilir vb yöntemlerle yapıya gelen zati yük azaltılabilir. Yapıda her zaman böyle yük azaltımı mümkün olmayabilir. | ||
31-01-2007, 15:50 | #16 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Dolayısıyla gerekli önlemlerin proje aşamasında belirlenmesi daha uygundur. Örneğin merdivenlerin yükün tamamının binaya yüklenmesi yerine, yükü doğrudan zemine aktarmak bir çözüm yoludur. 2. Yapı Düktilitesinin Artırılması Yapıya gelen deprem enerjisinin sönümlenmesi yapı düktilitesinin artırılmasıyla mümkündür. Yapı kalıcı ve elastik deformasyonlar yaparak deprem enerjisini tüketir, böylece yapı ayakta kalmayı başarır. Ancak depremden sonra yapılan hasar onarım çalışmalarında mantolama ve perde duvarların yapıya eklenmesinde iyi bir hesap yapılmalıdır. Çünkü bu çalışmalar sonucu yapının rijitliği gereğinden fazla artırılırken, rijitliği büyük ölçüde azalabilir. 3. Yapının Taşıma Gücü Yapıyı en büyük zararları veren kuvvet yatay ve çeşitli yönlerden etkiyen deprem kuvvetidir. Bu kuvvete karşı yapının yatay yük taşıma kapasitesi artırılmalıdır. Deprem sonrası bu kuvvetin kesinlikle düştüğü kanıtlanmıştır. Bu bakımdan yatay kuvvet mümkün oldukça büyük olmalıdır. Yapıda yatay yüklerin etkisiyle oluşan hasarlar düşey yük taşımadaki güvenliği de azaltır. Yapı bu hasarlı haliyle dahi yük taşımaya devam edebilir. Bu durumda ilk olarak düşey yüklere takviye, 2. olarak yatay yüklere takviye yapılmalıdır. 4. Yapının Dinamik Özelliklerin İyileştirilmesi Yapıya zarar veren olay titreşim hareketleridir. Titreşim hareketlerinin büyük olması büyük yatay kuvvetler doğurur. Bu nedenle titreşim hareketlerini azaltacak bir mekanizma oluşturulmalıdır. En basit seçenek zemin hakim periyoduyla, yapının titreşim periyotlarının yakın olmasını engellemekle mümkündür. Ancak bu işi gerçekleştirmek için zeminin dinamik özelliklerinin bilinmesi gerekir. Daha sonra yapı periy****un uzaltılması veya kısaltılmasıyla yapı periyodu, zemin hakim periy****dan uzaklaştırılabilir. Yapı periy****un artırılması veya azaltılması için yapı yükünün artırılması veya uzaltılması mümkündür. Ayrıca yapıya perde duvarların eklenmesi, kolon boyutlarının artırılması gibi yöntemlerde periyodu etkiler. 5. Burulma Etkisinin Önlenmesi Yapılardaki hasarların nedenlerinden birisi olan burulma olayının sebebi, katlardaki ağırlık merkeziyle rijitlik merkezlerinin birbirlerine çok uzak olmasından kaynaklanır. Bu nedenle proje sırasında yapının mümkün olduğunca simetrik planlanmasına dikkat edilmelidir. Simetrik olmayan yapılarda burulma etkisi daha büyüktür. Ayrıca yapıya eklenen perde duvarlarında simetrik yerleştirilmesi gerekir. Bu şekilde yerleştirilmemiş perde duvarların inşası ile yıkılmayacak yapılarda bile büyük hasarlar gözlenebilir. Perde duvarlar yerleştirilirken mümkün olduğunca yapının köşe ve dış cepheleri seçilmelidir. | ||
31-01-2007, 15:50 | #17 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 8.SONUÇ Depremlerde ilk anlarda yıkılan yapıların ortak ve belirgin özelliği bunların tasarım ve yapımında deprem etkilerinin hiç dikkate alınmadığıdır. Zeminlerdeki sıvılaşma, taşıma gücünün düşmesi ve çatlamalar sonucu oluşan hasarların nedeni de dayanıklı yapı yönetmeliklerine uyulmamasıdır. Ülkemizdeki 17 Ağustos depreminde de meydana gelen hasar ve yıkıntılarının en belirgin nedenin yanlış coğrafi alanların seçimi ve zemin şartlarına uyulmaması olduğu gözlenmiştir. Bu bakımdan yönetmeliklerde belirtilen esaslara uyulmadığı ortaya çıkmıştır. Çeşitli deprem bölgelerinde yapılan incelemelerde hasarlı binaların çoğunda mimari düzensizliklerde önce çıkmıştır. Bu durum ağırlık ve rijitlik merkezlerinin birbirlerinden çok farklı noktalarda oluşmasına neden olmuştur. Hatta bu çeşit mimari düzensizliklerin çözümü mühendislik açısından neredeyse mümkün değildir. Bu nedenle projelendirme aşamasında ve avam proje dönemlerinde mimarlarla, mühendislerin beraber çalışmaları önem taşır. İnşaat alanlarının yanlış seçilmesi de büyük hatadır. Pek çok karayolu tam olarak fay hatlarının üzerinden geçirilmiş, yerleşim birimleri faylara yakın yerlere kurulmuştur, bu da hasarı artıran en önemli etkenlerdendir. Betonarme yapıların depreme dayanıklı inşa edilmesinde proje ve uygulamanın sıkı denetlenmesi gereği bir kez daha görülmüştür. Bu denetimlerin etkili bir şekilde yapılması için belediyelerin elinde yeterli yetki vardır. Yasalarla bu denetimler rahatlıkla yapılabilir. | ||
31-01-2007, 15:51 | #18 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Depremlerden oluşan zararların en aza indirilmesi için genelleme yapacak olursak; 1. Depreme dayanıklı yapı teknikleri geliştirilmelidir. Yerleşme ve konut yapılarının bölgenin doğal ve sosyal şartlarına uygun olması, deprem sonrası konut tipi ve malzemeleri için mutlaka yerel koşul ve olanaklar sağlanmalıdır. 2. Depreme dayanıklı yapı koşullarına kesinlikle uyulmalıdır. 3. Mevcut hasar görmüş yapıların takviye ve güçlendirilmesi depreme dayanıklı bina projelendirilirken şiddetli bir depremde meydana gelebilecek hasarın onarım masraflarının, o binayı depreme dayanıklı hale getirmek için sarf edilecek ilave masraflarından daha az olması, esasının gözden uzak tutulmaması gerekir. 4. Yapıların proje aşamasında denetlenmesi. 5. Taşıma ve iletişim ağları, boru hatları, nükleer reaktörler, barajlar ve viyadüklerin yer seçiminin iyi yapılması. 6. Deprem sigorta sisteminin oluşturulması. Denetleme hizmetlerine yeni esaslar eklenmesi. 7. Deprem bölgelerinde mimari bakımdan mümkün olan hallerde betonarme ve perdeler şart koşulmalı, Gronülometri şartlarına ve su çimento oranına kesinlikle itina gösterilmelidir. 8. Yumuşak dolgu ve kalın alüviyonlu zeminlerde temeller mütemadi sömeller şeklinde olmalıdır. Temel seviyesi zon yüksekliğinin altında olmalıdır. | ||
31-01-2007, 15:51 | #19 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 9. Deprem bölgelerindeki şehirlerde ana yolların yıkılan binaların trafik şeritlerini kapatmayacağı ölçüde geniş yapılması. Su şebekesinin güvenlik altına alınması. Kamu yapılarının, hastanelerin vb binaların kendi yedek enerji kaynaklarının bulunması. Yapılan açıklamalar doğrultusunda inşa edilecek yapılar, uyulan kurallar ve belirtilen sebeplere bağlı önlemler depremlerin üst yapılara etkilerini en aza indirirken, can. mal kaybı en aza indirilecektir. Ekonominin zarar görmesi engellenecektir. Çeşitli yardım hizmetleri ve işlerin yerine getirilmesi kısa sürede sağlanacaktır. | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |