![]() | |
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Oyun Alanı | Ajanda | Arama | Bugünkü Mesajlar | Forumları Okundu Kabul Et XML | RSS | |
![]() | #31 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Günümüz baskısını, yaratıcı çalışma ve sanatsal el becerisinin birleşmesinden oluşan özgün grafik olarak görmekteyiz. Baskı, resimden farklı olarak; çalışmada düzeltmelerin yapıldığı, içinden beğenilen örneklerin bir seçildiği, gerektiğinde yeni bir zengin ilave edildiği bir süreçtir ve bunlar baskı bitinceye kadar devam eder. “Resmin parçaları, mutlaka bütünle ilişki içinde görülmelidir. İzlenen yol gözde canlandırılarak, mekanın nerede açıldığı, görüşü nerede engellediği fark edilmelidir. Duyarlılık insanın içinde hayat bulmalı, figürlerin olanakları fark edilmeli, durum yaşanmalı, resmin içinden süzülerek, arkasına geçilip, orada kalınarak, damakta küçümsemenin ve umudun tadı kalmalıdır. Gözlemenin yoğunluğu elden bırakılmamalı, çünkü yepyeni, şaşırtıcı olanaklar doğabilir. Bildik bir resim yabancı hale gelir, bilinmeyen tanıdık olur. Anlaşılmaya dikkat edilmelidir. Anlaşılmamış olan her şey, heyecansız renklerin ardında pusudadır. Büyücü her an ortaya çıkabilir... “[1] Yukarıdaki bu sözler Michael Werner Galerisinin 1982 tarihli katoloğunda yayınlanmıştır. Mönsterli sanatçı, ve öğretim görevlisi Wolfgang Troschke’nin hem baskı hem de resimleri için yukarıdaki bu sözleri geçerlilik taşır. Çünkü, akademik eğitimle sanatı, kendinde çok güzel birleştirmiştir. Troschke, ne kendi kafasındakini yapmış, ne de akademik alanda ondan bekleneni yapma tuzağına düşmüştür. Ayrıca çalışmalarında keyfiliğe kaçan, çağrışım gücünü körelten, duygu ve düşüncelerin özgür akışını engelleyen bir tutumdan uzak durmuştur. Wolfgang Troschke’ nin Litografilerinde de olduğu üzere bir zorlama yoktur. Şaşırtıcı öğeler kullanmıştır. Bunları içinden geldiği gibi çizgisel ve lekesel tarzlarla çalışmıştır. Beklenmeyenin birdenbire görünür hale gelmesiyle yeniden keşifler ortaya çıkar. Çünkü şu andaki görme tarzı eskiye göre farklıdır. Çevre koşulları da farklıdır ve görmeyi etkiler. Kısacası Traschke’nin sanatı kurgulanmış, tasarlanmış bir sanat değil, bilakis insanı düşünceye iten bir sanattır. | ||
![]() |
|
![]() | #32 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Yine gündelik kullanılan malzemeler ve hiç yabancı olmadığımız nesneleri, iç mekana yerleştiren Alman sanatçı Rolf Escher’in kullandığı malzemeler, masa, birkaç sandalye, bavul ve konsollardır. Bu sıradan malzemelerle, resimlerinde öyküler oluşturabiliyor, hatta malzeme hakkında da bilgi veriyor. Sanatçı aynı zamanda üreticiye ve kullanıcıya işaret ediyor. İnsan bu resimlerde saklı olan öyküleri ve öykülerde yaşayan insanları merak ediyor. Böylece sanatçı amacına ulaşmış oluyor. Resim 14. Rolf Escher, "Sınav masası", Gravür, 1985. Bu resimlerde dünyanın ve hayatın malzemesi de sunuluyor. Resimlerdeki ilişkilerin çözülüp dağılışı, üstü örtülü bir şekilde karşımıza çıkıyor | ||
![]() |
![]() | #33 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| "Göze görünen somut nesneler, dünya hakkındaki bilgimizin ana kaynağını oluştursa da, gerçeği gerçek var oluşu, ancak yeterli hayal gücüne sahip olanlar bilebilir. Nitekim Rolf Escher'de, çizimdeki büyük ustalığına rağmen, mevcut olanı, "Verist" bir tarzda saptamakla yetinmeyip, gözün gördüğü nesneleri bilgiyle olduğu kadar hayal gücüyle de özümsüyor ve onlara kendi el yazısını kazandırıyor. Böylece gerçeklik, sadece görünür kılınmakla kalmıyor, ısrarlı bir tutumla anlaşılır hale getiriyor ve resimler konuşmaya başlıyor." (Hans Georg Bulla). Eğer grafik baskı ortamında çalışan, sanatsal faaliyetlerle baskı sürecinin sağladığı olanakları bir arada kullanan ve özgün sanatsal ifadelerini oluşturan birkaç büyük isim olmasaydı, baskı bugün de resmi aynen kopyalamak için kullanılıyor olabilirdi. Günümüzde yakın gravür sanatçılarının düşüncelerini farklı anlatım biçimleriyle, değişik araçlar kullanarak çalışmalarında görmekteyiz. Seçtikleri konularda farklıdır. Örneğin gündelik hayat, toplumdaki bir takım olumsuz olaylara göndermeler ya da belirli tabuların yıkılması için gösterdikleri çabalar gibi daha sıralayabiliriz. El becerisi ile baskı her zaman bir anlatım aracı olmuştur. Ve bu gerek çizgiyle gerekse renklerle izleyiciye sunulmuştur. Sanatın geleneksel günümüzdeki gelişmesi bienallerde açıkça görülmektedir. Nitekim 4. Avrupa Bienali de, Avrupa'daki kültürel kişiliğin toplam çabasından oluşur. 2 ayrı politik bloka ayrılmış kıta hakkında bahsetmek kolay değildir. Buna rağmen Avrupa'daki kültür durumları kalıtımsal gücün arkasından görülebilir. Çatışmalar, karşıtlıklar bu bağlamda yer alır. | ||
![]() |
![]() | #34 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| II.Dünya Savaşından sonra Avrupa ideolojik, ekonomik, asgari bölümlere ayrılmıştır. Batı Avrupa çok çabuk yeniden gelişirken Doğu ve Orta Avrupa ülkelerinde stalenist (Satalanist düşünceyi savunan. Sertlik ve milliyetçilik aşırı hakimiyeti, komünizmin mutlak hakimiyeti) kültür ve diktatörlük yeniden yer bulmuştur. Bu günkü Orta Avrupa'daki sanatların biçimselleşmesinde hâlâ bu kültürün etkileri vardır. Avrupa sanatı özel bir yönde ilerlerken toplumsal ve insanlık problemlerini de ele almaktadır. Almanya'daki sanat ortamının ekol yönleri klasik natüralizmden, ekspersyonizme, post sürrealizme inşacı yaklaşımı söz konusudur. Doğu Almanya'da ise sadece natüralist ekolden çizgi ekspresifine kadar hafif imaj söz konusudur. Bienal yapılırken 1980'li yıllardan itibaren çizgisel grafik eserlerin kıtadaki toplam grafiksel çizimleri belgelemek, ekollerine göre göstermenin gerekli olduğuna inanmışlardır. Grafik ise, sunum amaçlarında özgürdür ve kesinlikle belirli bir oluşum söz konusudur. Bienal yapılırken el becerisinin varlığının kanıtlanmasının gerekli olduğu söyleniyor. Kıtalardan gelen grafiksel çalışmaların çoğunluğu kesinlikle sınırlanamaz. Avrupa sanatının içinde, çok çeşitli eğilimlerin biçimlenmesi, toplumsallık, sanatçıların yaşayışları, sanatçıların çevreleri, dünyanın yeniden yorumlanması yer almaktadır. Yeni eğilimlerin periyodik olarak devam etmesi, bireyselliğin ön plana çıkması, kategorilerin sınırlanması, uzmanlaşması söylenebilir. Politik, ekonomik bilgilerin Avrupa ülkelerini olumsuz etkilediği sürece ulusal kültür bilincinin bağlantılı bir öğesi olarak, karşıt harekete hizmet eder. Ulusal bilincin hiçbir şekilde engel olamayacağını da göz önüne almak gerekir. | ||
![]() |
![]() | #35 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Bu bienal kapsamında birer ülkenin çalışmalarının yer aldığını görebiliriz. Tema ve stil olarak fırsatların verildiği bu sergide ülke koleksiyonların, ulusal biçimlenmenin ortaya çıktığı görülüyor. Doğu ülkeleri ekonomik, politik, ideolojik, askeri gücüne karşı sanatçıların sanatsal ifadelerini görmek mümkün. Karşılıklı kültürel ilişkilerde sanatın sınırlarının kaldırıldığını ve genişletildiğini yumuşatıldığını görebiliriz. Bu bağlamda ekspresif realizm çizim ifadelerini de görebiliriz. Avusturya sanatında ise içerik olarak modern ve günümüze yakın çizimler var. Geleneksel ekspresyonizm ile tam anlamıyla klasik modern ve bunun son ifadesi spontan boya resmi içerisinde bulabiliriz. Batı Almanya'daki sanat ortamı bununla birlikte çok yönlü sanat ifadeleri, natüralist stil imajları agrasif entelektüel biçimleri ifade eder. Fransa'daki Paris ekolünün efsanevi "17" Atölyesinden ekspresif çalışmaları eski sanatçılardan Lapicque, daha sonraki ekspresif çalışmaları ise Massqejier, Rebeyrolle, Chevalier, Dewe,Chevalier ve Floch yapmıştır. İspanyol sanatçılar tarihsel süreç içerisinde soyut mimari, inşacı çalışmaları ile ön plana çıkmaktadırlar. Klasik moderne oradan Pop-arta çok çeşitli sıcak renkli resim peyzajları görülür. İspanyollarda çok renkli, renk ve ışık kontrastları, kişisellikleri ortaya çıkarmaktadır. | ||
![]() |
![]() | #36 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Çok yönlü İngiliz sanatında ise Por-artla birlikte klasik, modern gravürler yer almaktadır. 1985'DE ALMANYA'NIN BADEN ŞEHRİNDE YAPILAN 4.'üncü AVRUPA GRAFİK SANAT BİENALİNE KATILAN SANATÇILAR VE ÇALIŞMALARI 1927 Oise doğumlu. 1946-50 yılları arasında Paris Güzel Sanatlar Akademisinde öğrenim görmüştür. Heykeltıraştır. Aynı Akademide Profesör olarak çalışmaktadır. Sanatçının önemli sergileri arasında 1972 Venedik Bienali ve Ulusal Çağdaş Sanat Merkezi Nizz 1984'te açmış olduğu sergi gösterilebilir. 1945'te ise Woolmark ödülünü almıştır. Hofkunst Alfred : 1942 Viyana doğumludur. Resim ve çizim üzerine öğrenim görmüş sanatçının önemli sergileri arasında Kunst Museum Lausanne 1982 sayılabliir. Lalanne Francois Xavier : 1928'de Sculpture'de doğmuştur. Lahune Galerisi Paris 1978-80 Grand Palais Paris 1978. Grup Sergileri Şikago Resim Enstitüsü 1967, İskoç Kraliyet Akademisi, Edinburg 1974, Merkez Pompıdou Paris ve Baymenswan-beuningen Müzesi, Roterdam 1975, Agen Resim Müzesi, Labay Sahtecrois Müzesi. | ||
![]() |
![]() | #37 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 2.2. Metal Gravür Kalıpları Metal Gravür Kalıpları Hakkında Genel Bilgiler : Metal gravürde özellikle çukur (intaglio) baskıda en çok kullanılan çinko bakır gibi madeni plakalardır , alüminyum plakalarda kullanılır . Gerekirse pirinç levhalar da kullanılabilir.[1] Bakır kolay işlenebilirliği ve yüksek baskı kalitesinden dolayı tercih edilir . Günümüzde çinko sertlik ve alaşımlı yapı ile en çok kullanılan malzemedir . En elverişli gravür baskı kalıbı çelik levhalardır , bilhassa değerli kağıt , posta pulu ve para basma tekniği çelik kalıplarla yapılır . Çelik kalıplardan alınan baskılar , yüksek baskı türüdür . 2.2.1. Kalıp Kesme Her türlü metal kalıp en kolay el ve ayak pedalıyla çalışan metal kesici bıçakları kullanılmaktadır . Ancak her sanatçı kendine ait yöntem geliştirir . Bu yöntemler : a. Bir çizim aleti ile b. Kalıbı makinelerle kesme c. Kalıpları düz olmayan biçimde kesme 2.2.2. Kalıbı Pahlamak Çalışma sırasında kesme yerinde oluşan çapak ve keskin kenarların rahat ve temiz çalışma elde etmek amacıyla düzeltilmesi gerekir . Kesme sonrası pahlama için eğe ile kalıp kenarları düzeltilip kenarlarına açı vermek için raspa adı verilen bir kazıyıcı aleti ile kenarlar ayrıca açılı düzeltilir . Ayrıca kalıbın tutturulması amacıyla pahlı kenarların faydası baskı sırasına gereklidir.[2] | ||
![]() |
![]() | #38 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 2.3. Gravür Kalıplarının Oyulması Çoğaltım yöntemleriyle yapılan baskılarda ve baskı kalıbı olarak kullanılan madeni levhaların oyulmasında başvurulan teknikler şunlardır: Kurukazı Teknikleri : · Çizgisel oyma ( Laine Engraving) · Çelik kalem kazısı · İğne kazı (Dry Point ) · Siyah tarz (Mezotint ) · Kalburlama (Crible Islak Kazı Teknikleri : · Çizgisel dağlama · Derin oyma · Yumuşak vernik · Leke baskı · Şekerli vernik Kazı tekniklerin gelişiminde sanatçıların en çok uyguladığı teknik çukur kazı tekniğidir . | ||
![]() |
![]() | #39 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 2.3.1. Kuru Kazı Tekniklerinin Uygulanması 2.3.1.1. Çizgisel Oyma – Çelik Kalem Kazısı (Engraving) Madeni levhaya çelik uçlu kalemle direk kazıma tekniğidir. Baskı kuvvetinin artmasıyla elde edilen çizgiler ve derinlikler genişler daralır. Bu teknikle rölief etkisi bırakacak izler elde edebilir. Madeni levha üzerine hâkkak kalemiyle yapılan çelik kalem kazısı çizgi kenarlarında çapak oluşturmayacak şekilde karakter verir. Renkli baskıda bu çizgi aralıkları birbirine yakın olursa tonlar elde edilebilir.[1] Çelik kalem yöntemiyle desen elde etmede düzgün yapı ve yumuşak dokutan dolayı çinko ve bakır tercih edilir. Çelik kalıp ise bozulma ve deformasyon olmayacağı için çok sayıda temiz baskıyı istenen yerlerde zorluğuna rağmen tercih edilir. Kazıma işleminden sonra metal kalıp yüzeyinde oluşan çapak ve kaba noktalar yüzeye zarar vermeden keskin bir raspa ile dikkatlice giderilir. Kör ve bilenmemiş aletlerle temizlenen yüzeylerde gri tonlar ve çizgiler baskı kalitesini bozar. | ||
![]() |
![]() | #40 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 2.3.1.2. İğne Kazı (Dry Point) Çelik kalem kazısıyla benzerlik gösterir. Sert ve sivri iğne ile yapılan bir kazıma işlemidir. İğne direk kazıma yönteminde metali çizgi boyunca iki yana yığar. Levha basıldığında elde edilen çıkıntıların miktarlarına göre değişik çizgiler elde edilir. Bu çizgiyi çukurlar değil kenarlara yığılan çıkıntılar mürekkep tutarak sağlar. 2.3.1.3. Siyah Tarz (mezotint) Daha çok bakır levha üzerine çalışılır. Kuru kazımanın bir çeşididir. İnce keskin çelik uçlarla levha üzerinde sık aralıklarla veya çapraz şekilde kazımayla baskı elde edilir. Baskı sonucunda levha yüzeyinde kazınmış, çizilmiş resim alanları, kadife izlenimi veren zengin yapıda kağıda geçer. Levha üzerinde bol miktarda boyanın kalmasını sağlayacak noktacıklar dişli bıçak (Mezotint) aletidir. Dişli bıçağın ucunda birbirine yakın yiv ve setlerin alet dik tutulup bastırılarak ileri-geri hareketiyle elde edilir. Beyaz ve ya çeşitli tonlar elde edilmek istendiğinde sıyırıcı veya mıskala alete yardımıyla levha üzerinde oluşturulan levhacıklar yok edilir veya hafifletilir. Diğer bir yöntemde elektrikle çalışan aletler kullanılarak ucuna takılan gerek iz elde etmede, gerekse elde edilen izleri silme veya metali parlatmada kullanılabilir.[1] | ||
![]() |
![]() |
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
| |
![]() | ![]() |