|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
02-02-2007, 15:46 | #11 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 5. İktisadi Birlik Ekonomik bütünleşme hareketlerinin son aşamasıdır. Uygulanacak olan, ekonomik, mali, sosyal ve parasal politikaların birlik tarafından ortak biçimde belirlenmesi ve ortak bir para birimine geçilmesini ifade eder. Gümrük birlikleri, iktisadi birliklerin ancak yarı yolu sayılır. Gümrük birliğini oluşturan ülkeler, ilerlemelerini sürdürüp iktisadi birlik aşamasına geçmeyi ve en sonunda siyasal bir bütünleşmeye ulaşmayı hedefler. İktisadi birlik durumunda, üyeler arası işbirliği serbest ticaret ve serbest faktör dolaşımının ötesine geçer. Örneğin; vergi politikaları, para ve maliye politikaları ile sosyal ve öteki ulusal politikaların uyumlaştırılmasını gerektirir. Adeta üyelerin tek bir birleşik ülke oluşturmaları durumu meydana gelir. Ekonomik birliğe geçiş için ortak olarak benimsenecek bazı konular bulunmaktadır. Bunlar; 1. Mal Standartları, 2. Hizmet Sektörü, 3. Rekabet Politikası, 4. Kamunun Satın Alım İşlemleri, 5. İşletme Hukuku İlkeleri, 6. Ortak Rekabet Kuralları, 7. İnsanların Serbest Dolaşımı, 8. Yasal ve Yönetsel Engeller. Kısacası, iktisadi birliğin oluşabilmesi için tüm önemli ekonomik, sosyal ve yasal konularda adeta bütünleşmiş bir piyasa durumuna geçmek gerekir.[1] 6. İkinci En İyi Teorisi Gümrük birliklerinde üye ülkeler arasında, gümrük tarife duvarlarının kaldırılması ve serbest ticaret alanlarının genişlemesi sonucunda refah arttırıcı gelişmeler olduğu için, üçüncü ülkelere karşı uygulanan gümrük duvarları nedeni ile refah azaltıcı etkenler de oluşabilir. Tam Rekabet Piyasasının geçerli olduğu bir dünya piyasasında optimum refaha ulaşmak için en iyi yol Pareto optimumudur. Fakat, gümrük birliklerinde optimum refaha ulaşmak söz konusu değildir. Burada refahın arttırılması söz konusudur. Bu da “ikinci en iyi durum” teorisinin içinde ele alınabilir. Tam rekabet ve serbest ticaret, dünya refahını en yüksek düzeye çıkarması bakımından “en iyi” politikadır. Tam rekabetin önemli varsayımlarından birisi özel maliyet ve sosyal maliyet veya özel fayda ve sosyal fayda arasında bir farklılık bulunmamasıdır. Yani piyasa fiyatları bir mal veya hizmetin hem özel şahıslara hem de topluma olan maliyet ve kazancını göstermektedir. | ||
|
02-02-2007, 15:46 | #12 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Hükümetlerin böyle bir dünyada sosyal ve özel fiyatlar arasında farklılık yaratacak müdahalede bulunmamaları ( serbest ticaret ) “birinci en iyi” politikadır. Ancak bu sağlanamazsa, o taktirde, mevcut piyasa aksaklıklarını dengeleyecek başka müdahaleci önlemlerin alınması “ikinci en iyi” politika olabilir. İkinci en iyi teoremi, tam rekabetin bütün ekonomiye egemen olmadığı durumlarda geçerli olur. Bu teorinin en önemli sonucu, ekonominin diğer sektörlerinde tam rekabet denge pozisyonuna erişemiyorsa, ekonominin diğer sektörlerde tam rekabet denge pozisyonu optimal olmayabilir. İkinci en iyi teori ( theory of second best ) dış ticarette koruyuculuğa destek veren bir düşünce biçimidir. Bu teorinin en yaygın kullanım aracı alanı gümrük birlikleridir. Çünkü burada tüm kısıtlamalar kaldırılmadan önce sadece bazılarının kaldırılması yoluna gidilir. Teoride önce özel ve sosyal fiyatlar arasında farklılığa yol açan piyasa aksaklıklarının giderilmesi üzerinde durulur, bunun mümkün olmadığı durumlarda ise ikinci en iyi politikaların uygulanması önerilir.[1] 7. Kutuplaşma Teorisi Farklı gelişme düzeylerinde bulunan ülkelerin, serbest mal ve faktör hareketlerine dayanan bir iktisadi birlik kurmaları durumunda, serbest piyasa düzeni bu bölgeler arasında gelişme dengesizliğini arttırıcı hareketlere neden olabilir. Böylece zengin ülkeler daha zengin, fakir ülkeler de daha fakir duruma gelebilirler. İsveçli İktisatçı Gunnar Myrdal tarafından ortay atılan bu görüş kutuplaşma (polarizasyon) teorisi olarak bilinmektedir. | ||
02-02-2007, 15:47 | #13 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Ülkeler arasında gelişme farkları vardır. Bazı ülkeler teknoloji ve sermaye birikimi açısından daha ileridedir. Gelişmesini henüz tamamlamış ülkelerin, gelişmiş ülkelerle bir gümrük birliği kurarak serbest ticarete girmeleri kendilerinin zararına olabilir. Bunu nedeni; AGÜ’de yeni kurulan sanayilerin ileri ülkelerin rekabetine dayanacak bir durumda olmaması ve AGÜ’lerdeki nitelikli emek ve sermaye gibi kıt faktörlerin sağladıkları yüksek gelirler dolayısıyla ileri ülkelere göç etmek istemeleridir. Mrydal, gelişme farklılıklarının artmasında özellikle faktör hareketleri üzerinde durur. Günümüzde AGÜ’lerden gelişmiş ülkelere doğru yasa dışı yollardan sermaye akışı ve vasıflı emek göçü buna bir örnektir. Ülkeler arası faktör hareketliliği konusunda yasal engeller kaldırılırsa bu akımlar hızlanacaktır. Kutuplaşma teorisi, yalnız ülkeler arası ticarette değil, aynı ülkenin farklı bölgeleri arasında, gelişme farklılıklarının bulunması durumunda da kendini gösterebilir. Birçok ülkede bölgeler arası önemli gelişme farklılıkları vardır. Serbest piyasa ekonomisi altında, geri kalmış bölgelerdeki kaynaklar gelişmiş bölgelere göç etmekte ve böylece ülkede birtakım “gelişme kutupları” oluşmaktadır. Bu gibi farklılıkları önlemek için hükümetler piyasa mekanizmasını serbest işleyişine müdahale ederek bölgesel kalkınma planları uygularlar. Ancak uluslar arası alanda sorunun çözümü bundan daha güçtür. [1] | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |