Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Eğitim Öğretim > Dersler - Ödevler - Tezler - Konular > Edebiyat - Türkçe

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 13-03-2007, 04:58   #21
Yardımcı Admin
 
Meric - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

ALTİN BÖLÜM - ALTIN KESİN - İLÂHİ ORAN
İnsanlar, tabiattaki cazibenin ve mistik telkinin esasını bulmaya ve araştırmaya çalıştılar : Duygu, sezgi ve düşünce ile, geometri ve sayıya dayanan sayısal bir orantının, bütün varlıklara serpilmiş olduğunu fark ettiler.
Altın Bölüm, mistik duygunun haz aldığı bir nispet ve oran kanunu, hayatın kendi oluşu içinde, bir dinamizm ve genel bir armoni yasasıdır. Bu yönden, sanatta da ifade bünyesi içinde gereğince yer alır. Sanatçılar, bu mistik değeri, kararlama bir çalışmayla ve rahatlıkla eserlerine mal edebilir. Altın Bölüm sanat eserinin ifade bünyesinde yer almamış ise, eser, hayat takdirinden uzakta, ruhsuz ve âdi olur, hiçbir zaman dünya çapında değere ulaşamaz. Aklî ve mantıkî olmuş bir sanat, hiçbir zaman estetik sezgiyi duyuramaz. Sezgi uygunsuzlukları kırarak, kanun olur. Spontane çalışmalar, bu ruh değerini daha rahatlıkla anlatabilir: Nitekim, 4-5 yaşlarındaki çocukların resimlerinde, Altın Kısım değerlenmeleri, duygunun bu yoldaki rolünü anlatır. Sanatçı, gergin ve duygudan uzak mantığın hakim olduğu hallerde, eserinin armoni fonksiyonu olan bu değeri yakalayamaz. Tarih öncesi eserlerinde, Eski Mısır ve Yunan mimarisi yapı elemanları, bu değerle yüklüdür.
İnsan; sezgisi, anlayışı, iradesi, zekâsı ve fizikî yapısı, çeşitli meyil ve kabiliyetleriyle, biri diğerine üstün sevgi ve sempatiyle manâlanmış, bütün yaratıklar içinde en şerefli ve üstün bir yaratıktır.
Kendi halinde serpilen, yayılan, büyüyen bütün varlıklarda alâka ve uyum kanunu olarak, bu mistik oranı sezmek mümkündür. Altın kesim, bilinçaltında yankılar bırakan, mistik etkiler yaratan, sublim bir değer ve oran kanunudur.
Altın Bölüm, sayı ve oran kanunu olarak, tarih öncesi devirlerinden beri insanoğlunun tabiatta ve ruhunda sezip, eserlerinde yansıttığı, mantık ve muhakemenin girmediği, sezgi dünyasının bir kanunudur. Geometrik olarak bulunabildiği gibi, sayısal değer olarak da yaklaşılabilir.
İptidai devirlerde, insanlar daha tabiatı keşfetmeden önce, bilinçaltı varlıklarının itişi ile, maddî ve manevî ihtiyaçları için yaptıkları resim, heykel, balta ve kaplar üzerine bu oran kanununu yansıtır. Bu tesirli ve alâka uyandırıcı yaradılış kanununa, Yunan düşüncesinin en erken devirlerinden beri, geometriciler, filozoflar, tabiatta imtiyazlı bir kanunun bulunduğuna inandılar. Sayıların her zaman esrarlı özellikler taşıdığını, Pythagoras’çılar ifade etmişlerdir. Pythagoras ve Eflâtun felsefesi, matematik esaslı felsefedir. Eflâtun, yaşlılık devresinde bu görüşe kuvvetle inanmıştır. Aynı inancı paylaşan Aristo, tabiattaki güzelliği ve uygunluğu sayı, oran ve sınırda bulmuştur. Pythagoras’çılar, sayıların bütün varlıkların ilkesi olduğunu iddia etmişlerdir. Pythagoras, seslerin sayı ile alakalarını, uyumun matematik kanunlarını bulmuştur. Mısır ve Mezopotamya’da medeniyet kurup, uygar bir toplum hayatı yaşamış insanlar, tabiattan içlenerek, saklı kuvvetleri sezerek, varlığın sır ve sihrini çözmeye çalışmışlardır. Uygun oranı, (Dağlarda, bitkilerde, hayvanlarda, bulutlarda, insanda) bütün yaratıklarda aramışlar, her şeyin, bununla sihirli bir ölçü ve uyum kazandığını keşfetmişlerdir.


__________________


http://img81.imageshack.us/img81/9771/topmain8dd3mg5.jpg
Meric Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 13-03-2007, 04:58   #22
Yardımcı Admin
 
Meric - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Ressamlar, her an gördüğümüz ve alıştığımız eşyaya, zekâ ve duygularını, bir kelimeyle espriyi, kendi anlayışlarını katarlar. Öz ve işin gerekleri, duygularda saklıdır. Her sanatçı, tabiata kendi açısından bakarak, şahsî sezgiler ve karakterler ortaya atar. Oysa varlık, birkaç ana şekil, renk ve valörden ibarettir. Bu kadar aza, sınıra dayanan kavrayış ve istidadımız yanında, insan, ruhunun derinliklerinden ne kadar değişik karakteristik sonuçlar ortaya konuyor. Sanat eseri, sanatçının ruh âlemini yansıttığı kadar, onun yaşadığı hayat ve tabiat şartları ile de ilgilidir. İçgüdü, sanatçının hakim faktörüdür. Varlığı incelemek ve keşfetmek, içgüdünün isteklerini yaratmak demektir. Önemli olan tabiat değil, belki onun bize sunmak istediği mistiktir. Sanat, aradaki bütün mesafeleri kaldırarak, doğrudan doğruya duygulara çarpması ve anlaşılmasının, insanlığın mistik bir telkin aradığı ortak kavram olmasından doğuyor.
Altın Kesit, tablonun bütünüyle parçalan arasındaki bütünlüğü kurucudur. Bir kompozisyonda, sıkıcı eşitliklerden, ahenkli eşitsizlikler, farklı bölümler isterken, bu ilâhî kanun uygulanır.


__________________


http://img81.imageshack.us/img81/9771/topmain8dd3mg5.jpg
Meric Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 13-03-2007, 04:58   #23
Yardımcı Admin
 
Meric - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

SAYILAR
1; sayı değildir. Bütün sayıların doğmasına sebep olur ve hepsini içine alır.
2; l’den sonra gelen bir sayıdır. Dengenin esasıdır. Gece ile gündüzün, karanlıkla aydınlığın, çirkinle güzelliğin savaşı gibi; her şey zıttı ile vardır. Zıtlar, armonili sayılar meydana getirerek espri ve denge sağlarlar.
3 sayısı; iki sayısına bağlı olarak, plastik açıdan, bir alanı sınırlamaya muktedir olan sayıdır. Üç kenarlı bir üçgen, üç sayısının en basit şeklidir. AD yüksekliği ile ölçüldüğü takdirde, yeni bir boyut verir.
4 sayısı, ikinin karesidir. Kare, denge demektir. Kare, eşitlikten dolayı sıkıcı bir şekildir. Fakat, cisimlerin en basitine kadar doğmasını sağlayan kutsal bir şekildir. Bir karede, diyagonal ile yeni bir ölçü doğar. Diyagonalin, karenin bir kenarına olan oranı, “Armoni Kapısı” adını alır. Bu oran, geleneksel olarak ünlü sanatçılar tarafından kullanılmıştır. Tabanı kare olan eşit kenarlı üçgenlerin kümelenmesinden, yüksekliği ile ölçülebilen Mısır piramidi doğmuştur.
5 sayısı; Pythagore tarafından süs sayısı olarak adlandırılmıştır. Düzgün bir beşgen içine yıldız biçiminde bir beşgen yerleştirmekle meydana getirilen bu iki şeklin kenarlarının oranı, en eski antik çağlardan beri en güzel olarak kabul edilmiştir. Buna “Kesim veya Altın Bölüm” denilmiştir.


__________________


http://img81.imageshack.us/img81/9771/topmain8dd3mg5.jpg
Meric Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 13-03-2007, 04:58   #24
Yardımcı Admin
 
Meric - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

6 sayısı; 3 ve 2’nin çarpımıdır; bu iki sayının karakterlerini taşır. Yeni bir boyuta sebep olmaz, çünkü altıgen’in kenarı kendisini çeviren çemberin yarıçapına eşittir. Yıldızlı altıgenin uç noktaları, iki prensibin savaşını yani hayatı belirten iki eşitkenar üçgenden meydana gelmiştir. Buna Hz. Süleyman Mühürü (M.Ö. 970-931 İsrail Kralı) denir.
7 sayısı; yaradanla yaratılanın birleşimini anlatır (3+4). Bitmiş bir yaratmanın sayısıdır.
8 sayısı; ikinin küpüdür. 2’nin ve 4’ün karakterine sahiptir.
9 sayısı; üçün karesi olan dokuz, üç sayısının aynı özelliklerine sahiptir.
Dokuzdan sonraki sayılar hemen ayırt edilebilecek nitelikte değildir. Spiritüel bir manaları yoktur. Basit sayıların çarpımı bile değildirler.
Basit sayıları verebilecek oranlar ve kombinezonlar sayısızdır, herkes bulabilir. Biz sanatta en çok kullanılanları etüt edeceğiz.
Çizgiler ve Armonik Bölünmeler
Tarihi olarak, bilginin gelişmesine ve bu bilginin ürünü olan aletlerin icadına bağlı olarak, kompozisyonu düzenleyen beş temel disiplinin buradaki amacı, resim sanatının birkaç önemli problemini ve bunlara, değişik çağlarda yaşamış ressamların getirdiği çözümleri ortaya koymaktır.
Bu disiplinler, tabloyu oluşturan plastik sıralama içinde şöyledir:
Geometri
Sayı
Değer
(valör)
Renk
Alan


__________________


http://img81.imageshack.us/img81/9771/topmain8dd3mg5.jpg
Meric Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 13-03-2007, 04:58   #25
Yardımcı Admin
 
Meric - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Burada, benim formun güzelliğinden anladığım, diğerlerinin bu isimden anladığı biçimde değil; canlı varlıkların ve onların kopyalarının form güzelliği gibi; fakat düz ve dairevî çizgi halinde, cetvel, pergel sayesinde yapılan düz, dairevî çizgi ile meydana getirilmiş sağlam (katı) varlıklar ve alanlar.
Eflatun (Platon)
“Le Philebe”
Ortaları bulmak ve alanları bölmek için bir ipten faydalanarak bütün ölçülerini iyi al.


Cenninio Cennini
(Traite de la peinture)
Neolitik araziye ait uygarlıkta, toprağın kadastro ile bölünmesi ihtiyacı tarih öncesi insanlarına geometriyi bir alanın ve dünyanın ölçümü olarak bulmalarını sağladı.
Tarih çağlarında devrimizin birinci bin yılının sonuna kadar olan zaman içinde medeniyetlerin insanları, yavaş yavaş çerpi, pergel ve gönyeden yararlanarak çift boyutlu protogeometrik alanların çizgiye ait özelliklerini buldular.
Bu özellikler ilk önce çizgiyi, ikinci olarak figürleri: çizgiyle yapılan poligonlar, daire; son olarak da geometrik alanların çizgi ile bölünmelerini ihtiva ediyor.
A - Çizgi Geometrisi (geometrie lineaire)
Geometrilerin ilki ve en basiti başlangıçta paryetal (parietale) gravür veya mamut’un ve ren’in kurutulmuş, kemiği üzerinde yapılan çizgidir. Daha sonra, süs kompozisyonu kesinlikle ayrılan iki usul icat o-lunur; tekrar etme ve iki taraflı veya eşit simetri.
Resimlerde, zamanın alan ile değiştirilmesi (transpoze edilmesi) ile meydana gelen ritim prensibi temeline dayanan çizgi geometrisi vardır.
Çizgi, (düz veya eğri) grafik lisanında kuvvetli veya kuvvetsiz hecelerin ölçülü bir şekilde arka arkaya sıralanmasıdır; devam eden veya etmeyen, simetrik veya asimetrik (tenazursuz), zaman içinde ilkine dönebilir veya alanda dönemez tarzlar üzerinde bir zincirlemenin ahenklerini ifade eden bir sıralama. (arka arkaya gelme)
Tecrübeden evvel edinilmiş bir fikirle düz çizgi, dikey veya yataydır; bir yönü vardır ve bir açı meydana getirir.
Eğri çizgi, düz bir çizgiye veya başka bir zıt eğri çizgiye oranla tanınır, o zaman karşı - eğri çizgi olur, düz S harfi veya ters çevrilmiş S harfi.
B - Düz Geometri (geometrie plane)
Üç veya daha çok düz veya eğri çizginin kapatması ve bir araya gelmesiyle sınırsız bütün alanları içine alır.
Boyanmış bir kompozisyona çerçeve olabilecek çok zaviyeli muntazam (düzgün) alanların en basitleri kare ve dikdörtgendir. Bunun dışında mükemmel dairevî alana bir yer ayrılmıştır; başlangıcı ve sonu olmayan, içinde ve dışında bütün düzgün poligonları ihata eden bir daire vardır.


__________________


http://img81.imageshack.us/img81/9771/topmain8dd3mg5.jpg
Meric Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 13-03-2007, 04:59   #26
Yardımcı Admin
 
Meric - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Pythagore
“Eşit olmayan bölümlere bölünmüş olan bir bütünün güzel görünmesi için küçük bölüm ile büyük bölüm arasındaki oranın (nispetin) büyük bölüm ile bütün arasındaki nispetle aynı olması lâzımdır.”


Vitruve
Matematikte, sayı on itibarî işaretten oluşan sunî bir yaratmadır. Dünyanın kuralı, cetvelidir.
Sayının ürünü olan nispet, -simetrinin eski anlamında- Platon, Vitruve ve ilk Rönesans’ın mimarları tarafından şöyle tanımlanmıştır.
«Bir bütünün (topluluğun) bütün elemanları arasındaki ve bu elemanların her biri ile bütün arasındaki birlikte ölçülebilirlik.»
ALANIN UYUMLU BÖLÜNÜŞÜ
Her resim kompozisyonu; matiere, valör, tonlar ve formların yön çizgileri ve armoni gibi tablonun kurucu elemanlarının, zıtlarla oluşan hareket ve denge prensibine dayalıdır. Ama burada denge, önemli nokta olarak belirirken, dengenin kanunu, elemanların tam bir miktar eşitliği veya tam bir simetri anlamını taşımaz.
Her tablo, önce saf (soyut), sınırlı bir yüzeydir. Resme özgü elemanlar, bu saf yüzeye, birlik, çeşitlilik, zıtlık ve denge esası ile yayılırlar. Saf yüzeye yayılan piktural elemanlar arasında fizikî bir simetri esası kurulur ki, bu dengeyi verir.
Yön Çizgileri - Direksiyon - (Direction)
Yön çizgileriyle, şekilleri kontrol altına almak imkânı doğar. Artist, seyircinin gözlerini, dikkatini, bu evvelce kararlanan çizgilerle, kontrol altına alabilir ve bakışı tutabilir. Her tablo; kendi öz formu ve kenarlar arasında bağlantılar sağlayan yön çizgilerini, ilk bakışta telkin eder. Bu izler -yön çizgileri-; diyagonaller, çemberler, dik ve yatıklardır. Resim alanını uyumlu olarak bölen işaretler, yön çizgilerini doğuran soyut noktalardır. Temelde, belirlenmesi gerekli oranlar vardır. Günümüz sanatçıları simetri kavramını, tablonun orta ve kenarları arasında asimetrik bölmelerle değerlendirmektedir.
Valör üç unsurdan oluşur: A) Ton, B) Işık, C) Renk


__________________


http://img81.imageshack.us/img81/9771/topmain8dd3mg5.jpg
Meric Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 13-03-2007, 04:59   #27
Yardımcı Admin
 
Meric - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

A- Ton:
İki valör (değer) kategorisi vardır : 1) Siyah ve beyaz: Bunlar mutlak değerlerdir; tabiatta örneği yoktur. 2) Griler: Bunlar müteallik değerlerdir; atmosferde mevcuttur.
Önemli göze ait olaylar, açık renklerin - özellikle ışığın- yayıcı özellikleri seviyesinde ve koyu renklerin, özellikle gölgenin - yutucu özellikleri seviyesinde meydana gelir.
Lokal ton (mahallî ton) ya rengin esas valörü veya bir formun veyahut bir alanın onları gösteren valörüdür.
B- Işık:
Bu ışıklı bir odak noktasının varlıkları görülebilir hale getirme kudretidir.
Işıkla gölge arasındaki zıtlık ışıklı odağın daha yakın olduğu -sunî aydınlatma için - veya daha merkezî -tabiî aydınlatma için- olduğu zaman daha kontrastlıdır. Belli bir zıtlık derecesinden sonra, bu kontrast açık - koyu adını alır; büyük bir, (yapıcı, meydana getirici) haline gelir. Küçük (yapıcılar) bu ışık olayında, yarı - satıhlar veya hava alanıyla veya formun modlesiyle empoze edilmiş (kabul ettirilmiş) tonların düşmesine bağlanmış (boyun eğmiş) (tabi olmuş) pasajlardır.
C- Renk:
Çıkan ve inen valör kalitesinde ve ışık hadisesi olan renk, ışığın ve tonun bütün kalitelerine katılır. Ve hatta heykeltraştan daha çok hakimiyetinin sembolik ve yüksek manâsını açıklar.
Kompozisyon Üzerine Kısa Bir Tekrar

“Kompozisyon, tesiri fikse eden kıymettir.”


__________________


http://img81.imageshack.us/img81/9771/topmain8dd3mg5.jpg
Meric Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 13-03-2007, 04:59   #28
Yardımcı Admin
 
Meric - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

. Abidin Elderoğlu

Kompozisyon meselesinin esası dengedir; mesele burada başlar, l - Resim yapmaya başlayanların ilk önce öğrenecekleri şey, kompozisyondur. Her şey için önce kompozisyon bilgisine ve duygusuna ihtiyaç vardır. Gayet tabii olarak her insan biraz kompozisyon bilgisine sahiptir. Çünkü, her insanın kendisi bizzat en mükemmel kompozisyondur. Bunu hissetmek ve idrâk etmek duygusuna normal olarak da sahiptir. İnsanın her yaptığı işte, normal olarak bir uyum ve yakışık araması kompozisyon araması demektir. Resim ile uğraşan çoğu amatörlerin, çalışmalarında konuyu sınırlamaması, sınır gözetmemeleri çok görülüyor. Oysa, kompozisyon eskizlerinde daima bir sınır çizmek, konuyu bu sınırlar içinde görmek, işe bununla başlamak lüzumu daima ilk kaygıdır.
Tesirli bir arayışa girebilmek için ilk yapılacak iş, kompozisyon sınırını çizmektir. Şu halde sınırlamak; kompozisyon biliminin ilk şartıdır.
2 - Bazı amatörler coşkunlukla figürleri ve diğer elemanları gruplandırmadan birbirleri ardı sıra, bir tercih sırası da gözetmeden, bir kıyas sistemine tabi tutmadan gelişigüzel boş alanlara dağıtıyorlar ki, bu yapılan işte hiçbir idrâk meselesi yoktur ve böyle şey olamaz. Bu gibiler için unutulmaması gerekli olan birkaç nasihat vardır :
Bir konu karşısında önce düşünmeliyiz: Konunun üzerimizdeki intibaı nedir? Genişlik, uzunluk intibaı mı bırakıyor, nedir? Meşeli veya dramatik oluşuyla genel karakteri sezilmelidir. Seyirci ilk bakışta eserde bu genel karakteri sezmelidir. Konuya has olan karakter; ağırlıklarla, formlarla, çizgilerin yerleştirilmesiyle, şüphesiz renklerle, valörle daha birçok manevî elemanlarla yaratılır. Ufkî bir çizgi, sağlamlık ve sükûnet duygusunu, dik bir çizgi fantezi duygusunu, tepe noktası yukarda olan bir açı yükselişi, elips, dairevî bir hareket duygusunun müjdecisi olurlar.
Her kompozisyona başlamak duyguyla olur; bazı iri yönlerle, iri çizgilerle ve konunun esprisinde bulunan genel hacimlerle başlanır. Bunları diğer elemanlar fantezileriyle beraber tamamlamalıdır.
Genel olarak eşitliklerden ve bilhassa dolu ve boş alanların müsavatından kaçınmalıdır. Ufuk çizgisi ortada olmamalıdır. Çerçeve içinde yürüyen figürlerin çerçeveye paralelliğinden ve değersiz küçük hacimlerden, kaçınmalıdır. Yan görünüşlü (profil) figürlerde kolun sırtı iki eşit parçaya bölmemesine dikkat edilmelidir.

__________________


http://img81.imageshack.us/img81/9771/topmain8dd3mg5.jpg
Meric Ofline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 03:44 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580