Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Eğitim Öğretim > Dersler - Ödevler - Tezler - Konular > Kitap Özetleri

 
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 31-01-2008, 01:14   #5
 
nvr32 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Bölüm 4

Bölüm 4 – Demokrasi Ltd.

Kurumsal psikopatlar olarak şirketler, yollarına çıkan engelleri kaldırmayı alışkanlık haline getirmişlerdir. İnsanları ve doğal çevreyi sömürme özgürlüklerini kısıtlayan yönetmelikler bu tür engellerdir ve şirketler son 20 yıldır hatırı sayılır başarıyla bunları ortadan kaldırmak için mücadele etmekteler. Kulis faaliyetleri, politik yardımlar ve sofistike halkla ilişkiler kampanyaları sayesinde şirketler ve liderleri politik sistemi ve kamuoyunun büyük bir kısmını, düzenlemenin aleyhine çevirmişlerdir. Bunun sonucu olarak yasanın, insanları ve çevreyi şirket zararlarından koruma yeteneği eski seviyesinin altına düşmüştür.

Şirketlerin, ilke ya da ideoloji gerekçesiyle faşist olsun, demokratik olsun politik sistemleri değerlendirme kapasitesi yoktur. Bir şirket için tek meşru soru şudur: bir politik sistem kendi çıkarlarına hizmet mi ediyor yoksa engel mi oluyor?

İyi örgütlenmiş bir azınlık her zaman örgütlenmemiş bir çoğunluğa nazaran daha etkili şekilde hareket edebilir, tıpkı Adolf Hitler’in yaptığı gibi. Bugün, başarısız olmuş darbeden 70 yıl sonra, iyi örgütlenmiş bir azınlık yine demokrasiyi tehdit etmektedir. Şirket Amerikası’nın, komplocuların beceriksiz girişimlerinden çok daha sessiz ve nihayetinde daha etkili olan, son birkaç on yıl boyunca hükümetin kontrolünü ele geçirmeye yönelik uzun ve sabırlı seferi artık başarılı oluyor. Kan dökmeden, ordulara ya da güçlü faşist liderlere gerek olmadan ve mermi yerine dolar kullanarak şirketler artık, komplocuların ümitsizce arzuladıklarını elde etmek için hazırlar: demokratik kontrolden kurtuluş.

Düzenleyici yasaların uygulanmasından sorumlu dairelere yönelik kesintiler yapmak sadece madencilikte rastlanan bir şey değil, tüm düzenleyici sistemlerde bu kesintiler giderek yaygınlaşıyor. Her zaman niyetleri böyle olmasa da, bu kesintiler, şirket davranışına yönelik deregülasyon ile sonuçlanmaktadır. Yasal standartlar yerlerinde kalsa bile, uygulama mekanizmalarının içlerinin boşaltılması, yasal standartların önemli ölçüde zayıflatılmasına ve bazen de tamamen etkisiz hale getirilmesine yol açıyor.

İkinci bir deregülasyon türü ise, düzenlemelerin fiilen iptalini içermektedir. Bu fenomen de düzenleme sistemi içinde fazlasıyla yaygındır. Kamu çıkarını şirket kötülüklerinden korumak üzere planlanmış yasalar küçültülüyor ve bazen de toptan ortadan kaldırılıyor. Bu eğilimin tehlikelerini göstermek için Enron’un çöküşünden daha iyi bir örnek bulunamaz. Enron’un öyküsü, özünde, işletmelerindeki hükümet kısıtlamalarını ortadan kaldırmak için politik nüfuzunu kullanan ve ardından şüpheli, ancak oldukça kârlı uygulamalarla meşgul olmak için ortaya çıkan özgürlüğü istismar eden bir şirketin öyküsüdür.

Çoğu kez paraları ve nüfuzlarıyla demokrasiyi yozlaştırmakla suçlanmış olmalarına karşın şirketlerin, kendi çıkarlarını koruyup geliştirmek için gerekli olduğunda nüfuz kullanmaktan başka seçenekleri yoktur. Düzenlemelerin kârlılığı azaltması nedeniyle, bunları ortadan kaldıracak stratejiler, işletme açısından çok anlamlıdır. Demokratik sürecin bütünlüğü konusunda ilkeli davranan ve politik nüfuzunu kullanmayı reddeden yönetici, en uygun çıkarları geliştirme bakımından, hissedarlarının olduğu kadar şirketin yasal emrini de yerine getirmeyi beceremez. Bir şirket yöneticisinin işi, demokrasiyi korumak değil, demokrasinin belirsizliklerini yönetmek ve demokrasinin sunduğu engellerden kurtulmaktır.

Lobi faaliyetleri, politik bağışlar ya da halkla ilişki kampanyaları yoluyla şirketler, tam da Roosevelt karşıtı komplocuların demokrasiyi yıkmaya çalıştıkları nedenden dolayı demokratik süreci etkilemeye çalışıyorlar. William Niskanen’e göre “büyük şirketler … hayatta kalmak için gerekli olduğuna inandıkları her şeyi yapacaklardır ve bazı durumlarda bu, hükümetten özel iltimas istemek anlamına geliyor.” Politik sürece harcadıkları para bir işletme masrafıdır; kârlılıklarını artıran ve dolayısıyla hayatta kalmalarına yardım eden politik bir çevre yaratılması için yapılan bir yaptırımdır. Makul bir kâr ihtimali olmadan hissedarlarının parasını harcama konusunda yasal yetkileri olmadığı için şirketler, yaptıkları diğer yatırımlarla aynı nedenden ötürü politikaya para harcarlar: kendilerinin ve maliklerinin malî özçıkarını artırmak için.

Bugün “fevkalade nazik bir durum”la yüz yüze geliyoruz, diye uyarıyor Robert Monks; “hükümetin tehlikeli şekilde, iş kesimi tarafından tayin edildiği bir duruma” yaklaşıyoruz. “İş kesiminin, hükümet üzerinde egemenlik kurma hevesi karşısında dikkatli davranmadığımız takdirde,“ diyor Monks, “[hükümet] kurumu silinip yok olacaktır.” Ne var ki, kendi şirketlerinin yararına politik süreci etkilemeye çalıştıkları vakit çoğu şirket çalışanı, bir kamu hizmeti yaptıklarına inanıyor.

Peki sıradan yurttaşların çıkarlarını temsil etmek için acilen gerekli olan karşı lobi faaliyetleri nerede? Onların çıkarlarını harekete geçirecek milyonlarca dolar nerede? Ne yazık ki, böyle bir para epeydir ortada görünmüyor.

İş kesimi ile hükümetin ortak olduğu ve olması gerektiği mefhumu, her iki alandaki liderler tarafından tekrarlanan, aynı anda her yerde ortaya çıkan ve dikkat çekmeyen bir şey. İkna edici ve zarar sız bir fikirmiş gibi gözükmekte ta ki bu mefhumun gerçekten ne anlam geldiğini düşünene kadar.

Ortaklar, eşit olmalıdır. Bir ortak bir diğeri üzerinde güç kullanmamalı, diğerini düzenlememeli, diğeri üzerinde egemenlik kurmamalıdır. Ortaklar, aynı misyonu ve aynı hedefleri paylaşmalıdır. Problemleri çözmek ve gidişatı planlamak için birlikte çalışmalıdırlar. Öte yandan demokrasi, mecburen hiyerarşiktir. Demokrasi, seçtikleri hükümetler yoluyla insanların şirketlerle eşit olmalarını değil, şirketler üzerinde egemenlik kurmalarını, şirketlerin neyi yapabildikleri, neyi yapamadıkları ve neyi yapmamaları gerektiği konusunda karar verecek otoriteye sahip olmalarını gerektirir. Şayet şirketlerin ve hükümetlerin ortak olduğu doğruysa, demokrasimizin durumu konusunda endişelenmemiz gerekiyor; çünkü bu durum, hükümetin şirket üzerindeki egemenliğinden pratikte vazgeçtiğini gösteriyor.

İşletme, tamamen koşulların istismarı ile ilgilidir. Şirket sosyal sorumluluğu zıt anlamlı sözcüklerden oluşmuş bir tabirdir, tıpkı hükümetteki emsalleri gibi, kamu çıkarını desteklemek üzere şirketlere itimat edilebilmesi mefhumu gibi. Şirketlerin sadece tek bir görevi vardır: Kendi ve maliklerinin çıkarlarını desteklemek. Topluma karşı samimi bir sorumluluk duygusu taşımaya, insanlara ve çevreye zarar vermekten kaçınmaya ya da kendi özçıkarlarıyla ilgisi bulunmayacak şekilde kamu yararını çoğaltmaya ne şirketlerin kapasiteleri ne de yöneticilerin yetkileri vardır. Bu yüzden deregülasyon, hükümet zorlaması olmadan şirketlerin, toplumsal ve çevresel çıkarlara saygı göstereceği öncülüne dayanmaktadır ve bu öncül kuşkuludur. Hiç kimse ciddi ciddi, bireylerin kendilerini düzene sokacaklarını, cinayete, saldırıya ve hırsızlığa karşı yasaların gereksiz olduğunu, çünkü insanların sosyal sorumluluk taşıdıklarını ileri süremeyecektir. Daha da tuhafı tüzel kişilerin yani hiçbir ahlâki inanç duygusu taşımayan ve dünyada zarara ve yıkıma yol açacak güce ve motivasyona sahip kurumsal psikopatların kendi kendilerini yönetmeleri için serbest bırakılmaları gerektiğine inanmamız isteniyor bizden.
__________________
Lütfen forum kurallarını okuyunuz..
nvr32 Ofline   Alıntı ile Cevapla
 

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 18:46 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580