Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Eğitim Öğretim > Dersler - Ödevler - Tezler - Konular > Tarih

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 10-02-2007, 10:25   #21
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Çok Ölçüte Göre Devrim Sınıflamaları
Devrimleri birden çok ölçüte göre sınıflayanlar arasında Brinton'un
kategorileri oldukça açıklayıcıdır. Brinton, devrimleri dört gruba ayırıyor.
Birinci grup, ortaçağ sonrası Batı toplumunda --halkçı-- ya da --demokratik--
dediği devrimlerdir. Bunlar küçük ve ayrıcalıklı bir azınlığa karşı,
çoğunluğun özgürlükleri adına yapılmış devrimlerdir. Brinton asıl bunları
inceliyor. Ona göre İngiliz, Amerikan, Fransız ve Rus devrimleri böyle
devrimlerdir. İkinci grup devrimler sağcı devrimlerdir. Bunlar otoriter
eğilimliler, oligarşiler ya da tutucular tarafından yapılan devrimlerdir.
İtalya ve İspanya'daki faşist devrimlerle, Almanya'daki milliyetçi-sosyalist
devrimi bu gruba sokuyor. Üçüncü grup devrimler ulusal kurtuluş devrimleridir.
Asya ve Afrika kıtalarındaki bağımsızlık savaşlarını bu gruba sokuyor Brinton.
Dördüncü grup devrimler ise başarıya ulaşmamış devrimlerdir. Amerikan iç
savaşı, 1848 Avrupa ayaklanmaları, 1871 Paris komünü bu tür devrimlere
örnektir (Brinton, 1965:21-26).
Görüldüğü gibi Brinton'un devrim sınıflaması oldukça çağdaş ve işe yarar
bir sınıflamadır. Kullandığı birden çok ölçüt ise çok mantıklı bir biçimde
sıralanmıştır. --Çoğunluk adına-- --azınlık adına-- yapılmış olma ölçütü pek
çok yazarın --ilerici-- --gerici--, ya da --solcu-- --sağcı-- ayırımını
karşılayacak niteliktedir. Ayrıca, ulusal kurtuluş savaşlarını ayrı bir grup
içinde almış olması, hiç kuşku yok ki, sınıflamasını toplumsal ve siyasal
gerçeğe daha da yaklaştırmaktadır. Başarıya ulaşamamış devrimlerin ayrı bir
sınıf olarak ele alınması, bunlarla, başarılı olanlar arasında karşılaştırma
ve belli nitelikleri vurgulama olanağı verdiği için oldukça anlamlıdır. Ne
yazık ki, Brinton, --Devrimin Anatomisi-- adını verdiği kitabında yalnızca bir
grup devrimi, İngiliz, Amerikan, Fransız ve Rus devrimlerini incelemiştir. Bu
dört devrimden bile, zaman zaman bizim de kullanacağımız sonuçlar çıkaran
Brinton, tüm devrimleri inceleseydi, mutlaka, çok daha verimli sonuçlara
ulaşabilirdi.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 10:25   #22
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Biz bu çalışmada Brinton'un sınıflamasını da kullanmayacağız. Çünkü, bir
ileri teknoloji ülkesi bilim adamı olan Brinton da, Batı'ya ağırlık veren bir
yaklaşımı belirliyor; yalnız ileri teknoloji ülkelerinin devrimlerini
inceliyor. Oysa, bizim inceleyeceğimiz devrim, bir --geri teknoloji ülkesi
devrimi--dir. Üstelik de ulusal kurtuluş savaşı ile iç içe geçmiş bir devrim:
Türk Devrimi. Bu nedenle, daha önce belirttiğim gerekçeleri de akılda tutarak,
buradaki sınıflamamız daha çok Türk Devrimi'ni açıklamaya yardımcı olacak
biçimde yapılacaktır. Bu nedenle de önce Batı'yı ve tüm dünyayı etkileyen
endüstri devrimi üzerinde durulacaktır. Daha sonra üç genel model açısından
Türk Devrimi'nin irdelenmesi yapılacaktır.
Bu modellerin iki tanesi --ileri endüstri ülkeleri-- için geçerlidir. Bir
tanesi de --geri teknoloji ülkeleri-- için geliştirilmiştir.
:::::::::::::::::::
II
EVRENSEL MODELLER VE TÜRK DEVRİMİ
Gökte bir bulutgeziyordu;
Bir yanı kırmızıydı, bir yanı beyaz;
Batı'ya yönelmişti,
Belli, Doğu'dan gelmiş.
Gökte gezen bulut, gözümle gördüm;
Tıpkı, Mustafa Kemal'e benziyordu.
M. SUNULLAH ARISOY, --Mustafa Kemal Türküsü--nden.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 10:26   #23
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

I- İLERİ TEKNOLOJİYE SAHİP ÜLKELER İÇİN GELİŞTİRİLMİŞ MODELLER
Her ne kadar Türk Devrimi bir anlamda --geri teknolojiye sahip--, ya da
azgelişmiş-geri bıraktırılmış ülke devrimlerine öncü ve örnek bir devrim
ise de, Mustafa Kemal Atatürk'ün gerek yetişme biçimi, gerek okuduğunu ve
incelediğini bildiğimiz kitaplar, gerekse sonradan yaptığı uygulamalar, Türk
Devrimi'nin büyük ölçüde --ileri teknolojiye sahip-- Batı ülkelerinden ve bu
ülkeler için geliştirilmiş olan bazı modellerden etkilendiğini göstermektedir.
Bu nedenle ileri teknolojiye sahip ülkeler için geliştirilmiş olan modellerin
incelenmesi, yalnız devrim toplumbiliminin kuramsal temellerini belirlemek
açısından değil, Türk Devrimi'nin ve Mustafa Kemal Atatürk'ün eyleminin
anlaşılması bakımından da zorunludur.
Bilim, hiç kuşkusuz, bir birikimdir. Bu açıdan günümüzün sorunlarına
bakarken, --Amerika'yı yeniden keşfetmemek içina, tarihsel açıdan konuya nasıl
yaklaşılmış olduğunu çok iyi bilmek gerekir.
İnsanoğlunun en ileri teknolojiye sahip toplumları, tarihte de, günümüzde
de, genel olarak Batı toplumlarıdır. Her ne kadar Japonya, bugün teknolojik
ilerilik açısından, Batı'ya önemli ölçüde ortak olmuş gözüküyorsa da, bu
henüz, --Batı-- egemenliğine son verdirecek bir yaygınlığa erişmemiştir.
Batı toplumları tarafından ve genellikle Batı toplumları için geliştirilmiş
olan modellerin altında ise onsekizinci yüzyılın ikinci yarısından
ondokuzuncu yüzyılın ilk yarısına dek varlığını bütün şiddetiyle duyuran
endüstri devrimi yatar.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 10:26   #24
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Endüstri devrimi öyle bir olaydır ki, yüzyılların birikimi ile çatırdayan
ve çürüyüp giden feodal düzenin üzerine, yeni bir yapıyı, burjuvazi ve
proleterya arasında paylaşılan bir düzeni getirmiştir.
İşte çağımızın devrim modellerine damgasını vuran temel olay budur.
Avrupa'da endüstri devrimi, bütün gücü ile sürüp gelişirken, bir başka olay,
Fransız Devrimi, teknolojik gelişmelerin karşı durulmaz dalgalarını,
ideolojik kalıplar biçimine sokuyor ve bir düzenin tüm temellerini
sarsıyordu.
Bu anlamda düşünüldüğünde, Batı'nın teknolojik bakımdan ileri ülkeleri için
ve bu ülkelerde geliştirilmiş olan devrim kuramlarının altında teknolojik güç
olarak endüstri devrimini, ideolojik güç olarak da Fransız Devrimi'ni
görmemek olanaksızdır. Bu nedenle de ileri teknolojik ülkeler için
geliştirilmiş modellerin özelliklerini anlayabilmek için önce bunların
teknolojik ve ideolojik kaynaklarını bilmek gerekir.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 10:26   #25
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

1-) Endüstri Devriminin Özellikleri
Batı kültür birikimini tüm dünyaya yetkiyle yayma işlevini yüklenmiş olan
Britannica ansiklopedisi, Endüstri Devrimi'nin özelliklerini endüstri içi ve
dışı olarak sınıflıyor ve şöyle özetliyor:
Endüstri Devrimi'nin endüstri yaşamında görülen özellikleri:
1) Başta demir ve çelik olmak üzere yeni hammaddelerin kullanılması.
2) Kömür, buhar makinesi, elektrik, petrol ve patlamalı makineler gibi, yeni
enerji kaynaklarının kullanılması. 3) İplik eğirme makinesi ve yeni enerji
kaynakları ile çalışan tezgahtar gibi, daha az insan enerjisi ile daha çok
üretim yapılmasına yol açan yeni makinelerin icadı. 4) İşgücünün fabrika
sistemi içinde, daha yüksek bir işbölümüne ve uzmanlaşmaya yol açan biçimde
yeni örgütlenmesi. 5) Buharlı lokomotif, buharlı gemi, otomobil, uçak, radyo
ve telgraf gibi ulaşım ve haberleşmede önemli gelişmeler. 6) Bilimin
endüstriye, gittikçe artan bir biçimde uygulanması.
Görüldüğü gibi, altı nokta biçiminde özetlenen bu yenilikler, gerçekten
tüm insan ilişkilerini etkileyecek güçte teknolojik gelişmelerdi. Üstelik, bu
teknolojik değişme ve gelişmelerin doğrudan doğruya ortaya çıkan birtakım
başka sonuçları da vardı. Britannica, bunları da, endüstri devriminin
endüstri alanı dışındaki özellikleri olarak şöyle özetliyor:
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 10:26   #26
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

1) Çok daha büyük tarım dışı nüfusu besleyecek üretimi sağlayan tarımsal
gelişmeler. 2) , Servetin daha yaygınlaşmasına yol açan ekonomik değişmeler,
artan endüstriyel üretim ve uluslararası ticaret karşısında servet kaynağı
olarak gerileyen toprak. 3) Ekonomik güç kaynağındaki değişmeleri yansıtan
siyasal değişiklikler ve endüstriyet bir toplumun gereklerine uygun olarak
düzenlenen yeni politika uygulamaları. 4) Kentlerin büyümesi, işçi sınıfı
hareketlerinin gelişmesi ve yeni otorite kaynaklarının ortaya çıkması gibi,
büyük toplumsal değişmeler. 5) Çalışanların yeni beceriler elde etmeleri,
fabrika disiplininin ortaya çıkması, bütün bunların sonunda insanın kendine
güveninin artması gibi ögelerle belirlenen çok geniş bir kültürel değişme.
(Britannica: XII, 210-211 ).
Fransız Devrimi
Yukarıdaki değişmelere dikkatle bakıldığında, bunların toplumsal, ekonomik,
siyasal ve kültürel alanda gerçek bir devrimi belirlediğine hiç kimse kuşku
duymaz. Nitekim, bu oluşumlar sırasında ortaya çıkan bir başka olay, Fransız
Devrimi, duyulabilecek tüm kuşkuları dağıtacak bir biçimde çağına damgasını
vurdu.
1789 yılında doruk noktasına ulaşan, 1830 ve 1848'de yeniden Avrupa'yı
sarsan siyasal devrim, özgürlük, eşitlik, kardeşlik terimleri çerçevesinde
tüm bir düzeni değiştirmekle kalmıyor, geleceği de biçimlendiriyordu.
Genellikle kısır bir görüşle yalnızca --bir burjuva devrimi-- olarak
nitelenen ve incelenen Fransız Devrimi, aslında, bağrında burjuvazinin
zorunlu ikizi olan işçi sınıfının yükselişini de simgeliyordu. Sanırım
Danton'un şu sözleri durumu bütün açıklığı ile simgeler: --Kendini
aristokrasiye ve ruhbana eşit kılmak için monarşiyi deviren üçüncü sınıf,
dördüncü sınıfın genel eşitlik isteği karşısında yenilme tehlikesiyle
karşılaşmış bulunuyor.-- (Eliçin, 1967:298).
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 10:26   #27
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Endüstri Devrimi'ni, siyasal alana taşıyan ve günümüz dünyasını bile
biçimlendiren Fransız Devrimi için ünlü tarihçi Albert Sorel'in çözümlemesi;
hiç kuşkusuz yalnız bir --Devrim Toplumbiliminin Kuramsal Temelleri--ne değil,
aynı zamanda Mustafa Kemal eyleminin kökenine de ışık tutacak niteliktedir:
--Başlangıcından itibaren ve ana prensibinin tabü bir neticesi olarak,
Fransız İhtilali temele saldırır ve saltanat rejimi altında bulunan ihtiyar
Avrupa'nın bütün yapısını harap eder. Milletin egemenliğini ilan eder, kendi
nazariyelerini pek tabii ve dünyaya şamil hakikatler şeklinde tanıtır,
yerleşmiş bütün iktidarları tehdit eder, milletleri ayaklanmaya ve
hürriyetleri elde etmeye çağırır. Bu işte bilhassa garip olan taraf, ne
nazariyenin mahiyetidir, ne de propagandanın şiddeti; Avrupa hükümetlerinin
kayıtsızlıklarıdır. Boranın belirtilerini sezmemişlerdir, koptuğu zaman onu
bencil bir rahatlık içinde seyrederler; ancak sağanak boşandığı ve sel kendi
üstlerine geldiği zaman dehşete düşerler.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 10:26   #28
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Tehlikeyi farketmeyi bilmemişlerdir; onu önlemeye de muvaffak olamazlar.
Ona ancak birbirini tutmayan gayretler, birbirlerine zıt tedbirler, durmadan
boşa çıkan niyetlerle karşı koyarlar. İsyan etmiş bir milletin ve her şeyi
altüst edecek bir nazariyenin tehdidi altında bulundukları halde, ne
nazariyeye karşı bir koruma prensibine, ne de ayaklanmaya karşı çıkarılacak
bir milli kuvvete sahiptirler. Fransa'da her şey karışmış ve bozulmuştur,
Avrupa'da ise her şey yerli yerindedir. Fransa'da ne hükümet, ne de hazine
kalmıştır; kendisinin bir ordu kadrolarına sahip kaldığını söylemek bile
güçtür. Eski saltanat idareleri kudretli hükümetlerin bütün imkanlarına sahip
bulunmaktadırlar. Orduları harbe girecek durumdadır; muharebeleri inceleyerek
ve savaşarak bilgi kazanmış generalleri, itaatli ve tecrübeli erlere kumanda
etmektedirler. Fen, disiplin, sayı üstünlüğü, mühimmat onlardadır. Fransa
mahvolacak gibi görünür. Her türlü tahminin hilafına teşkilatlanan anarşidir,
dağılan da teşkilatlı kuvvettir. Fransa, ittifakı yener; daha şaşılacak bir
şey yapar; onu parçalar. İttifak etmiş hükümdarlardan biri: --Bu haydutlar
dost da, müttefik de istemiyorlar; onlara suç ortaklarıyla kurbanlar lazım--
diye yazmaktadır (II'nci Katerina'nın Berlin'deki Büyükelçisine 6 Haziran
1794'deki talimatı, Martens Traites de la Russic avec l'Allemagne (Rusya'nın
Almanya ile Muahedeleri). (II'nci cilt, 167'nci sayfa.Petersburg, 1883).
Fransız sömürgelerini esasen kendi hesabına zaptetmiş olan ve bunları elden
çıkarmamak iddiasını güden İngiltere müstesna, tekmil müttefikler sıra ile
oyunbozanlık eder ve kurbanların topraklarından hisse almak için galiplerin
ortağı olurlar. Krallar tarafından yerleşmiş hakların müdafaası için Fransız
İhtilali'ne karşı girişilmiş kutsal savaş, saltanat haklarının koruyucularıyla
ihtilalin ortaya çıkardığı iktidar kuvvetleri arasında kıtanın paylaşılmasına
varır. --İhtiyar Avrupa hayasız bir iflasla can vermektedir.-- (Siyahlar benim.
E.K.) (Sorel, 1949:I, XIII-XIV).
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 10:26   #29
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Bu satırlardan da açıkça görüldüğü gibi, Fransız Devrimi yalnız Fransa'ya
özgü olarak kalmamış, Avrupa'nın tüm düzenini değiştirmiştir. Fakat bu
değişiklik içinde yeni filiz veren bütün sınıflar yerli yerine oturamamış,
şirazesinden çıkmış Avrupa, bir türlü düzene ve sükunete kavuşamamıştır.
Değerli tarihçimiz Ahmet Mumcu, --Fransız İhtilali'nin insanlığa açtığı
ufuklar sonucunda; özellikle Avrupa'da daha da sistemleştirilmiş ve siyasal
nitelikleri daha belirgin yeni düşünce akımları ortaya çıkmış ve günümüze
kadar sürmüştür-- dedikten sonra, bu devrimin ürettiği akımları,
--Anayasacılık--, --Ulusalcılık-- (Milliyetçilik), --Cumhuriyetçilik ve Demokrasi--
olarak özetliyor (Mumcu, 1980:76-82).
İşte Endüstri Devrimi'nin teknolojik ve Fransız Devrimi'nin ideolojik
baskısı, --ileri teknolojiye sahip ülkeler-- için --büyük boy-- devrim ve
değişim modellerinin üretilmesine yol açtı.
:::::::::::::::::::
2-) Pozitivist Model ve Türk Devrimi
Hemen hemen bütün büyük boy değişme kuramlarının ve bu kuramlara uygun
olarak gerçekleştirilen modellerin ortak bir yanı vardır: Hepsi tarihsel bir
incelemeyle ve bir tarih yorumuyla işe başlarlar.
Bu, onlara iki konuda büyük avantaj sağlar. Birinci olarak, ciddi bir
değişme modeli ancak ciddi bir tarih ve toplum çözümlemesiyle ortaya
konulabileceği için, ileri sürdükleri önerilerin anlamlı olmalarını sağlar.
İkinci olarak da, inandırmak zorunda oldukları insanlara, daha --nesnel-- ve
daha --bilimsel-- oldukları izlenimini verdikleri için, taraftar toplamaları
kolaylaşır.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 10:27   #30
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

İşte tarihsel olarak Endüstri Devrimi ile Fransız Devrimi'nin ilk kuramsal
ürünü, --pozitivizm-- ve ona dayalı olan --insanlık dini-- dir.
Fransız Devrimi'nin doruk yıllarında doğan Auguste Comte tarafından
oluşturulan --pozitivist-- model, aslında hiç de --devrimci-- değildir. Çünkü,
herhangi bir düzeni --devirmek--ten çok, --kurma--ya yönelik bir modeldir. Comte,
bizzat kendisi, --pozitivist-- görüşlü --sosyokratlar-- için şunları söylüyor:
--Şu halde, her birisinin mahiyetine göre tatbik zemini bulacağı bütün
beşeri kabiliyetleri umumi teceddüde (yenileşmeye) hakimane bir suretle
iştirak ettirecek hakiki bir sosyokrasiyi imkan nisbetinde tesis etmek üzere,
Garbı (Batı) anarşik bir demokrasi ile mütedenni (gerileyen) bir
aristokrasiden kurtarmaya geliyoruz. Filvaki, biz sosyokratlar, aristokrat
olmadığımız kadar demokrat da değiliz. Bize göre bu muhalif partilerin
ehemmiyete değer kütleleri, tatbikatta bir taraftan tesanüdü, diğer taraftan
da devamlılığı temsil eder ki, pozitivizm nihayet bunların esef edilecek
çarpışmalarının yerine aralarında esaslı zaruri bir tabiiyet münasebeti
(bağımlılık ilişkisi) tesis etmiştir. Fakat, her ne kadar siyasetimiz bu iki
eksik ve insicamsız temayülün aynı nisbette üstünde bulunuyor ise de, bu
mukabil iki partiyi bugün aynen reddedecek değiliz. Felsefi ve içtimai
mesleğimin devam ettiği otuz seneden beri muhtelif rejimlerimizde muhalefet
ismi verilen şeye karşı daima derin bir nefret ve her türlü yapıcılara karşı
mahrem bir yakınlık hissetmişimdir. Her tarafta umumi kuruculuğun bellibaşlı
bir ihtiyaç halinde göründüğü bu asırda, hatta açıkça eskimiş malzeme ile
yapıcılıkta bulunmak isteyenler bile, sadece yıkıcı olanlara nisbeten, bana
müreccah (tercih edilir) görünmüştü. Resmi muhafazakarlarımızın geri hallerine
rağmen, basit ihtilalcilerimiz bana zamanımızın hakiki ruhundan, pek daha
uzak görünmektedir. Bunları, durgunluklarına karşılık seleflerini
(kendilerinden önce gelenleri) temayüz ettiren cömert umumi inkılap hislerini
kullanmadan, XIX'uncu asrın ortasında körü körüne ancak XVIII'inci asra
yaraşacak menfi istikameti (olumsuz doğrultuyu) devanı ettirmektedirler.--
(Comte, 1952:XLII-XLIII).
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 09:05 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580