![]() | |
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Oyun Alanı | Ajanda | Arama | Bugünkü Mesajlar | Forumları Okundu Kabul Et XML | RSS | |
![]() | #71 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Bu onaylar üzerine Bâb-ı âli 2 Kasım 1868 tarihinde Türk elçisini geri çağırdığı gibi, 11 Kasım da da Yunanistan’a bir ültimatom vererek Türk limanlarını Yunanlılara kapadı; İstanbul’daki Yunan sefirine yol verildi; Yunan uyruklu olanlar sınır dışı edildi. Osmanlı Devleti ile Yunanistan arasında esen, sert savaş rüzgarlarının farkına varan Avrupalı büyük devletler, araya girerek meseleyi barış yolu ile durumu bir düzene sokmak için Paris’te bir konferans hazırlamaya karar verdiler. 9 Ocak 1869’da toplanan konferansa Avusturya, İngiltere, Fransa, İtalya, Prusya, Rusya ve Osmanlı Devleti katıldılar. Yunanistan oy hakkı olmamak üzere müşahit olarak çağrılmıştı. Müşahit olarak konferansa çağrılmayı kabul etmeyen Yunanistan gelmedi. Konferansta İngiltere, Avusturya ve Almanya, değerli devlet adamı Ali Paşanın üstün kabiliyeti sayesinde Türk tezini tuttular. Bunun üzerine Fransa muhalefetten vazgeçti ve böylece Girit ve Türk -Yunan buhranı bertaraf edilmiş oldu. | ||
![]() |
|
![]() | #72 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı Rusya lehinde cereyan ettiğini gören Yunanistan tekrar Girit’te ayaklanma çıkarmak için harekete geçti. Osmanlı Devleti bu zayıf anında meselenin büyümesini istemediğinden, 1878 Ekim ayı, Hanya yakınlarında Halepa’da Halepa Antlaşmasını imzaladı. Osmanlı Devleti bu anlaşma ile Giritli Rumların imtiyazlarını genişletmiş ve onlara muhtariyet hakkı tanımıştır. Avrupa devletleri konsoloslarının kontrolü altında yapılan anlaşmaya göre; umumi valinin memuriyet süresi beş yıl olacak, Umumi Vali Müslüman ise, müşaviri Hıristiyan, Vali Hıristiyan ise müşaviri Müslüman olacaktı. Genel Meclis’in 49’u Hıristiyan, 31’i Müslüman olmak üzere 80 üyeli olacak ve her yıl en az 40, en çok 60 oturum yapacaktı. Genel mecliste ve mahkemeler Rumca olacaktı. Ada gelirlerinden, adanın idari masrafları çıktıktan sonra, geriye kalan paranın yarısı İstanbul’a hazineye gönderilecek, diğer yarısı adanın okul, hastane, yol, liman vesaire gibi bayındırlık işlerine harcanacaktı. | ||
![]() |
![]() | #73 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Osmanlı Devleti, Halepa anlaşması ile Giritli Rumlara büyük bir taviz vermiş ve bağımsızlıkları için adeta bir zemin hazırlamıştı. Halepa anlaşmasının kurduğu düzen on yıl kadar burada sürmüştür. Osmanlı Devleti Rusya ile 1877-1878 savaşı sonunda imzaladığı Yeşilköy “Ayastefanos” Antlaşmasının 15 maddesine göre, Osmanlı Devleti Girit üzerinde yapacağı muhtariyet ile uygulayacağı tedbirleri önce Rusya ya danışacak hükmü ile Girit üzerinde Rusya’nın da müdahale etmesine imkan vermiştir. Bu durum ise, Avrupalı devletlerini endişeye sevk etmiş ve bu barış antlaşmasını iptal ederek, yerine Berlin Antlaşmasını yürürlüğe koymuşlardır. Berlin Antlaşması’nın 24.ncü maddesi gereğince Yunanistan lehine yapılacak bir sınır düzeltmesi için Babıali ile büyük devletlerin İstanbul elçileri arasında İstanbul’da yapılmış olan konuşmalar sonucunda 21 Temmuz 1881’de 19 maddelik bir anlaşma ve aynı gün Yunanlıların İstanbul elçisi ile 18 maddelik bir anlaşma imzaladı. | ||
![]() |
![]() | #74 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Böylece Babıali, Teselya ile Yanya iline Narda “Arta” kasabasını Yunanistan’a bırakmak zorunda kaldı. 1885 yılına gelindiğinde Doğu Rumeli’nin Bulgaristan’a katılması olayı Ermeni meselesinde olduğu gibi, Girit Rumlarıyla Yunanistan’ı hareketlendirdi. Yunanistan Bulgaristan’ın Makedonya’da genişleyip kuvvetlenmesinden korkuyordu. Öte yandan 1870 yılında Bulgarların Fener Rum Patrikliğinden ayrılıp ayrı bağımsız bir kilise kurmalarını Yunanistan hoş karşılamamıştı. Çünkü Makedonya Bulgarları doğrudan Bulgaristan’a bağlanmış oluyordu. Doğu Rumeli’nin Bulgaristan’a katılmasıyla, Balkanların dengesi bozulmuş oldu ve Yunanistan’da Bulgarlara karşı kuvvetlenmek ve yeni topraklar elde etmek amacıyla Girit’i ele geçirmek istedi ve 1889 Ağustosunda Girit Rumlarını yine ayaklandırdılar. Girit Rumları Yunanistan’a katılmak istediklerini belirterek ada da silahlı çatışmalara giriştiler ve Müslümanları katletmeye başladılar. Buradaki Müslüman Türkler, evlerini ve topraklarını terk ederek şehirlere ve limanlara sığındılar. | ||
![]() |
![]() | #75 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Osmanlı Devleti Girit’te çıkan ayaklanmayı bastırmak amacıyla 40.000.kişilik bir kuvveti adaya sevk etti. Daha sonra da ada da barış ve güvenliği sağladığı gibi 1889 yılının Aralık ayında Girit’e Şakir Paşa’yı gönderdi. Daha sonra yeni bir fermanla da daha önce adaya verilmiş olan imtiyazlara bazı sınırlamalar getirdi. Bundan başka adanın mülki idaresi Şakir Paşa, Askeri idaresi de bir Türk kumandana verildi. Girit Adası, Osmanlı Devletini en çok uğraştıran yerlerden biriydi. Bu yüzden Abdülhamit Girit’te sert tedbirler almak düşüncesiyle buraya bir kısım yeni kuvvetler gönderdi. Burada hala ayaklanmayı devam ettiren bazı bölgeleri baskı altına alarak, 1890 yılında adada bütün ayaklanmaları bastırdı ve çeteleri dağıttı. Bundan sonra da Osmanlı Devleti adada gayet sert ve otoriter bir yönetim başlattı. Hatta bu sıkı ve sert yönetimden Müslümanlar bile şikayete başladılar. | ||
![]() |
![]() | #76 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Bu durum altı yıl kadar sürdü. Fakat 1895 ilkbaharında İstanbul’da ve diğer vilayetlerde Ermenilerin ayaklanması, Büyük devletlerin Osmanlı Devleti iç işlerine karışması, hatta donanmalarını İstanbul önlerine göndermeleri ve Avrupa’da Osmanlı Devleti aleyhine bir kampanya başlatılması üzerine, 1895’te Girit Rumları yeniden ayaklandılar. Rumların Müslümanlara saldırması, iki taraf arasında silahlı çarpışmaların bütün adaya yayılmasına sebep oldu. Osmanlı Devleti, Rumların imtiyazlarının bir kısmını iade ettiyse de, Rumlar yatışmadılar. Yunanistan ise yine müdahaleye hazırlanıyordu. Bu sebeple, Avrupa devletlerinin işe karışması ile bir konferans toplandı ve bu konferansın 1896 Ağustosunda kabul ettiği reform projesini Rumlarda kabul etti. 1896 reformu, Halepa Anlaşmasının tanıdığı imtiyazları iade ediyordu. Bunlar Girit’e beşer yıl süreli Hıristiyan valiler tayin edilecek ve memuriyetlerin üçte ikisi de Rumlara verilecekti. Osmanlı, Yunanistan ve büyük devletler arasında en yoğun olan dönem 1896-1897 ve Girit sorunudur. Daha net olarak söylemek gerekirse, bu dönemde Girit sorunu, 1897 Türk-Yunan savaşının çıkış nedeni olmuştur. 1897 Şubatında Girit Rumları yeniden ayaklanıp, kendilerini Yunanistan’a kattıklarını ilan ettiler. Yunanistan, bu katılmayı tanıdığı gibi, Veliaht Yorgi komutasındaki donanmayı Girit sularına gönderdi. Daha sonra da Albay Vassos komutasında 2000 kişilik bir kuvveti adaya çıkardı. Yunanistan’ın amacı kuvvet zoru ile adayı ele geçirmek idi. | ||
![]() |
![]() | #77 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Öte yandan Avrupalı büyük devletler, Yunanistan’ın bu hareketini pek onaylamadılar. Çünkü Balkan devletlerinin de Makedonya üzerinde harekete geçmelerinden korkuyorlardı. Bu yüzden büyük devletler Yunanistan’a baskı yaparak asker ve donanmasını Girit’ten geri çektirdiler. Daha sonra da adada güvenliği ve barışı sağlamak için devletlerden herbiri, 600’er kişilik kuvvet gönderdiler. Ayrıca adaya çok geniş muhtariyet verildi. Adaya asker çıkarmış iken geri çekilmek, Yunanlıların ağrına gitti. Bütün Yunanistan heyecandan ayağa kalkmıştı. Yunanistan’ı hükümet değil, Etniki Eterya idare ediyordu. Yunan halkı Osmanlı devletine savaş ilan edilmesini istiyordu. Yunanistan’a göre, Osmanlı Devletine savaş açılırsa, Etniki Eterya ajanları vasıtasıyla bütün Makedonya halkı da ayaklandırılacak ve Makedonya’dan toprak koparmak için diğer Balkan devletleri de Osmanlı Devleti ile savaşacaktı ki, sonunda zafer Yunanistan’da olacaktı. Osmanlı Devleti bu durum karşısında Yunan sınırlarına asker yağmaya başladı. | ||
![]() |
![]() | #78 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 1897 Nisanında, Yunan subayları komutasındaki gönüllü Yunan birlikleri Makedonya’yı ayaklandırmak için Osmanlı sınırlarını silah zoru ile geçmek isteyince, Osmanlı Devleti Yunanistan’a savaş ilan etti. Savaş kısa sürdü. Dömeke meydan muharebesinde Ethem Paşa komutasındaki Türk kuvvetleri Yunanlıları ağır bir hezimete uğrattı. Dömeke meydan muharebesinin Türklerin lehine sonuçlanmasıyla Atina yolu Türklere açıldı. Artık Atina, Türkler tarafından işgal edilmek üzereyken, daha önce olduğu gibi Yunanistan’ın hamisi olan Avrupalı büyük devletler araya girerek, Osmanlı Devleti ile Yunanistan arasında bir mütereke yapmasını önerdiler ve Aralık 1897’de de barış yapıldı. Osmanlı Devleti bu barışla, az bir savaş tazminatı ve küçük bir sınır değişikliği elde etti ve Yunan meselesi böylece halledilmiş oldu. | ||
![]() |
![]() | #79 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Yunanistan’ın yenilgisi Girit Rumlarını daha saldırgan bir hale getirdi ve 1897 yılı sonbaharında Rumlarla Müslümanlar arasında çarpışmalar arttı. Bu arada İngiliz askerleri ile Rumlar arasında çarpışmalar oldu. Bu durumu bahane eden başta İngiltere ve diğer devletler 1897 Ekiminde Osmanlı Devletine bir ültimatom vererek, kuvvetlerini adadan çekmesini istediler. Osmanlı Devleti buna boyun eğdi ve bütün askerlerini geri çekti. Ada İngiltere, Fransa, Rusya ve İtalya’nın askeri işgaline bırakıldı ve Yunan Veliahdı Prens Yorgi adaya vali tayin edildi. Artık, Osmanlı Devletinin, hukuki bir sahiplikten başka ada ile fiili hiçbir bağı kalmıyordu. Prens Yorgi’nin valiliği sırasında büyük devletlerin Girit ile olan ilgileri hemen hemen kesildi. Daha sonra Girit’te bir anayasa düzenleyerek Yorgi’nin valiliği onaylandı. Aradan geçen iki yıl sonunda 1901 Haziranında Prens Yorgi adayı Yunanistan’a katmak istedi ise de, büyük devletler bunu önlediler. | ||
![]() |
![]() | #80 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| II. Meşrutiyetle beraber ortaya çıkan üçüncü meselede Girit adası oldu. Avusturya’nın Bosna Hersek’i ilhak ettiği gün, Girit Mecliside kendisini Yunanistan’a ilhak ettiğini ilan etti. Bu katılmayı Yunanistan eskiden olduğu gibi hemen tanıdı ve bunu Avrupalı büyük devletlerin de tanıması için onlara başvurdu. Öte yandan Osmanlı Devleti, içte ve dışta düştüğü bu zor durumda Girit’in ilhakını sadece protesto etmekten başka bir şey yapamadı. Avrupalı büyük devletler ise, Balkanların karışık bir durum hal almasından ve yeni bir meselenin ortaya çıkmasını istemediğinden, Girit’in Yunanistan’a katılmasını tanımadılar. Girit Rumlarının Yunanistan’a katılma teşebbüsünü bir müddet sonra tekrar ele alan Avrupalı büyük devletler, “İngiltere, Fransa, Rusya ve İtalya “ aralarında yaptıkları görüşmeler sonucunda, Osmanlı’nın itirazlarına rağmen, 1909 Temmuzda, 1897’den beri ada da tuttukları askerlerini çekmeye karar verdiler. Buna karşılık sadece Suda Limanında Osmanlı bayrağı bulunacak ve bu bayrağı ve Müslüman ahaliyi korumak için Osmanlı Devleti bu limana 4 tane küçük savaş gemisinin gönderilmesinin kabul etti. | ||
![]() |
![]() |
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
| |
![]() | ![]() |