![]() | |
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
![]() | #21 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| “Yok” Mecbur olur, yüzüğü verir. Oğlan “Allahaısmarladık” der ve oradan ayrılır. Kız da arkasında yürür. Yılan: “Nereye gidiyorsun kızım?” “Baba yolu tarif edeyim. Yolu bilmez.”Dışarı çıkarlar. Yılan kız: “Bu yüzüğü yaladığın zaman bir Arap gelir. Emret Ağa! Yakalım mı, yıkalım mı bu dünyayı? Sen emret” der. “Sen ne emredersen getirir. Korkma. Oğlan eve varır. Annesi: “Hani pirinç?” “Gelecek anne. Şimdi yüklettik arabaya gelecek”. Akşam olur. Karanlık çökünce yüzüğü yalar. Bir Arap gelir. “Emret Ağa!” “Hiçbir şey emretmeyeceğim. Şimdi bana acele bir araba pirinç getir” Beş dakika içerisinde pirinç gelir. Dükkan, kiler her yer pirinç ile dolar. Oğlan daha sonra annesine: “Anne padişahın üç tane kızı var. Küçük kızına bana dünür ol” der. “Oğlum padişah bize kız verir mi? Bir kel ahırımızdan başka hiçbir varlığımız yok” “ Ya! Sen git bir dünür ol” Annesi saraya verir. Merdivenden yukarı çıkar. Büyük kız kadına bir tepik atar. Kadın tangır tungur aşağı yuvarlanır. Ağlayaraktan eve gelir. | ||
![]() |
|
![]() | #22 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| “Yavrum böyle böyle. Demedim mi sana?” “Ana bir daha git”. Kadın gene gider. Merdivenden çıkar. Bu kez ortanca kız bir tepik atar. Kadın yuvarlanır. Ağlayarak eve gelir. Oğlan: “Ana bir daha git. Varınca altın sandalyeye otur. Öyle yere mere oturma” diyerek tembih eder. Kadın tekrar saraya varır. Tam, küçük kız niye geldin? diyecekken; padişah kadını görür ve kızını durdurun. Kadın varır, altın sandalyeye oturur. Padişah içinden bak bak, yere oturmuyor altın sandalyeye oturuyor diye geçirir. “Ne o, teyze. Hayrola, niye geldin?” “Allah’ın emriyle, küçük kızına dünürüm padişahım” “Olur olur. Yalnız benim sorayım gibi bir saray isterim. Kırk gün içinde yapılacak. Önünde bahçesi, havuzu her şeyi olan bir saray. Kırk gün sonra davullar başlayacak. Oğlun isteklerimi yerine getirirse, kızımı veririm” Kadın, “Biz bunu nasıl yaparız?” diye ağlayarak ve söylenerek eve gelir. Oğlan: | ||
![]() |
![]() | #23 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| “Ne dedi?” “Böyle böyle” “Hiç korkma.” Oğlan keyiflenir. Günler geçer. Otuz dokuzuncu gün gelir. Kırkıncı gün, istekleri yerine getirmezse oğlan idam edilecektir. Otuz dokuzuncu günün gecesi oğlan kalkar. Yüzüğü yalar. Arap gelir. “Şu meydanlık yer var ya. Buraya padişahın sarayından güzel bir saray yap. Her tarafı pırıl pırıl, önü bahçeli ve havuzlu olsun” der. “Tamam” Padişah: “Hanım, hanım! Kalk hele kalk” “Ne var?” “Yahu, namazı geçirdik. Gün ağarmış.” Kalkar bakarlar ki, saat daha namaz zamanı değil. Saat on iki. Karşılarında her yanı pırıl pırıl bir saray var. Evin ışığı etrafa yayılıyor. Kendi saraylarında güzel. Ertesi gün padişah oğlanı çağırtır. “Tamam oğlum. Kızımı verdim gitti.” Oğlan, kırk gün kırk gece düğün yapar ve kızı alır. Bunu bir Yahudi oğlanı sezeri. Nasıl bir günde ev yapılır, padişah kızını nasıl verir?” diye düşünür. Gerdek gecesinin sabahı bir sepet incir getirir. Sarayın önünde bağırır. “İncir alan, incir alan” kış günü incir olur mu? Bunu bir yerden bulmuş satacak. Taze gelin pencereden atılır. | ||
![]() |
![]() | #24 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| “Kardeş, inciri koca veriyorsun?” “Ya, kolay abla.” Oğlan bakkal dükkanındadır. Yahudi bakkal dükkanına gitmiş, oğlanın elinde yüzük olmadığını görmüştür. Yahudi yukarı çıkar. “Kolay, senden belki para bile almam.” “Olur.” Tabii kadın bunun kötü biri olduğunu bilmez. “Ne vereceğiz incire?” “Şu masanın üstünde yüzük var ya.” “Evet.” “O yüzüğü ver. İnciri sepet ile sana veririm.” “Yahu, ne yapacaksın yüzüğü? Para iste para vereyim.” “Yok. O yüzüğü ver bana.” Kadın yüzüğü verir. Adam da gider. Bu arada yüzüğü masada unuttuğu kocasının aklına gelir. Kimsel almaz diye düşünür. Nasılsa evde hanımdan başkası yok” der. Eve gelse baksa ki, masanın üstünde yüzük yok. Tekrar dükkana gider. Bu orada akşam olur. Yahudi yüzüğü yalar. Arap gelir. | ||
![]() |
![]() | #25 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Emret Ağa! Yakalım mı, yıkalım mı bu dünyayı? Sen emret.” “Bak, sana bir şey diyeyim Arap. Dünkü evlenen aileyi sıçan Adası’na götüreceksin.” Sıçan Adası da dünyanın bir ucuymuş. “İçinde hanım ile beraber o evi öylece alacaksın, Sıçan Adası’na götüreceksin.” Akşam adam eve gelir. Baksa ki, ne ev, ne bir şey var. Bunun üzerine annesinin yanına gider. Annesi: “Oğlum sen daha dün evlendin. Niye geldin buraya?” Oğlan hiç seslenmez. Annesi de önceden gidip bakmış, evin yerinde olmadığını görmüştür. Ne yapacağız, ne edeceğiz diye düşünmeye başlarlar. Aradan beş, on gün geçer. Bu sırada köpek ile kedi kendi aralarında konuşur. Köpek der ki: “Yahu, kedi kardeş. Bu adam yüz lira verdi. Bizi kurtardı. Bu adamı arayalım on gündür yok adamcağız.” Bu arada padişah, kızıyla sarayın gittiğini anlar ve damadını hapse atar. Kedi: “Her tarafı arayalım. Daha sonra bir yerde buluşalım.” “Olur.” Köpek, kasabın önüne varır. Kasabın önüne atılan kemikleri yemeğe başlar. Arama işlemine katılmaz. Ama kedi her tarafı arar. Bunlar sözleştikleri yerde buluşurlar. | ||
![]() |
![]() | #26 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Kedi: “Nereyi aradın?” “Filan yeri aradım.” “Nere kaldı?” “Bir hapishane kaldı.” “Orayı da arayalım.” Kedi hapishanenin kapısına gelir ve miyavlamaya başlar. Tabii yirmi beş, otuz gün geçmiştir. Adam gardiyancıya: “Arkadaş, şu miyavlayan kedi var ya.” “Heye.” “Onu getir buraya bir göreyim. Kediye bir laf söyleyeceğim. Daha sonra kedi çıkıp gidecek.” “Olur.” Kedi gelir. “Ne oldu ağa. Nedir senin vaziyetin?” “Böyle böyle.” “Olur. Ben onu bulurum.” O arada bir sıçan gidiyormuş. Kedi bu sıçanı tutar. Sıçan: “Dur ağa dur. Beni yeme. Sana aradığını bulurum.” Kedi kabul eder. “Senin aradığın Sıçan Adası’nda” Kedi köpeğin yanına verir. “Köpek kardeş böyle böyle” der. Sıçanı da olarak, denizin kenarına varırlar. Kedi köpeğin üstüne, sıçan da kedinin üstüne biner. Denizde yüzerler. Sıçan adasına varırlar. Sıçan kediye: | ||
![]() |
![]() | #27 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| “Bana üç gün izin ver. Sana dördüncü gün o yüzüğü getireceğim” der. “Olur. Sen yüzüğü getir. Bir hafta gene veririm.” Sıçan yola koyulur. İki günde Yahudi’nin kapısına gelir. Daha sonra da pencereye varır. Adamın ağzında yüzüğü görür. Adam, yüzüğü kaybetmemek için dilinin altına koyar, öyle yatarmış. Sıçan bunu görür. Daha sonra kedinin yanına gelir. “Ağabey, bana bir gün daha izin vereceksin. Yüzüğü buldum; Ama almaya imkân yok.” Bir gün daha izin verirler. Sıçan tekrar Yahudi’nin evine gelir. Kuyruğunu ıslar ve birer çanağına sürer. Adamın burnuna kuyruğunu çeker. Adam “Tuh!” deyince yüzük de düşer. Sıçan yüzüğü aldığı gibi kaçar. Kediye getirir. “Al kardeş. Beni gayri bırak.” “Tamam ağa.” Köpek: “Ağayı sen buldun. Yüzüğü sen buldun. Ben seni tövbe karşıya geçirmem.” “Yahu, senin ağzın, büyük bir balık, malık tutar. Onu yiyeceğim derken yüzük düşer. Sen bunu etme. Ben götüreyim.” “Olmaz. Denizi geçirmem.” Kedi kabul eder. Denizin ortasına varınca, balık köpeğin ayağını tutar. Köpek ayağını kurtarayım derken yüzük düşer. Öteki tarafa geçerler. | ||
![]() |
![]() | #28 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Kedi: Köpek kardeş. Yüzüğü ver de, ağaya yetiştireyim.” “Balık ayağım tuttu. Kurtarayım derken yüzük düştü.” Orada dövüşür ve ayrılırlar. Kedi “Şimdi yüzüm yok. O tarafa gidemem” der ve bir balık tutup yemeğe başlar. Köpek de kasapların yanına gider. Balıkçılar balık tutar ve balığın içinden yüzük çıkar. Kedi bunu görür ve yüzüğü alır. Kedi köpeği bulur. “Köpek kardeş, köpek kardeş. Yahu, ben yüzüğü buldum.” “Aman, aman. Kedi kardeş sen götür.” Hapishanenin oraya varırlar. Kedi miyavlar. Ağası duyar. İçeri girer ve yüzüğü ağasının dizinin yanına koyar. Adam: “Hadi gidin. Allah’ın izniyle, akşam varırım ben.” Adam, hapishanede altı sene yatmış, gülmemiş. Kedi gelince güler. Arkadaşları sorarlar. “Yahu, niye güldün?. Sen beş, altı senedir gülmemiştin. Niye güldün?”Gırgır geçerler. “Hadi. Sen de ya!” Akşam olur. Adam yüzüğü yalar. Arap gelir. “Emret ağa! Yakalım mı, yıkalım mı?” “Beni buradan çıkarı ver. Bütün arkadaşları da evlerine dağıt.” Arap denilenleri yapar. | ||
![]() |
![]() | #29 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| “Hapishaneyi yık. Taşını, toprağını denize dök bakayım.” Onu da yapar. “Sıçan Adası’nda evi de getir bakalım.” Arap evi de getirir. Adam, baksa ki, Yahudi oğlanla hanımı yatıyor. Bu arada padişah bunu görür. “Hapishaneden nasıl çıktın? Tutun şunu öldürün” “Gel, gel. Şu kızının yaptığını görüyor musun?” Padişah baksa ki, Yahudi oğlanla kızı yatıyor. “Senin kızın bana bunu yaptı.” Adam onları kaldırır. Ellerini bağları “kırk satır mı istersiniz, kırk katır mı?” “Kırk katır isteriz” derler. Katıra onları bağlar. Parça pinik olurlar. Oğlan padişaha ortanca kızını alacağım” der. Davullu zurnalı düğün yaparlar. Kızı alır. Gökten bir elma düştü. Onu da ortaya böldük. İşte böyle bitti. MEHMET AKTAĞ 1.1.1.5. Çingene Kızı Zamanın birinde bir padişahın oğlu, benim kısmetim kime çıkacak demiş ve oranın ileri gelen falcılarından birine kısmetini öğrenmek amacıyla fal baktırmış. Falcı buna demiş ki: “Oğlum senin kısmetin, falan yerde bulunan çingene obasındaki yeni doğmuş bir kız çocuğu” Padişahın oğlu buna çok içerler ve der ki: “Nasıl bir çingene çocuğu benim kısmetim olur?” | ||
![]() |
![]() | #30 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Atına atlar. O yöredeki bütün çingene obalarını yoklar. En nihayet yeni doğmuş kız çocuğu bulunan çingene obasına misafir olur. O gece çingene obasının reisinin çadırında misafir kalır. Çocukla yalnız kalan padişahın oğlu kendinin kısmeti küçük yavruyu bıçak ile boğazından keser ve salıncağın içine bir kese altın bırakır. Oradan atına binerek süratlice ayrılır. Tabii yıllar yılları takip eder. Padişahın oğlu babasının yerine geçer. Bir gün sarayının yanında büyük bir saray yapıldığını görür. Saray bittikten sonra da balkonunda güzel bir kız görür ve kıza aşık olur. Etrafındakilere bu kızı kendisi için istemelerini söyler. “Olur” derler. Gidip isterler. Gerdek gecesi kızın yüzündeki tülü kaldırınca bir iz görür. “Bu iz neden oldu?” der. “Zamanın birinde bize bir misafir gelmiş. Ben o zaman küçükmüşüm. O kişi bıçak ile boğazımı kesmiş. Yalnız tam kesememiş. Beşiğime de bir kese altın atmış. Babam bu parayla beni iyi ettirmiş ve parayı değerlendirmiş. Şimdiki zengin hale gelmişiz.” Padişahın oğlu demek ki, kısmetinden kaçamamış. HAMZA UÇAR | ||
![]() |
![]() |
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
![]() LinkBack to this Thread: http://besiktasforum.net/forum/tarih/22980-mersinin-tarihcesi/ | ||||
Mesaj Yazan | For | Type | Tarih | |
Untitled document | This thread | Refback | 04-03-2008 13:48 |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
![]() | ![]() |