Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Taraftar > Marşlar > Popüler

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 09-12-2006, 00:23   #11
 
zibidikartal - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Yüreklere kamçı

31-08-2004


Asaletin verdiği haz vardı suratlarında. Beşiktaşlı oluş ve o meşhur Beşiktaşlı duruştu ruhlarına altın apoletlerle yerleştirdikleri. Yürekleri dağ gibi yükseliyordu göğüs kafeslerinde. Terleri formalarında, alınları ak ayrılmışlardı da sahadan, hep boyunları bükük inmişlerdi soyunma odalarına. Üç diyar gezmişlerdi de deniz deniz, bir rüzgar çıkmamıştı ruhlarını serinletecek. Bıkmışlardı haftalardır onun bunun dediğinden. Kan damlayan kalemlerden gına gelmişti. Cevap sahada verilmeliydi.

Tribünlerde aşk, sahada hırs ilk göze çarpan mutluluktu. Olacaktı, olmalıydı. Bu sefer şırınga daha derine gitmeliydi. Maç başladığında gurbetteki aşıkların ilk buluşmasını andırıyordu tribünlerden yükselen o güzel tınılar. Ayağı devamlı gazda olanlar tribündekilerdi de ayağını frenden çekmeyi unutanlar hep futbolculardı. İlk buluşmalarında çekingenlik olurdu illa ki. Biz razıydık karasına. "İlle de ille" dedikçe gol yiyorduk habire. Beyin damarlarım "özgürlük" diye bağırırken, demir parmaklıkları zorlayan mahkumlara benziyordu. Ha patladı, ha patlayacak.

İçimizdeki sabırdı, bize dikilen. Ha çatladı ha çatlayacak. Strese yenik düşüyordu beynimiz, ama sesimiz gökyüzünü delik deşik ediyordu. Başınızı iki elinizin arasına alın ve düşünün: Cenk ediyorsunuz. Kaleniz düşmüş. Ve kalenin surlarına 4 bayrak çekilmiş. Her yer istila. Kale içi sinmiş, geri çekilmiş ama halk isyankar, hırçın ve ayaklanmış. Koymuş postasını, görmüş restini. Ve vermişler kamçıyı topçuların yüreğine. Saldırı başlamıştı. Sahadan ve tribünden. Azgın sular gibi kükremişlerdi, yanardağın eteklerine. Ve alkış tutmuşlar İbrahim Akın'a ve Carew'e... Ve sonuç malum. Yiğitler cenk meydanlarında ölürler. Can alırlar ve can verirler ecelsiz. Biz savaşanın hep yanında oluruz. Geri adım atanların asla...
zibidikartal Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-12-2006, 00:25   #12
 
zibidikartal - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Alıntı:
AyTeK54´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
babacan eline sağlık süper gerçektende arşivime ekledim
YENİ BAŞLADIKK
zibidikartal Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-12-2006, 00:25   #13
 
zibidikartal - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Tükür yüzüne celladın

03-09-2004


Pascal Nouma'yı tanırsınız değil mi? Hani rengi kara, gözü kara. Hani derisinden mütevellit ezgin büyümüş. Hani ölümüne kafa atan tekmeye. Hani boynu kırılma pahasına da olsa kafasını Taffarel'in yumruklarına iğdiş eden. Hani sezon açılışına simsiyah kostümüyle gelip kapalının önünde diz çöken. Diz çökerken de "Siz en büyüksünüz" demeye çalışan. Ve hani Leeds United maçında attığı yumrukla boyun eğenlere, boynu bükülenlere isyan eden.
Atalarım yıllarca ezgin yaşadı, hep itildi, hep horlandı ama onuruyla yaşadı dercesine. En yakın dostuna yarasını gösterircesine.
Asi, yalın ve agresif.
Biz de asi değil miydik, biz de yanlı basının gölgesinde kalmadık mı senelerce, saç ayaklarının 3 numarasından nefret kusmaz mıydık? İrin fışkırmaz mıydı gözlerimizden?
Ve onun için sevmemişmiydik bu kara deriliyi...
Bizi anlatmadı mı yaptıklarıyla? Asaletimizi çalmaya çalışan çıyanlara ve hayınlara diklendiğimiz gibi o da dikilmedi mi, Tomas'a, Bülent'e ve Mills'e.
İstemediler!!!
Beşiktaş'ta iyi giden hiçbir şeyi istemedikleri gibi. İşlerine gelmedi çünkü. İyiden yana ve barıştan yana ne varsa koparmaya çalıştılar senelerce.
Ve hayını
çıyanı,
kötüyü sinsice beslediler bildiklerince...
Bizi enayi sandılar, haldan bilmez sandılar.
Oysa biz kül elenmemiş bir dünya istiyorduk. Pazarlıksız ve kardeşçesine.
Herkesin dürüstçe yaşadığı. Ve kavga etmek istiyorduk delikanlıca. Ölümde olsa delikanlıca.
Ve haklıyı görmek istiyorduk kürsüde. Boynunda altın madalya yerine insanlık unvanı. Adam gibi adam olma unvanı.
Ve biz ne gönderilmesi gerekenler gördük, gönderilenlerin yerine. Ne Gordon'lar, ne Toshack'lar gördük haybeye bu ülkeden giden.
Ve sen dear Del Bosque.
Söylenenlere bakma. Gül ve geç. Beşiktaş'a zarar verdiğini bu işi bilmediğini söylüyorlar. Hiç düşünme geç. Kariyerine laf atıyorlar. Atsınlar. Sen de göğüs stopu yaparsın. Makaranı geç.
Senin aleyhine ne yazılıp ne söyleniyorsa geçme; dur ve gül.
Çünkü bunların hepsi senin çok iyi bir teknik direktör olduğunu gösteriyor.
Seni istememekte haklılar, şer cephelerine mevzilenmişler. Çünkü senin iyi olduğunu biliyorlar. Başlarına öreceğin çorabı da. Onun için arkandayız.
Yürü...
Üstüne üstüne yürü. Ve tükür yüzüne celladın
zibidikartal Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-12-2006, 00:26   #14
 
zibidikartal - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Zavallı akbabalar

07-09-2004


Bebek ölmeyi bekliyordu yerde upuzun ve hareketsizce yatarken. Afrika'nın bu baş belası açlık sorunu onu da yakalamıştı.
Küçücük bebek ve açlıktan ölmek. Öyle yıkkın Öyle bitkin Öyle perişan. Ve bir Azrail başında. Bir akbaba. Bu pislik, ucube hayvan bir bebenin ölmesini ağzı sulanarak seyrediyordu. Ölse de işimize baksak gibilerinden. Bütün dünyanın kanı donmuştu da bu pislik hayvanın kanı sular seller gibi olmuştu. Akbabalar. Zavallı leş yiyiciler. Sürülerle dolaşır, karanlık yerlerde yaşarlar. Ve avlarının üzerinde dolanır dururlar. Şanlı Beşiktaşım'ın da üzerinde dolananlar var. Ölmesini bekleyenler, bitmesini isteyenler var. Dişlerini gıcırdatanlar, ellerini ovuşturanlar, kanımızla beslenmek isteyenler var. Korkarım uyuyan bir devi uyandıracaklar. Salladıkları ve salyaladıkları gibi kalacaklar. Zavallı o biçare bebenin kimsesi yoktu anlaşılan pislik müsveddesi çıyan gözlü akbabanın elinden kurtaracak. O anın resmini çeken fotoğrafçı Plutzer Ödülü'ne layık görülmüştü de o bebeyi kaderi ile başbaşa bırakmanın vicdani ve ruhsal yarasını rivayete göre "intihar ederek" ödemişti. Peki ya şanlı Beşiktaşım öyle mi? Milyonlar var canını verecek, "Sen kalk da ben ölem" diyecek. Bir darbede o akbabanın ciğerini sökecek. Bizi yerde yatıyor zannedenler, tarihi bir yanılgı içindeler. Şanlı Beşiktaş'ın asla yıkılmayacağını bilmiyorlar, cahiller. Çünkü biz yerde yatarak yaşamayı, ayakta ölmeye tercih edenlerdeniz. Bir ömür boyu sevenlerdeniz. Karşılıksız Pazarlıksız Ve kül elenmemiş. O cennetlik bebenin keşke yanında olsaydım. Şu satırları yazdığım kalemi o akbabanın gözüne sokardım. İhanetin gözüne sokar gibi...
zibidikartal Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-12-2006, 00:27   #15
 
zibidikartal - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Düş bizim can bizim

10-09-2004

Bir çift gurbet kuşu göz etti bize. Gizlice, "Son liman" dedi gözüken. Fısıldadı, Hani bir şampiyonluk gemisiydi yola çıkan Malatya'dan. Hani yelkeni siyah-beyaz, hani bekleyeni vardı Boğaziçi'nde. Güldü. Islık duyar gibiyim. Hasrete çelme takan ve özleme dikilen. Yumruklarını sıkarken, kaşlarını çattı gurbet kuşu. Sinirli. Hangi limana yanaşmaya kalksak lodos... İskelede okur yazar takımı, oturmuş ferman yazıyor. "İstemezük" diyor. Çımacılar bir alem... Hepsi zulüm giyinmiş: Sinsi, kurnaz ve engerek... Ve her şey zehir zemberek. Ve devam ediyor gurbet kuşu. Allah'tan geminin iskelesi bir asırlık çınar ağacı; sağlam zemin üzerine kurulmuş. Poyraz çıksa sökemiyor. Lodos çıksa yıkamıyor ve fırtınaya gülüp geçiyor. Kuruyan boğazına bir yudum su alan gurbet kuşu, bir of çekiyor, "Nihayet" derken... Cuma itibariyle Adapazarı açıklarına geliyor gemi. Ne zamandır sılada. Dil yarası çok. Tedavi arar, bir pansuman. Ve son tangoya çıkar Sakarya'da... Bir vals, bir çaça ya da bir halay çeker canı. Ve birden şahlanan gurbet kuşu dolu dolu olan gözlerini siler. Bütün heybeti ve ihtişamıyla gürler. Bizim gurbet kuşu; bir Kartalmış meğer. Bir Kara Kartal. Ekmeğimize, aşımıza göz koyanlar oldu. Geceler sessizdi. Malta bıçağı gibi, kınsız ve uyanık dolaştık güvertede. Bir cana kalmıştık, bir de başa. Ve okyanustu bizi serin tutan. Aklı başında sağa sola uymayan. "Sonra garip bir şey oldu" dedi Kara Kartal. Geceleri daralmışken ve neredeyse psikopata bağlanmışken, sesler duyardım kamaradan... Beşiktaşııııııım sen çok yaşaaa!.. Ve göz atardım dışarıya yuvarlak pencerisinden kamaranın.

Su bitmiş.
Deniz yok.
Ve bir el var gemiyi kavrayan;
Bir pençe Milyonların bir yumrukta buluştuğu Bir nefeste soluduğu.
Aykırı Ve işte bizim sevdamız.
Düş bizim can bizim Ellere nesi...
zibidikartal Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-12-2006, 00:27   #16
 
zibidikartal - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Meğer ben Kızılderili'ymişim

14-09-2004


Avuçları çatlatırcasına alkışlamak bize özgüdür. Ses telleri koparcasına bağırmak bize özeldir. Ve Beşiktaş, bu şanlı taraftarıyla güzeldir.
Anadolu'nun dört bir yanından koşup gelenler vardır sizin peşinize. Deplasmanda yalnız kalmayasınız, diye işini gücünü bırakanlar vardır. Bir Beşiktaş flamasını tribüne asmak için ayakkabısının bağını çıkarıp verenler vardır.
Bir yığınak halindedir taraftar, bir yiğitler yığınağıdır. Senin bir gözyaşını görmeye, ya da alnındaki o helal teri silmeye gelenler vardır. Amaçları sadece size dokunmaktır belki.
Ve futbolcular vardır alkışlayana, emekçiye ve taraftarlara koşacağına mikrofonlara koşan. Bilmem hangi televizyonun önceden planlanmış kameralarına. Siz yenildiğinizde o mikrofonlardan, o kameralardan sizi yerden yere vururlar.
Kamçı izleri kan olup fışkırır sırtınızdan. Ama o şanlı taraftar siz yenilseniz bile sizi bağrına basar. Gül açar öptüğü yerden.
Ne olur sanki önce taraftara koşsanız maç bittiğinde. Tel örgülere doğru yüklenseniz. Kucaklaşsanız taraftarla. Sizsiniz deseniz, "Bizi var eden" ve öpücük seline boğsanız bizi.
O zaman nasıl mutlu olur insanlar bilir misiniz? Nedir o uzaktan çıkış tüneline girerken "alkışlıyorum sizi" numarası yapmak.
Önce sizi alkışlayana sizi bağrına basana koşacaksınız. Ondan sonra duşa mı gidiyorsunuz, mikrofona mı gidiyorsunuz, nereye gidiyorsanız gidin... Yolunuz açık olsun.
Ve çiçekleri gördüm dönerken uykumda. Papatya tarlaları hazıroldaydı. Bütün başaklar yol almıştı, karanfiller gülücük dağıtıyordu etrafına.
Ve dikenleri gördüm gülü kıskanan.
Ve bir gemi belirdi birden. Hani o şampiyonluk gemisi vardı ya... İşte o... Bir garip çıkıyordu dumanı. Sanki bir şey anlatmaya çalışıyordu.
Ve sanki dumanı okuyordum: "İnönü'ye geliyormuş, düğün halayı hazırlansın" diyordu. "Özlem bitti kucaklaşacağız, siyah-beyaz bayraklara dolanacağız" diye devam ediyordu. Ve yeneceğiz önümüze geleni.
Ve soruyordu arkadaşlar.
Nereden anlıyorsun bu duman işini. Rüya bu ya! Meğer ben Kızılderili'ymişim...
zibidikartal Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-12-2006, 00:28   #17
 
zibidikartal - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Çekirdekçiler!

18-09-2004


70'li yılların sonlarına doğru başlamıştı her şey. Delikanlı duyguların maceraya bakan penceresindeydik. Aslında maceradan öte idi. Çok önemli bir kesitti hayatımızı biçimlendiren. Ta bugünlere uzanan hayat biçimi. Maçlara bilet alabilmek derbilerde tribünde olabilmek için yaşadığımız zorluklar vardı. Maç girişlerinde ise manevi eziyetler çekerek büyüdük. Stat kapılarındaki hengame, bir tek kapıya yapılan 5'li, 6'lı kuyruklar, polisin kapının önünde belirip "Son 10 kişiyi alacağız, bilet bitti" demesi ve diğer kuyrukta kalanların can havli ile kapıya hücum etmesi. Ve biletlerin önceden satılmamasından doğan kaoslar. Ve gün geçtikçe güçlenen bir taraftar imajı. Hoş o günleri inanılmaz arıyorum ya... Derken tribün hareketleri başladı. Maçlara geceden gelmeler oldu. İnönü Stadı'nın kapalısında yer ve söz sahibi olabilmek adına mücadeleler verildi. Bir sezonda 20'ye yakın maçta sabahlardık. Deliler Kupası olurdu, Donanma Kupası olurdu, lig olurdu o olurdu, bu olurdu. Ha bire sabahlardık. O zamanlardı derbi. 40 binler yarıya bölünürdü. Kim güçlüyse onun sesi çıkardı. Yiğit başına. Polis kapalıyı jandarmayla beraber tam ortadan bölerdi. 3 adım fazla koltuk için neler yapardık bir bilseniz. Sonra 3 büyük kulüp de kendi statlarında maç yapmaya başlayınca tribün mücadeleleri ve derbiler daha bir salt durumda kaldı. Sonraları tribünlere Avrupalılaşma anlamında ve bağlamında numaralar kondu. Ama yalnızca kondu!!! 80'lerin sonlarına doğru olan bu gelişmeyi hiç kimse sevemedi. Çünkü bu strateji cefakar taraftar profilini siliyordu. Maksat çekirdekçiyi maça çekmekti. Gelenekleriyle görenekleriyle yaşadığımız bu ülkenin her karış toprağında maneviyatçılık yatmaktadır. Sevmenin yalnızca gönülden sevmenin bazı cezalarını biz zaten "modernleşme" adıyla bu dünyaya ödüyoruz. Derken 90'ların başında derbilerdeki o büyük coşkuyu yaratan kitleler, derbiyi derbi yapan denk kuvvet stratejisi ortadan kaldırıldı. Maçlara deplasman seyircisinin gitmemesi bile istendi. Düşünsenize tuttuğunuz takım 70 binlerin, 50 binlerin, 30 binlerin önünde çırılçıplak. Oysa bu süreç zarfında tribün liderleri kimsenin istemediği bir iş yapıyordu. Barış!!! Medya ortamı gerecek haberler bulamayacaktı. Sanal ortamda hayal tacirlerine hep yenik düştük. Taraftarı sindirdiler, derbileri bitirdiler. Ve kendi çıkarları uğruna yanlışa prim tanıdılar. Sülükler vampir oldular. Gelinen nokta şudur ki, 70'lerin sonunda yakaladığımız derbi coşkusu ve taraftar imajı bir şekilde çürütülmek istenmektedir ve çürütülmüştür. "Paralı kulüp, borçsuz kulüp" sloganı altında ülke federasyonlarına baskı yapan UEFA ve FIFA gerçek ve sadık taraftarı bir kenara itmiştir. Paralı taraftarlar locaları ve VIP'leri doldurmuşlardır doldurmasına ama tuttukları takıma manevi desteğin zerresini bile vermemişlerdir. FIFA ve UEFA ülke federasyonları aracılığıyla kulüplere zengin taraftar profili çizmiştir. Yani taraftar maça gelecek, şapka, atkı, forma alacak, kola içip, tost yiyecek, tuvalete girip para ödeyecek. Ve kulübüne para kazandıracak. Zengin taraftarların statlara gelmesi ile futbol tamamen tiyatro vari bir havaya bürünmüştür. Bu bağlamda UEFA tiyatro sahnelerine de el atmalıdır. Bu kadar tiyatro meraklısı ve izleyicisi varken, tiyatrolarımızın iflas eşiğinde olması düşündürücüdür.
zibidikartal Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-12-2006, 00:28   #18
 
zibidikartal - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Nişangahtaki adresler!

21-09-2004


Lez bağlamış, kokuşmuş, kırış kırış bir önlük var bellerinde. Cepleri var önlüğün belli belirsiz. İçi derin, içi dipsiz ve bir o kadar da sevimsiz. Tohum doldurmuşlar ceplerini avuç avuç. Nifak tohumları... Ve serpmekteler, savurmaktalar ağızları salya salya. Ve filiz beklemekteler. Pazar gecesi gördük ki toprak ana kabul etmemiş tohumlarını. Ne sahaya atlayan, ne tribüne zıplayan, ne de tek bir küfür eden var Dolmabahçe sırtlarında. Ne de korner atan bir adamı kulaklarından yukarıya çekip tokatlayan var. Verilen penaltıda bırakın isyanı, homurtu bile yok. Hakkı hakka teslim ettik. Ecel kayıtları yapan hayal tacirleri, korkuya davetiye çıkartanlar ve o canım stada standart dışı diyenler. Şimdi ne diyeceksiniz!.. O şanlı Beşiktaş taraftarından özür diler misiniz ki, köşe gönderinin dibinde, kuytu bir köşede duran o şaşal şişesine gülüp geçer misiniz ki, içeriye nasıl girdiğini anlamadığım ama asla sahaya atılmayan o meşaleleri yazar mısınız ki... Kibrit çöpünü bile cebinde saklayan şanlı Beşiktaş taraftarına "Alnını uzat öpeceğim" der misiniz ki... Demezsiniz... İşinize gelmez. Siz şimdi başka topraklara gitmektesiniz. Verim ararsınız. O janjanlı camın arkasında otururken cadı, yalan hamurunu dağ dağ yoğurur. İşte isyanımız bunadır. Yok mudur bu ülkede kötünün kulağını çeken. Vardır elbet. Sesimiz doğruca dağlaradır. Çünkü umut dağlardadır. Ve bir gün nifak tohumunun denizine düşenler yılana sarılacaklardır. Ama onlara yılandan fayda gelmez. Çünkü yılan da topraktan yanadır
zibidikartal Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-12-2006, 00:29   #19
 
zibidikartal - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Yalan senaryoları

24-09-2004


Malumunuz maç seyretme özürlüyümdür. Nedeni kronikleşmiş bir hastalığın pençesinde olduğum değildir. Tamamı taraftara olan saygım ve sorumluluğumdur. Kaç gol vardır, futbolcular üst üste sevişirken attığımızı anladığım, kaç gol vardır top santradayken yediğimizi anladığım. Göremediğim yüzlerce gol vardır, akşam evde seyrettiğim. Ve yüzlerce gol vardır, "Kim attı!" diye sorduğum. Ama hiçbir maçı hatırlamadığım yoktur. Her maçı aşağı yukarı çözerim. Yalanı da bilirim, yılanı da. İhaneti illaki duymuşumdur, fetbazı da. İhanet sehpasında olması gereken kaç futbolcu bilirim. Hala lalezar içinde dolaşan. Ve yalandan bir dağ olmuşken etrafımız, bir oyuk ararız gerçekleri saklayan. Teselliyi o oyukta buluruz, belki delikanlıyla orada tanışırız ama koskoca dağ dururken?!! Hafızama almam gereken maçlardan biriydi, pazar gecesi oynanan derbi. Hani sahaya niye atlanılmadığı sorgulanan, hani "Bu maçta atlamadılar ama öbür maçta kesin atlamaları lazım" denilen. Hani 32 bin koltuğu var, en az 45 bin kişi içeri aldılar ahkamı kesilen ve Galatasaray galibiyeti kaçırdı, Beşiktaş çok kötü oynadı manşetleri atılan. İşte o maçı seyrediyorum. Saat 00.45 TRT 1'deyim. Aslında maksadım tribünden gelen sesi dinlemek. "Görevimizi yapmış mıyız?" diye işkilleniyorum. Dikkatimi ilk 15 dakika ve 2. yarıdaki penaltı çekiyor. Çünkü bu dakikalarda sarıkırmızılı ekibin 'baskısı, atağı ve atış sinyalleri var' spikerin ağzında. Geri kalan bölümlerde hep siyah-beyazlı futbolcuların hırsı, kazanma arzusu, kaçan 7-8 net gol pozisyonu ve rakibi 70'den sonra, bunaltan, sindiren o muhteşem kondisyonu mevcut. "Allah Allah" diyorum yorumcuları ve yazarları düşünürken, ben başka maçı mı seyrettim ya da onlar başka maçı mı anlattı. Neden sonra düşen köşeli jetonun sesini duyuyorum. Bir kahkaha bir neşe sormayın gitsin. Önce kulağıma eğiliyor ve usulca fısıldıyor. Ne dese beğenirsiniz? "Gecenin 1'inde maç seyredersem böyle olurmuş." Maalesef ekrandaki takımlar Altay ile Kayserispor'muş!!!
zibidikartal Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-12-2006, 00:29   #20
 
zibidikartal - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Bush'la öğle yemeği!

28-09-2004


İsyanın ağır boşluğu vardı kulaklarımda. Sabır taşının çatlayan bölümünde direniş hakimdi kadere. Bütün kurşunları göğsünde taşıyan taraftar, kalbura döndüğünü 7. maçın sonunda anlamıştı. Bir babanın evladına kızdığı zamanki ses tonu hakimdi tribünlere. Ve eve gitmenin imkansız olduğunu ayaklarıma anlatamıyordum. Kanımızdaki asalet şaha kalkmıştı oysa... Tam 92 dakika bağrımıza basmıştık her türlüsünü siyahın. Siyaha verdiğimiz desteği kıskananlar, beyazımıza da laf atıyorlardı sinsice. Aç yırtıcılar gibi en kötü zamanlarda fırsat ticaretine soyunuyorlardı. Doktorlar yemin ederler. Adı Hipokrat'tır. Peki o doktorlar, hakem olursa ne yemini ederler, merakımdır... (Metin Aydoğan) Tekmili birden bütün cesaretli hakemlerin, bizim maçlarda gövde gösterisi yapması düşündürücüdür. Yorumcuların da bu hakemleri gizli gizli desteklemesi eyyamcılıktır. Bir gazetede eski bir hakemin, doktorluktan hakemliğe terfi eden hakem için, "İyi niyetli, gördüğünü çalmaya çalışıyor" demesi bunun katmerli bir ispatıdır. Tayfun'u gören göz Tita'yı görmüyorsa, sorun gözde değil, beyindedir. Acaba o beyin duş alıpta mı maça gelmiştir, yoksa Cem Papila ile bir akşam yemeğine mi çıkmıştır? Bilemem. Ama bildiğim yukarıda bahsettiğim sevgili eski hakemimizin şurupların, pardon grupların bazı taraftar liderlerini yemlediğinden bahsetmiş olmasıdır. İsim istiyoruz beyefendi isiiiim. Kimmiş bu arkadaşlar anlat da bilelim. Ucuz popülizm yapma. Hangi şurup, hangi grup. Şanlı Beşiktaş taraftarlarını ne yerine koyuyorsun da yemden bahsediyorsun!.. Aynı eski hakemimiz, pazar gecesindeki programında Çarşı Grubu'nun futbolcu tayinlerinde Del Bosque'ye baskı yaptığını söylemiş. Helal olsun iyi istihbarat yapmış. Ama Çarşı Grubu olarak, George W. Bush'la bir öğlen yemeği yediğimizi ve Irak savaşını masaya yatırdığımızı atlamış!!! Kör kuyulara olta atıyorsun beyefendi. Sağa sola sataşarak gündemde kalmaya çalışıyorsun. Ve her doksan dakika ses telleri yırtılırcasına bağıran taraftarın emeğine ihanet ediyorsun. "Bu hakeme iyi, bu taraftara kötü" diyen zat-ı muhtereme daha fazla zaman ayırmayacağım. Gelelim beterine... 2-1'lik skor yakalanmışken hangi futbolcuya Del Bosque, lazımdır. Futbolun bir adaleti vardır ve o adaleti futbolcu verir. Çıkarsın oynarsın. Bir yerden sonra teknik direktörün fazla bir etkisi olmaz. Maçı futbolcular kazanır. Cumartesi gecesi sizin antrenörünüz taraftarınızdı. Siz onlara da ihanet ettiniz. Beşiktaş tarihi ile ilgili kitaplar okumanız, Beşiktaş tribünü ile ilgili bilgiler edinmeniz ve o ruhu yakalamanız, futbolculuk kariyerinizle doğrudan bağlantılıdır. Hak edene kadar size de fazla zaman ayırmayacağım. Üstünüzde taşıdığınız forma ve onun arması Türk futbolunun eşsiz ve emsalsiz şanıdır. "Hatırlatayım" dedim.
zibidikartal Ofline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 10:55 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580