Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Eğitim Öğretim > Dersler - Ödevler - Tezler - Konular > Tarih

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 12-02-2007, 17:32   #11
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Girit Cumhuriyetinin yıkılışı Kalerki’nin ölümü ile başlamıştır. Öyleki ayaklanan Giritliler “O, bizim babamızdı. Onu öldürenlerden intikamımızı alacağız.” diye harekete geçtiler.

Giritliler hükümet konağı önünde intikam çığlıkları atarak konağı sarmışlardı. Konağı muhafaza etmekle yükümlü muhafızların açtığı ateş sonucu birçok Giritli öldürülmüştü. Meydanı dolduran halk arasında müthiş bir panik başlamıştı. Öte yandan da otuz kadar Venedik kalyonunun adaya yaklaştığı haberleri üzerine Meclisi basmaya çalışanların dağılmasına sebep oldu. Bu sıralarda da Girit Cumhurbaşkanı, eski Venedik Valisi ile gizlice görüştü ve adayı tekrar Venediklilere bırakacağını bildirdi. Meclis azalarından birinin böyle bir haber alması üzerine milliyetçi azalardan on kişi görevinde kalan Girit Cumhurbaşkanını hançerleyerek öldürdü.

Giritliler, Marko Grodeniko’yu yeni Cumhurbaşkanı seçerek Cumhuriyet idaresini yaşatmaya karar verdiler. Ancak halk çok tedirgin idi. Çünkü bu iç savaş bir çok Giritlinin ölümüne neden olduğu gibi Venediklilerinde Micelio Dominiko komutasında bir donanma Adaya doğru geldiği yolunda idi. Gene kan akacaktı, gene ezeli düşmanlar çarpışacaklardı. Venedik donanması adaya yaklaştığı sıralarda Giritlilerde savaşa hazırlanmıştı. Adaya çıkan Venedik askerlerine karşı Giritliler ani baskınlarla birçok zayiat verdirdikleri gibi ele de birçok esir geçirmişlerdi. Ancak Venedikliler adaya asker çıkarmaktan geri durmadılar ve Girit kuvvetlerini püskürterek, teslim olmaları için üç gün’de mühlet verdiler. Karşı direnişten vazgeçmeleri halinde de genel af ilan edeceklerini bildirdiler.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 12-02-2007, 17:32   #12
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Giritliler, teklifi kabul etmediler ve iki taraf arasında çok şiddetli savaşlar başladı. Venedik ordusu, hem daha kuvvetli, hemde bir ordu halinde savaşıyordu. Dört defa tekrarlanan çatışmadan sonra Venediklilerin beşinci saldırısında Giritliler bozguna uğradı. Neticede, tek çareyi teslim olmakta bulan Giritliler, genel af ilan edilmesi isteği ile grup grup teslim oldular ve 1362 yılında ilan edilen Girit Cumhuriyeti 11 ay kadar süren bir devreden sonra son bulmuştur.













I. BÖLÜM

A) OSMANLI DÖNEMİNDE GİRİT
1.Girit’in Fethi Ve Önemi

Giritliler ile Venedikliler arasında 440 yıldan beri süren ezeli düşmanlık ve bir türlü bitmek bilmeyen Venedik Ceneviz rekabetinden dolayı Ada da kargaşa, katliam, eza ve cefalar halkın sürekli isyan etmesine neden oluyordu.

Halk bir kurtuluş yolu veya bir mucize beklentisi içinde yaşamını sürdürmeye çalışırken, Türk akınlarının adaya doğru başlamasıyla Giritliler ırk, dil ve din ayrımı gözetmeyen Müslüman Türk adaletinden söz etmeye başlamıştır. Çünkü Giritliler Kıbrıs’ı Feth eden Türklere karşı takviye kuvvet olarak savaştırılmış ve esir düşen Giritli askerlere hiçbir cefa yapılmadan memleketlerine geri götürülmüştü. Artık beklenen bir mucizenin ışıkları Türk akınlarıyla görünmeye başlanmıştır.

Girit adasına ilk Türk akınları Aydın Oğulları Beyliğinden Umur Bey 300 gemi ile başlatmıştı. Umur Beyden sonra 1469’da Girit çeşitli istikametlerde yapılan Osmanlı hücumlarına maruz kaldı. Akdeniz’i bir Türk gölü haline getirmek isteyen korkulu Armada Barbaros Hayrettin Paşa’nın 1538’de Girit sahillerini kontrolü altına almasıyla en fazla zarar gören yer oldu.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 12-02-2007, 17:32   #13
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

1567 Yılında II.Selim’in tahta çıkması ile Kıbrıs adası fethi sırasında Girit’e akında bulunuldu ve Suda kalesine bir gece baskını düzenlendi. Bu saldırılar sırasında Hanya Kalesi’de çok zarar gördü ve Cezayir’den gelen bir Osmanlı donanması Resmo yöresini yakıp yıktı.

IV.Murat döneminde Osmanlı Devleti,Venedik Devletiyle Sulh halindeyken Cezayir ve Tunus korsanları Girit’i basıp, Avlonya’ya sığındıkları zaman Venedikliler, anlaşmayı hiçe sayarak Avlonya’yı talan etmişler, kaleyi ve kale içindeki camiyi yıkmışlardı. Bu hareket Girit’in feth edilmesi konusunda ilk sebeplerden birini teşkil etmiştir.
Sultan İbrahim’in hükümdarlığı döneminde ortaya çıkan Sümbül Ağa meselesi ise, Girit adasının feth edilmesinden en önemli sebep olmuş ve Osmanlı Devletini harekete geçirmişti. Olayın gelişimi ise; saray içinde mutlak amir olan, astığı astık, kestiği kestik Kızlar Ağası Sümbül Ağa padişahın tek itimat ettiği biri idi. Ancak Sümbül Ağa’nın çok aşırı açgözlülüğünden dolayı padişahın gözünden düştü. Ağa Padişaha yalvararak kendisini affetmesini ve izin verir ise, ömrünün son yıllarını Mısır’da geçirmek istediğini bildirdi. Sultan İbrahim büyük hizmetlerini gördüğü Sümbül Ağanın gitmesine izin ve müsaade verdi. Hazırlıklarını tamamlayan Sümbül Ağanın serveti Mısır eyaletinin beş yıllık vergisine muadildi. Sümbül Ağa hiç zaman kaybetmeden İstanbul Limanında anlaştığı İbrahim Çelebi’ nin iki katlı kalyonuna 50 kadar güzel cariye, birçok köle, Arap atı, silahlı muhafız ve sandık sandık altın almıştı. Bundan başka Mekke Kadısı ile bir takım hacılarda yanında bulunuyordu. Sümbül Ağa ne olur ne olmaz deyip kellesinin gideceği korkusu ile İstanbul’dan bir an evvel ayrılmak istediğinden dolayı kalyonuna dört toptan fazla koydurmamıştı.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 12-02-2007, 17:32   #14
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Sümbül Ağa’ nın kalyonu Girit önlerine geldiğinde pusuya yatmış olan Malta korsanları tarafından saldırıya uğraması ve gasp edilen eşyanın Girit’te satılmasıyla hadise İstanbul’da bomba tesiri yaptı. Böylece çeyrek asır devam edecek olan Osmanlı, Venedik savaşı ve Girit’in fethi başlamış oldu.

Girit adasının Osmanlı Devleti için önemi ise, üç kıtanın birleşiminde olması, Kuzey Afrika’nın kıyı şeridindeki Müslüman devletlerin “Trablus, Tunus ve Cezayir” deniz yolu üzerinde önemli bir stratejik noktadaki konumuyla bir serhat adası özelliğinde bulunması ve Avrupa’dan Osmanlı devletine karşı yapılacak saldırılarda ileri karakol görevini taşımaktadır. Bundan başka o dönemde Akdeniz’e Atlas Okyanusundan tek geçiş kapısı olan Cebeli Tarık Boğazına kontrolünü üstlenmesi ve Akdeniz ticaret yolunun önemli stratejik bölgesinde bulunmasıdır. Osmanlı devleti daha Fatih Sultan Mehmet döneminden beri Girit adasının gerek stratejik konumundan gerekse bir korsan yatağı olmasından dolayı fethi düşünülmektedir. Ancak dönemin ve zamanın gerekleri doğrultusundan dolayı Girit adasının fethi Sultan İbrahim dönemine nasip olmuştur.
Sümbül Ağa olayı Padişahı ilgilendiriyordu. Zira bir Osmanlı kalyonu batırılmıştı.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 12-02-2007, 17:32   #15
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Öte yandan Semin Mehmet Paşa Girit seferine karşı idi. Çünkü devletin başına büyük gaileler çıkacağını ileri sürmekteydi. Ona göre Girit kolay feth edilecek bir ada değildi.

Kaptan-ı Derya Yusuf Paşa Sultan İbrahim’in çok itimat ettiği Cinci hocayı da kendi tarafına çekerek, padişahtan Fermanı çıkardılar ve Girit seferi böylelikle başlamış oldu. Yusuf Paşa aslen Dalmaçyalı idi. Köle olarak alınmış ve Kaptan-ı Deryalığa kadar yükselmişti. Asıl adı Joseph Moskoviteh idi.

Girit seferi çok gizli tutuluyordu. Padişah sadrazam, Cinci hoca ve Yusuf Paşa’dan başkası bilmiyordu. Ancak İstanbul’daki Venedik elçisi durumdan şüphelenmiş hükümetine durumu bildirmişti. Venedikliler her ihtimale karşın Girit’e 23 parça kadırga göndermişlerdi.

Türk donanması 106 harp gemisi, 300 Karamürsel denilen nakliye gemisinden ibaret olup, kara ve deniz askerlerinin sayısıda 50,80 bir rivayete görede 101.bin kişi idi.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 12-02-2007, 17:32   #16
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

21 Haziran 1645’te Osmanlı donanması Navarinden ayrıldıktan sonra Başkomutan Kaptan-ı Derya Yusuf Paşa bütün komutanları etrafında topladıktan sonra padişahın fermanını çıkarıp okudu. “Girit’i fethe gidiyoruz...” dedi. O zamana kadar herkes Malta adasının fethine gidildiğini sanıyordu. Böylece 24 yıl, 4 ay, 16 gün süren savaş başladı. Osmanlı donanması Girit sahilleri yakınındaki küçük bir adadaki Venedik kalesini kan dökmeden geceleyin işgal etti.

Osmanlı donanması sabahleyin bölgedeki ikinci Venedik kalesinin fethine girişti. Ancak Venedikliler çok şiddetli mukavemet ettikleri gibi Türk kuvvetlerine de göz açtırmıyorlardı.

Türk kuvvetlerinin komutanı Amasyalı Ahmet Paşa hücumdan önce Türk sancağının kale burçlarında görmek istediğini Türk askerine emretmesi ile her iki taraf arasında şiddetli çarpışmalar cereyan etti. Çatışmanın en kızıştığı bir anda, kale burçlarında Venedik komutanı Biagio Gioliani’nin emri ile teslim bayrağı çekildi. Bunun üzerine Türk ateşi derhal kesildi ve kalenin teslim için müzakerelere geçildi.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 12-02-2007, 17:33   #17
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Bu amaçla kale burçlarının yanına bazı kumandanlarla bir miktar askerin varmasından sonra devir teslim için muamelenin başlayacağı bir anda müthiş bir patlama ile beşyüz kadar Levent’in parçalanmasına ve ölmesine sebep oldu. Bu hadise ise, Venedik komutanının bir hilesinden başka bir şey değildi.

Bu olay Türk askerleri arasında müthiş bir azim ve hırs yapmasına neden oldu ve intikam almak için derhal kaleye saldırdılar. Lağımcıların büyük gayretleri ile patlatılan delikten geçen Türk askerleri bütün Venedik kale muhafızlarını kılıçtan geçirip öldürdükten sonra Venedik kale komutanını yakaladılar ve ölen beşyüz Leventin intikamını feci şekilde aldılar. Yapılan bu mücadelenin sonucunda Venediklilerin çok çetin savaşlar verecekleri ve ne pahasına olursa olsun Girit’i teslim etmeyeceklerdi.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 12-02-2007, 17:33   #18
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

a. Hanya’nın Fethi


Türk ordusu yapmış olduğu mücadeleler sonucunda Girit’te bazı kaleleri işgal etmiş ve yeni büyük başarılar kazanmak için 1645 yılının sonbaharında Hanya’ya çıkmış ve tepeleri işgal etmeyi başarmıştı. Bu bölgelerdeki köylüler kendi hallerinde hatta eğlence içinde idiler. Türklere karşı kesinlikle gelmiyor daha çok sevinç içindeydiler. Çünkü bunlar yerli halk idi ve Venediklilerden çok çekmişler ve artık Türklerin sonsuz adaletine ve koruyuculuğuna inanıyorlardı.


Türk ordusu artık tedbiri elden bırakmıyor, Venediklilerin bir oyununa ve hilesine düşmemek için Hanya Ovasında esir edilenleri vakit kaybetmeden Başkomutanlık karargahına gönderiyorlardı. Özellikle Yusuf Paşa burada yapmış olduğu savaşlarda Türk adaletinin bir temsilcisi gibi de halka iyi muamele etmekteydi. Örneğin Hanya Ovasındaki köyler yağma edilmiş, fakat kimse kılıçtan geçirilmemiştir. Halbuki o devirlerde kan’a kan alınırdı. Başkomutan Yusuf Paşa, Girit köylülerinin Türk askerlerine karşı koymadan teslim olduklarını öğrenince görevleri başında bulunan komutanlara yerli halka fazla kötü muamele yapılmaması ve bu halkın savaş esiri olmadığını özellikle belirtmiştir.

Venediklilerin Hanya komutanı Novagiero, Türk ordusunun yapmış olduğu tüm saldırılarını geri püskürtüyordu. Bu çetin geçen mücadelelerden birinde Yusuf Paşa askerini savaşa daha iyi motive etmek amacıyla askerlerin arasına girdiği bir sırada kaleden atılan bir top güllesi yere düşmüş ve Rumeli sipahilerinden beş eri şehit ettiği bir sırada çok yakınında bulunan Yusuf Paşanın üstü şehit kanı ile bulanmış olduğundan paşanın şehit olduğu düşüncesi ile askerler arasında panik oluşmuş ve Türk askerlerinin geri çekilmesini yine Yusuf Paşa ölmediğini sadece üstündekilerin şehit kanı olduğunu ve zaferin Türk ordusunda olacağını haykırmasıyla durdurmuştu. Bu olay Türk askerlerine yeni bir cesaret kaynağı olmuştu. Bu sıralarda Suda limanında bulunan ve Venedik gemilerinden çıkan bin kadar asker Türk ordusuna karşı hücuma geçti. Dukakin Ali Bey, 300 serdengeçti ile bu bin kişinin üzerine yürümesiyle ön safta bulunan Venediklileri kılıçtan geçirdi. Buna rağmen Venedikliler çok cesur savaşıyorlardı. Ancak Türk Ordusu da ne pahasına olursa olsun yılmıyor ve Hanya’yı teslim almak istiyordu.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 12-02-2007, 17:33   #19
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Türkler, Venedik kalelerine yaklaşmak için yer altından tüneller kazmaktaydı. Venediklilerde Türk ordusunu gafil avlamak amacıyla aynı yolu seçmişti. Bir gün iki taraf bu tünellerde karşılaşmıştılar ve zafer Türklerde kaldı.

Hanya’nın muhasarası tam 54 gün sürmüş, alay beyi Mustafa Bey, Alaca Hisar Beyi Mahmut Bey, Serdengeçti Ağası Yusuf Ağa, Yeniçeri Serdengeçti Ağası Deli Kurt, Köstendil Beyi Kaya Bey gibi kahramanlar şehit düşmüşler, Yanya mirlivası Arslan Paşa ve daha pek çok komutan yaralanmıştı. Venedikliler hala sarsılmadan karşı duruyorlardı. Bütün askerler ve komutanlar muhasaradan vazgeçileceği düşüncesindeydi. Bunu önceden sezen başkomutan Yusuf Paşa bütün komutanları bir hendek içinde topladıktan sonra onlara, göstermiş oldukları yiğitlik ve kahramanlıklarından dolayı teşekkür etti ve onlardan son kez top yekün hücum yapmalarını istedi. Ayrıca Hanya’nın daha fazla dayanacak gücü kalmadığını zaferin kendilerinde kalacağını komutanlarına inandırmayı başardı.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 12-02-2007, 17:33   #20
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

19 Ağustos Cumartesi günü başkomutanlık karargahında hücum hazırlıkları devam ederken, Hanya kalesinde beyaz bayrak dalgalanmaya başlamıştı. Tam 54 gün teslim olmamak için geceli gündüzlü çarpışan Hanya kalesindeki Venedikliler çok zahiyyat vermişler, son ümitleri de yok olduktan sonra teslim olmak mecburiyetinde kalmışlardı.

Venedikliler kale burçlarına beyaz bayrağı çektikten sonra ihtiyar bir Venedikli elçiyi Türk ordusuna göndermişlerdi. İhtiyar, Rumeli Beyler Beyi Hasan Paşadan canlarına dokunulmaması için "aman” verdiğiniz takdirde hiçbir karşı direniş gösterilmeden teslim olacaklarını paşaya bildirdi. Paşa da: “Teslim olanlar, bize emanettir. Emanetlerin mal ve canları emniyette olur."”dedi.

İhtiyar Venedikli diz çöküp, Hasan Paşanın eteklerinden öptükten sonra yanında iki Türk subayı ile geri döndü. Fethin ikinci gününde, iki sıra olmuş Türk askerlerinin önünden çoluk çocuklarıyla geçen Venedikliler, kendilerini Kandiye Kalesine götürecek Türk kadırgalarına biniyorlardı. Öte yandan baş komutan silahtar Yusuf Paşa, Giritli halka din ve mezhep ayrımı gözetmeden kendi evlerinde ve işlerinin başında yaşayabileceklerini bildirmişti. Giritlilerde Türk idaresinin bu davranışı karşısında oldukça memnun olmuşlar ve “kurtulduk bu canavar
Venediklilerden!” diye bağırıyorlardı.
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 10:53 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580