![]() | |
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
|
![]() | #24 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| İsimlerde Beşiktaş Beşiktaş tarih boyunca birçok adla anılmıştır. Bunun temel nedeni Osmanlı dönemine kadar sürekli bir yerleşim yeri kimliği kazanamamasıdır. Dolayısıyla zaman içinde çeşitli olaylara, buradaki önemli yapılara ya da anıtlara göre adlar almıştır. Tarihin söylenceyle karıştığı ilkçağdan kalan adı İasonion'dur. MS 2-3. yy'da kaleme alındığı sanılan Anaplus Bosporu (Boğaziçi'ne Yolculuk) adlı kitapta geçen söylenceye göre "altın post"u aramak amacıyla Teselya kıyılarından Karadeniz'e yelken açan Argonotlar İstanbul Boğazı'nda karaya ayak bastıkları ilk yere önderleri İason'un adını vermişlerdir. İasonion denilen yerin bugünkü Dolmabahçe Sarayı'nın kapladığı alan olduğu sanılıyor. Yakın zamana kadar Çırağan tarafının ilkçağdaki adı olduğu kabul edilen Rodion Periboloi'nin (Rodion Köprüsü) de 19. yy'ın ikinci yarısında ortadan kalkmış olan ve yaklaşık olarak bugünkü Spor Caddesi'nin başında yer alan Beşiktaş Dairesi üstündeki köprü ile ilgili olduğu ileri sürülebilir. Bu durumda Ortaköy'ün eski adı olarak kabul edilen Arheion'un da daha güneyi muhtemelen Beşiktaş'ı nitelediği savunulabilir. Erken Bizans döneminde Sergion ve Antakya'nın bir yazlığına benzediğinden Daphne (Defne) olarak da anıldığı bilinen Beşiktaş I. Leon döneminde (457-474) burada yaptırılan Ayios Mamas Sarayı'ndan ötürü bu adla anılmaya başlandı. Muhtemelen burada daha önce aynı azize adanmış bir kiliseden ötürü saraya bu ad verilmişti. 10. yy'a kadar Ayios Mauası adını taşıyan Beşiktaş geç Bizans kaynaklarında Zeukta Kionia (İkiz Sütun) ve yaygın olarak da Diplokionion (Çifte Sütunlar) olarak geçer. Bizans yönetiminin İstanbul'u sürekli yağma tehdidi altında bulunduran Rus ve Bulgar akıncılarına karşı kazanılan zaferin simgesi olarak diktirildiği belirtilen bu sütunların Ayios Mamas Sarayı'nın ya da 5. yy'da İmparator Zenon tarafından yıktırılan Zeus Tapınağı'nın kalıntılarından olabileceği ileri sürülmüştür. Fetihten 30 yıl kadar önce İstanbul'a gelen İtalyan gezgin Cristoforo Buondelmonti'nin çizdiği kent tasvirlerinden birinde de görülen bu sütunların yeri ta olarak tespit edilememiştir.4 Osmanlı döneminde de ayakta duran sütunlar "Küçük Kıyamet" olarak bilinen I509'daki büyük depremde yıkılmış, Fransız gezgin Petrus Gyllius (Pierre Gilles) (14901565 ) kalan parçaların Barbaros Hayreddin Paşa'nın türbesinin temellerinde kullanıldığını yazmıştır.Beşiktaş'ın Osmanlı öncesi dönemdeki adına ilişkin en ilginç kayıt Evliya Çelebi'nin Seyahatname adlı ünlü eserinde yer alır. Onun anlatımıyla "zamanı kadimde bu şehir kefere destinde (elinde) iken ismine Konapetro derlerdi, yani taş beşik demektir." Bugüne kadar bu savı doğrulayacak bir bilgiye rastlanmamıştır. Ancak burada beşik biçiminde lâhitlerin bulunabileceği de gözden uzak tutulmamalıdır. Son olarak Türklerce verilen adın yani Beşiktaş'ın kökeni üstünde duralım. Beşiktaş'ın eski ve yeni sâkinleri arasında yaygın olan ve yazılı kaynaklara da geçmiş bulunan teze göre Beşiktaş adının aslı Beştaş'dır. Bu da Barbaros Hayreddin Paşa'nın gemilerini bağlamak için kıyıya diktirdiği beş taş sütundan gelir. Beştaş adı zamanla Beşiktaş'a dönüşmüştür. Halk etimolojisinin güzel bir örneği olarak niteleyebileceğimiz bu görüş Beşiktaş adının denizle ilgisini göstermesi bakımından dikkate değerdir. Beşiktaş'ın adına ilişkin en ciddi incelemeyi yapan Prof. Cavid Baysun ise eski kaynaklarda bu adın "Beşiktaşı" biçiminde geçtiğine dikkati çekerek Topkapısı'nın Topkapı'ya dönüşmesi gibi Beşiktaş'ının da halk ağzında Beşiktaş'a dönüştüğünü savlar. Ayrıca "beşik" sözcüğü üzerinde de durur ve sözcüğün aynı zamanda bir denizcilik terimi olarak "kızak üstüne kurulan yatak" anlamına geldiğini belirtir. Beşiktaş kıyısında böyle taş gemi beşiklerinin bulunması olasılığının yüksek olduğunu ekleyerek Beşiktaş adını bu olguya bağlar. | ||
![]() |
![]() |
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
![]() | ![]() |