Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Eğitim Öğretim > Dersler - Ödevler - Tezler - Konular > Bæsın Yayın

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 07-02-2007, 09:41   #1
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Basın Özgürlüğü ve Sorumluluğu

1. BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ VE BASININ SORUMLULUĞU

1. 1. Basın Özgürlüğü ve İletişim Hakkı

1. 1. 1. Basın Özgürlüğü

Demokrat rejimlerde kişi özgürlüğü, iletişim özgürlüğü ve serbest Pazar ekonomisi vazgeçilmez temel unsurlardır. Basın özgürlüğünün sınırı, kişi özgürlüğünün sınırıdır. Basın özgürlüğü, kişi özgürlüğünün sınırlarına tecavüz edemez. Çoğu ülkenin anayasalarında iletişim özgürlüğüne yer verilmiştir. "Ancak" ile başlayan bir takım kısıtlamalar da eksik değildir.
Çoğulcu, katılımcı, özgürlükçü, demokratik sistem ve hukuk devletinin gereklerine uygun olarak, basının da özgür olması çok doğaldır. Tüm iletişim araçları gibi, basının da haber ve bilgi dolaşımı gerçekleştirme niteliğiyle, halkın bilgilenmesini sağlayan önemli bir araç olduğu kesindir. Çağdaş demokratik anlayış da bunu gerektirmekte, bununla anlam kazanmaktadır. Basın, kamuoyunun oluşturulmasında önemli bir görev üstlenmiştir. Demokratik sistemin sağlıklı biçimde işleyebilmesinin temel koşullarından biri de basın özgürlüğünün tam ve çağdaş anlamda gerçekleştirilmesidir.[1]
Özgür basın, ifade özgürlüğünün merkezinde yer alır. ABD Anayasasının birinci maddesi "Kongre ifade özgürlüğünü ya da basın özgürlüğünü kısıtlama altına alacak hiçbir yazı çıkaramaz" demektedir.[2]
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. maddesi şöyle düzenlenmiştir:
- Herkes ifade hakkına sahiptir. Bu hak, kamu makamlarının müsaadesi olmaksızın ve ulusal sınırlara bakılmaksızın, bir görüşe sahip olma, haber ve düşünceleri elde etme ve bunları ulaştırma özgürlüğünü içerir.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 07-02-2007, 09:41   #2
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

- Bu özgürlükler kullanılırken ödev ve sorumluluk içinde hareket edilmesi gerektiğinden, ulusal güvenlik, ülke bütünlüğü ya da kamu güvenliği, genel sağlık ve ahlakın korunması, şeref ve hakların korunması amacıyla hukukun ön gördüğü yasak ve yaptırımlara tabi tutulabilir.[1]
Herkes, haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır. Kanunun açıkça gösterdiği hallerde, usulüne göre verilmiş hakim kararı olmadıkça, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınan merciinin emri bulunmadıkça; haberleşme engellenemez ve gizliliğine dokunulamaz. İstisnaların uygulanacağı kamu kurum ve kuruluşları kanunla belirtilir.[2]
Basın Meslek İlkeleri'nin önsözünde şöyle denmekte:
İletişim Özgürlüğünü, ülkemizde insanca yaşamanın, saydam bir yönetime kavuşmanın ve demokratik sistemin temel koşulu sayan biz gazeteciler; kanun koyucunun ve öteki kurum ve kişilerin iletişim özgürlüğünü kısıtlamalarına her zaman ve her yerde karşı çıkacağız.[3]

1. 1. 2. İletişim Hakkı

İletişim, toplumsal bir olay ve gereksinimdir. İletişim olmasa toplumsal hayatın
sürmesi imkansızlaşır. Fakat gazete sahibi, editörü ve yazarlarının bu hakkı, kişisel yararları için kullanmamaları gerekir.
İletişim hakkı, bireyin vazgeçilmez haklarından biri olarak kabul edilmektedir. İletişim hakkının kullanılmasında, karşılıklı yükümlülükler ve zorunluluklar bulunduğu gibi saygı ve hoşgörü ilkeleri de yer almaktadır. İletişim haklarının kullanılmasında ayrıca toplumsal, kültürel ve ekonomik etmenlerin yanı sıra, yöresel özellikler de göz önünde bulundurulmalıdır.[4]
  Alıntı ile Cevapla
Alt 07-02-2007, 09:41   #3
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Bazı demokratik toplumlarda iletişim yoluyla bilgiye ulaşma, genelde bir hak olarak düşünülür. Bilgi edinmenin yalnızca bir hak değil, bir gereksinim olduğu gözden kaçar. Bilgi olmadan birey kendini toplumun bir parçası olarak hissedemez.[1]

1. 2. Basının Sorumluluğu

Basının Hakları olduğu gibi sorumlulukları ve uyması gereken bazı ahlaki kuralları da vardır. Basın; dürüst, tarafsız olmalı, kamu yararı gözetmeli, kişilik haklarına ve özel yaşama saygılı olmalı, kişisel çıkar düşünmemelidir.
İletişim özgürlüğünün kullanılmaya başlandığı noktada bu özgürlüğü kullanım sorumluluğu başlar. Özgürlük ve sorumluluk dünyaya yapışık gelmiş ve aynı organları ortak kullanan ikiz kardeş gibidirler. Bu yapışık ikiz kardeşler birlikte yaşamak için dünyaya gelmişler. Bu ikizler, en ehil cerrahlar tarafından bile birbirinden ayrılmak istendiğinde büyük bir olasılıkla ikisinin de yaşama olanakları kaybolur. Özgürlük ve sorumluluk, bütünün olmazsa olmaz iki temel unsurudur.[2]
1926 yılında Profesyonel Gazeteciler Cemiyetinin çıkardığı Sigma Delta CHİ Ahlak Yasası, gazetecilerin görev ve sorumluluklarını şöyle açıklamaktadır: Kamunun, kendisini ilgilendiren önemli olaylardan haberdar olma hakkı, kitle iletişim araçlarının görevlerini biçimlemektedir. Haber dağılımı ve kamuoyunun aydınlatılması, genel fayda ve yarara hizmet eder. Kamuoyu temsilen yürüttükleri bu görevi suistimal eden gazeteciler kendilerine gösterilen güveni kötüye kullanmış olurlar.
Kitle iletişim araçları, kamuyla ilgili tartışma ve bilgileri, anayasal haber alma, iletme görev ve hakları çerçevesinde yerine getirir. Kamunun aydınlatılmasının, adaletin yerine gelmesinde katkıda bulunacağına ve anayasal görevimizin gereği, kamunun gerçeği bilme hakkı çerçevesinde aramak olduğuna inanıyoruz. Bu sorumluluklar gazetecinin görevlerini zeka, açıklık, kesinlik ve adaletle yerine getirmelerini zorunlu kılar.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 07-02-2007, 09:42   #4
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Armağan, iyilik, bedava seyahat, özel uygulama ve ayrıcalıklar gazetecilerle, işverenler arasındaki bütünlüğe zarar verebilir. Değerli hiçbir şey kabul edilmemelidir.
İkinci bir iş, politik yan tutmaktan, gazeteciler ve işverenlerin bütünlüğünü zedelemesi halinde uzak durulmalıdır.
Özel kaynaklardan elde edilen bilgiler doğrulanmaksızın ya da haber değeri, taşımadıkları halde yayınlanmamalıdır.
Gazeteciler, engellere rağmen kamu yararına hizmeti dokunacak haberleri araştıracaklardır.
Gazeteciler bilgi edindikleri özel kaynakların gizliliğinin korunmasına saygı gösterirler.

1. 2. 1. Kamu Yararı

3984 Sayılı kanunun 4. maddesi iletişim özgürlüğünü halk adına kullananların öncelikle ve özellikle, eylemlerini "Kamu hizmet anlayışı" ile hazırlamalarını ve kamu yararı gözetmelerini zorunlu kılmıştır.
Haberi oluşturan en temel unsur kamu yararıdır. Haberin hazırlanmasında ve sunulmasında halkın haber alma ve bilgi edinme hakkına meşruiyet kazandıran "kamu yararı" gözetilmemiş, bunun yerine ticari kaygılar ve subjektif ve konjonktürel etkiler ön plana çıkmışsa; haberin temel öğesi olan "kamu yararı" yok sayılmış demektir. Dolayısıyla bu anlayışla hazırlanan haber, program bireyi ve toplumu gözetmeyen ve odağında kamu hizmet anlayışı ve kamu yararı olmayan ve 3984 sayılı kanunun ruhuna aykırı bir uygulamadır.[1]
Habere konu olan bazı olaylarda, kişilik haklarına saldırıda bulunulmuş olsa dahi, kişinin hakları feda edilebilir. Yani kamu yararı, kişilik haklarından daha üstün tutulabilir. Bu seçim açısından en önemli koşul, haberin verilmesinde bir kamu yararı bulunmasında kamu yararı yoksa, gazeteci için "haber verme hakkından söz edilemez."[2]
  Alıntı ile Cevapla
Alt 07-02-2007, 09:42   #5
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Haber, kamunun ilgisini çekecek nitelik taşımalıdır. Bilinmesinde kamu yararı olmayan bir haber, kamunun ilgisini ya da merakını çekse bile haber verme hakkının koşulu sayılmayabilir.[1]

1. 2. 2 Basının Tarafsızlığı

Bireyin toplumsal yapısı ve düşüncesi tarafsız değildir. Bireyin, kendine sunulan öneriler, bir konu ya da ulaştırılan bir mesaj hakkında daha önceden az çok olumlu ya da olumsuz bir fikri vardır. Kant'a göre de, rasyonel sayılan günümüz insanı, aklının söylediğinin yanı sıra, duygular, tutkular, arzular gibi başka faktörlerden de etkilenir.[2]
Haber izlemek, seçmek, araştırmak, düzeltmek, yazmak ve de yayımlamak, özetle haber üretimi, bir eylem dizisidir. Birey gerçekleştirdiği her eyleme kişiliğini koyar. Kişilik, öncelikle genlerin, daha sonra ailenin, yakın çevrenin, eğitim kurumlarının, iş ortamlarının, yaşanılan yörenin, coğrafi konumun, ülkenin, kıtanın, iklimin, uzak çevrenin, manevi değerlerin, inançların, dinin, toplumsal ilişkilerin etkisiyle oluşur.[3]
Gazeteci, haber yazan, yazı yazan, araştıran, fotoğraf çeken, karikatür çizen, sayfaları düzenleyen kişidir. Hiç kimse, gazetecinin tarafsız olduğunu iddia edemez. Nasıl herkesin bir görüşü varsa, gazetecinin de görüşü vardır. Ancak haberlerini tarafsız yazmak zorundadır. Ancak köşesi olan ve orada yazı yazan bir gazeteci, ister istemez taraftır. En önemlisi, bu taraf olma olayının arkasında, kişisel çıkar bulunup bulunmadığıdır. Bunun da ötesinde, gazetecilik ahlakına ve kişisel ahlaka ters düşen şeyler yapıp yapmadığıdır.[4]
  Alıntı ile Cevapla
Alt 07-02-2007, 09:42   #6
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Haber üretiminin her aşamasında; önyargılı davranmamak, olayın gerçek olduğunu belgelemek, olaya duygu karıştırmamak, olaya politik ya da ekonomik görüşleri katmamak, olguları saptırmamak, olayları küçültmemek, olguları abartmamak, özel bir amaca hizmet etmemek, yorum yapmamak gibi ilkeler göz ardı edilmemelidir.[1]
Devlet tarafından güdülmeyen, sansüre tabi tutulmayan kitle iletişim araçları, özgürlükçü demokrasinin temel öğelerinden biridir. Ancak, devletler, bazı kuruluş ve kişilerden doğrudan, bazen de dolaylı biçimde maddi destek alan kitle iletişim araçlarının tarafsızlığından, bağımsızlığından dolayısıyla demokrasiye katkılarından söz edilemez.[2]

1. 2. 3. Basının Kişilik Hakları ve Özel Yaşama Saygısı

Kişilik hakları, kişiye bağlı haklardan olduğundan, başkasına devredilemez. Bu haklardan kural olarak vazgeçilemez. Kişilik haklarını, kişinin toplum içindeki saygınlığını ve kişiliğini, serbestçe geliştirilmesini sağlayan öğelerin tümü üzerindeki hakları olarak tanımlamak mümkündür. Kişinin onur ve saygınlığını, toplum içinde ortadan kaldıran ya da zedeleyen tüm saldırılar "kişilik hakkına" saldırı olarak kabul edilir.[3]
Özel yaşam, kişinin gizli tutmakta doğrudan doğruya kendisini ilgilendiren ve kişisel çıkarı bulunan konulardır. Özel yaşamın ihlali ise, kişinin belirlenen nitelikteki yaşamının gizlilik niteliğinin ortadan kaldırılması ya da ona müdahale edilmesidir. Korunan özel yaşam, herkes tarafından bilinmeyen bir yaşamdır. Özel araştırma ve bilgi edinmeyle sağlanan, kişiye ait özelliklerin öğrenilmesi, 'özel yaşam'dır. Kişinin yaşam çevresi üçe ayrılır:
1- Kişinin ortak yaşam alanı: Kişi tüm topluma açıktır. Toplumsal ilişkiler içinde yaşamını sürdürür. Gizli yönü yoktur. Bu alanla ilgili açıklamaların hiçbiri hukuka aykırı nitelik taşımaz.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 07-02-2007, 09:43   #7
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

1- Kişinin özel yaşamı: O kişinin sadece çevresi tarafından bilinen yaşamıdır. Bu yaşam, belirli bir nedenle birlikte bulunmaktan doğan olanakların sonucu öğrenilebilen yaşamdır.
2- Kişinin gizli yaşamı: Kişinin sadece kendisi için saklı tuttuğu, başkalarından gizlediği yaşam alanıdır. Ancak o kişinin iznine bağlı olarak öğrenilmesi hakkı vardır. Özel yaşam sır niteliğindedir. Özel yaşamın gizliliğini ihlal eden fiiller, hukuka aykırı nitelik taşır.[1]
Özel yaşamla ilgili bilgilerin, sır sahibinin rızası olmaksızın, hukuka aykırı yollarla elde edilmesi durumunda, yapılacak yayın fiilinin de hukuka aykırı olacağı genellikle kabul edilir.[2]

1. 2. 4. Basının Dürüstlüğü

Zaman zaman bazı basın ve basın mensupları kişisel menfaatleri için basın ahlak kurallarına ve dürüstlüğe aykırı tutumlar içine girmişlerdir. Times gazetesi bile kuruluş yıllarında kişi ve kuruluşlar hakkında yanlış ve kasıtlı haberler yazmış. Bu kişi ve kuruluşlar tekzip haklarını kullanmak istediklerinde onlardan tekzibi gazeteye koymak için para talep edilmiştir. Fakat daha sonraları Times, bu yanlış tutumundan vazgeçmiş ve bugünkü saygınlığını kazanmıştır. Gazeteci, mesleğini kullanarak bir kurum ve kişiden maddi kazanç sağlayamaz. Doğruluğuna emin olmadığı haberi gazeteye koymaz. Haberi en az iki kaynaktan doğrulatarak yazar. Gazete, haberlerde yansız ve dürüst olmalıdır.

1. 3. Basında Özdenetim

Dünyada ve ülkemizde siyasi otorite, basına bazı olanak ve ayrıcalıklar tanıdığı gibi ağır veya hafif cezai yaptırımlar da koyabilmektedir.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 07-02-2007, 09:43   #8
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Basın mensupları, bu olanak ve ayrıcalıkların kalkmasını önlemek, cezai yaptırımların kalkmasını en azından hafifletilmesini sağlamak, okuyucuyu bazı yanlış haberlerden koruyabilmek, kendi aralarına karışan bazı kötü niyetli ve dürüst olmayan gazetecileri disiplin altına almak maksadıyla bir kendi kendini denetim mekanizması düşünmüşlerdir.
Gazeteler, kendi özdenetim sistemini kurarak, devletin basına karışmasını önlemek, meslek ahlakını korumak ve basına saygınlık kazandırmak istemişlerdir. Bu maksatla "Basın Şeref Divanı", "Basın Konseyi" gibi gönüllü kuruluşlar düşünülmüştür.
Bu kurumların oluşmasında temel kaynak, 1948 yılında Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen "İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi" olmuştur. Bu beyannamelerde kişi haklarına saygı, kamu düzeninin korunması esas alınmıştır. Daha sonraları Unesco tarafından basın ahlak ilkeleri yönünde yeni kurallar ortaya konmuştur.
Dünyada ilk Basın Ahlak Yasası, Birinci Pan Amerikan Basın Konferası'nda kabul edilmiştir. Gerek bu konferansta kabul edilen gerekse Unesco tarafından ortaya konan ilkeler birbiriyle benzerlik taşır.
Bu kurallardan bazıları; dürüstlük, objektiflik, haberlerin doğruluğunu araştırmak, olayları kışkırtmamak, olayları gizlememek, düşünce özgürlüğünü savunmak, savaş çığırtkanlığı yapmamak, uydurma ve abartılmış haber yayınlamamak, kişinin özel hayatına saygı göstermek, özel yararlar sağlamamak gibi.
Dünyada Basın Konseylerinin kuruluşunun aşağı yukarı 50 yıllık bir geçmişi vardır. Dünyanın birçok ülkesinde Basın Konseyleri kurulmuştur. Fakat bunlardan en başarılı olanları İngiltere ve Almanya'daki konseyler olmuştur.
Medya dünyasında etik ya da özdenetim anlayışı, gazeteciliğin ilk olarak geliştiği Batı'da ortaya çıkmıştır. Batı dünyasında "etik" denilince, akla okurun güvenini kazanmak ve korumak amacıyla gazeteciler tarafından alınan önlemler akla gelir. Etik, görece özgür biçimde çalışan gazetecilerin, artan çeşitli baskılara karşı kendilerini ve mesleklerini korumak, okurun güvenini kazanmak amacıyla uymaya söz verdikleri kurallar olarak ortaya çıkmıştır.[1]
  Alıntı ile Cevapla
Alt 07-02-2007, 09:43   #9
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Avrupa'da, tüm kıtayı kapsayacak biçimde, bir gazetecilik "etik"i oluşturulması çabasının üç önemli taşı, 1954 Bordeaux Bildirgesi, 1971 Münih Bildirgesi 1993'te Avrupa Konseyi'nde hazırlanan aynı yöndeki bir metindir.[1]
Basın Ahlak Yasaları ve İlkelerini saptayan ve bunlara uyulmasını sağlayan kuruluşlar iki ayrı isimle adlandırılır. Bunlar; Basın Şeref Divanı ve Basın Konseyleridir. Son zamanlarda ikinci isim daha çok kullanılmaktadır.
Profesör Sulhi Dönmezer oto kontrolü yapacak basın kuruluşlarını ikiye ayırmıştır.
1. Gönüllü, rıza ile meydana getirilen kuruluşlar
2. Kanuna dayanan, kanun yetkileri, kanunun gösterdiği müeyyideleri uygulayan kuruluşlar.[2]
Türkiye'de birinciye örnek Basın Şeref Divanı ve sonradan bunun yerine kurulan basın konseyidir. İkinciye örnek ise 1938'de kanunla kurulan Basın Birliği'dir.

1. 3. 1. Türkiye'de Özdenetim

1938 yılında kabul edilen Basın Birliği Kanunu ile Türkiye'de yayınlanan gazete ve dergilerin sahipleri ile bunların ve haber ajanslarının yazı, haber, resim, fotoğraf ve düzeltme işlevinde ücretle, devamlı ve düzenli bir biçimde çalışarak, bu işi kendine meslek edinen kimseler zorunlu olarak Basın Birliği'nin çatısı altında toplanmıştı. Meslekle ilgili sorunların çözümü için Meslek Haysiyet Divanları da ilk kez bu yasayla kurulmuştur. Bu yasa batılı ülkelerde benzeri bulunmadığı gerekçesiyle 1946'da kaldırıldı. 1946'da İstanbul ve İzmir Gazeteciler Cemiyetleri gönüllü olarak kurulmuştur.[3]
  Alıntı ile Cevapla
Alt 07-02-2007, 09:43   #10
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

1. 3. 2. Basın Ahlak Yasası

Türkiye'de özdenetim uygulaması ilk olarak 1960 yılında mümkün olmuştur. 24 Temmuz 1960 tarihinde Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın ortak girişim sonucu düzenlenen törenle, Basın Ahlak Yasası gazeteciler ve yayın kuruluşları temsilcileri tarafından imzalanmıştır.[1]
Uygulamaları denetlemek için de Basın Şeref Divanı kurulmuş ve 24 Temmuz "Basın Bayramı" ilan edilmiştir. 24 Temmuz aynı zamanda İkinci Meşrutiyet'in ilanı ve sansürün kaldırılması tarihidir. Bütün gazeteler, Basın Ahlak Yasası'na ve Basın Şeref Divanı'nın kararlarına uymayı kabul ve taahhüt etmişlerdir.
Basın Ahlak Yasası'nın bazı hükümleri şunlardır: Gazetecilik mesleği, kişisel yarar için ve kamu zararına kullanılamaz. Ahlaka aykırı ve müstehcen yayın yapılamaz. Şeref ve haysiyetlere karşı haksız yayın yapılamaz, kişi ve kurumlar aleyhinde iftirada bulunulamaz. Din istismarı yapılamaz. Haberler doğruluğuna emin olunmadan yazılamaz. Taraf tutan fikirler haber metninde verilemez. Yayınlanmamak kaydiyle verilen bilgiler yayınlanamaz. Yanlış yayınlar dolayısıyle gönderilen tekzipler en kısa zamanda yayınlanır..

1. 3. 3. Basın Şeref Divanı

On üyeden kurulmuştur. Bunlardan yedi üye Türkiye'deki gazeteciler cemiyeti ve sendikaları tarafından seçilmekteydi. Birer üye İstanbul Üniversitesi Senatosu, İstanbul Barosu tarafından seçilmekte, son üye ise İstanbul'da görevli en kıdemli ceza hakimi idi. Bu üyelerin görev süreleri iki yıldı. Toplantı için üçte iki çoğunlukla aranırdı.

  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 08:19 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580