Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Eğitim Öğretim > Dersler - Ödevler - Tezler - Konular > Dış Ticaret

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 02-02-2007, 11:40   #11
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Ancak temel yatırımlara ve ağır sanayi ye öncelik verilerek döviz girdilerinin kontrol altına alınması sanayimizin iç Pazar yerine, dış Pazar koşullarına uydurulması gereği 1970’lerden sonra ciddi olarak anlaşılmış ise de ekonomik ve bürokrasi yapımız değişikliklere karşı esnek olmadığından, süratli bir yapısal değişim sağlanamamıştır.
3- Örtülü Liberalizmin yerleşmesi (1973-1980)
Üçüncü beş yıllık kalkınma planı, bilindiği gibi 1973-77 dönemi içinde saptanmış, 15 yıllık uzun dönemli planın son dilimini, fakat ayrıca 1973-95 yıllarını içeren 22 yıllık yeni Kalkınma Stratejisi’nin ilk dilimini oluşturmaktadır.
Bu plan özü itibariyle ağır sanayilere öncelik veren bir politika gütmektedir. Bu alanda, hızlı ve güçlü aşamalar yapılmasını öngörmektedir. Özellikle sanayiinin bileşimi konusunda hassasiyet göstermiştir. Yani, tüketim, ara malı ve yatırım malları sanayilerinin ağırlıkları arasında ciddi bir ayırım yapmış ve bugün tüketime dönük sanayi, 1977’de daha çok ara ve yatırım malı dönük bir yapıya dönüştürmeyi hedef almıştır.
İthal yasaklarına temel olan korumacılık,ithalattan çok ihracatı engellemiştir.25 yılın sonunda ulaşılan yapının hangi kriterini kullanırsak kullanalım,dünyanın en kapalı ekonomilerinden biri olduğu görülmektedir.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 02-02-2007, 11:40   #12
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

DIŞ ŞOK DÖNEMLERİNDE İZLENEN SANAYİLEŞME POLİTİKALARININ İMALAT SANAYİİ ÜZERİNE ETKİLERİ
Bilindiği gibi bir tarım ülkesini veya az gelişmiş bir ekonominin genellikle tercih ettikleri ithal ikamesine yönelik bir sanayileşme için uyguladıkları koruma politikasının temel nedeni;bu ülkede sanayileşmenin gerçekleştirilmesine engel olacağı görüşüdür. Kuşkusuz bu görüş ekonomik literatürde çocuk endüstri argümanı şeklinde tanımlanan ve ilk kez Alexander Hamilton tarafından açıkça ortaya konulan ve daha sonra politik ve sosyolojik faktörler yönünden de Avrupa’daki ekonomistler, özellikle Friedrich List’in geliştirdiği bir görüşten kaynaklanmaktadır.
Halbuki ekonomi tarihinin yakın dönemdeki gelişmesine bakıldığında ABD ve Rusya’nın dışındaki diğer küçük ve orta boylu sanayileşmiş ülkelerin, aynı zamanda veya bir süre sonra uluslar arası Pazar avantajlarından yararlanmak amacıyla ihtacata yönelik sanayileşme stratejisini izledikleri görülmektedir.
Nedenler ne olursa olsun,II.Dünya Savaşı’nın sonundan itibaren bir çok gelişmekte olan ülke,gümrük duvarlarının emniyetinde ithalatlarını ulusal üretimle ikame ederek,imalat sanayilerini geliştirmişlerdir.Korumacılık önlemleri genellikle ödemeler dengesindeki açığa çözüm bulmak amacı gözetilmişse de,sanayileşme süratle korumanın başlıca nedeni olarak ortaya çıkmıştır.Örneğin;gıda sektöründe,hatta sanayii sektöründe,özellikle önemli kaynakların var olduğu durumlarda bununla beraber bu durum,diğer yandan özellikle küçük ülkelerin kalkınmasında büyük bir engel oluşturmuştur.
Gelişmekte olan ülkeler arasında yer alan Arjantin,Brezilya,Kolombiya ve Meksika gibi ülkeler nispeten basit ithal ikamesi aşamalarını tamamladıktan sonra,ikamenin daha ileri aşamalarını giderek artan maliyetlerle gerçekleştirmişlerdir.Çünkü daha ileri ithal ikamesi aşamaları sermaye yoğun teknikler gerektirdiğinden,var olan kapasiteden iç piyasanın darlığı nedeniyle yeterince yararlanamamıştır.Ayrıca,bu aşamaların gerçekleşmesi için kapital mallarının ithal edilmesi zorunluluğu net ithal ikamesinin düşük kalmasına neden olmuştur.Böylece,ihracatın arka planda bırakılmasının soncunda giderek artan ödemeler dengesizliği baskılarıyla karşılaşan söz konusu ülkelerin gelişme hızları yavaşlamıştır.Bu konuda tarihsel deneyimler,pek çok ülkenin uyguladıkları koruma politikaları sonucu ekonomide hatalı bir sanayileşmeye gidildiğini görerek,bir süre sonra artık korumacılıktan vazgeçmek istedikleri halde bu durumun,korumaya geçiş gibi kolay olmadığını,aksine çok büyük güçlükler ve sorunlarla karşılaştıklarını ortaya koymaktadır.Çok kısa bir dönemde koruma politikalarından vazgeçmek ve böylece henüz etkin bir yapıya kavuşamamış firmaları da yok olmaya bırakmak kuşkusuz oldukça güç bir konudur.Yine bu amaçla korumacılığın kaldırılması için bir zaman planlaması,bir takvime bağlanması düşünülebilir ki bu dahi sanayileşme çabalarını zayıflatıcı,yatırım tercihlerinin kararsızlığı,etkinliği azaltıcı etkiler yapacaktır.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 02-02-2007, 11:40   #13
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

İmalat sanayiimiz yönünden korumanın etkileri:
Bilindiği gibi Türk imalat sanayii, gerek plansız ve gerekse planlı dönemlerde; gümrükler, kotalar, ithal yasakları ile mutlak şekilde korunmuş bulunmaktadır. Aynı zamanda Türk Lirasının değerinin yüksek tutulması, ihracatı (sanayii ürünleri) olumsuz yönde etkilemiştir. Bu politikaların sonucu olarak meydana gelen ekonomik yapı, ülke koşullarına yabancı üretim ve yatırımda dışa bağlı, ithal gereği yüksek, tasarruf, istihdam ve gelir dağılımı konularına önemli bir çözüm getirmeyen bir yapı olmuştur. Yeterli bilgi sağlanamadığı için yıllar itibariyle imalat sanayii yatırımlarının ve üretimin ithal oranlarındaki gelişmeleri izlemek ve daha önemlisi, imalat sanayiinin tam kapasitede çalışabilmek için gerekli hammadde ve yardımcı madde ithalatını hesaplamak mümkün olmamıştır.
Fakat kalkınma planlarında kurulu sanayiin durumunu yansıtan belgeler ve rakamlar yukarıdaki görüşü doğrular niteliktedir.İmalat sanayii kesiminde farklılaştırılmış bir teşvik politikasının(ithal ikamesine yönelik)1960’lı yıllarda yoğunlaştırıldığı ve 1970’li yıllarda da mevcut dış ticaret rejiminin,ithal ikamesi stratejisine uyumu yolunda çalışmaların hızlandığı görülmektedir.Bu tür uygulamalar sonucu,imalat sanayiin giderek yoğun bir korumanın (nominal ve efektif)etkisinde kaldığı görülmektedir.
O halde bu konuda yapılan çalışmaların sonuçları bize;koruma politikası altında yapılan ihracatı ve ithal ikameciliğin yurt içi kaynaklar üzerindeki maliyeti hakkında kesin olmasa da aydınlatıcı bilgiler verebilmektedir. Ülkemizde ise bu konuda bir çalışmanın yapılabilmesine imkan veren,ithalat akım matrisini içeren bir input-output çalışmasını ilk olarak 1986 yılı için yapıldığı görülmektedir.[1]
  Alıntı ile Cevapla
Alt 02-02-2007, 11:40   #14
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

DIŞ TİCARET
Serbest bölge ticareti:
Serbest bölge ticareti,serbest bölgeler içerisinde yapılan ticarettir.Serbest bölgeler,’’Ticaret Serbest Bölgesi’’ ve ’’Üretim Serbest Bölgesi’’ olmak üzere 2’ye ayrılır.
Dış ticaret politikası:
Dış ticaret politikası,dış ticareti belirlenen hedefler yönünde düzenlemek amacıyla alınan ekonomik önlemlerin tümüdür.Dış ticaret politikası,serbest dış ticaret politikası ve koruyucu dış ticaret politikası olmak üzere temelde 2 tanedir:
1- Serbest dış ticaret politikası:Serbest dış ticaret politikası, mal ve hizmet hareketlerine hükümetlerin müdahale etmemesidir.
2- Koruyucu dış ticaret politikası:Koruyucu dış ticaret politikası, devletin yerli üreticiyi dış rekabet karşısında korumak ve böylece gelişmesini sağlamak için dış ticarete müdahale etmesidir.[1]

SERBEST DIŞ TİCARET TEORİSİNE TEPKİ:
MİLLİYETÇİ KORUMA POLİTİKASI
Liberalizm; gerçekte, tamamıyla İngiliz ve Fransız düşünce çerçevesinin damgasını taşır.18. yüzyıl sonu ve 19. yüzyıl başında, Avrupa uluslar dengesinde bu iki ülkenin ağır bastığı, diğerlerinden daha önce sanayileşmiş oldukları düşünülürse, serbest dış ticaretin kendi çıkarlarına işlemesini olağan saymak gerekir. Ne var ki, 19. yüzyılın ortasına doğru, uluslar dengesinde yeni yükselen Almanya ve ABD, İngiltere ile Fransa’ya oranla, sanayileşmekte geri kalmıştır.Sanayileşebilmek için, daha ileri ülkelerin rekabetinden kendilerini korumak, serbest dış ticaret teorisine karşı çıkılmasını gerektirmiştir.
Daha ileri ülkelerin rekabetinden korunmak için, serbest dış ticaret teorisinin reddi ve koruma politikasının savunulması, bugüne dek süregelmiştir. Ancak, teorik gelişme, korumanın sadece bu amaçla savunulmasıyla da kalmamıştır. En ileri sanayileşmiş ülkelerde reel ücret düzeyinin korunmasıyla istihdam düzeyinin yükseltilmesinden, az gelişmiş ülkelerde çeşitli nedenlerle korumanın savunulmasına kadar, gerekçeler, geniş bir alan kapsamaktadır.Serbest dış ticareti savunmak için teori yeterli nedenler bulabildiği gibi, koruma da kendisini haklı gösterecek, belki daha fazla nedenler bulabilmektedir. Koruma teorisi, liberal öğretideki temel bir felsefi ilkeyi değiştirmektedir.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 02-02-2007, 11:41   #15
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

ALMANYA’DA TEPKİ:
MİLLİ SANAYİİN VE SANAYİİ KAPİTALİZMİNİN GELİŞMESİ İÇİN KORUMA:F.LIST
F.Lıst, klasik öğreticiye karşı çıkmakla beraber, kaynağı Smith ve Ricardo olan teorik akımı temsil etmekteydi.Onlar gibi, yeni doğan sanayii kapitalizminin sözcüsüydü.Fakat kapitalizmin, İngiltere’de daha eski ve yerleşmiş olması nasıl Smith ve Ricardo’yu serbest ticaret yanlısı yaptıysa, Almanya’da yeni doğuyor olması da, List’i ’’ iktisadi milliyetçilik’e döndürdü.Liberal evrenselciliği reddediyor, yeni gelişen Alman sanayiinin ihtiyaçlarına uygun bir ’’ koruma politikası’’ teorisi kuruyordu.
Yetenekleri olan ülkeler, en gelişmiş ülke (İngiltere) düzeyine gelince, evrensel serbest ticarete gidilecekti; yani, gümrük vergileri geçici olmalıydı. Ayrıca, tarımı, koruma politikasının dışında bırakıyordu. Nedeni, sanayiin gelişmesi için (Almanya’da) sanayiin ucuz gıda maddesine, hammaddeye ihtiyacı olmasıydı; ancak bunlar gümrüksüz düşük fiyatta ülkeye geldiğinde, sınai mamullerin dış piyasalarda rekabet edebilmesiydi.List’in bu fikirleri, J.S.Mill’i de etkiledi.Nitekim, Mill’in ‘’ yavru sanayilerin korunması’’ teorisinin kaynağı, List’de aranabilir.
List’in ne sanayileşmenin yaraları ve üretim kesimleri arasındaki karşılıklı bağlılığa dayanan denge, ne yavru sanayilerin korunması, ne de devletin sanayileşmek için müdahalesi gereğiyle ilgili fikirleri geçerliliğini kaybetmiştir.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 02-02-2007, 11:41   #16
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

ABD’DE TEPKİ:
YAVRU SANAYİLERİN KORUNMASINDAN REEL ÜCRETLERİN KORUNMASINA
Liberalizmin ve kapitalizmin dünyadaki öncüsü ABD, gerek geçmişte gerek bugün, koruma için gerekli teorileri kuran iktisatçıları da yetiştirmiştir.
19. yüzyılın başında ABD, Almanya gibi, İngiltere’ye oranla sanayileşmede geridir. Ayrıca 18. yüzyıl sonunda İngiltere’ye karşı bağımsızlık savaşı verdiği için, koruma, ‘’sanayileşmeyle bağımsızlık’’ iradesini içermiştir. Ülke içinde sınırsız laisserfaire taraflısı Carey, dış ticaret söz konusu olduğunda, sürekli koruma politikasını savunmuş, Amerikan iş adamlarının sözcüsü olmuştur.
20. yüzyılın başında ABD ileri bir sanayii ülkesidir. Nispi sınai geriliğe dayanarak korumayı savunmak, artık mümkün değildir. Zengin ülkede reel ücretler düşerken, fakir ülkede reel ücretler yükselir. Oysa koruma politikası yoluyla dış ticaret sınırlanırsa, zengin ülkelerde, reel ücretlerin yüksek düzeyde muhafazası mümkün olabilir.

İNGİLTERE’DE TEPKİ:
TAM İSDİHTAM İÇİN KORUMA
19. yüzyılda serbest dış ticaretle her ülkenin yararının artacağını savunan İngiltere’de, 1920 ve 1930’lardaki işsizliği izleyerek, koruma yoluyla istihdamı artırmanın teorisi kurulmuştur.
J.Robinson’un ‘’ komşuyu fakirleştirme’’ dediği politika, korumaya giden ülkenin, ancak diğer ülke aleyhine dış ticaretten yararlanabileceğini gösterir; ülkeler arasındaki çıkar çatışmasını, açıkça ortaya koyar. Çünkü, korumaya giden ülkenin ithalatı kısması, diğer ülke veya ülkelerin ihracatının azalması demektir.[1]
  Alıntı ile Cevapla
Alt 02-02-2007, 11:41   #17
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

DIŞ TİCARET POLİTİKASI

EKONOMİ DIŞI NEDENLERLE KORUMA
Dış ticaret politikası, hükümetlere belirli üretim faaliyetlerini dış rekabete karşı koruma olanağı sağlar. Bunlar ekonomik kalkınmaya yönelik endüstriler olabileceği gibi, sosyal ve siyasal nedenlerle korunmasına karar verilen endüstriler de olabilir. Bundan başka ulusal savunma amacıyla koruma yapılabilir. Hükümetler askeri yönden korunmasını zorunlu gördükleri endüstrileri dış rekabete karşı koruyucu önlemler almakla yükümlüdürler.

DIŞ TİCARET POLİTİKASININ TARİHSEL GELİŞİMİ
Özet olarak belirtmek gerekirse, II.Dünya Savaşı’dan sonra sanayileşmiş ülkeler uluslar arası ticareti serbestleştirmek için önemli adımlar atmışlardır. Bu arada ithalat ikamesi politikası benimseyen çok sayıda az gelişmiş ülke yoğun bir koruyuculukla sanayileşmelerini gerçekleştirmeye çalışıyordu. Ancak ithalat ikamesi politikalarının doğurduğu sorunlar karşısında az gelişmiş ülkeler 1960’ların başından itibaren genellikle dış ticaret rejimlerinin liberalleştirmeye ve ihracata yönelik politikalara ağırlık vermeye başlamışlardır.
1974 Dünya Petrol Buhranı ile sanayileşmiş ülkelerde koruyucu politikalar yeniden yoğunluk kazandı. Bu ‘’yeni himayecilik’’ dalgası ile başka bir dönem açılıyor ve daha önceki liberalizm akımı gerilemiş oluyordu.
En çok kayırılmış ülke kuralı kayıtlı ve kayıtsız olmak üzere iki şekilde uygulanır. Kayıtlı şekilde, ülkenin üçüncü ülkelere verdiği ödünlerin anlaşmaya taraf olan ülkeye uygulanabilmesi için onun da karşılık olarak aynı veya eşdeğerde bir ödün sağlaması gerekir. Kayıtlı uygulama, geçmişte özellikle ABD tarafından benimsenmiş ve 1922 yılında terk edilmiştir. Kayıtlı uygulamanın doğurduğu sorunlar karşısında XIX. Asrın ikinci yarısından itibaren kayıtsız yöntemin uygulamasına geçilmiştir. Günümüzde de benimsenen ana ilke budur. GATT üyesi ülkeler birbirlerine karşı kayıtsız en fazla kayırılmış ülke kuralını otomatik biçimde benimsemiş sayılırlar.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 02-02-2007, 11:41   #18
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Kayıtlı uygulama ülkeler arasında diplomatik anlaşmazlıklara yol açıyordu. I. Dünya Savaşı’ndan önceki dönemde en gelişmiş sanayii ülkesi İngiltere idi. Bu ülke aynı zamanda serbest ticaretin de şiddetli bir savunucusuydu. Diğer yandan sanayileşmeye yeni başlamış Almanya, Fransa ve ABD gibi ülkeler koruyuculuktan yana idiler.

SERBEST DIŞ TİCARET VE KORUYUCULUK TARTIŞMALARI

Serbest ticaret ve onun karşıtı olan koruyuculuk tartışmaları XVIII. Asra inecek kadar eskidir. Aşağıda bu tartışmaları kısaca gözden geçireceğiz:
Serbest ticaret savunusu:
Serbest ticaret savunanların görüşleri uluslar arası uzmanlaşmanın yararları üzerinde toplanmıştır. Koruyuculuk ise kaynakların etkin dağılımını bozar. Çünkü rekabet fikrini baltalar, üretimde ayrıcalıklar sağlayarak iş adamlarının yenilikler peşinde koşmalarını engeller, omları tembelliğe ve durgunluğa sürükler. Korunacak sanayii dallarının seçimi de ekonomik nedenlere dayanmaz, özel çıkar grupları, siyasal ağırlıklarını kullanarak hükümet kararları üzerinde etkili olurlar. Ayrıca, bir sanayiinin korunması ötekilerin aleyhine olur ve onların da koruma istemelerine yol açar.
Koruyuculuk daima monopolü besler. Koruma duvarları altında bazı büyük işletmeler, küçük işletmeleri endüstriden kovarak veya kendilerine katarak kolayca monopolcü duruma gelebilirler. Birkaç büyük firmanın, aralarında anlaşıp iç piyasaya diledikleri fiyat ve satış koşullarını empoze etmeleri de mümkündür. Serbest ticaret piyasa mekanizmasının işleyişine dayandığı için bürokrasiyi ortadan kaldırır. Oysa, koruyucu önlemlerin uygulanması çok karmaşık bir bürokratik mekanizmayı gerektirebilir, bu da kaynak israfına yol açar, rüşvet ve su istimallerin ortaya çıkmasına neden olabilir.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 02-02-2007, 11:41   #19
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Koruyuculuk savunuları:
Dış ticarette koruyuculuğu savunanlar çok çeşitli faktörler üzerinde dururlar. Bunlardan bir kısmı; ulusal savunma, iktisadi kalkınma ve dampingin önlenmesi gibi haklı görülebilecek nedenlere dayanır. Diğer bir kısım görüşler ise ancak belirli koşullar altında geçerlidir. Ulusal çalışma düzeyinin yükseltilmesi, ticaret hadlerinin iyileştirilmesi ve dış pazarlık gücünün artırılması gibi. Bir kısmı ise ulusal çıkarlarla ilgili olmaktan çok belirli meslek gruplarının özel çıkarlarını yansıtır. Koruyucu politikalar, korunan endüstrilerde çalışanları dolaysız şekilde yararlandırır. Bu bakımdan üretici gruplar mevcut gümrüklerin kaldırılmasına şiddetle karşı çıkar veya bu vergileri artırmak için baskıda bulunurlar.
1- Ulusal güvenlik: Bir savaş sırasında, ekonomik maliyeti ne olursa olsun, ulusal savunma endüstrilerine sahip bulunmak gerekir. Bu bakımdan ulusal savunma ile doğrudan ilgili olan endüstrilerin kurulması ve geliştirilmesinde dış korumaya gerek vardır. Adam Smith bile ‘’savunma zenginlikten daha önemlidir’’ diyerek ulusal savunma amacıyla koruyuculuğu kabul etmiştir.
2- Genç endüstri tezi: İlerde gelişip karşılaştırmalı üstünlüğe sahip olacak endüstriler optimum üretim düzeyine ulaşıncaya kadar gümrük tarifeleriyle dış rekabete karşı korunmalıdır.
Genç endüstri tezinde dikkati çeken bir nokta, koruyuculuğun sürekli değil, geçici olduğudur. Koruma, endüstriye çocukluk çağını atlatıncaya kadar zaman kazandırır. Koruyuculuğun sağladığı şemsiye altında üretim hacmi genişledikçe, işçiler işi yaparak öğrenirler, daha ileri teknikleri kullanmak mümkün olur ve yönetim tecrübesi artar. Bunlar içsel ekonomilerdir.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 02-02-2007, 11:42   #20
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

3- Damping’e karşı korunma: Gümrük tarifelerinin konulmasını gerektiren başka bir neden de dampinge karşı korunmadır. Hemen hemen bütün ülkelerin gümrük yasalarında dampingin önlenmesi konusunda hükümler yer alır.[1]

DIŞ TİCARET POLİTİKASININ AMAÇLARI

1- Dış rekabetten korunma:
Ülkeler dış piyasanın rekabetine dayanamayan yerli endüstrileri korumak için ithalatı sınırlandırma yoluna gidebilirler. Az gelişmiş ülkelerde, yeni kurulan veya ilerde kurulacak endüstriler, belirli bir olgunluk aşamasına ulaşıncaya kadar böyle bir korunmaya ihtiyaç duyarlar.
2- Ekonomik kalkınma:
İthal ikamesi gibi içe dönük bir sanayileşme stratejisi izleyen ülkelerde, dış ticaret politikasının ana amacı yerli endüstrilerin korunması iken, dışa açık politika uygulayanlarda amaç; ihracatın özendirilmesidir. İlkel tarım ürünlerini, dış piyasalardaki iktikrarsızlıklardan korumak için ekonomik yapının çeşitlendirilmesi, kıt döviz kaynaklarının ekonomik olarak kullanılması (lüks tüketim malları ithalatının kısıtlanması ve ithalatta ağırlığın yatırım ve ara mallarına verilmesi), az gelişmiş ülkelerde dış ticaret politikasının geleneksel fonksiyonları arasında yer almıştır.
3- Sosyal ve siyasal nedenler:
Hükümetler bazen sosyal ve siyasal düşüncelerle bir üretici grubunu kayırmak istediklerinde o sektörle ilgili malların ithalinden alınan gümrük vergilerini yükseltirler. Tersine, eğer gelir dağılımının bir sınıf aleyhine değişmesi arzu ediliyorsa o endüstriler korunmaktan vazgeçilebilirler.
4- Dış politika amaçları:
Askeri bakımdan kritik kabul edilen bazı mamul, yarı mamul, hammadde veya teknolojilerin düşman ülkelere satışı yasaklanır (askeri malzeme satış ambargosu) veya askeri açıdan kritik önem taşıyan bazı endüstriler yoğun koruma önlemleri altına alınarak geliştirilmeye çalışılır.
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 18:08 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580