On sekizinci sülale zamanında imparatorluğun genişlemesinin sonucu, yalnız kuruluşlarda köklü değişiklik olmadı; bu genişleme imparatorluğun yapısını da değiştirdi.Mısırlı halklar Asyalı halklarla temas halindeydiler; bu yüzden, imparatorluk, bir dereceye kadar kozmopolit (dünya vatandaşı) oldu.Bu halkların bütününe göre, Mısırlıların geleneksel dininde fazla özel çizgiler vardı.Daha evrensel bir dine karşı duyulan ihtiyaç, dini aton ayrılığının nedeni olmuş gibidir.Ama bu şartlar din devrimini açıklamaya yetmez, din devrimini teşvik eden hükümdarın, benzeri olmayan kişiliğini de hesaba katmak gerekir. Bu yeni tek tanrıcılıkta kral, büyük rahip ve peygamber görevlerini yerine getiriyordu; eski ahlak anlayışı ortadan kalkıyor ve yerine son derece özgürlükçü bir doğacılık geçiyordu.İçtenlik, bireysel yönelişlerle eylemler arasında uyum, din yükümlülüklerinin başında yer alıyordu.Yeni din, yaşama sevincini, doğaya ve canlı varlıklara aşkı aşırı derecede övüyordu. Hükümdar, eski kültürlere karşı aldığı sert tedbirlere rağmen ülkenin bütününe kendini kabul ettirmeyi başaramadı.Aton devrimi yenilmişti ve bir an tehdit altında kalan Amon kültür önemli bir sınavdan yengin çıkıyordu.Amon rahipleri bu sonuçtan sivil iktidar için tehlikeli bir güç ve gurur elde etmiş oluyorlardı. |