Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Eğitim Öğretim > Dersler - Ödevler - Tezler - Konular > Tarih

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 10-02-2007, 10:39   #101
Forumun Basketçisi
 
AyTeK54 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Teşekkürler...
__________________
вιzє єğℓєηмєуι уαηℓış öğяєттιℓєя çüηкü σηℓαя нιç "ραѕ¢αℓ ησυмα" ιℓє ∂ιѕ¢σуα gιтмє∂ιℓєя...
AyTeK54 Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 10:39   #102
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

kili Yapı
Merkez-çevre kuramında, emperyalizmin hem kapitalist, hem de feodal kesim
ile bütünleşme içinde olduğu savı, temelde onun kurucularından olan Frank'ın,
kapitalizmi ve feodalizmi bir üretim biçimi değil, bir sömürü ilişkisi olarak
tanımlamasından doğmaktadır. Oysa salt sömürü, her zaman vardır ve tek başına
ne bir üretim biçiminin ne de bir dış ilişkinin ayırt edici niteliği olabilir.
Nitekim Laclau da aynı noktaya takılmış ve Frank'ı, tüm kuramındaki
tanımlamalarda belirsiz olmakla eleştirmiştir (Laclau, 1975).
İkili toplum ya da bir toplumdaki ikili yapı konusunda ise, özellikle
Osmanlı geleneğini yaşamış olan Türk bilim adamlarının son derece dikkatli
olması gerekir.
Hiç kuşkusuz, toplumları kesin ve net çizgilerle, --geleneksel-çağdaş--,
--feodal-kapitalist-- biçiminde ayırmak son derece zordur. Her toplumdaki egemen
üretim biçiminin yanında geçmişin kalıntıları ve geleceğin filizleri olarak,
üç üretim biçimine ilişkin ögeler birlikte görülür. Ayrıca, geleneksel
değerlerle, çağdaş değerler de aynı anda aynı toplumlarda egemenliklerini
sürdürür. Çünkü, toplumsal değişme, bir toplumun bütün kesim, sınıf ve
kurumlarında, altyapısında ve üstyapısında eşit hızla oluşmaz
(Kongar, 1979-a: 345-347). Bu nedenle de herhangi bir zaman kesitinde tüm bir
toplumda tek bir üretim biçiminin, ya da tek bir özelliğin (geleneksellik
gibi) saf olarak egemen bulunduğunu söylemek büyük bir yanlıştır.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 10:40   #103
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

İşte bütün bu nedenlerle, toplumları --ideal tipler--e göre sınıflamak ne
denli zorlama ise, bir toplumu, bu --ideal tipler--e göre ikiye bölmek de o
denli, hatta ondan da sakıncalıdır. Bu açıdan, --merkez-çevre-- kuramının
önemli bir gerçeği dile getirdiğini kabul etmeliyiz. Bir toplumun iki kesimi,
iki ayrı nitelik ya da özellik çevresinde örgütlenmiş bile olsa (kır-kent,
geleneksel-çağdaş, feodal-kapitalist) herhangi bir toplumun belli bir
bütünlük içinde olduğu kesindir. Bu bütünlüğü sağlayan olay, etkileşimdir.
Ne denli farklı örgütlenmeler içinde bulunursa bulunsun, aynı toplumun tüm
kesimleri, aralarındaki etkileşim sürdüğü sürece (ki sürmemesi olanaksızdır)
belli bir bütünlüğe (diyalektik biçimde de olsa) sahiptirler. Bu açıdan,
--merkez-çevre-- kuramının, bir toplumun, hem göreli olarak çağdaş, hem de
göreli olarak geri ya da geleneksel kesimini, aynı olgunun, emperyalizmin
uzantısı olarak ele alması, kuramsal açıdan çok da yanlış sayılmayabilir.
Yalnız burada iki sorun vardır: Sorunlardan biri, biraz yukarıda değindiğim,
feodal yapı ile göreli olarak kapitalistleşmiş yapının uzun dönemde ittifak
içinde bulunmalarının olanaksızlığı sorunudur.
Bir toplumu, belli ideal tiplere göre ikiye bölmek ne denli sakıncalıysa,
tüm toplumu, tek bir öge çevresinde bütünleşmiş saymak da o denli yanlış
olabilir. Hele toplumun çeşitli kesimleri, birbirlerine rakip toplumsal,
ekonomik ve siyasal konumdaysalar, böyle bir --ittifak benzeri bütünleşme-- hiç
söz konusu olamaz. Yukarıda açıklamaya çalıştığım, zıt ve rakip ögelerin bile
bütünleşmesi ancak --diyalektik bir bütünlük-- çerçevesinde olanaklıdır.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 10:40   #104
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Anadolu'da İkili Yapı
ikinci sorun çok daha önemli ve Türkiye'ye özgü bir sorundur. Bu sorun,
Selçuklulardan beri süregelen, Osmanlı döneminde doruk noktasına ulaşan ve
Türkiye Cumhuriyeti'nde de varlığını kalıntılar biçiminde duyuran, gerçek bir
--ikili yapı--nın var oluşudur. Üstelik de bu --ikili yapı-- başlangıcında,
emperyalizmle uzaktan yakından hiçbir ilişkisi olmayan, (ya da ilişkisi, kaba
ve özel bir emperyalizmin, sömürülen değil, sömüren ucunda olmaktan doğan)
bir nitelik taşır.
Bilindiği gibi, gerek Selçuklularda, gerek Osmanlılarda, devlet yapısı
İslam inancı ve İran geleneğinden de etkilenerek, kendine özgü birtakım
nitelikler taşır (Berkes, 1973:23-25).
Felsefi ve geleneksel temelleri ne olursa olsun, özellikle Osmanlı devlet
yapısı ve kültürü tümüyle --ikilin bir nitelik taşımaktadır. Hiç kuşkusuz, bu
durum, önce devlet yapısında ortaya çıkmış, kültüre yansıması ise bir süre
sonra olmuştur. İlmiyye ve seyfiyyeden oluşan yönetici sınıf ile halk arasında
hem siyasal ve yasal haklar, hem de ekonomik haklar ve görevler bakımından
önemli farklar vardı (Akdağ, 1974:119).
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 10:40   #105
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Aslında dikkatle bakıldığı zaman, --ikili yapı--yı Osmanlı devlet geleneğinin
pek çok alanında görmek olanaklıdır. Hukuk alanı, bu --ikilik--in en güzel
örneklerinden biridir. Kur'an'a dayalı ve İmparatorluğun dinsel niteliğini
belirleyen ve yansıtan --şeriat-- ile, devlet yönetimi gereklerinin doğurduğu
--Örfi-- hukuk hemen hemen tümüyle --ikili-- bir hukuk sistemini yansıtır (Mumcu,
1963:28-54).
Bir yanda --devşirme-- sistemine dayalı yeniçeriler, öte yanda yerel
kişilerden oluşan sipahiler, bir başka ikiliğin simgesiydiler. Bir yanda
İmparatorluğun --merkez--i, öte yanda --çevre--si yer atmıştı sanki (Mardin,
1973:174).
Ayrıca bir başka nokta, yönetim savaşı içinde olan --devşirme-- vezirler ile
--asilzade-- vezirler arasında saray entrikaları biçiminde gelişen, fakat tüm
toplumsal yapıyı etkileyen --ikilik--ti.
Saray kültürü ile halk kültürü arasında ortaya çıkan --ikilik-- ise çok
ünlüdür ve buraya dek sayılan tüm siyasal, toplumsal ve ekonomik
--ikilik--lerin bir yansıması olduğu için çok da köklü ve belirgindir.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 10:40   #106
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Mardin bu konuda şöyle diyor:
--Gazi sisteminin ortadan kalkmasının ve bürokratlaşmasının sonucunda iki
tip yaşantı billurlaştı. Biri Sultan'ın ve Saray'ın etrafında toplananların
hayatı, diğeri de --çevre--nin hayatı. Burada --çevre-- kelimesi aşiret
kalıntılarını, köylüleri ve hatta İstanbul'daki alt sınıfları bile
kapsayabilecek bir genişlikte kullanılmıştır. Bu ikili grubun en bellibaşlı
özelliği, birinin vergi toplayıcılarından, diğerinin de vergi ödeyicilerinden
meydana gelmesidir. Bu temel iktisadi fark nedeniyle metropolle çevrenin
kültürü birbirinden ayrı olarak belirginleşti. Bir yanda Saray'ın ve yönetici
seçkinlerin kültürü, öte yanda --çevre--nin, yani kitlenin kültürü.--
(Mardin, 1971:434).
Osmanlı İmparatorluğu bakımından, --merkez-çevre-- kuramcılarının öne sürdüğü
--emperyalizme bağlı ikili yapı-- işte zaten var olan böyle bir ikili yapının
üzerine yerleşti.
Merkezi bürokrasinin egemenliği arttıkça, ve bu grup, Batı modelini
benimsedikçe, emperyalizmin yol açtığı ikili yapı ile Osmanlı'nın geleneksel
ikili yapısı tam anlamıyla bir çakışma gösterdi. --İmparatorluğu kurtarma
görevi--ni yüklenmiş oldukları duygusuyla işbaşında bulunan merkezi bürokrasi,
bu tarihsel görevini, Batılılaşma yoluyla gerçekleştirmeye çalışıyordu.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 10:41   #107
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Bu ögelerin, yani Batılılaşma çabalarının, aslında --İmparatorluğu kurtarma--
girişimleri olduğu düşünülürse, --merkez-çevre-- kuramının günümüzdeki yorumu
ile, bu çabaların aslında --kurtulmaya-- değil, --batmaya-- yol açtığı (ki, hiç
kuşkusuz bu nesnel tarihsel gerçeğe de uyan bir yorumdur) öne sürülebilir.
Burada üzerinde duracağımız konu, --merkez-çevre-- kuramının eleştirisi
olduğundan, Osmanlı İmparatorluğu'nun ve Türkiye Cumhuriyeti'nin bu kuram
açısından incelenmesini daha ilerideki bölüme bırakarak, şimdilik,
--ikili-- yapının salt emperyalizme bağlı bir olgu niteliği taşıdığı savının en
azından Osmanlı-Türk toplumsal yapısı bakımından çok doğru olmadığını
belirtmekle yetineceğim. Osmanlının --ikili yapısı-- İmparatorluk, emperyalizmin
pençesine düşmeden çok önce vardı. Olsa olsa, bu --ikili yapı-- emperyalizm
olgusu ile birlikte yeni bir nitelik kazandı.
Ulusalcılık
Merkez-çevre kuramına yöneltilen temel eleştirilerden biri de, bu kuramın,
ulusalcılık uğruna, uluslararası işçi dayanışması tezini ve eylemini, yani
klasik Marxsizmi yadsıdığı biçimde, Marxçılar tarafından yapılmaktadır.
Özellikle Emmanuel'in tezlerinde (eşitsiz mübadele) ortaya çıkan, --yüksek
ücretli işgücüne sahip ülkenin, düşük ücretli işgücüne sahip ülkeyi
sömürmesi-- düşüncesine Ortodoks Marxçılar şiddetle karşı çıkmakta ve sorunun
bir --mübadele-- ve --gelir bölüşümü-- sorunu değil, bir üretim biçimi sorunu
olduğunu söylemektedirler (Florian, 1975).
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 10:41   #108
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Oysa, bu eleştiriler, en azından Marxçılık açısından çok da geçerli
sayılmayabilir. Çünkü, gerek Marx, gerekse Lenin, kapitalist ülkelerdeki
devrimin, kimi zaman sömürgelerdeki bağımsızlık eylemlerinden geçtiğini
belirtmişlerdi.
İşin ilginç yanı, sosyalizmin, emperyalizme karşı verilecek bir ulusal
bağımsızlık savaşı ile kurulacağına ilişkin, yeni sol adına ortaya atılan
siyasal kuramlar ve eylemler, merkez-çevre kuramının eleştirilerinin de
dışında bırakılmışlardır. Oysa, bu kuramlar, hem uygulama açısından çok
zengin ve anlamlı, hem de kuramsal açıdan eleştiriye çok açıktırlar.
Örneğin, Afrika'da işçi sınıfının devrimdeki öncü rolünü yadsıyan ve ancak
köylülerle, lumpenproleterlerin devrim yapacağına ya da ulusal bağımsızlık
sonrası işçilerin ve partinin işe yaramayacağına ilişkin savlar, Afrika'daki
siyasal eylemlerin incelenmesiyle çürütülmüş durumdadır
(Woddis, 1975:163-186).
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 10:41   #109
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

E) Merkez-Çevre Kuramına Dayalı Karşı-Emperyalist Devrim Modeli ve Türk
Devrimi
Merkez-çevre kuramı açısından Türk Devrimi'ni değerlendirirken, birkaç
noktayı anımsamak gerekmektedir:
Birinci olarak dikkate alınması gereken nokta, merkez-çevre kuramının
günümüzde eski Batı sömürgelerindeki ayaklanmalar ve devrimlere kuramsal
temel yapılmış olmasıdır. Bir başka deyişle, niteliği sosyalist olsun ya da
olmasın, hemen hemen, eski sömürgelerdeki her bağımsızlık eylemi
--merkez-çevre-- kuramının çerçevesine oturtulmaktadır. Çünkü, merkez-çevre
kuramının temelini, yeni emperyalizm modeli oluşturmaktadır.
İkinci olarak dikkate alınması gereken nokta, --merkez-çevre-- kuramına
dayalı devrimin --sosyalist-- olma niteliğinin, ancak --dünya kapitalist
sisteminin dışında kalmak-- anlamında bir --sosyalizm-- olduğudur. Aslında bu
devrimlerin çoğunun, kapitalist üretim aşamasının olgunlaşması sonunda ortaya
çıkan --sosyalizm-- ile uzak, yakın bir ilişkisi yoktur. Kanımca bu tür
--sosyalizm--ler için en iyi ve doğru terimi Türkçede Doğan Avcıoğlu
kullanmıştır: --Kapitalist olmayan kalkınma yolu.-- (Avcıoğlu, 1971:35).
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 10:41   #110
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Üçüncü bir nokta da, merkez-çevre kuramının uygulamada, emperyalizme karşı
savaşımdan, kuramda ise sınıfsal devrim modelinden esinlenmiş olmasıdır. Bu
nedenle, emperyalizm ile yeniemperyalizm ve Marxçılık ile yeni Marxçılık,
sürekli bir biçimde --merkez-çevre-- kuramıyla birlikte akla gelirler.
Türk Devriminin Karşı-Emperyalist Niteliği
Bu kısa anımsatmalardan sonra, Türk Devrimi ile merkez-çevre kuramı
ilişkilerine bakıldığında, son derece ilginç bir durumla karşılaşıyoruz: Türk
Devrimi, dünya üzerinde hem uygulama, hem de kuram açısından --merkez-çevre
kuramına dayalı devrim modeli--nin öncüsüdür. Uygulama açısından bu öncülük
Mustafa Kemal Atatürk'ün eyleminde belirgindir. Fakat yazık ki, Türkçenin
evrensel bir dil olmayışı, 1930'larda kuramsal olarak yapılan çalışmaların
dünya literatüründe yer almasını ve bu konudaki kuramsal üretim onurunun
evrensel olarak Kadro'culara verilmesini engellemiştir.
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 19:40 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580