Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Eğitim Öğretim > Dersler - Ödevler - Tezler - Konular > Tarih

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 10-02-2007, 10:56   #171
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Burada hemen, Anadolu'nun işgali sorununa da değinmek yerinde olur.
On yılı aşkın süredir sürekli savaşta olan Anadolu halkı, İstiklal
Savaşı'na da çok olumlu bakmıyordu. Ne zaman ki düşmanın süngüsü çoluk çocuk
demeden tüm halkı katletmeye başladı, o zaman, başta İstiklal Savaşı'na soğuk
davranan eşraf ve ayan olmak üzere tüm halk, Mustafa Kemal Paşa'nın ne denli
haklı olduğunu gördü.
Bu açıdan Türk Devrimi'ni incelerken, savaş ögesini iki biçimde dikkate
almak gereği ortaya çıkar. Birinci olarak savaş, Osmanlı İmparatorluğu'nu
zayıflatmış, hatta yıkmıştır. Fakat, savaşın rolü bununla bitmez. Yine aynı
savaş, Osmanlı İmparatorluğu'nu yıkarak, yerine yeni bir devlet kurmak için
devrim yapan Mustafa Kemal Atatürk'ün de en önemli psikolojik yardımcısı
olmuş, düşman tehdidini somut olarak halka tattırarak, yeni devleti kurmaya
yönelik devrime, sıcak savaş içinde yoğrulmuş bir halk kitlesini taraftar
olarak kazandırmıştır. (İşgalin devrimi engelleyici özelliğine aşağıda
değinilecektir.)
j) İmparatorluk, son zamanlarda artık gerek ekonomik, gerekse siyasal
bakımdan bir sömürge durumuna dönüşmüştü. Yabancı güçler, İmparatorluğun
maliyesine el koymuşlardı. Ayrıca ticaret ve (ne kadar varsa) sanayi ya
yabancıların ya da ekonomik oIarak dışarı bağımlı kişilerin elindeydi. Ortaya
adeta bir --Levanten İmparatorluğu-- çıkmıştı (Rustow, 1981:11).
Yabancı denetimi, bu temel alanlara ek olarak Bab-ı Ali'yi de boyunduruğuna
almıştı. Gün geçmiyordu ki bir yabancı ülkenin elçisi Osmanlı Hükümeti'ne bir
ültimatom vermesin.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 10:56   #172
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, işin en acıklı tarafı, Osmanlı vezirlerinin
de (sadrazamlar da dahil) , yabancı ülkelerden medet umar duruma gelmiş
olmalarıydı. Bu yabancı hayranlığı ve taraftarlığı öyle boyutlara ulaşmıştı
ki, büyük ülkeler kendi taraftarı olan kişilerin sadaret makamına gelmesi
için nüfuzlarını kullanır olmuşlardı. Son dönemde görev almış kişiler
arasında Mithat Paşa İngiliz, Mahmut Nedim Paşa Rus, Enver Paşa Alman
taraftarlarına birer örnek olarak verilebilir. (Burada yalnız ülkesine ve
halkına güvenen Mustafa Kemal Atatürk'ün önemi bir kez daha ortaya
çıkmaktadır.)
:::::::::::::::::::
4) Sonuç
Görüldüğü gibi, nesnel koşullar açısından Osmanlı İmparatorluğu'nun bir
devrim ile yıkılması kaçınılmaz bir toplumbilimsel olgu niteliği taşıyordu.
Gerek ekonomik, gerek toplumsal, gerekse siyasal yapı ve koşullar tümüyle bir
devrim için hazırdı.
Yine de Türk Devrimi olmayabilirdi. Örneğin, Sevr Antlaşması sonunda
parçalanan ve işgal edilen Anadolu ve Osmanlılara bırakılan topraklar, yine
bir kukla Padişah yönetiminde sanki Osmanlı'nın devamıymış gibi tarih
sahnesindeki varlığını sürdürebilirdi.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 10:56   #173
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Aslında bu seçenek, Anadolu düşman tarafından fiili denetime alındığı, yani
askeri güçle denetlendiği için en olası seçenek niteliği de taşıyordu. Bir
başka deyişle, nesnel koşulların tümünün bir devrimi hazırlamasına karşılık,
düşmanın işgali, böyle bir devrim olanağım birdenbire son derece kısıtlamıştı. -
İşte bu noktada, bir devrimin öznel koşullarının önemi ortaya çıkmaktadır.
Bir lider olmasaydı, bu lider bir örgüt kurmasaydı ve halkı bir ideoloji
çevresinde birleştirmeseydi, Türk Devrimi'nden söz etmek olanaksız olurdu.
Mustafa Kemal Atatürk'e halk desteğinin verilmesinde büyük yardımı olan
düşman işgali, temelde, Mustafa Kemal Atatürk'ün devrimini ve bu devrimin bir
parçası olan İstiklal Savaşı'nı son derece güçleştirici bir ögeydi.
Savaşların ülkeleri devrime daha açık duruma getirdikleri doğrudur. Fakat
unutmayalım ki, 1919 yılında Anadolu'daki durum bir savaş durumu değil,
yenilmiş bir ülkenin işgal altındaki durumudur. Mustafa Kemal Atatürk, belki
de toplumun devrime uygunluğunu sağlayan tüm nesnel koşulları olumsuz anlamda
dengeleyen böyle bir işgale karşın (ve büyük liderliğiyle, bu işgali bile
kendi amaçları için işlevsel kılarak) Türk Devrimi'ni gerçekleştirmiştir.
:::::::::::::::::::
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 10:56   #174
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

İKİNCİ KİTAP
Bir Devrimin Öznel Koşulları ve Türk Devrimi
Akılla beş duyu insana rehber
Yıldızlar içinde dünya bir nokta
Gerçeğe susamak beterden beter
Hayalimiz susar meçhul bir yokta
İBRAHİM AGAH ÇUBUKÇU, --Hayalimiz Susar--dan.
:::::::::::::::::::
I
LİDERLİK
Bir vakti vardı Mustafa Kemal'in
Aydınlık, hafif, cesur, sonsuz,
Büıün sıkıntılı anlarda,
Yaşamazdı onsuz.
Bulurdu onu her zaferden.
FAZIL HÜZNÜ DAĞLARCA, --Mustafa Kemal'in Vakti--nden.
Her toplumsal eylemde en önemli ögelerden biri de liderliktir. Liderini
bulamamış bir eylemin etkinliğini sürdürmesi olanaksızdır. Öte yandan, kimi
zaman yetenekli bir lider, umutsuz gibi görülen bir eylemi hedefine
ulaştırabilir.
Devrim açısından da durum bütünüyle böyledir. Lidersiz bir devrim
düşünülemez. Lider ile devrim, bir insan ile bir toplumsal eylemin
içiçeliğini, tam anlamıyla bir bütünleşmeyi simgeler. Lider ve eylem, devrim
süreci içinde birbirlerini tamamlayan, birbirlerinin kimliklerine kendi
özelliklerinin damgalarını vuran iki ögedir.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 10:57   #175
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Tarihe baktığımızda gerek birçok toplumsal eylemin, gerekse pek çok
devrimin, liderlerinin adıyla anıldığını görürüz. Roma İmparatorluğu'ndaki
köle ayaklanmasına ismini veren Spartaküs, Osmanlı İmparatorluğu'nu sarsan pek
çok ayaklanmalar içinde Şeyh Bedreddin, İtalyan Birliği'ni kuran Garibaldi,
Fransız Devrimi'ne damgalarını vuran Mirabeau, Robespierre, Danton, Amerikan
Bağımsızlık Savaşı'nı gerçekleştiren Washington, Sovyet Devrimi'nde Lenin ve
Troçki, Çin'de Mao, Türkiye'de Mustafa Kemal Atatürk, toplumsal eylemlere
isimlerinin damgasını vurmuş olan liderlerden yalnızca birkaç örnektir.
Tarihçiler ve toplumbilimciler için toplumsal eylemlerle, liderler
arasındaki ilişkinin araştırılması, ilginçliğini sürekli koruyan bir konudur.
Toplumsal oluşumların ve tarihin mi liderleri yarattığı, yokşa liderlerin mi
toplumsal oluşumları ve tarihi yaptığı, aslında anlamsız, fakat konunun
ilginçliğini belirleyen bir tartışmadır. Tartışmanın anlamsızlığı, olayın tek
yönlü bir etkileme olmamasından gelir. Toplum ve lider, birbirlerini etkiler
ve tarihi birlikte biçimlendirirler. Hiç kuşkusuz bu etkileşimin altında,
tarihin yadsınamaz belirleyiciliği vardır. Fakat liderler de gerek doğru
teşhisleriyle, gerekse güçlü kişilikleriyle bu oluşumları kendi görüşleri
çerçevesinde etkilerler.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 10:59   #176
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Bu konudaki tartışmaya şu soru ile ışık tutalım: Küçük Mustafa, 1881'de
dünyaya geleceğine, 1781'de ya da 1931'de doğsaydı, acaba yine, Mustafa Kemal
Atatürk olur muydu? Sorunun yanıtı hiç kuşkusuz --hayır--dır. Öte yandan bir
başka soru, konuyu daha da açıklığa kavuşturabilir: 1918-1923 arası Anadolu'da
bir Muştafa Kemal Paşa olmasaydı Türkiye Cumhuriyeti kurulabilir miydi? Bu
sorunun yanıtı da, biraz daha kuşkulu olmakla birlikte, yine --hayır-- dır.
Özellikle Mustafa Kemal Atatürk'ün 29 Ekim 1923'e dek gerek kendi grubu
içinde, gerekse tüm toplumsal ve siyasal yapı içinde karşılaştığı düşmanlık
ve muhalefet düşünülürse, bu --hayır-- yanıtı daha da anlam kazanır. Bırakınız
Halife-Sultan'ı ve onun yandaşlarını; bırakınız dış güçleri ve Anadolu
toprağını işgal etmiş olan yabancı düşmanı, Kurtuluş Savaşı'nın sivil ve
asker lider kadrosu bile Cumhuriyet konusunda Mustafa Kemal Paşa ile aynı
düşünmüyordu. Sivil kadroyu bir yana itsek bile, zafer kazanmış ordu
komutanlarının ve Atatürk'ün en yakın silah arkadaşlarının tutumu açıkça,
Cumhuriyet'e karşıdır. Üstelik bu muhalefet, Mustafa Kemal Paşa'nın varlığına,
başarısına ve yadsınmaz liderlik yeteneklerine rağmen böylesine şiddetli ve
etkilidir. Bütün bu tarihsel koşullar düşünüldüğünde, Mustafa Kemal
Atatürk'süz bir Türkiye Cumhuriyeti'nin düşünülemeyeceği açığa çıkar.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 10:59   #177
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

İşte bu soruya verilen yanıtlar, toplumsal ve tarihsel koşullar ile
liderler arasındaki etkileşimi, Türkiye tarihinin somutunda da, genel tarih
yaklaşımı içinde de belirler: Liderler ile toplumsal koşullar araşındaki
ilişki, bir etkileşimdir. Koşulların yarattığı liderler, döner, kendilerini
yaratan koşulları yeniden biçimlendirirler.
Liderin devrimciliği de tam bu noktada yatar: Devrimci lider, kendini
yaratan koşulları doğru değerlendirebilen ve onları yeniden biçimlendirebilen
kişidir. Liderliği, kendini yaratan koşulları doğru değerlendirebilmesinde;
devrimciliği ise, onları yeniden biçimlendirebilmesinde yatar. Bir başka
deyişle, koşulları doğru değerlendirmek, liderlik için yeterli, devrimcilik
için yetersizdir. Yeniden biçimlendirme işlemi için gerekli olan doğru
değerlendirme liderliği belirleyebilir ama, devrimciliğin ancak önkoşuludur.
Lider, ancak doğru değerlendirdiği koşulları, yeniden biçimlendirebildiği
ölçüde devrimcilik niteliği kazanır.
Genelde bir liderin hem başarılı bir lider, hem de başarılı bir devrimci
olması, örgüt ve ideoloji olarak, iki temel öge dışında, doğru teşhise, doğru
zamanlamaya, işlevsel ittifaklara ve hedeften ödün vermemeye bağlıdır. Örgüt
ve ideoloji, devrimin liderlik yanında incelenecek olan iki temel ögesini
oluşturduğundan, bunlar üzerinde ilerde ayrıca durulacaktır.
:::::::::::::::::::
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 11:00   #178
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

I-) LİDERLİK KONUSUNDA TOPLUMBİLİMSEL YAKLAŞIMLAR
Toplumbilim tarihine baktığımız zaman, toplumsal değişmeyi tümüyle bireye
dayayan hemen hiçbir kuram ya da yaklaşım görmüyoruz. Ancak, bazı
düşünürlerin, toplumsal değişme süreci içinde bireylerin rolleri üzerine
özellikle eğildikleri çalışmalar vardır.
Liderlerin toplumsal değişme içindeki rolünü belirleyen düşünürler,
toplumu genellikle inançlar doğrultusunda, ideolojik planda ortaya çıkan
birikimler sonucu değişen bir varlık olarak ele alıp, liderin bu süreç
içindeki rolünü belirtmeye çalışırlar. Yaklaşımın bu niteliği, temelde
ideolojik ve siyasal bir nitelik taşıyan Mustafa Kemal Atatürk'ün devrimci
eylemine oldukça uygun bir yapı taşır. Yalnız burada hemen, Mustafa Kemal
Atatürk'ün devrimciliğinin tek bir kuram ya da model çerçevesinde
çözümlenmesinin olanaksız olduğunu hatırlatmak isterim. --Türk Devrimi-- ya da
--Anadolu İhtilali-- tek bir modele sığmayacak ayrıntılarla ve çeşitlemelerle
dolu bir eylemdir. Bu nedenle, Atatürk'ün devrimciliğinin ancak toplumsal,
ekonomik, siyasal, örgütsel, psikolojik pek çok ögenin birarada ele
alınmasıyla anlaşılabileceği hiç unutulmamalıdır. İncelenen her bir kuram ve
model, Atatürk eyleminin ancak bir bölümüne ışık tutabilir.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 11:00   #179
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Karizma Kavramı
Burada hemen, toplumsal değişmenin genelde teknoloji ve ideoloji arasında
bir dengeye doğru gelişen bir süreç olduğu hatırlanmalıdır. Bu açıdan,
liderlerin toplumsal değişme içindeki rolü ne denli inançlara bağlı olarak
alınırsa alınsın, altyapısal ögelerin hiçbir zaman dışarıda bırakılamayacağı
gerçeği hiç unutulmamalıdır.
Toplumsal değişmede liderin rolünü açıklamaya çalışan görüşlerin en
önemlilerinden biri, kültürel yapı-toplumsal yapı ayırımına dayalı bir model
geliştirir. Bu modele göre, her toplumun inançları ve değerleri gibi ögeler,
toplumun kültürel yapısını oluşturur. Buna karşılık, toplumsal kurumlar,
bunların yapıları, işleyişleri, birbirleriyle olan ilişkileri de toplumsal
yapı adını ahr.
Kültürel yapı daha esnek, toplumsal yapı daha katıdır, bu görüşe göre. Bu
yüzden, değişmenin ilk tohumları kültürel yapı alanında ortaya çıkar.
Toplumsal yapı daha katı ve değişmez olduğu halde, kültürel yapı, doğrusal
bir biçimde sürekli olarak akılcı bir çizgide gelişir (Weber, 1958:23-27).
Oysa, kurumsal ve örgütsel yapı, eski değerleri ve inançları yansıtmaktadır.
Böylece değişen kültürel yapı ile durgun toplumsal yapı arasında sürtüşme ve
çatışmalar ortaya çıkar.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 11:00   #180
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

İşte Weber, bu noktada ortaya çıkarak, kültürel değişmeler sonunda
meşruluğunu kaybetmiş olan toplumsal yapıyı değiştiren kişiye karizmatik
lider diyor. Karizma, Weber'e göre, lideri, öteki insanlardan ayıran
niteliklerin tümüdür. Bu nitelikler, başka insanların lidere mal ettikleri
doğaüstü ya da insanüstü niteliklerin toplamından oluşur (Weber, 1947:358) .
Bir başka deyişle, karizmatik lider, kendisine doğaüstü ya da insanüstü
nitelikler yakıştırılan kişidir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta,
liderde gerçekten böyle nitelikler bulunmasının değil, ona böyle nitelikler
yakıştırılmasının önemli olduğudur.
Bir Karizmatik Lider Olarak Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk'ün karizmatik liderliği iki açıdan incelenebilir:
Birinci olarak, içinde bulunduğu toplumun toplumsal ve kültürel yapıları
arasındaki sürtüşme ve çatışmayı çözmeşi, ikinci olarak da, kendisine
yakıştırılan insanüstü, doğaüstü nitelikler açısından Mustafa Kemal'in
yaptıklarının gerçekten Weber'in modeli bakımından çok ilginç sonuçlar
vermesidir.
Atatürk'ün yetiştiği toplumun koşullarına toplumsal yapı-kültürel yapı
ayırımı açısından baktığımızda oldukça keskin hatlarla belirlenmiş özellikler
görmekteyiz.
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 09:27 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580