|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Oyun Alanı | Ajanda | Arama | Bugünkü Mesajlar | Forumları Okundu Kabul Et XML | RSS | |
31-01-2007, 16:19 | #1 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
|
Finansal Kiralama (Leasing) Kavramı ve Tarihsel Gelişimi Leasing, İngilizce “lease” kelimesinden gelemekte olup, sözcük anlamı taşınmaz, bir malın uzun vadeli olarak ve belirli bir kira bedeli karşılığında bir başkasına kullanılmak üzere devredilmesidir. İngilizceden gelen bu deyimi dilimiz dahil diğer tüm dillerde de aynı anlamda kullanılmaktadır. Ancak, ilgili yasal düzenlemede 1985 yılında (3226 sayılı yasa) “Finansal kiralama” deyimi ile kullanılmış, zamanla bu kavram leasing ile eş anlamlı olarak kullanılır hale gelmiştir. Bugün finansal kiralama kavramına taşınmaz mallar yanında, makine teçhizat gibi mallar da girmiş ve anlamı genişlemiştir (Uludağ, Arıcan, 1999, s.5). Son yıllarda dünya, araştırma ve buluşlar sonucu hızlı bir değişimin içine girmiş bulunmaktadır. Bu hızlı değişim nedeniyle birçok ürün, çok kısa süre içinde, geri teknoloji ürünü durumuna gelerek, daha ekonomik yaşamını doldurmadan demode olmakta yada teknolojik olarak verimliliğini yitirmektedir. Bu nedenle, özellikle teknoloji ve sermaye yoğun yatırım yapan girişimcilerin riski artmaktadır. Ayrıca, piyasada ürün çeşitlenmesi nedeniyle, birçok işletme, ürettiklerini satmakta güçlük çekmektedir. Büyük teknolojilere ve ileri donatılara dayalı yatırımda bulunmak ise, gerçekten yüklü bir parasal kaynağı gerektirmektedir. İşte tüm bu sorunların çözümlenmesinde başvurulan bir yöntem leasing yada ülkemiz uygulamasındaki kavramı ile finansal kiralama olmaktadır. Günümüzde büyük yatırımların büyük parasal kaynaklara gereksinim göstermesi nedeniyle girişimciler, kaynak bulma sorunu ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu sorunun çözümünde finansal kiralama, para bulma ve kaynak sağlama yöntemi olarak devreye girmektedir. Finansal kiralama yönteminin dünyada yaygınlaşmasının en büyük nedeni, bu noktada sağladığı kolaylıktır. Demode olma riskinden kurtulmak, ilerleyen teknolojiye ayak uydurmak, kaynak yaratmak isteyen girişimciler, finansal kiralama sözleşmesiyle bu isteklerine kavuşmaktadırlar. Finansal kiralama anlaşmasında, finansmancı (leasing veren), kullanıcı (leasingi alan) olmak üzere iki taraf ile finansal kiralamaya konu olan mal ve bu malın üreticisi söz konusudur. Çoğu zaman malın üreticisi devrede yer almaz. Genellikle kiralayan (finansal kiralama şirketi) ile kiracı (kullanıcı şirket), anlaşmayı oluşturur. | ||
|
31-01-2007, 16:19 | #2 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Kiralayan (lessor), kendi malını kiraya verebildiği gibi, başkasından satın aldığı bir malı da kiraya verebilir. Birinci durumda, yani anlaşmaya konu olan malın kiralayanın kendisine ait olması durumunda, anlaşma daha kolaydır. Çünkü, anlaşmanın tarafları karşı karşıyadır. Kiralayanın başkasına ait bir malı kiraya vermesi durumunda, anlaşma süreci biraz daha uzamakta ve anlaşma kapsamı genişlemektedir. Uygulamada daha çok görülen ikinci durumda ise, kiralayan şirket ile mal sahibi şirket aynı olmamaktadır. Burada kiralayan, kaynak sağlama işlevini üstlenmektedir. Kiracı, gerçek yada tüzel kişi olabilir. Kiracı, belirli bir tutar karşılığında gerek duyduğu malı alır ve kullanır. Yapılan anlaşma türüne ve anlaşmaya konulacak bir maddeye göre, kiracı belirli süre sonunda kiraladığı malın sahibi de olabilir. Bunun için, malın tutarı olan parayı taksitler biçiminde öder. Bu taksitlerin kapsamı da faiz + anapara oluşturur. Böylece, kiracı sıkıntıya ve kaynak darlığına düşmeden, istediği malın yada tüm bir işletmenin sahibi olabilir 2. Finansal Kiralamanın Avantaj ve Dezavantajları 2.1. Finansal Kiralamanın Avantajları 2.1.1. Kiracının Avantajları 2.1.1.1. Az Formalite Finansal kiralama işlemlerinde kredi süreci banka kredilerine oranla daha kolay ve hızlı sonuçlandırılmaktadır. Bu sayede kiracı, enflasyon, kur artışı, faiz değişimleri gibi olumsuz faktörlerden korunmuş olmaktadır (Köteli, argun, 1991, s.46-48). 2.1.1.2. Esnek Ödeme Koşulları Genellikle kira sözleşmesi yapılırken kiralayanın ödeme gücü dikkate alınır ve buna göre ödeme şekli belirlenir. Bu durum kiracı bir işletmeye nakit akımı avantajı sağlamaktadır. Örneğin mevsimlik iş yapan satışları yaz veya kış aylarında canlanan bir işletmenin nakit girdileri bu aylarda daha fazla olacağından ödeme şekli bu aylara göre düzenlenebilir (Toroslu, Vefa, 2000, s.17). 2.1.1.3. Hızla Değişen Teknolojiye Uyumda Kolaylık Sağlanması Finansal kiralamanın bu yararının işleyebilmesi için geçerliliğini yitirmeye, demode olmaya başlayan teknolojinin yenisi ile değiştirilmesi işlevinin kiralayan firmaca üstlenilmesi gerekir. Bu durumda kiralamanın maliyetinin yükselmesi kaçınılmaz olacaktır kiracı firma açısından, teknolojiye uyumlu çalışmak içinde bulunduğu pazar yönünden yaşamsal bir önem taşıyabilir. Böyle bir durumda, kiracı firma, yükselen maliyet pahasına da olsa, teknolojinin demode olma riskini üzerinden atmayı yeğleyebilir (Erol, Ahmet, 1999, s.78). | ||
31-01-2007, 16:19 | #3 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 2.1.1.4. Riskin Daha Sınırlı Olması Yatırım için kullanılan malların, teçhizatların vb. satınalma alternatifine karşın kiralanması daha az risk taşımaktadır. Kiralamaya tabi mallar, teknik ömürlerini doldurmadan demode olduğu taktirde, risk unsuru makine ve teçhizatın sahibine ait olmaktadır. Kiralama faaliyet kiralanması ise bu taktirde sözleşmeye eklenecek bir madde ile kiralamaya tabi malın ihtiyacı karşılar durumda olmaması gibi durumlarda kiracıya makine değiştirilerek verilmesi hakkı sağlanabilir (Koç, Mehmet, 1999, s.13). 2.1.1.5. Teminat Verme Külfetinden Kurtarır Malın mülkiyeti kiralayanda kaldığından finansal kiralama işlemi kredilerde aranan ek teminatları gerektirmekte ve bundan dolayı kiralanan maliyeti daha düşük olmaktadır. Oysa yatırımların banka kredisi ile finanse edilmesi durumunda bankalar karşılaştıkları risk nedeniyle, yüksek oranda teminat istemektedirler (Kocaağa, Köksal, 1999, s.36). 2.1.1.6. Kiracının Kredi İmkanlarının Saklı Kalması Finansal kiralama işlemleri bir kredi türü olmadığı için bilançonun pasif kısmında yer almaktadır. Bu bakımdan finansal kiralama işlemi kiracının borç/özkaynak oranını etkilememekte ve kredi olanaklarını da kısıtlamaktadır. Ayrıca yatırımların finansal kiralama ile gerçekleştirilmesi sonucunda da özkaynaklardan son ayırma zorunluluğu kalkacağı için özkaynakların tükenmesi önlenebilmektedir (Koç, Mehmet, 1999, s.15). 2.1.1.7. Uygun Olmayan İşletme Yerinin Değiştirilmesine İmkan Verir İşyerinin satın alınılması durumunda kuruluş yerinin yanlış seçilmesinin sonuçlarına uzun süre katlanmak gerekebilirken, kiralanması halinde kira sonunda o yeri değiştirmek mümkündür (Kocaağa, Köksal, 1999, s.37). | ||
31-01-2007, 16:20 | #4 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 2.1.1.8. Yatırımın Başlangıcında Finansman Sağlanması Yatırıma yönelen firmalar, yatırımlarının %100’e yakınının dahi başlangıçta bu yöntemle sağlanabilmesidir. Halbuki yatırım bankalarının ve Dünya Bankası’nın sağladığı kredilerde yatırımların %50’sinin özkaynaklardan sağlanması gibi bir koşul bulunmaktadır (Koç, Mehmet, 1999, s.14). 2.1.1.9. Kaynakların Rasyonel Kullanımınaimkan Verir Finansman kaynaklarını daha etkin ve rasyonel biçimde kullanmaya imkan vermekte; bu kaynakları üretken alanlara kanalize ederek, sermaye birikimine önemli katkılarda bulunmaktadır. 2.1.1.10. Düşük Maliyet Finansal kiralama işlemlerinde ticari kredilerde olduğu gibi %5 Banka ve Sigorta Muameleleri vergisi ile %3 (2001 yılında %6’ya yükselmiştir) kaynak kullanım destekleme fonu bulunmamaktadır.(Koç, Mehmet, 1999, s.15) 2.1.1.11. Teşvikten Yararlanma Yatırımcının sahip olduğu teşvik belgeleri finansal kiralama şirketine devredilebilmektedir. Bu sayede yatırımcı teşvik belgesinde öngörülen teşviklerden bunların kira tutarlarına yansıtılması sonucu dolaylı olarak yararlanabilmektedir(Köteli, Argun, 1999, s.54). 2.1.1.12. KDV Avantajı Genel KDV oranı %17 olmasına rağmen, finansal kiralama işlemlerinde bu oran %1 olmaktadır. Bu firmalara önemli bir maliyet avantajı sağlamaktadır(Kocaağa, Köksal, 1999, s.37). | ||
31-01-2007, 16:20 | #5 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 2.1.2. Kiralayanın Avantajları 2.1.2.1. Karlılık Oranını Yüksektir Sözleşme süresi sonunda kiracının hakkını kullanarak malı satın almaması durumunda kiralayan malı devralarak yeniden değerlendirme imkanını elde eder(Kocaağa, Köksal, 1999, s.38). 2.1.2.2. Teşviklerden Yararlanma İmkanı Verir Teşvik belgesine bağlanmış bulunan yatırımların tamamının veya bir kısmının finansal kiralama yoluyla gerçekleştirilmesi durumunda, kiraya veren kiracının teşvik belgesinde belirtilen ve satın alması halinde onun tarafından kullanılmasına hak kazanılan teşviklerden yararlanır. Böylece, kiracının yatırımı teşvik belgesine bağlanmışsa, yatırımcının teşvik belgesinde öngörülen teşviklerden kiralayan yararlanabileceği gibi, bunların kiralayan tarafından kira bedeline yansıtılması sonucu, dolaylı olarak kiracı da yararlanabilir(Koç, Mehmet, 1999, s.16). 2.1.2.3. Her Türlü Vergi, Resim ve Harçları Muafiyet Sağlar Kredi ve ipotek sözleşmeleri Damga Vergisi, Noter ve Tapu Kayıt Harcına tabi iken, finansal kiralama sözleşmeleri bu vergi ve harçlardan istisnadır. Satımda daha cazip bir hale getirilmesi amacıyla, finansal kiralama sözleşmesi her türlü vergi, resim ve harçtan muaf tutulmuştur. Ayrıca bakanlar kuruluna dar mükellefiyete yabancı kiralama şirketlerinin finansal kiralama kanununun uygulamasından doğacak kazanç ve ücretlerinden vergi tevkifat oranlarını sıfıra kadar indirme yetkisi tanınmıştır (Kocaoğlu, Köksal, 1999, s.39). 2.2. Finansal Kiralamanın Dezavantajları 2.2.1. Genellikle Ekonomik Yönden Zayıf Firmalarca Tercih Edilir Büyük firmalar finansal kiralamayı alternatif imkanlarıyla birlikte değerlendirip bunlardan maliyeti en düşük olanını seçmektedir. Bu nedenle finansal kiralama genellikle orta ve küçük ölçekli işletmeler veya kredi imkanları tükenmiş olan firmalar yönünden çekici olabilmekte bu müşteri grubu ise belirli bir riski beraberinde getirebilmektedir. Bunun sonucu olarak riski artan kiralama şirketleri maliyetlerini de arttırma yoluna gitmektedir. Ayrıca menkul değerlerinin büyük bölümünü kiralama yoluyla sağlayan firmanın zaten zayıf olan kredibilitesini daha da zayıf duruma düşürür, istenen teminatlar karşılanamaz. Yani kredi bulma imkanı azalır(Kocaağa, Köksal, 1999, s.42). | ||
31-01-2007, 16:20 | #6 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 2.2.2. Kira Ödemelerinin Dövizle Yapılması Durumunda Kur Riski Hem kiracı, hem de kiraya veren açısından, söz konusu olabilecek bir diğer risk, enflasyonla birlikte ortaya çıkabilecek kur riskidir. Kiraya veren açısından kur riski, temin edilen fonların ödendiği para birimi ile kira ödemelerinin yapıldığı, para birimi; kiracı açısından ise kira ödemeleri için cari olan para birimi ile kiralanan malın sağladığı gelir için geçerli olan para birimi arasındaki farklılık nedeniyle ortaya çıkmaktadır(Toroslu, Vefa, 1999, s.20). 2.2.3. Kredi Darboğazına Sebep Olur. Büyük fonlara ihtiyaç duyan finansal kiralama şirketleri bu fonları sağlayabilecekleri kaynakların sınırlı olması nedeniyle önemli sorunlarla karşı karşıya kalabilmektedirler. Örneğin önemli ölçüde banka kaynaklarına dayanan bir finansal kiralama şirketi kredi imkanlarının kısıtlı olduğu dönemlerde, yeterli seviyede ve uygun şartlarda kaynak temin edememe sorunuyla karşı karşıya kalabilir(Kocaağa, Köksal, 1999, s.43). 2.2.4. Uzun Vadeli Kiralamalarda Rekabet Şartlarını Bozar. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde ihracatın yapısı genellikle düşük teknolojiyle üretilen tüketim mallarından oluştuğundan finansal kiralama işlemleri de daha çok ihracat değil, ithalat yönüyle işlerlik kazanmaktadır. Bu şekilde gerçekleştirilen ithalat ise kısa vadede finansman ve yatırım imkanı sağlarken, uzun vadede kiralanan malların niteliğinden kaynaklanan iki önemli sakınca ortaya çıkarmaktadır. Birincisi, kiralanan mallar çoğunlukla bilgisayar, tıbbi cihazlar, haberleşme araçları gibi teknolojisi hızla değişen ve gelişen mallar olduğundan yurt içi imalat sanayinin bu alanlarda dışarının rekabetine ayak uydurulabilmesinin ve gelişmesinin imkansız olmasıdır. İkinci sakınca ise bu yolla ülkeye modası geçmiş makine ve teçhizatın girmesidir(Kocaağa, Köksal, 1999, s.44). 2.2.5. Kiracının Kredibilitesinin Düşük Olması Bir işletmenin menkul değerlerinin büyük bir bölümünün kiralanmış olması o işletmenin finansman kurumları tarafından kredibilitesinin düşük olarak değerlendirilmesi sonucunu doğurur ve kredi bulmasında sıkıntılara yaratır(Koç, Mehmet, 1999, s.17). | ||
31-01-2007, 16:20 | #7 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 3. Finansal Kiralama Türleri 3.1. Tam Ödemeli Kiralama (Full-Payout Lease) Sadece kira bedelleri toplamının, kiraya verenin kiralanan varlığı satın alış bedeli, yapılan yatırımın finansman maliyeti, yönetim ve diğer giderlerini karşıladığı ve kiraya verene uygun bir miktarda getiri sağladığı kiralamalardır. Kiralanan varlığın hurda değeri, hurda değerin miktarına ilişkin garantiler veya kiracıya varlığı kiralama dönemi sonunda satın alma imkanı veriyorsa, kiracıya satış bedeli hesaba katılmalıdır. Tam ödemeli kira sayılabilmesi için hesaba katılan kira bedellerinin iptal edilmeyen süredeki kiralar olması gerekmektedir. Bu tür kiralamanın kiracıya cazip gelebilmesi için (i) kiraya verenin vergi avantajlarının, kiracıya kiralamanın satın almadan daha ucuza gelmesi şeklinde yansıtılmış olması (ii) kiracının sermayesini bir başka yerde çok daha yüksek getiri sağlayacak şekilde kullanma olanağının olması (iii) kiracının varlığı satın alabilmek için bankalarda borç alabilme imkanının az olması, veya (iv) kiracının varlığa acil olarak ihtiyacının olması gerekmektedir(Uyanık, Senan, 1990, s.23). 3.2. Tam Ödemesiz Kiralama (Non-Payout Lease) Kira sözleşmesinin iptal edilmeyen dönemi içindeki kira bedelleri toplamının, kiralanan varlığın kiraya verene maliyetini karşılayamadığı kiralamalardır. Örneğin, kiraya veren A, değeri 10.000 dolar kira ile bir yıllığına kiralamıştır. Kiraya veren A’ya varlığın maliyeti üzerinden belirli bir sermaye maliyeti kullanılarak hesaplanan aylık eşdeğer maliyetinden, varlığın hurda değerinin aylık eşdeğer getirisi ve varlığa sahipliğin sağladığı vergi tasarruflarının aylık değeri çıkartılarak, hesaplanan miktar 400 dolardan daha az ise, kiralama kiraya verene yarar sağlıyor demektir. Kiracının fotokopi makinesini tüm ekonomik ömrü boyunca kiralamak niyeti yoksa bu tür bir kiralama tam ödemesiz kiralama sayılabilir. Kiracı için (i) kiralanan makinenin işletmenin faaliyetlerine uygunluğu konusundan belirsizlik söz konusu ise, (ii) varlığın satın alınmasına yetecek nakdi veya banka kredisi imkanı yoksa, (iii) gelecek dönemlerin kar tahminlerinde vergiye tabi gelirlerinin yetersizliği nedeniyle, vergi tasarruflarından faydalanması beklenmiyorsa, veya (iv) makineye ihtiyaç nakit temini için zaman vermeyecek derecede acil ise tam ödemesiz kiralamalar yararlı olabilir (Uyanık, Senan, 1990, s.23). | ||
31-01-2007, 16:21 | #8 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 3.3. Vergi Kiralamaları (Tax-based Lease) Vergi temelli kiralamalar, vergi kanunları ve işletmelerin vergi tasarrufu olanakları dikkate alınarak hazırlanan kiralama sözleşmeleridir. Kira bedelleri, yenileme veya satın alma koşulları, geçerli vergi kanunlarına göre kiracı veya kiraya veren maksimum masraf sağlayacak şekilde belirlenmiştir ( Güvenli, Orhan., 1998, s.41). 3.4. Net-Lease, Brüt Lease, Net-Net Lease Kiralanan varlığın kullanımıyla ilgili tüm giderler kiracıya ait ise ve kira bedelleri içinde varlığın bakım giderleri bulunmuyorsa, bu tür kiralamalar net kiralamalar (net-lease) olarak kabul edilir. Net-net kiralamalarda net-lease kiralamalarına ek olarak, kiralanan varlığın hurda değer garantisi de kiracı tarafından kiraya verene verilmektedir. Kiralama dönemi sonunda varlığın satış değeri kiralama sözleşmesi yapılırken kiracı tarafından garanti edilen miktardan düşük olursa, kiracı kiraya verene farkı ödemektedir. Brüt kiralamalar, kira bedelleri ile birlikte kiraya verene varlığın sigorta, bakım, parça giderleri ve gerekli vergilerinin ödendiği kiralama sözleşmeleridir. Kiraya veren, kiraya verdiği makinenin tüm bakım giderlerini kendi karşılamak durumundadır(Aydın, Filiz, 2000, s.20). 3.5. Kapalı-Uçlu Kiralamalar, Açık-Uçlu Kiralamalar Kapalı uçlu kiralamalar (closed-end veya walk away lease) kiralama dönemi sonunda kiralanan yatırımın kiraya verene devredildiği, hurda değerle ilgili tüm risklerin kiraya verene devredildiği, hurda değerle ilgili tüm risklerin kiraya verene ait olduğu ve kiracının yatırımına sahiplik olanağının bulunmadığı bilinen kiralamalardır. Açık uçlu kiralamalar (open-end lease) ile önceden bilinen bazı koşullara uyulması halinde kiralanan varlığın mülkiyetinin kiracıya geçtiği kiralamalar kastedilmektedir(Uyanık, Senan, 1990, s.24). | ||
31-01-2007, 16:21 | #9 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 3.6. Yüzde Kiralamaları (Percenlage Lease) Kiracıya kira bedellerine ek olarak, bir önceki dönem gelirlerinden belirli bir yüzde ile hesaplanan gelir payını kira olarak ödeme zorunluluğu koyan kiralamalardır. Genellikle kar payı, kiracının karları önceden belirlenen minimum bir miktarın üstüne çıkarsa kiracıdan talep edilir. Bu tür kiralamalar enflasyon riskine karşı korunmak isteyen kiraya verenler tarafından, uzun vadeli kiralama anlaşmaları için hazırlanır. 3.7. Değiş-Tokuş Kiralamaları (Swap Lease) Swap kiralamaları kullanmakta olduğu makinenin oldukça yüksek maliyetli onarım gerektirmesi nedeniyle kiracının elindeki makineyi yenisi ile değiştirmesi olarak tanımlanmaktadır(Aydın, Filiz, 2000, s.22). 3.8. Satış-Geri Kiralama (Sale and Leaseback) Satış ve geri kiralama, nakit sıkıntısı içinde olan bir işletmenin finansal yönden bir takım kolaylıklar sağlamak amacıyla, arazi, bina, makine ve teçhizat gibi sabit varlıklarını bir finans kurumuna satması ve aynı varlıkların kullanımına bir kira sözleşmesi çerçevesinde devam etmesidir. Satış fiyatı, genellikle piyasa değeri üzerinden gerçekleşmekte ve malın bedeli, kiracının eline nakit olarak hemen geçmektedir. Varlığın satıcısı ve kiracısı durumundaki işletme daha önce sahibi olduğu varlığın kullanımına devam ettiği gibi, bu şekilde sağladığı önemli miktardaki fonu, diğer faaliyetlerinin finansmanında kullanarak, sıkıntısını büyük ölçüde gidermekte veya likidite gücünü arttırmaktadır. Ancak, kiraya konu olan malın, mülkiyetinden yoksun olma ve kira süreci boyunca düzenli kira ödemelerinde bulunma zorunluluğu, işletmenin satış ve kiralamaya karar vermeden önce, ayrıntılı hesap yapmasını gerektirmektedir. | ||
31-01-2007, 16:21 | #10 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Satış ve geri kiralama yöntemi, vergi avantajlarından yararlanmak için de kullanılmaktadır. Yatırım yapan bir şirket, yatırımdan dolayı vergi tasarrufu sağlanamayacaksa, yatırımın mülkiyetini bir leasing şirketine devreder ve geri kiralar Leasing şirketi, sadece vergi tasarrufu sağlamak için, malın sahibi görünümündedir. Malın gerçek sahibi ise kiracıdır. Aslında kiracı tarafından, kiraya verene devredilen malın kendisi değil, yatırım nedeniyle doğacak vergi tasarrufudur. Varlığın sahiplik unvanının kiraya verene devredilmesi karşılığında, bir miktar nakit varlığı satın alan tarafından belirli dönemlerde ödenmesi gereken senetler alınır. Aynı zamanda kiracı, varlığı sattığı şirketle, varlığı kiralamak üzere sözleşme yapar. Sözleşmeye göre, kiralama süresi boyunca, kiraya veren işletmeye, kira ödemeleri yapılacaktır. Kira bedelleri kiraya verenin imzaladığı senet bedellerinin miktarları ve ödeme tarihleri aynıdır. Bu nedenle, kira ödemeleri ve senet ödemeleri, sadece defterdeki kayıt işlemleriyle gerçekleşir. Kiracı ve kiralayan arasındaki tek gerçek nakit alımı sözleşme sırasındaki ödemedir (Uyanık, Senan, 1990, s.26). Varlığı satın aldıktan sonra kiraya verene “Satar”. Karşılığında bir miktar nakit ve “senet” alır. Varlığı bir miktar nakit ve senet vererek “satın alır”. Daha sonra kiracıya varlığı kiralar. Kira ödemeleri = senet ödemeleri’dir. KİRACI KİRAYA VEREN Kira Ödemeleri Senet Ödemeleri Vergi Avantajlarını kullanma hakkı Gerçek akım Gerçek olmayan akım NAKİT Şekil 1. Vergi Temelli Satıp Geri Kiralamada Kiracı Ve Kiraya Veren İlişkisi 3.9. Kaldıraçlı Kiralamalar (Leveraged Leasing) Kaldıraçlı kiralamalar dolaylı kiralamalar, kredili kiralamalar olarak da literatürümüzde yer almaktadırlar. Özellikle büyük sermaye harcamaları gerektiren projelere yönelik kiralama düzenlemelerinde uygulanmakta olup, çok basit olarak kiraya verenin kiraya verilecek varlığı satın alabilmek için gerekli fonlar, bir başka kredi kurumundan sağladığı finansal kiralamalar olarak tanımlanabilirler. Az miktarda kuvvet yani para harcanarak büyük miktardaki cisimlerin yani paranın harekete geçirilmesi diğer bir değişle yönetilmesi, böylece büyük miktarlarda karın elde edilmesi amacıyla işletmelerde faaliyet ve finansal kaldıraçlardan yararlanılmaktadır. Kiralama sözleşmelerinde de aynı amaçla finansal kaldıraç etkisi devreye sokularak kaldıraçlı sözleşmeler düzenlenmektedir. Kaldıraçlı kiralamaların özelliği, az miktarda parayı riske atarak, fazla maliyetli bir varlığın sahiplik haklarının elde edilmesidir. Varlığın değerinin tümünü vermeden tüm sahiplik hakları devralınmakta ve riske atılan miktarın çok üstünde bir vergi tasarrufu sağlanmakta, sağlanan tasarruflarla yeniden yatırım yapılması durumunda da büyük karlar elde edilmiş olmaktadır. Kiraya veren vergi tasarruflarından yararlanırken, borç verenler kira ödemeleri almakta, kiracının finansman giderleri borç olarak alınan miktarın azalması nedeniyle düşmektedir. Yatırım birden fazla yatırımcı arasında paylaştırıldığından kredi riski azalmakta, bu da kiracının finansman giderlerini düşük tutarak kiracının daha fazla tasarruf sağlamasına neden olmaktadır. | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
| |