![]() | |
| Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
| | #11 | ||
| Guest
Mesajlar: n/a
| Son derece bilinçli ve yetenekli bir --toplum yaratıcısı-- olan Mustafa Kemal Atatürk'ün kendi karizması karşısındaki; (1) gerçekçi ve (2) ulusuyla bütünleşici tutumunu sergileyen pek çok olay vardır. Gerçekçiliğini ve ulusuyla bütünleşme yönelimini aynı anda yansıtan bir öykü şöyledir: --Yıllar sonra, bir akşam Çankaya sofrasında hayatının çocukluk günleri konuşuluyordu. Bir misafiri Atatürk'e, --Paşam,-- dedi, --çocukluğunuzda kimbilir ne müstesna bir insandınız. Ne güzel harikulade anılarınız vardır!-- Atatürk bu çeşit övünmelerden, kendisine insanüstülük veren abartmalardan hiç hoşlanmazdı. Ama buna güldü: --Nuri anlatsın-- dedi. Nuri, Atatürk'ün çocukluktan beri en yakın arkadaşı, mahallelisi, asker olarak da çok yerde beraber bulunmuş meslekdaşı, sofranın devamlılarından Nuri Conker'di. Conker, Atatürk'e yakınlığına sığınarak, biraz da mizacı öyle olduğundan, Mustafa Kemal'e ağır şakalar yapar, kimsenin söyleyemediğini o rahatça söylerdi. --Mustafa o zaman dayısının çiftliğinde bakla tarlasında karga çobanlığı ederdi-- dedi. Konuyu açan misafir, sorusunun böyle bir mecraya dökülmesinden çok üzülmüş, hatta ürkmüş, Atatürk'ün şimdi kimbilir nasıl kızacağını düşünerek bin kere pişman olmuştu. Bu hizmeti ona hiç yakıştırmayarak: --Aman Efendimiz...-- diye durumu kurtarmaya çalışırken, Atatürk, son derece sakin: | ||
|
| Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
| Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
![]() | ![]() |