Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Eğitim Öğretim > Dersler - Ödevler - Tezler - Konular > Tarih

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 20-02-2007, 12:23   #11
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Hristiyanlığın çekirdeği işte bu Yahudi mezheplerinden biri oldu.
Hristiyan edebiyatının elimizde bulunan en eski eseri İsa’dan sonra 68 ya da 69 yılları arasında yazılmış Yuhanna’nın Apokalipsi’sidir. Kitabın yazarı, Patnos adasından Yuhanna adlı, mesih inanışına bağlı biriydi. Yuhanna, bu kitapta, Küçük Asya’da mesihin (Yunanca Hristos) gelişini bekleyen yedi kilisenin üyelerine hitap eder. Ne var ki, henüz Hristiyan demiyor, onları Yahudi diye adlandırıyordu.
“Yeni Haber” (Yunanca evangelion) bir kurtarıcının yakında geleceği haberi yığınla göçmen, gezgin ve propagandacı (havari) marifetiyle yayıldı; bütün “ezilen ve acı çekenler”, kentlerdeki köleler ve yoksullar, özellikle de kadınlar sevinçle onu karşıladılar.
Başlangıçta sıradan bir Yahudi mezhebi olan hareket, çok boyutlu bir halk hareketi niteliğine bürünmekte gecikmedi. Önce, -Küçük Asya, Suriye ve Mısır gibi- Yunanca’nın egemen olduğu doğu eyaletlerinde oldu; sonra da batı eyaletlerinde, özellikle Roma Afrika’sında.
II. yüzyılın başlangıcında önce sözlü sonra yazılı geniş bir edebiyat belirdi; içine her çeşit masal, efsane ve mitosun karıştığı her türden vaazlar, mektuplar, “vahiyler” yığınla kilise arasında dönüp dolaşmaya başladı.
İşte o sıralar, II. yüzyılın ilk 30’unda mesihe, Hristos’ inananlar –ki artık kendilerini “Hristiyan” diye adlandırıyorlardı- arasında bir mitos yayılmaya başladı. Buna göre mesih “Göklerin Hükümdarı” Filistin’in küçük bir kasabasında, kendi halinde bir kişi olarak ve Nasıra’lı İsa daha önce gelmiş ve bedeninde yoksul insanların tüm acılarını çekmişti. Bu tema üzerine yığınla kitap yazıldı. Ve bunlara İncil adı verildi. İçlerinden dördü, sonraları en çok kabul edilen ve yayılanı oldu: bunlar Markos’un, Matta’nın, Luka’nın, ve Yuhanna’nın İncilleri idi.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 20-02-2007, 12:23   #12
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

İlk kiliseler karşılıklı yardım ilkesi üzerine örgütlenmişlerdi; üyeler, yakında gerçekleşecek olan “dünyanın sonu”nun bekleyişi içinde açık ordugahta olduğu gibi yaşıyorlardı. Bu toplulukların başında “eskiler” (Presbitler ya da rahipler) yer alıyordu: Onlara –papaz çömezi anlamına- yığınla “diakos” yardım ediyordu. Özgür insanlar içinde en yoksul olanlar rahip olabiliyorlardı. Hristiyanlar zenginlere meydan okuyarak “bir zenginin gökler saltanatına girmesi, devenin iğne deliğinden geçmesinden daha güç olacaktır” diyorlardı. Bunun sonucu olarak da, zenginler kiliseye mal mülklerini –kendi isteğiyle- yoksullara dağıtmaları koşuluyla kabul ediliyorlardı.
Hristiyanlar, ilk zamanlar, toplantılarını mezarlıklarda –Roma’da “katakomp” denen yer altı gömütlerinde- yapıyorlardı. Mezarlarının üzerine de umutlarının simgesi olan resimler ve işaretler çiziyorlardı. Bir koyun, bir çoban, bir asma ya da bir balık... Bu toplantılarda “mektuplar” ya da İnciller okunur; arkadan katılanlardan biri, kendinden geçerek örnek alınacak bazı sözler söyler ve gelecekten haberler verirdi. Dine yeni girenler eski günahlarında kendilerini arındıracak bir suda yıkandıktan, yani “vaftiz” edildikten sonra kiliseye kabul edilirlerdi ve toplantı, ekmekle şaraptan oluşan sade bir akam yemeğiyle sona ererdi.
Yeni din, başlangıçtan beri yazgıya boyun eğmeyi öğütlüyordu. Bu bakımdan, gelişmesinin daha ilk aşamasından başlayarak, etkisi kötü oldu; sömürülen ve ezilen halk kitlelerini bir düşler alemine sokarak ezenlere karşı mücadeleden çeviriyordu.
İlk kiliselerin edilgin nitelikleri sonucu Hristiyanlığın emekçiler, ezilenler,yoksullar ve kölelerin dini olmaktan çıkıp, sınıflı bir toplumda öteki dinler gibi bir din, egemen sınıfların sınıf baskısının bir aracı ve dayanağı haline gelerek soysuzlaşacağı açıktı. Zaman geçiyor ve mesih bir türlü gelmiyordu. Mesihçi umutlar zayıflarken kiliselerin sosyal içeriği de değişiyordu. Yoksulların yanı sıra içlerine zenginler de girip yoksulları arka plana itmeye başladılar. Zenginler, kiliseleri bağışlara boğdular; yüksek sınıflardan gelen bazı kişiler, tüm hristiyan kiliselerin patronu oldular.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 20-02-2007, 12:23   #13
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

II. yüzyıl boyunca bu gelişme kendisini biraz daha belli etti ve 3. Yüzyılın başlarında hristiyan kiliseleri köklü bir değişikliğe uğradılar. İçlerinden bazıları büyük mülklerin, hazinelerin,hesapsız paraların sahibi oldu. Herhangi bir kilisenin rahibi olmak karlı bir işti; öyle olduğu için de yığınla serüvenci halkın saflığını sömürerek kendini bu görevlere seçtirmeyi başlattılar. Vaazlarda yeni bir şeyin altı çiziliyordu: Köleler efendilerine tabi olmalıdırlar, çünkü her türlü iktidar Tanrı’dan gelir, deniyordu. Birtakım saygın kişilerin, piskoposların, belli bir bölgede bulunan kiliselerin gözetimini ele aldığı görüldü.
Bu piskoposların onayı olmadan, rahip çömezleri, rahip olup görevlerini yerine getiremiyor; vaftiz yapıp törenlere başkanlık edemiyorlardı. Doğunun büyük kentlerinin, İskenderiye ve Antakya’nın, daha sonra da Roma’nın piskoposları, daha da özel bir otoriteden yararlanmaya başladılar. Başka dinlerden alınan ayinler ve törenler çoğaldı. Vaftiz ve kudas ayini, Kibele ve Adonis’e tapanların yaptıkları gibi, “gizemli” bir nitelik aldı; nitraizm, mesihin bir mağarada doğduğu efsanesine gerekçe verdi. Stoacıların özellikle –Engels’in hristiyanlığın vaftiz babası dediği- Seneca’nın öğretilerinin avamileştirilmesi, alçakgönüllülük ve sabır ilkeleri üzerine kurulu bir ahlakın, hristiyan ahlak sisteminin kurulmasına olanak sağladı. I. yüzyılın başlarında yaşamış ve Engels’e göre hristiyanlığın babası olan İskenderiyeli yahudi Philon, yahudi dini ile –yani Judaizm- ile Yunan felsefesini bağdaştırmaya çalıştı. II. yüzyılda ortaya çıkan hristiyan öğretisi ve ondaki “kelam” (logos) Tanrı ile insanlar arasındaki aracılar olarak melekler ve “şeytan” ve bu gibi düşüncesine esin veren o olmuştur.
III. yüzyılda piskoposlar, evrensel ve zorunlu olarak hangi önerilerin ve öğretilerin kabul edilmesi ve hangilerinin mahkum edilip reddedilmesi gerektiğine karar vermek üzere, din kurulları (Synode) oluşturmaya başladılar. Böylece, ilk Hristiyan edebiyatının yanı sıra, dört İncil, Havarilerin İşleri, Mektuplar ve Yuhanna’nın Apokalipsi ilke olarak kabul edilip, ötekiler düzmece diye görülerek yasaklandı; genel olarak, “gerçek öğreti”den (ortodoks) her türlü sapma, tehlikeli yanlışlar olarak ilan edildi. Bunlarla suçlananlar, cezalandırılacak; topluluktan çıkarılacak, hatta lanetlenecekti.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 20-02-2007, 12:23   #14
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Piskoposların ve din kurullarının bu etkinlikleri, o zamana değin birbirinden kopuk olan Hristiyan topluluklarının, tüm Roma İmparatorluğunu kucaklayan dev bir örgütte birleşmeyle sonuçlandı. Bu kuruluş, büyük bir sosyal gücü temsil etmekte gecikmedi. Ne var ki, bünyesinde birbirine zıt çeşitli eğilimler, şiddetli ve azgın bir mücadeleye girmişlerdi. İçlerinden çoğu, özellikle halkın aşağı tabakaları, inananlara dayatılmış bu otoriter rejime tabi olmak istemiyor ve eski aranış özgürlüğünü savunuyorlardı. Bu yüzden de koğuşturmaya uğradılar, “sapkın” diye ilan edilip kilisenin dışına atıldılar.
İsa’dan sonra I. ve II. yüzyıllarda, Hristiyanlık, ortodoks biçimiyle olsun, sapkın görünüşleriyle olsun, kentlerin orta sınıflarıyla, kırsal kesimin halkına ve imparatorluk görevlilerine güven vermiyordu. Kentlerde kuraklık, su baskını, kötü ürün gibi, bütün doğal felaketler kendilerinden bilinip birçok kez kıyıma uğradılar. Celcus’un Doğru Sözler, Lukianos’un Peregrinius’un Ölümü gibi, günümüze kadar gelebilmiş çok sayıda edebi eserde, Hristiyanlık acı biçimde eleştirilmiş ve boş inançların en kabası olarak reddedilmiştir. Özellikle Celcus, Hristiyan öğretisinin “dünyanın sonu” ve “son hüküm” gibi düşünceleriyle açıkça alay eder. Hristiyanların kendileri de, köylüleri (pagi) başlıca düşmanları olarak görüyorlardı; genel olarak inanmayanları belirte “payen” kelimesi buradan gelir. Hükümdarlar ve yöneticileri, Hristiyanlara, görevden ve vergiden kaçan, imparatorluk kültüne katılmayan kötü uyruklar olarak bakıyorlardı. Trajanus, Genç Plinius’la yazışmalarında, imparatorların resimlerine ve heykellerine açıkça saygısızlık gösteren Hristiyanların cezalandırılmasını ister; Marcus Aurelius zamanında bile, yeni dinin gayretlilerine karşı hayli sert davranılmıştır. Bununla beraber, II. yüzyılda, Hristiyanlara karşı işkence ve zulümler kısa sürdü ve bu “aydınlık çağ”ın Roma yönetimi, genel olarak dinsel bir hoşgörü içerisindeydi. Hristiyanlık hızla ilerliyordu ve II. yüzyılın sonlarından başlayarak da, İlkçağ’ın dünya görüşünün yıkılışına katkıda bulunan pek büyük bir sosyal gücü temsil etmeye başladı.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 22-02-2007, 23:15   #15
Forumun Basketçisi
 
AyTeK54 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

tşkler...
__________________
вιzє єğℓєηмєуι уαηℓış öğяєттιℓєя çüηкü σηℓαя нιç "ραѕ¢αℓ ησυмα" ιℓє ∂ιѕ¢σуα gιтмє∂ιℓєя...
AyTeK54 Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 22-02-2007, 23:18   #16
Banned
 
tthotht - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

cok buuk bı ımparatorluktu ama bıze kadar...
__________________
ZORU sewerim İMKANSIZ waktimi alır...
tthotht Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 23-02-2007, 17:02   #17
ยŦยк
 
Constantin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

paylaşım için teşekkürler
Constantin Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 23-02-2007, 17:58   #18
Dişi Kartal
 
NuraN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

tşkler abi
__________________
Gönlümle baş başa düşündüm demin;
Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin
Akisleri sönen bir ses gibisin.

Mâziye karışıp sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni, eminim .
Kalbimde kalbine yok bile kinim .
Bence artık sen de herkes gibisin.

Eylül 2008


NuraN Ofline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 23:32 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580