Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Eğitim Öğretim > Dersler - Ödevler - Tezler - Konular > Tarih

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 10-02-2007, 14:24   #1
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Açıkça görüldüğü gibi, Mustafa Kemal Paşa, yalnız --devrimci bir önder--
değil, aynı zamanda --devrimin önderi--dir.
Hukuksal Başkanlık, Gerçek Liderlik
Devrimci eylemin uygulamadaki gerçek lideri Mustafa Kemal Paşa, bu rolünü,
hukuksal olarak da desteklemek için hiçbir fırsatı kaçırmak niyetinde değildi.
Örneğin, Sivas Kongresi'nin açılışında, kendisinin başkan seçilmesini önlemek
isteyenlerin öne sürdüğü, Ali Fuat Cebesoy'un babası İsmail Paşa'nın ortaya
attığı harf sırasına göre başkanlık yapılması önerisine hemen ve sert bir
biçimde, şu sözlerle karşı çıkmış ve oylamayı kazanmıştı:
--Paşa Hazretleri şahsiyattan, müsavattan bahsediyorlar. Fakat ne yazık ki,
daha dün İstanbul'dan gelen en yakın arkadaşlarım vaziyete gayrı vakıf ve
şahıslarına karşı pek ziyade hürmetkar olduğum bir ihtiyarı tavsit ederek
(aracı kılarak) bilfiil şahsiyat yapıyorlar.-- (Kansu, 1966:217) .
Mustafa Kemal Atatürk, bir yandan tam bir komitacı gibi fiilen duruma
egemen oluyor, öte yandan tam bir meşruiyetçi gibi, bütün yasal
mekanizmalardan sonuna dek yararlanıyordu. Örneğin, Osmanlı Meclis-i
Mebusanı'nın son toplantısında Meclis Reisi seçilmek bile istemişti. Kendisi
Anadolu'da bulunduğu halde, Osmanlı Meclis-i Mebusanı'na başkan seçilmek
istemesinin gerekçelerini şöyle sıralıyordu:
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 14:25   #2
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

--Kuvayi Milliye'nin, millet tarafından kabul edildiğini teyid etmek, Meclis
fesholunduğu halde riyasete ait vezaifi emniyetle ifa eylemek, hayatımızla
gayrikabili telif bir sulh teklifi karşısında kıyamı milli yapılırsa riyaset
vaziyetiyle milletin maddi ve manevi kuvvetlerini müdafaaya tevcih etmek
mülahazalarıdır.-- (Atatürk,tarihsiz: 374-375) .
Görüldüğü gibi, Mustafa Kemal Paşa, ulusal liderliği yürütürken, dış dünya
ve Osmanlı yenilgisi hiçbir zaman aklından çıkmıyordu. Zaten Atatürk,
toplumsal bir ihtilal ile ulusal bir bağımsızlık savaşını birlikte yürüten
ilk liderdi dünyada.
Manda Konusunun Tartışılmasındaki Taktikler
Sivas Kongresi'nin hukuk açısından en önemli yönü, nasıl, ulusal çapta bir
temsil mekanizmasının kabul edilmesi idiyse, siyasal bakımdan da en çarpıcı
kararı, manda olayının oldukça kesin bir çözüme bağlanmış bulunmasıdır (Manda
olayının temelini oluşturan Wilson'un ünlü ilkeleri için, Berkes bunların
komünizmi önlemek amacına yönelik biçimde Osmanlı'nın egemenliğine son
verdikleri gibi çok ilginç (ve bence haksız olmayan) bir görüş öne sürüyor
(Berkes, 1979).
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 14:25   #3
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Manda konusunun Erzurum Kongresi'nden beri süren bir tartışma olduğu ve
Sivas Kongresi sırasında da Mustafa Kemal'in pek çok yakın arkadaşı dahil,
güçlü bir yandaş kadrosunca desteklendiği düşünülürse, bağımsızlığa uygun ve
çözüm sağlayıcı bir sonucun alınmasının zorluğu ortaya çıkar.
Manda konusunun tartışıldığı oturuma da Mustafa Kemal Paşa başkanlık
etmektedir. Henüz tartışmalara geçmeden, önemli bir sorun hakkında
açıklamalarda bulunacağını belirtir ve şöyle der:
--Malumu alileri, bir Mister Bravn'dan bahsedilmektedir. Mister Bravn'ın
manda meselesi hakkında temaslar yapmak ve kat'i netice almak üzere Sivas'a
kadar geldiği kat'iyet ve ciddiyetle söylenmiş olduğu yüksek heyetinize
sunulan muhtırada da Mister Bravn'dan ve 50 bin kişilik bir amele ordusu
getireceğinden, bu husustaki resmi ifadelerinden bahsolunmaktadır.
Vaki olan müracaat ve talebi üzerine Mister Bravn'ı kabul ettim ve
kendisiyle uzun uzun konuştum. Amerikalı bir gazeteci olan Mister Bravn,
bana: --Hiçbir resmi sıfat ve memuriyetim yoktur. Tamamiyle hususi ve şahsi
mahiyette olarak sizinle görüşüyorum,-- dedi.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 14:25   #4
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Kendisiyle manda mevzuu üzerinde de görüştüm. Mister Bravn, Amerika'nın
mandaterlik gibi bir vaziyet ve vasfı asla kabul etmeyeceğini, buna kendisinin
de taraftar olmadığını, hürriyet ve demokrasi memleketi olan Amerika'nın bir
milleti nasıl esir halinde tutabileceğinin düşünülebildiğini bana esefleriyle
nakletti. Hatta şöyle söyledi: --Manda kelimesine Amerikalılar ve Amerika gibi
ben dahi tamamiyle yabancıyım. Manda'nın tam bir tarifini dahi yapmaya
muktedir olmadığımdan emin olabilirsiniz.--
Arkadaşlarım, vaziyet böyle olduğuna ve muhtırada da Mister Bravn ve
mandadan bahsedildiğine göre, hadiseyi etüt etmekliğiniz için celseye on
dakikalık bir ara veriyorum.-- (Kansu, 1966:240).
Görülüyor ki, Mustafa Kemal Paşa, oturum başkanlığının bütün
ayrıcalıklarından, duraksamasız yararlanmaktadır. Tartışmalara bile geçmeden,
kendi düşüncelerini, yandaşlarınca açık seçik anlaşılacak biçimde
özetlemiştir.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 14:25   #5
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Ayrıca, burada dikkat edilmesi gereken bir nokta, propagandanın ve karşı
propagandanın kullanılış biçimleridir. Bilindiği gibi, çağdaş propaganda
tekniğinde, gerçeğe uygun olmayan karşı propagandanın ögeleri abartılır,
güçlendirilir, iyice etkili duruma sokulur ve sonra, tam bir darbe ile,
gerçeğin karşısında yok edilir. İşte Mr. Bravn'ın durumu ve Amerikan mandası
konusunda da Mustafa Kemal öyle yapmıştır. Amerikan mandası ve yardımı
konusunda en abartmalı haberleri kabul etmiş, daha sonra, gerçek karşısında
bunları yokedivermiştir.
Dikkat edilecek bir başka nokta, Mustafa Kemal Paşa'nın kullandığı
terimlerdir. --Manda-- teriminin --esaret-- terimiyle yer değiştirmiş olması
herhalde bir rastlantı değildir. Hele hele, --Hürriyet ve Demokrasi aşığı bir
ülke--nin buna karşı olduğunun söylenmesi hiç rastlantı değildir. Benim,
Mustafa Kemal Paşa'nın konuşmasını çağdaş propaganda ilkeleri açısından
değerlendirmem, belki pek çok okura, bir abartma olarak görünebilir. --Mustafa
Kemal Paşa, o günlerde, bunları ne bilirdi, ne de bunlarla uğraşacak durumu
vardı-- diye bir itiraz ileri sürülebilir. Oysa bakın, kendisi oturuma ara
verdikten sonra ne diyor?
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 14:25   #6
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

--Mister Bravn hakkında yapılan propagandanın yanlışlığını tebarüz ettirmek
için kongreyi keyfiyetten haberdar ettim. Bu hakikat üzerine manda isteyen
muhtıra sahipleri de bir an düşünsünler. On dakikalık ara, bu düşünmeyi temine
kafidir.-- (Kansu, 1966:240).
8 Eylül'de başlayıp 10 Eylül günü bir karara bağlanan --manda-- tartışmaları,
uzun konuşmalardan sonra, yine bir taktikle son buldu: Rauf Bey'in önerdiği
çözüm, Amerikalıların, yardım olanaklarını araştırmak ve yıllardan beri
hakkımızda yapılan olumsuz propagandanın doğruluğunu incelemek üzere
Anadolu'ya çağrılmasıydı. Mustafa Kemal Atatürk'ün --bu mektubun gönderilip
gönderilmediğini çok iyi hatırlamıyorum-- dediğine bakılırsa, konu, onun
istediği biçimde, belli bir taktik sonunda, çözüme ulaştırılmıştı
(Atatürk, tarihsiz:114) .
Bütün bu tartışmalar olagelirken, Amerikalıların tutumu hep Osmanlıların
lehine olarak algılanmıştı. Bunun en önemli nedenlerinden biri de Wilson'un,
--kendi kendini yönetim-- anlayışını savunduğu ünlü 14 ilkeyi öne sürmüş
olmasıydı. Böylece Anadolu halkı da, kendi yazgısını kendisinin belirleme
arzusunun A.B.D. tarafından kabul edileceğini sanıyordu. Oysa, A.B.D. çok
başka bir görüş sahibiydi. Türkiye'yi denetlemek istiyordu (Duru, 1978:44) .
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 14:25   #7
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Amerika'da egemen propagandanın sürekli olarak Osmanlılar aleyhine
yapıldığını belirten Mine Erol, bu gerçeği şu satırlarla belirtiyor: --Wilson,
yapılan propagandaların o kadar tesiri altında kalmıştı ki, Türklere karşı
olan olumsuz tutumunu, Paris Sulh Konferansı'nda da sürdürdü.--
(Erol, 1976:71.). Nitekim, o dönem A.B.D. kamuoyunun egemen tutumu da bu
yargıları desteklemektedir (Ulagay, 1974:16) .
Manda Sorunu ile Başkanlık Sorunu Arasındaki İlişkiler
Sivas Kongresi'nde olup bitenler için, iki ayrı kaynak vardır: Birinci
kaynak, Atatürk'ün Nutuk adlı yapıtıdır. İkinci kaynak ise, olayları onunla
birlikte yaşayanların anıları ve yorumlarıdır. Bu ikinci tür kaynaklar da
kendi içlerinde ikiye ayrılırlar. Bağımsızlık Savaşı sırasında ve sonra,
onunla sürekli düşünce ve eylem birliğinde olanlar (Mazhar Müfit, İsmet İnönü
gibi) bir gruptur. İkinci grup ya savaş sırasında, ya da sonra, onunla ters
düşenlerdir (Rauf Orbay, Kazım Karabekir ve hatta Ali Fuat Cebesoy gibi) .
Bu her üç tür kaynağa da yakından baktığımızda Sivas Kongresi başkanlığı ile
mandacılık arasında bazı ilişkiler görüyoruz.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 14:25   #8
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Bu ilişkiler; Mustafa Kemal Atatürk'e göre, kendisi mandaya karşı olduğu
için, mandacı olanların onun başkan olmasını istememeleri biçimindeydi. Bekir
Sami'nin evinde yapılan ünlü toplantıda, kendisinin başkan olmaması yolunda
alınan kararı bütünüyle böyle yorumlamaktadır Mustafa Kemal Paşa.
Oysa, bütün kaynakların bize öğrettiğine göre, Mustafa Kemal Paşa ile
çevresindeki bazı kimselerin sorunu, temeli kişilik çatışmasına kadar inen
bir yöntem ve anlayış uzlaşmazlığıydı. Kişisel olarak Mustafa Kemal'in güçlü
kişiliğine, yöntemsel olarak da, ödün vermez tepeden inmeci laik
devrimciliğine ayak uyduramıyorlardı.
Aslında aşağıdaki satırlar, durumu oldukça güzel yansıtır:
Atatürk'ün, Söylev'deki anlatışıyla, --Milli Mücadele'ye beraber başlayan
yolculardan bazıları... Kendi fikriyat ve ruhiyatının ihatası hududu
bittikçe... Mukavemet ve muhalefete geçiyordu.--
Atatürk, o yolcuları, yüreğinde büyük kırgınlık da duymaksızın aşıp veya
etkisiz duruma getirip yoluna devam ediyordu. Çünkü, --milletin vicdanında ve
istikbalinde-- sezdiği büyük gelişme eğilimini, kendi vicdanında --bir milli
sır-- gibi taşıyarak, adım adım gerçekleştirmekle yükümlü sayıyordu
kendini.-- (Ecevit, 1977).
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 14:26   #9
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Bu durumu, Mustafa Kemal Paşa, kişisel gücüyle, düşüncelerini birbirini
destekler bir biçimde kullanmak için, kendine göre yorumluyor. Amacı, belli
doğrultuda olan düşüncelerini, o güne dek, kazandığı zaferlerle güçlendirdiği
kişiliğinin liderlik kuvvetiyle desteklemek. Örneğin, Sivas Kongresi'nin
açılışından önce Bekir Sami Bey'in evinde yapılan ve kendisinin Kongre
Başkanı seçilmemesi için karar alınan toplantıyı bakın nasıl yorumluyor:
--Anlaşılıyor ki, bu arkadaşlar, kendi aralarında --manda-- fikrini kabul
etmiş bulunuyorlar. Beni reis seçtirmemeye gayret sarfetmelerinin ve politik
taktiklere sapmalarının tek izahı: Kendilerinden bir, reise mandayı el
çabukluğuna getirip kongre kararına bağlanmak... arzusundan ibarettir. Ama,
hakikaten şayanı hayret ve teessüf bir manevra...-- (Kansu, 1966:233) .
Oysa, --bu arkadaşlar-- arasında olan ve onların lideri durumunda bulunan
Rauf Bey için, yukarıdaki anıları aktaran Mazhar Müfit, bakın ne diyor:
--Hakikat bu ve böyleyken, Rauf Bey'in mandacı olduğunu, manda istediğini
nereden çıkardılar ve bu şayiayı nasıl yaydılar?.. Hiç şüphe yok ki, Rauf
Bey'e --mandacı--lık izafe edenler, onun gıyabında kendi propagandaları
bakımından faydalanmak isteyenler ve Mustafa Kemal'le arasındaki münasebetleri
zedelemeye çalışanlardır.-- (Kansu, 1966:250-251).
Bütün bu çözümlemelerin ortaya çıkardığı nokta, Mustafa Kemal'in aman bilmez
bir taktisyen olduğudur.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2007, 14:26   #10
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Örgüt ve Genel Strateji Açısından Sivas Kongresi
Sivas Kongresi, Bağımsızlık Savaşı içinde belli bir yere sahip olmakla
birlikte, asıl anlamını, Mustafa Kemal Atatürk'ün devrim stratejisi içinde
kazanır.
Bilindiği gibi, bu kongrede ulusun temsil edilme olayı, genişletilmiş, o
zamanki dernekler yasasına göre kurulmuş olan derneğin adı --Anadolu ve Rumeli
Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti-- olarak saptanmıştır. Böylece artık, Mustafa Kemal
Paşa, bu derneğin yürütme kurulu üyesi ve başkanı olarak gerektiğinde tüm
ulus adına söz söyleyebilecek ve eylem yapabilecek yetkilere sahip oluyordu.
Bir anlamda, Osmanlı Meclis-i Mebusan'ı Başkanlığına seçilememekten dolayı
yitirmiş göründüğü olanaklara, bu yolla sahip olmuştu (Vahdettin ile Damat
Ferit, Sivas Kongresi'nin toplanmasını önleyemeyince hem Anadolu'ya karşı
eylemı şiddetlendirmiş, hem de İngilizlerle İngiliz manda'sını kabul eden bir
anlaşma imzalamışlardı (Akşin, tarihsiz:5).).
Bu durumun, genel strateji içinde, Padişah'a karşı sürdürülecek olan savaşta
Mustafa Kemal'e sağladığı büyük güç açıktır (Birçok yabancı gözlemci de
Erzurum ve Sivas Kongrelerini --halk egemenliği-- kavramının temeli sayar.
Örneğin, bkz. Wortham, 1930:89-96.-- ).
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 12:39 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580